SON DAKİKA

#Dem Parti

Söz Bursa - Dem Parti haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Dem Parti haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

AK Parti'den DEM Parti'ye bayram ziyareti Haber

AK Parti'den DEM Parti'ye bayram ziyareti

Ramazan Bayramı dolayısıyla siyasi partiler arası bayramlaşma geleneği bu yıl da devam ediyor. Bu çerçevede AK Parti Sivil Toplum ve Halkla İlişkiler Başkan Yardımcısı ve Adıyaman Milletvekili Resul Kurt başkanlığındaki heyet DEM Parti’yi ziyaret etti. Ayrıca AK Parti heyetinde Genel Merkez Kadın Kolları MKYK Üyesi Saniye Enfiyeci ve Genel Merkez Gençlik Kolları MKYK Üyesi Muhammed Abdulkadir Kadirioğlu yer aldı. AK Parti heyetini, DEM Parti'den Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Türkdoğan, Genel Başkan Yardımcısı Yüksel Mutlu ve Bitlis Milletvekili Hüseyin Olan karşıladı. Türkdoğan, Ramazan Bayramı ile beraber barış ve demokratik toplum çağrısının hayata geçme temennisinde bulundu. Toplum tarafından huzur istendiğini belirten Heyet Başkanı Resul Kurt ise, "Devlet Bahçeli'nin çağrısıyla Cumhurbaşkanımızın buna yoğun desteğiyle ve İmralı'nın da bu konuda barış ve özgürlüklerin korunması ülkemizin huzurlu bir ortama kavuşması için silah bırakması ve bu konuyla ilgili yaptığı çağrı toplum nezdinde de olumlu bir karşılık bulmuştur. Ümit ediyorum ki bu coğrafya kanla, gözyaşıyla, annelerin gözyaşıyla değil huzurla, mutlulukla gerçekten bunu samimi söylüyorum toplumun tamamında artık bir huzur isteniyor" ifadelerini kullandı. Kurt konuşmasına şöyle devam etti: "Bizim huzurlu bir ortama kavuşmamız için de hem MHP Genel Başkanı hem Cumhurbaşkanımız büyük bir dirayet gösterdiler. İmralı büyük bir sorumluluk aldı. Çağrıda bulundu ve bu çağrının karşılık bulması toplumda artık bu dönemde bu çağda silahların değil barışın dostluğun konuşulması, çiçeklerin konuşulması, insanların huzurla işlerine, güçlerine gitmelerinin sağlanması gerekiyor. Ümit ediyorum ki bu süreç en kısa zamanda tamamlanır. Ülkemizin bu alanda bu konuda yapabileceği her şey yapılıyor. Yani bu konuda yani sizin partiniz de üzerine düşeni yapıyor. Süreç içerisinde de ümit ediyorum ki sonuç alınmış olur. En kısa zamanda sonuç alınması da halkı mutlu eder." Gerçekleştirilen karşılıklı konuşmaların ardından iki heyet basına kapalı olarak görüştü.

MHP ile DEM Parti ilk kez bayramlaştı Haber

MHP ile DEM Parti ilk kez bayramlaştı

Siyasi partiler arası geleneksel olarak her bayram gerçekleşen ziyaretler kapsamında MHP ile DEM Parti ilk kez bayramlaştı. MHP Genel Merkez binasında gerçekleşen bayramlaşmada DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, Hakkari Milletvekili Onur Düşünmez ve Parti Meclisi Üyesi Zeyno Bayramoğlu'ndan oluşan heyeti, MHP Genel Başkan Yardımcısı Zühal Topçu, Siyaset ve Liderlik Okulu Koordinatörü Turan Şahin ve MYK üyesi Özmen Alp Giray'dan oluşan heyet karşıladı. DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, "Kıymetli bir barış arayışı var. Türkiye bu yüzyılı kaçırmamalı, heba etmemeli. Bunlar aynı zamanda riskli zamanlar. O yüzden sizin burada ortaya koyacağınız parti olarak, iktidar bloku olarak kararlı iradenin büyük bir anlamı ve değeri var. Artık sözler söylendi, ötelenemez sözler söylendi. Geciktirilmeden sözlerin yerine getirilmesi gerekli" dedi. MHP Genel Başkan Yardımcısı Zuhal Topçu ise "Sayın genel başkanımızın çağrısı ile Türkiye'yi ve hatta dünyayı değiştiren adımlar atıldı. Önemli bir sürece girildi. İnşallah bu süreç devam edecek. Terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge Orta Doğu söylemiyle gerçekleşmesine yönelik olarak hızlı bir şekilde devam eden bir çaba var. Önemli mesafeler kat edildi. Burada hiçbir zaman siyasi çıkar olmadı. Önemli olan Türkiye'nin geleceği. Bu millet yoruldu. Küresel sistemin zorlamaları var. Bu ülkenin bir geleneği var. Bin yıllık geleneğimiz var. Sayın genel başkanımız da ilk adımı attı. İnşallah bu stratejinin arkasında da çok güzel şeyler ikinci çağrının yapılması, silahların bırakılması ve devlete teslim edilmelerinden sonra çok daha hızlı bir şekilde bitecektir diye düşünüyoruz. Büyük bir topluma hitap ediyorsunuz. Hiçbir şey kolay olmuyor. İnsanları ikna etmek, uygulamayı başlatabilmek kolay değil. Başlamak önemli ama ikna etmek de lazım. Hiç kolay değil. Süreci acele etmemek lazım. Sayın Devlet Bahçeli, bir siyasi lider olmanın ötesinde bilge insan olarak dünya tarihine damgasını vuran açıklamalarla sizlerin de katkısıyla inşallah çok güzel sonuçlar göreceğiz. Niyetimiz halis" şeklinde konuştu. Bayramlaşmanın ardından heyetler genel merkezdeki Ziya Gökalp Kültür ve Sanat Sergi Salonu'nu gezdi.

Bahçeli: "Teröristbaşı örgütün kurucu önderidir" Haber

Bahçeli: "Teröristbaşı örgütün kurucu önderidir"

Milliyetçi Hareket Partisi(MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Teröristbaşı Abdullah Öcalan, aynı zamanda örgütün kurucu önderidir. Kim ne derse desin aleni ve aşikâr gerçek budur" dedi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, DEM Parti heyetinin TBMM’de partisine yapacağı 2. ziyaret öncesinde yazılı açıklama yaptı. Suriye’deki son gelişmeler ve yeni süreç hakkında değerlendirmelerde bulunan Bahçeli, "Ortak aklın etkin ve etkili işletilmesine eşanlı şekilde milli değer ve emanetlere dürüstçe bağlılık elbette geniş çaplı uzlaşmanın ve buruk gönüllere ulaşmanın altın formülüdür. Sıkılmış yumrukların açılması, gerilmiş yüz hatlarının yumuşaması, sırt dönmek yerine sırt sırta verilmesi, bunun yanı sıra iyimser, iyiliksever ve iyi niyetli ilişki ve irtibat ağlarının tesis edilmesi kilitli kapıları açabilecek en makul anahtardır. Sabır, sağgörü ve sağduyu mihverinde atılacak güven veren adımların boşa çıkması asla düşünülemeyecektir. Daha fazla kaynaşarak, daha çok konuşarak, daha yürekten kucaklaşarak milli ve manevi temelde müessir, müteselsil ve müşterek bir geleceğin inşası mümkün, hatta muhakkaktır. Önyargıların markaj ve mahkumiyetinden mutlaka kurtulmak lazımdır. Üzerimize serpilen ölü toprağını kaldırıp atmanın yanında ilkel dürtülerin, illegal düzeneklerin, sanal ve sipariş provokasyonların zehirli sarmalından inanç ve irade birliğiyle sıyrılmak hem zorunlu bir ihtiyaç hem de tarihi, coğrafi ve kültürel bir mecburiyettir" dedi. Ahlaklı, sorumlu, etik ve milli hassasiyetlere tam sadakat duyan bir siyaset pratiğinin kronik sorunlar karşısında acze düşmesi, çaresizliğin fanusuna kısılıp kalmasının mümkün olmadığını belirten Bahçeli, "Türk milletinin siyasetten ve siyasi partilerden yegane beklentisi haklı ve meşru taleplerine kulak verilmesi, hayatın ve hadiselerin doğal akışından kaynaklanan zincirleme sorunların aşama aşana dengeli ve demokratik müdahalelerle çözüme kavuşturulmasıdır. Türk ve Türkiye Yüzyılı aynı zamanda huzur ve refahın yüzyılı olacaktır. Fırtınalı bölgesel ve küresel sisteme karşı esnek, enerjik, erdemli, muhkem, müteyakkız ve stratejik direnç göstermek kadar iç cepheyi sağlam, sağlıklı ve zinde tutmak da beka düzeyinde önceliğimiz olmalıdır. Bu konuda herkes peşin hükümlere aldırmadan titizlik göstermelidir" ifadelerine yer verdi. Terörle varılacak hiçbir yerin erişilecek hiçbir menzilin olmadığını kaydeden Bahçeli, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Terörü kalıcı olarak hayatımızdan çıkarmanın zamanı gelip çatmıştır. Kaldı ki geride kalan 41 yıllık zamanda bölücü terör örgütü sadece yakmış, yıkmış, katletmiş, kirletmiş, isyan ve şiddet eylemlerinde sürekli çıta yükseltmiştir. 27 Şubat 2025 tarihinde, terör örgütünün kurucu önderi tarafından yapılan ‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’ kapsamında PKK’nın silah bırakmasıyla birlikte örgütsel varlığının feshedilmesi istenmiştir. Bu çağrı esas itibariyle talimatla bezenmiş ve belgelenmiş bir çağrıdır. Suriye Arap Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ile PYD/YPG elebaşının 10 Mart tarihinde Şam’da imzaladıkları 8 maddelik anlaşma metiniyle mühim bir eşik aşılmış, komşu ülke Suriye’nin siyasi ve toprak bütünlüğü tescillenmiştir. Ülkemiz aleyhine beşinci kol faaliyeti yapan ücretsiz ajan provokatörlerin saptırmaları ve suyu bulandırma çabaları devamlı ilerleyiş halinde olsa da, malum ve vaki gerçek YPG/PYD/(SDG)’nin kendini feshederek silah bırakmış olmasıdır. Suriye’nin kuzeydoğusundaki sivil ve askeri kurumların, sınır kapılarının, havaalanlarının, petrol ve doğal gaz sahalarının Suriye Arap Cumhuriyeti’ne entegre edilecek olması, Kürt toplumunun Suriye devletinin ayrılmaz bir parçası olarak tanınması ve geçici anayasanın kabul edilmesi inkarı ve ihmali olmayacak ciddi gelişmelerden bazılarıdır. PKK’nın ise derhal ve hiçbir şart ileri sürmeksizin 27 Şubat çağrısı doğrultusunda kongresini toplayarak feshini kararlaştırması, kanlı silahların teslimini bir an evvel yapması ertelenemez ve geciktirilemez bir gündem konusudur." Açıklamasında PKK’nın geçmişte kuruluş manifestosundaki hedefinin "Bağımsız Birleşik Kürdistan"a ulaşmak olduğunu aktaran Bahçeli, "Federasyon, otonomi, özerklik, demokratik Cumhuriyete katılım gibi seçenekler o dönemde yoktur. Bunlar müteakip yıllarda Türkiye düşmanlarının dayatma ve telkinleriyle alternatif seçenekler olarak tezahür etmiştir. Bu karanlık ve hain hedeflere ulaşmak için yürütülecek strateji 'uzun süreli halk savaşı', buna ulaşmanın mekanizmaları 'parti-cephe-ordu' yapılanması, hedefe ulaşmanın silahlı yöntemi ise sırasıyla 'silahlı propaganda' ve sözde 'gerilla savaşı'dır. 27 Şubat İmralı açıklamasıyla PKK’nin anlam yoksunluğu, aşırı tekrara yol açması, dolayısıyla ömrünü benzerleri gibi tamamladığı ve feshinin gerekli olduğu netleşmiştir" değerlendirmesinde bulundu. "Nitekim PKK’yı kuran ve kumanda eden teröristbaşı Abdullah Öcalan, aynı zamanda örgütün kurucu önderidir" Açıklamasında dil ve üslup çoraklığıyla birlikte fikri ve siyasi çarpıklığın CHP’yi Türkiye’nin karşısında sivrilen bozguncu bir odağa dönüştürmüş olduğunu kaydeden Bahçeli, "Kurucu önder ifadesinden rahatsız olan, bu tanımlamayı istismar eden, üstelik Milliyetçi Hareket Partisi’ne haksız ve hayasız şekilde saldırıya geçenler evvelemirde bu sıfatın bize ait olmadığını, patentinin bizde bulunmadığını, örgütsel ve ideolojik bir adlandırmadan başka da bir manaya gelmediğini biliyor olsalar bile bilmezliğe yatan ucuzlaşmış ve koflaşmış şarlatan tiplerdir. PKK’yı kuran ve kumanda eden teröristbaşı Abdullah Öcalan, aynı zamanda örgütün kurucu önderidir. Kim ne derse desin aleni ve aşikâr gerçek budur. CHP’nin ve yandaş televizyon kanallarının terörsüz Türkiye hedefini sabote etme gayesi, diyalog kanallarını baltalama gayreti maalesef gözle görülecek kadar açıktır ve açıktadır" ifadelerine yer verdi. CHP Genel Başkanı ve çıkarcı yönetiminin baltayı taşa vurduğunu belirten Bahçeli, açıklamasını şöyle sürdürdü: "CHP yönetimi aklıselim çizgiye gelmedikçe, maşeri vicdanın kabulleneceği makul ve muhterem bir siyaset ahlakına sahip olmadıkça Milliyetçi Hareket Partisi tarafından dikkate ve itibara alınması söz konusu olmayacaktır. Demokrasi devriminden bahsedenler, icazetli tek kişinin oylanacağı, tek kişinin katılacağı karikatür mahiyetli bir önseçimi demokrasinin ilkeleriyle nasıl bağdaştırdıklarını, bunun neresinin demokrasi devrimi olduğunu izah etmeleri tutarlılık gereğidir. Türkiye Cumhuriyeti’nin yakın tarihindeki en göz alıcı yüksek demokrasi örneği bir yanda Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin milli irade marifetince tescili, diğer yanda da Sayın Cumhurbaşkanımızın aldığı oy seviyesidir. Ne yapsalar beyhudedir, terörsüz Türkiye’nin doğuş müjdesini karartamayacaklardır." "DEM Parti heyetinin terörsüz Türkiye mücadelesine destekleri takdire şayandır" DEM Parti heyetinin Milliyetçi Hareket Partisi’ne yarın gerçekleştireceği ikinci ziyaretinde de olmayı ve karşılıklı görüş alışverişinde bulunmayı arzu eder olduğunu aktaran Bahçeli, açıklamasını şöyle tamamladı: "DEM Parti heyetinin siyasi partilerle bir program çerçevesinde görüşmesi, terörsüz Türkiye mücadelesine destekleri takdire şayandır. Hiç kuşkusuz DEM Parti heyetinin Milliyetçi Hareket Partisi’ne yarın gerçekleştireceği ikinci ziyaretinde de olmayı ve karşılık görüş alışverişinde bulunmayı arzu ederdim. Fakat partimizi temsilen görevlendirilen arkadaşlarım inanıyorum ki şahsımı aratmayacaklar, düşüncelerimizi berrak ve temiz bir mizaçla muhataplarına anlatacaklardır. Bu vesileyle değerli dava arkadaşlarımı ve DEM Parti heyetini selamlıyor, terörsüz Türkiye seferberliğimiz kutlu olsun diyorum. Yanlış anlamaları tetikleyecek, kırılgan ortamı hırpalayıp sarsacak her türlü açıklamadan özenle kaçınılması gerektiğini düşünüyorum. Gideceğimiz daha uzun bir yol vardır. Denizi geçip de derede çırpınmanın bir manası yoktur. Birbirimize Çanakkale ruhuyla sarılmamız milli varlığımızın topluca muhafazası ve müdafaası adına manevi bir vecibedir, milli bir görevdir. Önümüzdeki günlerde bir yanda Nevruz Bayramı, diğer yanda Ramazan Bayramı kutlanacaktır. Allah’tan dileğim her günümüzün bayram olması, ülkemizin bayram yerine dönmesidir. Kalpleri pırıl pırıl, adeta dalgasız deniz olan aziz millet evlatları yeni emperyalizmin kalleş pusularına ve kanlı tuzaklarına düşmeyecek, Türk milleti ve Türkiye Cumhuriyeti milli birlik ruhuyla ve bin yıllık kardeşlik şuuruyla sonsuza kadar var olacaktır."

Öcalan'dan PKK'ya silah bırakma çağrısı! Haber

Öcalan'dan PKK'ya silah bırakma çağrısı!

DEM Parti heyeti, terör örgütü PKK elebaşı Abdullah Öcalan ile İmralı Adası'nda üçüncü kez görüştü. İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'ndeki 3'üncü görüşmeye Pervin Buldan, Sırrı Süreyya Önder ve Ahmet Türk'ün yanı sıra DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan ile DEM Parti Milletvekili Cengiz Çiçek ve Asrın Hukuk Bürosu avukatı Faik Özgür Erol yer aldı. İstanbul'a dönen heyet, Taksim’de bir otelde Öcalan’ın silah bırakma çağrısını açıkladı. Türkçe, Kürtçe, İngilizce okunan metinde terörist başı Öcalan, "PKK; tarihin en yoğun şiddet yüzyılı olan 20. asrı, iki dünya savaşı, reel-sosyalizm ve dünya genelinde yaşanan soğuk savaş ortamları, Kürt realitesinin inkarı, başta ifade olmak üzere özgürlükler konusunda yasaklardan kaynaklı oluşan zeminde doğmuştur. Teori, program, strateji ve taktik olarak yüzyılın reel-sosyalist sistem gerçeğinin ağır etkisinde kalmıştır. 1990’larda reel-sosyalizmin iç nedenlerle çöküşü ve ülkede kimlik inkarının çözülüşü, ifade özgürlüğünde sağlanan gelişmeler, PKK’nin anlam yoksunluğuna ve aşırı tekrara yol açmıştır. Dolayısıyla ömrünü benzerleri gibi tamamlamış ve feshini gerekli kılmıştır. Kürt-Türk ilişkileri; bin yılı aşan tarihler boyunca Türkler ve Kürtler, varlıklarını sürdürmek ve hegemonik güçlere karşı ayakta kalmak için gönüllülük yönü ağır basan, hep bir ittifak içinde kalmayı zorunlu görmüşlerdir. Kapitalist modernitenin son 200 yılı, bu ittifakı parçalamayı esas gaye edinmiştir. Etkilenen güçler, sınıf temelleriyle birlikte buna hizmeti esas bellemişlerdir. Cumhuriyetin tek tipçi yorumlarıyla birlikte bu süreç hızlanmıştır. Günümüzde çok kırılgan hâl alan tarihsel ilişkiyi, kardeşlik ruhu içinde inançları da göz ardı etmeden yeniden düzenlemek esas görevdir. Demokratik toplum ihtiyacı kaçınılmazdır. Cumhuriyet tarihinin en uzun ve kapsamlı isyan ve şiddet hareketi olan PKK’nin; güç ve taban bulması, demokratik siyaset kanallarının kapalı olmasından kaynaklanmıştır. Aşırı milliyetçi savruluşunun zorunlu sonucu olan; ayrı ulus-devlet, federasyon, idari özerklik ve kültüralist çözümler, tarihsel toplum sosyolojisine cevap olamamaktadır. Kimliklere saygı, kendilerini özgürce ifade edip, demokratik anlamda örgütlenmeleri, her kesimin kendilerine esas aldıkları sosyo-ekonomik ve siyasal yapılanmaları ancak demokratik toplum ve siyasal alanın mevcudiyetiyle mümkündür" açıklamalarında bulundu. Öcalan silah bırakma çağrısında bulunarak, "Cumhuriyetin ikinci yüzyılı ancak demokrasiyle taçlandırıldığında kalıcı ve kardeşçe bir sürekliliğe sahip olabilecektir. Sistem arayışları ve gerçekleştirmeler için demokrasi dışı bir yol yoktur. Olamaz. Demokratik uzlaşma temel yöntemdir. Barış ve demokratik toplum döneminin dili de gerçekliğe uygun geliştirilmek durumundadır. Devlet Bahçeli'nin yaptığı çağrı, Cumhurbaşkanın ortaya koyduğu iradeyle diğer siyasi partilerin malum çağrıya dönük olumlu yaklaşımlarıyla oluşan bu iklimde silah bırakma çağrısında bulunuyor ve bu çağrının tarihi sorumluluğunu üstleniyorum. Varlığı zorla sona erdirilmemiş her çağdaş cemiyet ve partinin gönüllü olarak yapacağı gibi devlet ve toplumla bütünleşme için kongrenizi toplayın ve karar alın; tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir. Ortak yaşama inanan ve çağrıma kulak veren tüm kesimlere selamlarımı iletirim" ifadelerini kullandı.

DEM heyeti İmralı’ya gidecek mi? Bakan Tunç’tan açıklama Haber

DEM heyeti İmralı’ya gidecek mi? Bakan Tunç’tan açıklama

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, AK Parti Grup Toplantısı'nda basın mensuplarının sorularını yanıtladı. "YENİ BİR BAŞVURU OLURSA İZİNİ SAĞLARIZ" Tunç, yaptığı açıklamada, DEM Parti'nin İmralı Heyeti'nden henüz teröristbaşı Abdullah Öcalan ile üçüncü defa görüşme yapılması yönünde bir talebin olmadığını belirterek, "Yeni bir başvuru söz konusu olursa bunu da tabii ki değerlendirip bu konudaki izini sağlarız" ifadesini kullandı. "YARGININ GERÇEKLEŞTİRMİŞ OLDUĞU SORUŞTURMALAR BUNLAR" Gezi Parkı soruşturması kapsamında tutuklanan Ayşe Barım hakkında tahliye kararı veren Hakim Fatih Kapan hakkında soruşturma başlatılmasını yorumlayan Bakan Tunç, şunları kaydetti: "Yargının gerçekleştirmiş olduğu soruşturmalar bunlar. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen bir soruşturma. Soruşturma kapsamı içerisinde verilen tutuklama ve tahliye kararları var. İtiraz üzerine verilen kararlar var. Yargı tamamen kendi mecrası içerisinde işler. Tutuklama kararına karşı itiraz bir üst mahkemeye yapılır. 4. yargı paketi ile dikey itirazı getirmiştik. Sulh Ceza Mahkemesi'nin tutuklama ya da salı verme kararlarına karşı, bir üst mahkemeye itiraz hakkını getirmiştik. Asliye Ceza Mahkemesi'nin kararlarına karşı da bir üst mahkeme ağır ceza mahkemesi. Dolayısıyla mevzuatımız çerçevesinde yargı, kararlarını verir. Bu kararlara itiraz da edilebilir. İtiraz üzerine görüş merci kararını verir. Kendi mecrası içerisinde süreç devam eder. Yargının gerçekleştirmiş olduğu soruşturmalar bunlar, hep beraber süreci takip edeceğiz." "YARGIYA MÜDAHALE ANLAMINA GELEBİLECEK BİR DURUM ORTAYA ÇIKAR" Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) tarafından yapılan açıklamaları işaret eden Bakan Tunç, şu ifadelere yer verdi: "Devam eden soruşturma ve kovuşturmalar ile ilgili iş adamları derneğinin yargıyı etkilemeye, yargıyı yönlendirmeye, bu şekilde algılanacak bir açıklama yapmış olması hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmaz. Devam eden soruşturmalar ve kovuşturmalar var. Devam eden davaları sıralayarak, soruşturma devam eden davalarda 'suç vardır ya da yoktur' diyemeyiz. 'Ama bunlar doğru değildir' diye yorum yaptığınız zaman yargıya müdahale anlamına gelebilecek bir durum ortaya çıkar. Herkesin konuşmalarında dikkat etmesi gereken hususlar var." "HUKUK GÜVENLİĞİNİN OLMADIĞI YÖNÜNDE KARA PROPAGANDANIN EKONOMİMİZE KATKISI YOK" Bakan Tunç, açıklamasını şöyle sürdürdü: "TÜSİAD'ın yaptığı son açıklama 'Bu ülkede insan hakları temelli, demokratik hukuk devletinin tahkim edilmesi ve bu nedenle kalkınmanın bu şekilde sağlanacağına' yönelik bir beyanı oldu. Biz 22 yıldan bu yana Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bunun için çalıyoruz. Sayısız 'sessiz devrim' denilen reformlara imza attık. Hukuk devleti güvencesi bu derece tahkim edilmemiş olsaydı doğrudan sermaye yatırımı 80 yılda 15 milyar dolar iken, son 22 yılda 250 milyar dolar daha artarak 275 milyar dolara ulaşmazdı. İhracatımız 36 milyar dolardan 262 milyar dolara çıkmazdı. Bu ülkede hukuk güvenliği var. Bu tür hukuk güvenliğinin olmadığı yönünde kara propagandanın iş adamlarımıza, sanayicimize ve ekonomimize bir katkısı olmaz."

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Söz Bursa En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.