SON DAKİKA
Hava Durumu

#Dem

Söz Bursa - Dem haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Dem haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

MHP'den DEM Parti'ye bayram ziyareti Haber

MHP'den DEM Parti'ye bayram ziyareti

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Sekreteri İsmet Büyükataman başkanlığında MHP heyeti, Ramazan Bayramı dolayısıyla DEM Parti'yi ziyaret etti. Milliyetçi Hareket Partisi Ramazan Bayramı dolayısıyla DEM Parti'yi ziyaret etti. MHP'nin ziyaretçi heyetinde Genel Sekreter İsmet Büyükataman, MYK Üyesi Esma Özdaşlı ve MYK Üyesi Şahin Kartal yer aldı. MHP heyetini, DEM Parti'den Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Türkdoğan, Genel Başkan Yardımcısı Yüksel Mutlu ve Bitlis Milletvekili Hüseyin Olan karşıladı. "GENEL BAŞKANIMIZIN TASARRUFLARIYLA YELPAZEYİ OLDUKÇA GENİŞLETTİK" Büyükataman, bayramlaşmada yaptığı konuşmada, "Bugün bayram; dostluğun, kardeşliğin hakim olduğu bir gün. Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu bayramda Genel Başkanımızın da takdir ve tasarruflarıyla yelpazeyi oldukça genişlettik" dedi. "GENEL BAŞKANIMIZIN DA SELAMLARINI İFADE ETMEK İSTİYORUM" Büyükataman, "Bayramı inşallah bayram tadında hep beraber kutlayacağız. Dargınlıkların, küskünlüklerin giderildiği, dostluk kapılarının yeniden aralandığı, kardeşlik hukukumuzun bir kez daha perşinleşmesine inşallah vesile ile olan günleri birlikte idrak edeceğiz. Kabulünüz için teşekkür ediyorum, Genel Başkanımızın da selamlarını ve bayram tebriklerini özellikle ifade etmek istiyorum efendim" diye konuştu. "TÜRKİYE'Yİ ONURLU BİR BARIŞ İÇERİSİNDE İNŞA EDEBİLİRİZ" DEM Parti Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Türkdoğan ise, Türkiye'de onurlu bir barışı hep beraber inşa edebileceklerini belirterek, "Yeni bir Türkiye'yi onurlu bir barış içerisinde inşa edebiliriz. İnşa edeceğimiz bu Türkiye'nin aynı zamanda demokratik bir Türkiye olmasını istiyoruz. Demokrasi de halkın iradesine tam olarak saygı duyulduğu bir rejim olacaktır. Bu bakımdan da biz özellikle halkın iradesinin tecelli ettiği, bu iradeye saygı duyulduğu günleri de görmek isteriz" şeklinde konuştu. "ÖLÇÜYÜ KAÇIRMAMAK LAZIM" Tekrar söz alan MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman ise, "Öncelikle ben tabii bu arada ifade ettiğiniz bu iyi niyet temennilerine tabii ki iştirak ediyorum. Türkiye demokrasi ile idare edilen bir ülke. İnsanlarımızın yasalar ve anayasa çerçevesinde demokratik tepkilerini ortaya koyabilmeleri en tabii hakları. Ama ölçüyü kaçırmamak lazım" ifadesini kullandı. "TOPLUMUN HUZURUNU HEDEF ALABİLECEK NÜMAYİŞLERİN EVRİLMİŞ OLMASINI DOĞRU BULMUYORUZ" Konuşmasının devamında Büyükataman, "Toplumun huzurunu hedef alabilecek noktalara bu nümayişlerin evrilmiş olmasını doğru bulmuyoruz. Türkiye olarak hep beraber çok bu anlamda acı tecrübeler yaşadık. Bu tecrübelerin ışığı altında mutlaka tepkimizi ortaya koyabilmeliyiz. En tabii hakkımız bunun idraki içerisinde sorumlu bir anlayışla bu tepkimizi ortaya koyabilmek zannediyorum daha uygun olacak" ifadelerini kullandı. "CHP'NİN VATANDAŞI SOKAKLARA DAVET EDEN ÇAĞRISI KARŞISINDA PARTİMİZİN YAPMIŞ OLDUĞU ÇAĞRIYI ANLAMLI BULUYORUZ" İsmet Büyükataman, sözlerini şöyle tamamladı: "Cumhuriyet Halk Partisi'nin malum bir soruşturma çerçevesinde, vatandaşı nümayişe davet eden, sokaklara davet eden çağrısı karşısında partimizin yapmış olduğu çağrıyı da çok önemli ve bir anlamlı buluyoruz. Tabii ki bu ülkede yaşayan herkes en tabii hakkı olarak gerektiğinde demokratik tepkisini de ortaya koyabilmeli. Demokratik hakkını da kullanabilmeli ama ifade ettiğim gibi yasalar ve anayasa çerçevesinde olduğu takdirde mutlaka daha kıymetli de doğru da olur." "BİZ HER ZAMAN TÜRKİYE'NİN DEMOKRASİ GÜÇLERİYLE BİRLİKTEYİZ" Öztürk Türkdoğan da tekrar söz alarak, şu ifadelere yer verdi: "Partimizin çok ciddi bir sol geleneği var. Bir sosyalist geleneği var. Kürt halkının mücadelesini yürüten bir geleneği var. Biz her zaman Türkiye'nin demokrasi güçleriyle birlikteyiz. Ama elbette ki öncelikle bu ülkenin bir barışa ihtiyacı var. Bu barışı temin etme noktasında da biz sorumluluk sahibi bir partiyiz ama her zaman halklarımızın yanındayız. Her zaman demokrasi mücadelesi yürütenlerin de yanındayız. Bunu zaten pratiğimizle de ortaya koyuyoruz."

Bahçeli: "CHP’nin sorunu yine CHP’dir" Haber

Bahçeli: "CHP’nin sorunu yine CHP’dir"

Bahçeli, Ramazan Bayramı dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Bahçeli mesajında, "Mübarek Ramazan ayını müteakiben müşerref ve müyesser olduğumuz bayram günlerine ulaşmanın bir yanda bahtiyarlığını, diğer yanda burukluğunu yaşıyoruz. Burukluğunu yaşıyoruz çünkü başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da cehennem azabından kurtuluş olan on bir ayın sultanı mübarek Ramazan ayını geride bırakıyoruz. Allah’tan niyazım tekrarına eriştirmesidir. Ramazan Bayramı, oruç ibadetinin, daha yerinde bir anlatımla Şehr-i Ramazan’ın maddi ve manevi mükâfatıdır" ifadelerine yer verdi. Mesajında yasa dışı kanlı silahların gömülüp demokratik siyasetin görüş menzilini tayin ve tarif ettiği bir Türkiye’nin hızına ve yükseliş hırsına muadil ve muhatap hiçbir ülkenin yetişemeyeceğini ifade eden Bahçeli, "Merhum düşünürümüz Ziya Gökalp’in ifadesiyle, ümitsizlik baykuşu hiçbir insanımızın gönlüne yuva yapamayacaktır. Bayram günlerinin mehabet, merhamet ve memnuniyet iklimiyle terörsüz Türkiye mefhumunun mehtabı, membaı, sosyal ve psikolojik mekanizması inşallah terekküp edecektir. Niyetimiz halis olduğundan nihai kısmetimiz de hayır olacaktır. Hiçbir tuzak, hiçbir kumpas, hiçbir komplo, hiçbir kumandalı tertip kararlılığımızı sekteye uğratamayacaktır. Elbette terörsüz Türkiye gaye ve gayretinden ürken, korkulu rüyalar gören iç ve dış mihraklar vardır ve bu mayası lekeli güruh son günlerde iyice ayyuka çıkmıştır. Barış, demokrasi ve kardeşlik azmimizi hazmedemeyen, bununla da kalmayıp tarihsel nitelikli gelişmeleri baltalamak ve budamak maksadıyla organize eylem halinde bulunanlar pisliğe konan sinekler gibi ortalığa üşüşmüşlerdir" dedi. "CUMHURİYET HALK PARTİSİ MAALESEF TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NE KARŞI ŞER VE ŞİDDET CEPHESİ AÇMIŞTIR" Terörsüz Türkiye amaç ve arzusunu bulandırmak, hatta belini kırmak için beşinci kol faaliyetinin dış bağlantılı şekilde devrede olduğunu vurgulayan Bahçeli, "Nitekim Rusya ile Ukrayna arasında barış umutlarının yeşerdiği, Suriye Arap Cumhuriyeti’nde tecelli eden pozitif gündem ile siyasi istikrar özlemlerine etap etap erişildiği, aynı zamanda Türkiye’nin bölgesel ve küresel alanda sözü geçen, saygınlığı ve caydırıcılığı yükselen üst bir seviyeye geldiği bir dönemde hukuki bir mesele sokak ve boykot girdabına çekilmiş, iç asayiş ve huzur atmosferi zehirlenmek istenmiştir. Cumhuriyet Halk Partisi maalesef Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı şer ve şiddet cephesi açmıştır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün mirası adeta yağma malına çevrilmiştir. Dış aleminde sade, iç aleminde zengin; aynı şekilde mütedeyyin, muhterem, milli ve manevi hassasiyetleri minare gibi dimdik yükselen her vatandaşımız ülkemize yapılan saldırı ve sabotajları görmüş, melanet oyunları okumuştur" ifadelerine yer verdi. "TÜRKİYE’Yİ SOKAKLARA SIKIŞTIRMAK VE NEFES ALAMAZ HALE GETİRMEK AMACIYLA DIŞARIDAN TAZYİKLİ FAŞİZAN BİR KALKIŞMA YAŞANMIŞTIR" Mesajında hukuki bir davayı çarpıtarak sandıkla kutuplaştırmanın aymazlıktan öte art niyetlilik olduğunu dile getiren Bahçeli, "İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde tuz kokmuş; yolsuzluk, rüşvet ve hırsızlık iddiaları şüyu vukuundan beter sözünü akıllara düşürmüştür. 19 Mart 2025 ile 23 Mart 2025 tarihleri arasında Türkiye’yi sokaklara sıkıştırmak ve nefes alamaz hale getirmek amacıyla dışarıdan tazyikli faşizan bir kalkışma yaşanmıştır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi; yan kesicilerin, yol kesenlerin, haram yiyenlerin, şehremini vazifesini cebini ve banka hesaplarını doldurmak suretiyle çiğneyenlerin eline ve siyasi emellerine hapsolmuştur. Bu skandal ve kanun dışı yolsuzluk bataklığının kurutulması, fail ve mücrimlerden hesap sorulması, hukuk devletinin ikamesi ve ihmali olamayacak bir sorumluluğudur. Türkiye Cumhuriyeti’nde üstün olan hukuktur" ifadelerini kullandı. "CHP GENEL BAŞKANI VE KAOS SEVER YANDAŞLARININ GÜNLERCE SARAÇHANE’DE TEPİŞMELERİ İLKESİZ VE İFFETSİZ BİR ZORBALIKTIR" İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve yolsuzluk iddialarının merkezinde bulunan 50’ye yakın kişinin tutuklandığını hatırlatan Bahçeli, "Demokrasi ile hukuku çatıştırmak, ihanetle milli iradeyi örtmeye çalışmak, seçilmiş bahanesiyle çok ciddi suçlamaların odağında yer alan şahısları haksızca aklamaya ve arkalamaya çabalamak anarşiye ve asayişsizliğe kati hizmettir. Böylesi bir mesnet ve mezuniyet hiç kimseye verilmemiş, üstelik de verilemeyecektir. Soruşturma ve kovuşturma süreçlerinin seri şekilde ikmali yapılarak; kim suçlu, kim suçsuz tefrik ve temin edilmelidir. Hukuk herkese lazımdır. Hukuka karşı çıkmak, hukuk insanlarını aşağılamak, adalet terazisini tartışmaya açmak, devletin egemenlik haklarına, milletin varoluş haysiyetine örtülü operasyondur. Bu menfur operasyonun ezcümle muhassalası Türkiye’yi ateşe atmaktır. CHP Genel Başkanı ve kaos sever yandaşlarının günlerce Saraçhane’de tepişmeleri, yaygın ve yoğun kriz sarmalı oluşturarak toplumsal bünyeye teşmil gayretleri hiçbir demokratik ve medeni ülkede görülmemiş ilkesiz ve iffetsiz bir zorbalıktır" açıklamasında bulundu. Türkiye’de hak arayışlarının yolunun belli ve herkese açık olduğunu kaydeden Bahçeli, "Sözde de olsa demokrasi, hukuk ve özgürlük müdafaası yaptıklarını ileri süren, nefret ve öfkelerine rehin düşen, aynı zamanda sokaklara dökülerek devletin güvenlik güçlerine asit, taş, balta, molotof kokteyli, sapan, havai fişekle saldıran müfrit ve müfsit yığının esas derdi başkadır ve bu husus netleşmiştir. Şehzadebaşı Camii ile birlikte haziresine yapılan edepsiz muameleler, hakaret ve küfürlerle sağa sola sataşmalar, Saraçhane’de oynanan oyunların hangi amaçlara matuf olduğunun açık karinesi değilse acaba nedir? CHP Genel Başkanı’nın sokak daveti, boykot çağrısı, yıkın geçin mesajları kalabalığın gazına gelen bir siyasetçinin pespaye ve pejmürde halinden ziyade bilinçli, sistemli ve milletin sinir uçlarını zedeleyici anti demokratik kalkışma denemesi ve testidir. Bilhassa yerli ve milli firmalarla bazı medya kuruluşlarının boykot edilmesiyle ilgili telkin ve telaffuzu Özgür Özel’in zıvanadan çıktığının aleni işaretidir. CHP’nin başını çektiği karanlık protestolar demokratik nitelikten daha çok despotik, değersiz, dengesiz ve son derece tehdit içeriklidir" dedi. "CHP’NİN SORUNU YİNE CHP’DİR" Son dönemdeki protestolar ve eylemlerle Gezi Parkı olaylarında olduğu ve yaşandığı üzere Türkiye ekonomisinin hedef alındığını ifade eden Bahçeli, mesajına şöyle devam etti: "12 farklı örgüt CHP’nin kanatları altına sığınarak sokak aralarında zehir ve zillet saçmıştır. Maskeli şehir eşkıyaları sahneye çıkmıştır. Hırsızlık ve yolsuzluğun araştırılıp gerçeklerin gün yüzüne çıkarılmasına destek ve yardım gerekiyorken, düşmanca tavır ve tutumlar demokratik gösteri kamuflajıyla Türkiye’mizi meşgul etmiş, milletimizi endişelendirmiştir. Ülkemizin itibarı, demokrasi ve hukuk güvenliği hedef yapılmıştır. Üniversiteler karıştırılmak istenmiştir. Boykot ile işgalin aynı uçuruma açıldığı bilinen bir gerçektir. Kaldı ki merhum İsmet İnönü’nün 'Boykot da bir, işgal de bir' sözü milli hafızalardadır. CHP’nin gizil ve gizli hesabı iktidarı sokakla devirmek, 15 Temmuz’a benzer şekilde işgal girişimlerinin fitilini tutuşturmaktır. CHP’lilerin birbirini sattığı, birbirinin kuyusunu kazdığı, altı ok suretli itirafçıların parti içinde rakip gördüğü kimselerin kirli çamaşırlarını döktüğü biliniyorken, bir hukuki meseleyi saptırmak, asıl anlam dairesinden koparmak masum ve makul bir tercih olarak değerlendirilemeyecektir. Hiziplerin savaşından yolsuzluk damarının patladığı ortadadır. CHP’nin sorunu yine CHP’dir." CHP Genel Başkanı’nın yabancı ülkelere Türkiye’yi şikayet etmesi, ekonomi yönetimini kötülemesi, terk edilmişlik nevrozuyla İngiltere’den aman dileyecek karanlık bir çukura düşmesinin manda ve himaye anlayışının hala canlı bir hücre olarak varlığını gösterdiğini belirten Bahçeli, "Öyle ki testide olan ne varsa dışarı sızdırmıştır. Özgür Özel’in nasıl bir çürümüşlüğün pençesine düştüğü berrak olarak anlaşılmıştır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni kapsayan adli süreç turnusol kağıdı gibi CHP yönetiminin gerçek yüzünü, kemiksiz ve kifayetsiz duruşunu deşifre etmiştir. Aziz Atatürk’ün onurlu çizgisini karalayarak küresel emperyalizme bağlantı tüneli kazan, el avuç açan CHP zihniyeti tarihi ve siyasi miadını çok kötü bir sonla doldurmuştur. Mandacı CHP teklemiş, tökezlemiş, tükenmiş; dahası müflisliği, müsrifliği ve müstemleke siyaseti birbiri ardına teşekkül eden rezaletler seremonisinin ışıkları altında belgelenmiştir" ifadelerine yer verdi. "DEM EŞ GENEL BAŞKANI TUNCER BAKIRHAN’IN SAĞDUYU VE SOĞUKKANLI AÇIKLAMALARI DEĞERLİ VE TAKDİRE ŞAYANDIR" CHP’nin suyu bulandırma teşebbüslerinin başarısız kalmaya mahkum olup, yırtıklarını yamamaya yetmeyeceğini belirten Bahçeli, mesajına şöyle devam etti: "DEM Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan’ın sağduyu ve soğukkanlı açıklamaları, 'Biz CHP’nin eylemci kitlesi değiliz' sözleri değerli ve takdire şayandır. Cumhur İttifakı, Türk ve Türkiye Yüzyılı ülküsüne sahip çıkacak; milli onuru, millet varlığını, istiklal ve istikbal vakarını sonuna kadar müdafaa edecektir. Şuurlu hürriyetperver, uyanık vatansever her vatandaşımız kaos tacirlerinin karşısındadır. Türk gençliğini sokağa dökmek için fırsat kollayanlara, Türk gençliğinin arkasına saklanıp ülkemiz ve milletimiz üzerinde ucuz ve uçuk hesap yapanlara elbette fırsat verilmeyecek, buna en başta geleceğimizin güvenceleri göz yummayacaktır. CHP’nin mandacı azınlığın fiili kayyumuyla daha fazla yol alması mümkün değildir."

Bahçeli: PKK'nın bittiği hiçbir şart ileri sürmeksizin açıklanmalı Haber

Bahçeli: PKK'nın bittiği hiçbir şart ileri sürmeksizin açıklanmalı

MHP Lideri Bahçeli TBMM'de partisinin Grup Toplantısında konuştu. Yunanistan'ın Ege adalarını silahlandırması hakkında değerlendirmede bulunan Bahçeli, “İşte görüyorsunuz, Yunanistan'ın Ege adalarına menzili 30 ile 300 kilometre arasında değişen füzeleri konuşlandırma hazırlıkları, uluslararası hukuka tamamıyla aykırı olduğu gibi iyi komşuluk özlemlerini de temelinden sakatlayacak fütursuz adımlardır. Gayri askeri statüdeki adaların bir plan dâhilinde silahlandırılması Türkiye'ye meydan okumaktır, barış denizi olmasını dilediğimiz Ege'yi gerilim ve cepheleşme girdabına çekmektir. Ege Denizi'nde bulunan yedi farklı ada grubu içinde Anadolu coğrafyasına en yakını olan On İki Ada başta olmak üzere Yunanistan'ın burnumuzun dibinde silah göstermesi yalnızca stratejik bir hata değil, tarihi, askeri ve siyasi sonuçları çok ağır olacak trajik bir yanlıştır. Şunu bir defa net şekilde ifade etmek isterim ki, bilhassa On İki Ada gasp edilmiş, asıl sahibi olan Türk milletinden ayak oyunlarıyla çalınmıştır. Türkiye On İki Ada'sız yaşasa bile, On İki Ada'nın Türkiye'siz yaşaması ham bir hayaldir” şeklinde konuştu. “ATİNA YÖNETİMİNİN AYAĞINI DENK ALMASINI TAVSİYE EDİYORUM” Ege'nin karşı kıyısında saldırgan ve yayılmacı bir politika takip etmenin hiç kimseye, özellikle emel sahibi ülkeye kazandıracağı bir şeyin olmayacağını ifade eden Bahçeli, “Türkiye, Mavi Vatan'daki egemen haklarından asla vazgeçmeyecektir. Barışçıl diplomasiyi ve iyi komşuluk ilişkilerini kökleştirmek varken savaş ve silah diline yaslanmanın bariz kaybedeni tıpkı 103 yıl önce olduğu üzere asla Türkiye olmayacaktır. Yunanistan'ın, 1920'li yıllarda olduğu gibi, batılı ülkelerin dolduruşuna gelerek tekrar karşımıza çıkması halinde nelerin yaşanacağını ifade etmeye ihtiyaç bile duymadığımızı açık açık ve ikazen söylüyor, Atina yönetiminin ayağını denk almasını tavsiye ediyorum” ifadelerini kullandı. "DEM HEYETİNİN YAPTIĞI TEMAS VE ZİYARETLER BİZİM NEZDİMİZDE MÜSPET SEYİR VE SERENCAM HALİNDE GERÇEKLEŞMİŞTİR” DEM Parti heyetinin temasları hakkında konuşan Bahçeli, “DEM heyetinin yaptığı temas ve ziyaretler bizim nezdimizde müspet seyir ve serencam halinde gerçekleşmiştir. Usul ve üslup olgunluğunun örneklerine şahit olmak memnuniyet vericidir. Bu kapsamda terörsüz Türkiye'nin yanında pozisyon alan, duruş gösteren, mesaj veren, bu uğurda dürüst ve önyargısız hareket eden herkes değerli bir çabanın tarafıdır. Hasılı vakit gecikmeksizin, yediğimiz ekmeğin, içtiğimiz suyun, üzerinde gezdiğimiz toprağın, mensubiyetinden iftihar ettiğimiz milletin hak ve hukukunu ortaklaşa müdafaa etmenin vakti gelmiştir. Terör markajını kırarak bölücülük damarını kesmenin; milli kucaklaşmayı başlatarak ayrık otlarını temizlemenin, şanlı şekilde ortak tarih ve kültürde birleşmenin dışında başka bir çare kalmamıştır" ifadelerini kullandı. “DEM HEYETİYLE İMRALI ARASINDA YAPILACAK İKİNCİ GÖRÜŞMENİN HİTAMINDA PKK'NIN BİTTİĞİ AÇIKLANMALIDIR” Terör örgütü için sonun geldiğini söyleyen Bahçeli, “DEM heyetiyle İmralı arasında yapılacak ikinci görüşmenin hitamında PKK'nın örgütsel varlığının bittiği, terörle bir sonuç alınamadığı, bu kanlı sayfanın birçok bedel ödenerek kapandığı hiçbir şart ileri sürmeksizin açıklanmalıdır. Kesin ve tavizsiz beklentimiz budur. PKK'lı teröristler ya silahlarını gömmeli ya silahlarıyla birlikte teslim olmalı veya kaçınılmaz sonlarıyla karşılaşmalıdır. Altını kalın bir şekilde çizerek ifade ediyorum ki terörle pazarlık olmaz, müzakere yapılmaz, yalnızca ve yalnızca mücadele edilir. Suriye'nin kuzeydoğusunda PKK/YPG bölücü terör örgütü mensupları Suriye hükümetinin çağrısına kulak vermelidir. Silahlar bırakılmalı, terör yöntemiyle sonuç alınamayacağı görülmelidir" dedi. “PKK/YPG SURİYE'DEN ÇIKMALI VE ÖRGÜTSEL HÜVİYETİ SONLANMALIDIR” Konuşmasının devamında “Fırat'ın iki yakası da terörden arındırılmalıdır” diyen Bahçeli, “ABD, Fransa ve diğer bazı ülkelerin suyu bulandırma, terör örgütünü arkalama ve DEAŞ bahanesiyle teröristlere kol kanat germe teşebbüslerinin geçerliliği ve inandırıcılığı yoktur. Dostluk ve müttefiklik maskesine bürünen ülkelerin arkadan dolanıp terör örgütüne destek vermeleri hiçbir kitaba sığmayacak ilkellik ve ilkesizliktir. Fırat Nehri, kardeşliğin nehridir. Sınır aşan bu nehrimizin sularında taşınan husumet değil berekettir, akan coğrafyamızın umutları, inanç ve tarihsel bağlarımızın muhterem hatıralarıdır. Diyeceğim odur ki Fırat'ın doğusu terörden ya kurtulmalı ya da kurtarılmalıdır. PKK/YPG Suriye'den çıkmalı ve örgütsel hüviyeti sonlanmalıdır" diye konuştu. “TERÖRSÜZ TÜRKİYE HEDEFİNİ YENİ ANAYASA VE SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZIN YENİDEN SEÇİLMESİ KAPSAMINDA DEĞERLENDİRMESİ GAFİLCE BİR SAPTIRMADIR” CHP Genel Başkanı Özgür Özel'i eleştiren Bahçeli, “CHP Genel Başkanı'nın basit ve bayağı siyasetinin tevil ve telifi artık imkansızdır. Terörsüz Türkiye hedefini yeni anayasa ve Sayın Cumhurbaşkanımızın yeniden seçilmesi kapsamında değerlendirmesi gafilce bir saptırmadır ve yalandır. Özgür Bey'in hemen seçim çağrısı, gerçeklerle bağını koparan müflis bir siyasetçinin kendisini hayal alemine nasıl kaptırdığının ibretlik göstergesidir. Bu hafta erken seçim kararı alalım diyor. Sanki pazara çıkmış soğan patates alıyor. Özgür Bey, bırak bu işleri, vazgeç çalı dibi yoklamaktan, hesabını kitabını da seçimlerin zamanında yapılmasına göre planla ve hazırlan. Çünkü erken seçim düşü görmek kurt ininde çakal izi aramak kadar abuk sabuk bir halin özetidir. Seçimlerin erkene alınması diye bir şey yoktur" şeklinde konuştu. Toplantı çıkışında “Selahattin Demirtaş'ın sürece destek açıklamasını nasıl değerlendirirsiniz” yönündeki soruya Bahçeli, “Birçok temaslar yapıldı. DEM'i temsil edenler aracılığıyla devam etmektedir. Kamuoyundan edindiğimiz bilgilere göre, görüşmeler uyumlu ve onurlu bir gelişmedir. İnşallah Türkiye, terörsüz bir Türkiye olacaktır. Buna herkesin katkısı olacaktır” cevabını verdi.

Erdoğan: "Demokrasi ile terör aynı kapta bulunmaz" Haber

Erdoğan: "Demokrasi ile terör aynı kapta bulunmaz"

Artuklu Kapalı Spor Salonunda AK Parti Mardin 8. Olağan İl Kongresine katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye konusu ve teröre bulaştıkları için kayyum atanan belediyelere değindi. Erdooğan, konuşmasına Mardin'in tarihi ve kültürü ile başladı. Erdoğan, "Medeniyetimizin anıt şehri, müze şehri, gönül şehri Mardin'de bulunmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Rabbim Mardin ile birlikte Mardinli kardeşlerimizin de yolunu açık etsin. Tam bir muhabbet ikliminde gerçekleştirdiğimiz il kongremizin hayırlı olmasını diliyorum. Görevi devreden arkadaşlarımıza hizmetlerinden dolayı teşekkür ediyorum. Mardin teşkilatımızın her bir neferinden büyük hizmet bekliyoruz. Burada şunu söylemek istiyorum Mardin asla sıradan bir şehir değildir. Mardin Türkiye'nin özüdür. Mardin'in bir mahallesi Bursa ise bir mahallesi Adana'dır. Bir mahallesi Saraybosnaysa diğeri Halep'tir, Hama'dır, Humus'tur. Bir nakışı Abbasi ise diğer nakışı Selçuklu'dur, bir nakışı Artuklu ise diğer nakışı Osmanlı'dır. Mardin her köşesi tarihten asırlık bir hatırayı taşıyan medeniyetler beşiğidir. Mardin ile aramızın bozulmasına izin vermeyiz kimse boşuna heves etmesin. Mardin'e namahrem ellerin uzanmasına göz yummayız. Mardin üzerinde farklı hesap yapanlar dün olduğu gibi yarın da hüsrana uğrayacaktır. Bu şehir sinesinde yüzlerce yıldır barış içinde yaşattığı farklı inançlarla tüm dünyaya hoşgörü dersi vermektedir. Mardin birliğin dayanışmanın huzurun şehri olmaya devam edecektir. Kıymetli yol ve dava arkadaşlarım bundan yıllar önce uzun ince bir yola çıktık. Gayemiz milletin hayallerini yeşertmek içindir. Her şey milletimiz içindir. Bizimle aynı yöne bakan bu yolu bizimle omuz omuza yol yürümek isteyenlere kapımızı açtık. Bütün ayrımları elimizin tersiyle ittik. Siyasi rakiplerimizin uzlaşmaz tavırlarına rağmen biz daima yapıcı olmaya gayret ettik laf üretmek yerine iş üretmeye çalıştık. Milletimize eserlerimizi hizmetlerimizi yatırımlarımızı anlatmaya çalıştık. Bizden daha çok icraatlarımız konuşsun istedik. Eserlerimiz projelerimiz anlatılsın istedik" diye konuştu. "KİRLİ OYUNLARA, SALDIRILARA, KALLEŞLİKLERE VE İHANETLERE RAĞMEN YOLUMUZDAN DÖNMEDİK" Seçim döneminde korkutarak değil, projelerimizle milletimizin karşısına çıktık diyen Erdoğan, "Bu anlayışla iktidardaki 22 yılımızı başarı ile tamamladık. Yolumuza konulan engelleri tek tek aşarak bu günlere geldik. Kirli oyunlara saldırılara, kalleşliklere ve ihanetlere rağmen yolumuzdan dönmedik. Şunu herkesin bilmesini isterim AK Parti'nin hamuru samimiyetle yoğurulmuştur. AK Partinin kurucu değerleri samimiyettir dürüstlüktür. AK Parti'nin en büyük özelliği olduğu gibi görünmesi ve göründüğü gibi olmasıdır. Bizim de hatalarımız kusurlarımız olabilir, milletin gönül frekanslarını kaçırdığımız istisnai durumlar olabilir ama siyasi hayatımızın hiçbir döneminde milletimize sırtımızı çevirmedik. Nasıl büyük bir aşkla yola çıkmışsak bugün de yolculuğumuzu sürdürüyoruz. Tüm Türkiye için eser ve hizmet üretiyoruz. AK Parti ve Cumhur İttifakı'nın birlikteliğinin anlamı her geçen gün daha da netleşiyor. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak bizim varlık sebebimiz milletimizin asırlık beklentilerini hayata geçirmektir. İnsanımıza refaha ulaştırmak için uğraşıyoruz. Reformlarla bu misyonu yerine getirmeye çalışıyoruz. Bu uğurda hangi bedelleri ödediğimizi Mardin çok iyi biliyor" şeklinde konuştu. "SIRTINI MİLLET YERİNE DAĞA, SİLAHA, TERÖRE YASLAYANLAR HİÇBİR ZAMAN DEMOKRASİYİ İSTEMEDİLER" Konuşmasında CHP ve DEM Partiye göndermede bulunan Erdoğan, "CHP'nin sokak olaylarından mahkeme kapılarını aşındırmasına kadar neler yaptığını hepimiz biliyoruz. Kürt düşmanı CHP'nin yaptıklarını unutmadık. Terörün bitmesini asla istemediler. Sırtını millet yerine dağa, silaha, teröre yaslayanlar hiçbir zaman demokrasiyi istemediler. 9 yıl önce attığımıız adımlara terör örgütlerinin karşılığı caddeleri şehirleri bombalayarak çukur terörü oluşturmak oldu. Devlet olarak bu alçaklığa elbet müsaade edemezdik. Bölücü örgütün şehir eşkıyalığını açtıkları çukurlara gömdük. Belediyelerin sağladığı kaynakların bir daha teröristlerin eline geçmemesi için her türlü kararı aldık. Meşru zeminde siyaset yapmak ülkeye ve milleti hizmet etmek isteyenlere her türlü desteği sunuyoruz. Şehirlerine hizmet için çalışanlara destek olmayı görevimiz olarak biliyoruz. Bölücü örgütün şehirlerimize ve belediyelerimize çökmesine izin vermedik. Terör, özgürlüğün, hukukun ve demokrasinin düşmanıdır. Demokrasi ile terör aynı kapta bulunmaz. Bir tarafta halkın seçtiği belediye başkanı diğer tarafta ne üdüğü belli olmayan belediye başkanlığı olmaz. Buna müsamahama etmeyiz. Halkın iradesini örgütün komiserliğine teslim edenlerden şehir emin olmaz, Özer ve CHP yönetimi bu yalın görevi görmek istemiyor. Belediye başkanı olarak aday gösterilmesi, seçilmenin kuralları belliyken maalesef bu kurallar yok sayılmıştır. Devlet önlem alınca da birileri hemen bağırmaya başlıyor. Sandıkta milletten aldıkları yetkiyi millet için kullananlarla hiçbir sorunumuz yok. Terör baronlarına boyun eğmeyenlerle sorunumuz asla yok. Başında oldukları belediyeleri bölücü örgütün arpalığına çevirmeyenlerle sorunumuz yok. Ama bunlara dikkat etmeyenlerle sorunumuz vardır ve olacaktır" ifadelerini kullandı. "SURİYE'DE 61 YILLIK KARANLIĞIN ARDINDAN ÖZGÜRLÜĞÜN ŞAFAĞI SÖKMEYE BAŞLAMIŞTIR" Hassas bir dönemden, çok zor bir kavşaktan döndüklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "60-70 yılın en büyük kırılmalarını yaşıyoruz. Bu fırtınalı sularda Türkiye'nin kılına zarar gelmemesi için büyük bir dikkat gösteriyoruz. Atacağımız adımların uzun vadeli sonuçlarını hesaplıyoruz. Bu güne kadar nemelazımcılık yapmadık şimdi de yapmıyoruz. 910 kilometre uzunluğunda sınırımızın olduğu Suriye ile ilk günden beri hep yakından ilgilendik. Tüm dünyanın sırtını döndüğü 5 milyon Surileyi kardeşimizi bu topraklarda misafir ettik. Biz ensarız onlar muhacir dedik. CHP gelir gelmez sizi tekrar Suriye'ye süreceğiz diyordu. Biz paylaşmanın bereketine inandık. 13 yıl boyunca ilkeli, vicdanlı davranarak millet ve ülke olarak son asrın en çetin savaşını verdik. Ey batı siz ne yaptınız siz böyle bir kapı açtınız mı, hayır, ama biz açtık. 61 yıllık karanlığın ardından Suriye'de özgürlüğün şafağı sökmeye başlamıştır. Arap, Türkmen, Kürt, Sünni, Hiristiyan demeden Suriye halkının tamamı geleceklerine daha bir güvenle bakıyor. Ey CHP dikkat et biz bu kardeşlerimizi kovmadık isteyen dönebilir dedik. Türkiye'yi yalnız kalmakla suçlayanlar şimdi bunun ne kadar değerli bir yalnızlık olduğunu ikrar ediyor. Milletim şunu bilsin ki başka konularda da zaman bizi haklı çıkacaktır. Dış politikada ekonomide terörle mücadelede ve diğer kritik olaylarda biz haklı çıkacağız. Mazlumun yanında saf tuttukça inanıyorum ki Rabbim de milletimizin önünü açacaktır. 13 yıllık zorlu bir mücadelenin ardından 61 yıllık Baas rejimini deviren Suriyeli kardeşlerimin barışın, huzurun hakim olacağı bir Suriye inşa edeceğine inanıyorum. Suriye'nin yanında olmaya devam edeceğiz. Muhalefetin çapını görmek için sadece Suriye'ye bakmak yeterlidir. Bölgemizde olup bitenleri takip etmiyorlar. Belediyelerin rant kavgasına öyle kendilerini kaptırmışlar ki çevrelerinde olup bitenden haberleri yok. Düşünebiliyor musunuz Esad ülkesinden kaçtığı zaman ana muhalefet partisi genel başkanı çıkıp görüşme çağrısı yapıyor. CHP'den hiçbir mantıklı açıklama gelmedi. CHP yönetimi Şam'daki dostlarını bir gecede kaybetmenin şokunu hala atamadı. Eline mikrofon alan herkes konuşuyor ama ne söyledikleri belli değil. Özel'in ne söylediği hiç belli değil. Kulağına ne fısıldanıyorsa onu söylüyor. CHP'de genel başkan değişse de iş bilmezlik CHP geleneği olarak varlığını aynı şekilde devam ediyor. Gördüğümüz kadarıyla CHP seçmeni bay Kemali arar oldu. Önümüzdeki dönemde bunların cilaları daha fazla dökülecek. Kurdukları her cümlede makyajları daha da dökülecek" dedi.

Büyükataman'dan Dervişoğlu'na tepki: "Tek derdi siyasi kariyeri" Haber

Büyükataman'dan Dervişoğlu'na tepki: "Tek derdi siyasi kariyeri"

MHP Genel Sekreteri ve Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu’na tepki göstererek, "Müsavat Efendi! Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin siyasi hayatı boyunca krizleri çözen milli duruşunu yanlış yorumlamış, Türkiye’nin menfaatleri için yapılan hamleleri siyasi çıkarları uğruna çarpıtma yolunu seçmiştir" dedi. Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Sekreteri ve Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman, MHP Lideri Devlet Bahçeli’yi ve partisini hedef alan İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu’na sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamayla tepki gösterdi.  “SİYASİ ÇIKARLARI UĞRUNA” Büyükataman Dervişoğlu’nu eleştirerek şunları söyledi:  "İP Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu bu sabah Halk TV isimli operasyon merkezinde katıldığı bir programda Genel Başkanımızı ve Partimizi hedef alarak pamuk ipliğine bağlı siyasi kariyerini kurtarma telaşına düşmüştür. Müsavat Efendi! Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin siyasi hayatı boyunca krizleri çözen milli duruşunu yanlış yorumlamış, Türkiye’nin menfaatleri için yapılan hamleleri siyasi çıkarları uğruna çarpıtma yolunu seçmiştir. Suriye’de yaşanan son gelişmeler, Ortadoğu’da süregelen ortam ve İsrail’in saldırganlığını sürdürmesi Türkiye’nin karşısındaki tehditlerin boyutunu ortaya koymuş ve Sayın Genel Başkanımızın duruşunun ne derece yerinde olduğunu bir kez daha göstermiştir.” “ŞAHSİ MENFAATLERİ DAHA ÖNDE” MHP’li Büyükataman, Devlet Bahçeli’nin milli birlik ve beraberlik için adım attığını vurguladı ve: “Genel Başkanımızın milli birlik ve beraberliğimizi güçlendiren iç cephemizi sağlamlaştıran tarihi adımlarının Türkiye için son derece kritik bir öneme sahip olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda dahi Türkiye’nin menfaatlerini önceleyemeyen İP Genel Başkanı şahsi menfaatlerini ülke menfaatlerinin önünde gördüğünü açık etmiş, samimiyetsizliğini bir defa daha göstermiştir. Bu ikiyüzlü ve menfaatperest anlayışın dün altılı kumar masası çevresinde her türlü terör uzantısıyla iş birliği yaptığı aziz milletimizce bilinmektedir” dedi. “TEK DERDİ SİYASİ KARİYERİ” İP’nin, diğer partilerle olan ilişkilerine de değinen Büyükataman “DEM’lilerin “Bizim oylarımızla koltuklarınızda oturuyorsunuz” çıkışı karşısında bir ses çıkaramayan, Türk ordusunu ve devletini hedef alanlarla aynı cephede saf tutan, Kandil’deki terör baronları ile aynı Cumhurbaşkanı adayı etrafında buluşan bu şahsın ve partisinin hamaset dolu söylemleri yok hükmündedir ve aziz milletimizce de karşılık bulmadığı son derece açıktır. Tek derdi siyasi kariyeri ve şahsi menfaatleri olan ve bu doğrultu da İP’e tutunanların memleket menfaatlerinden taraf olmadığı bir defa daha ortaya çıkmıştır” ifadelerini kullandı. İP Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu bu sabah Halk TV isimli operasyon merkezinde katıldığı bir programda Genel Başkanımızı ve Partimizi hedef alarak pamuk ipliğine bağlı siyasi kariyerini kurtarma telaşına düşmüştür.Müsavat Efendi! Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin…— İsmet Büyükataman (@buyukataman) December 12, 2024

İmamoğlu, Ahmet Türk'ü evinde ziyaret etti Haber

İmamoğlu, Ahmet Türk'ü evinde ziyaret etti

Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, terör örgütü üyeliğinden aldığı ceza ve aynı suçtan sürdürülen soruşturma nedeniyle görevden alınan DEM'li belediye başkanı Ahmet Türk'e destek ziyaretinde bulundu. Türk tarafından Mardin'in Derik ilçesindeki Kasrı Kanco'da ağırlanan İmamoğlu, "Bu ülkenin güçlü bir barışı, huzuru ve geleceğinin en iyi şekilde olması için, birbiriyle gerçekten samimi konuşan insanların inşa edeceği bir dönemin varlığı için koşuyoruz" dedi. İmamoğlu'na Mardin ziyaretinde CHP Genel Başkan Yardımcıları Gökçe Gökçen, Gül Çiftçi, TBB encümeninde görev alan Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Serra Bucak, Doğan Hatun ve Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere eşlik etti. İmamoğlu ve Türk, yaklaşık 3 saat süren ağırlamanın ardından kameraların karşısına geçti. Ev sahibi sıfatıyla ilk konuşmayı yapan Ahmet Türk, “Türkiye'deki gelişmeleri hepimiz dikkatle izliyoruz. Kayyum siyasetiyle, bu ülkenin demokrasiye kavuşmasına imkan yok, olanak yok. Gönül isterdi ki; barışçıl, kucaklayıcı bir sürecin gelişmesidir. Adaletsizliğin, eşitsizliğin ortadan kalktığı bir sürecin gelişmesidir. Hepimiz, demokrasiye inananlar, bunun çabası içindeyiz. İnanıyorum ki, çok kısa bir sürede, bu ülkeye demokrasi gelir, halklarımız kucaklaşır, ötekileştirilen politikalardan vazgeçilir; adaletin ve eşitliğin olduğu bir düzen sağlanmış olur. Gönlünde barış yatan, bu ülkede kucaklaşmayı, kardeşliği esas alan herkesi misafir etmek istiyorum” dedi. Türkiye'de yerel demokrasinin çok güçlü olmasını ve yerelden büyük bir kalkınmayı hedefleyen ülke olmayı hedeflemek gerektiğini belirten İmamoğlu, "Yereldeki kalkınmanın da yegane adresi, açıkçası yerel yönetimlerdir. Yerel yönetimleri güçlendirmediğiniz zaman, ama bir belde ama bir ilçe ama il, büyükşehir fark etmez, orada gerçekten kalkınmayı sağlayamazsınız. Bu manada bütçe olarak güçlendirilmesini, yetkilerinin arttırılmasını, yereldeki o güçlü yapının varlığıyla ülkenin tamamına yayılacak olan zenginleşmeyi, insanların daha iyi bir eğitim almasından tutun, kreşlerinden, sosyal yardımlaşmasına varıncaya kadar yerel hizmetlerin en güçlü seviyeye ulaşması ki dünyadaki örnekleri de böyle, bu şekilde olabilir, bu şekilde mümkündür. Biz, ülkemizde yerelde güçlenmeyi, yerelde yetkilerin daha fazla olmasını konuşurken, ne yazık ki uzun yıllardır tam tersine bir süreci yaşadık. Yerelde yetkiler kısıtlandı. Hatta bugün Türkiye'de, artık yerel yönetimlerin bütçeleri, sadece maaş ödeme seviyesine kadar inecek şekilde bir basiretsizlik yaşanmakta. Şimdi biz bu sorunları çözmeyi, bu sorunları tekrardan iyileşmeye dönük bir seviyeye adım atmayı hesaplamak veya bu hedefleri koymak yerine, ne yazık ki Cumhuriyetimizin 101. yıl dönümünde, yani ikinci yüzyılına güçlü bir adım atalım derken, daha ilk günlerinde biz kayyumu konuşuyoruz. Yani seçme seçilme hakkının gasp edilmesini konuşuyoruz. Seçme seçilme hakkının yok sayılmasını konuşuyoruz. İnsanlarımızın yetkilerinin elinden alındığında, gerçekten bu ülkeye olan inancı azalıyor ve en fazla da bu ülkenin çocuklarını ve gençlerini etkiliyoruz. Onlar, geleceğe umutla bakmakta sıkıntı çekiyorlar” diye konuştu. "TÜRKİYE YAKIN COĞRAFYANIN ÖRNEK ALDIĞI BİR BÖLGEDİR" Türkiye'nin yakın coğrafya tarafından örnek alınan bir bölge olduğunu belirten İmamoğlu, "Türkiye, yaptıklarıyla ve yapacaklarıyla yakın coğrafyanın örnek aldığı bir bölgedir. Burada atacağımız güçlü, iyileştirici ve birleştirici adımların, yakın coğrafyamıza da bütün dünyaya da iyi geleceği sorumluluğunu taşımaktayız. Kiminle? 86 milyon vatandaşımızla. Kiminle? Türk'ü, Kürt'ü, Laz'ı, Çerkez'i, Alevi'si, Sünni'si, her inanca sahip insanlarla. Süryani'si, Ermeni'si ve bu ülkede yaşayan her vatandaşın katkı sunacağı bir birlikteliğin, gerçekten bu coğrafyaya ve bütün dünyaya iyilik getireceğine olan inancımla, bugün Ahmet Türk başkanımızın evindeydik. Çok teşekkür ederiz" şeklinde konuştu.

MHP İl Başkanı Tuncay Batı'dan DEM'li Gergerlioğlu’na sert tepki: Hadi oradan! Haber

MHP İl Başkanı Tuncay Batı'dan DEM'li Gergerlioğlu’na sert tepki: Hadi oradan!

DEM Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, Kocaeli MHP İl Başkanlığı tarafından düzenlenen gecenin masraflarının Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından karşılandığını iddia etmişti. Gergerlioğlu, masrafların kim tarafından karşılandığını sorgulayarak sosyal medyada Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın'ı etiketledi. MHP İFTİRALARA CEVAP VERDİ MHP Kocaeli İl Başkanı Tuncay Batı, Gergerlioğlu'nun iftiralarına cevap verdi.  “Kamuoyuna özellikle şunu belirtmek isterim ki, Partimiz ve teşkilatımız hakkında mesnetsiz ithamlar da bulunan bu şahsin seçilmiş bir milletvekili olması hasebiyle cevap veriyorum. Yeni yönetim ve yeni bir hizmet anlayışı  ile yeniden oluşturulmuş kadrolarımızın  kentimize ve milletimize daha Bismillah diyerek hizmet etmeye başladığımız bu günlerde "nobran" ve “üst perdeden” yaptığı iftira niteliğinde ki suçlayıcı açıklamalarını doğru bulmuyorum. Hem etik hem de ahlaki olarak yanlış olduğunu söylemek istiyorum" dedi. BATI: HELAL LOKMANIN TADINA VARMASI İÇİN DAVET EDECEĞİZ MHP İl Başkanı Tuncay Batı, Gergerlioğlu'nun iddialarını "nobran" ve "üst perdeden" yapılan iftiralar olarak nitelendirdi. Batı, “Az önce belirttiğim gibi Milliyetçi Hareket Partisi olarak bizim bu devlete , devletin kurumlarına ve Türk milletine olan sevgimizi ve saygımızı şaibeli odakların hizmetinde olan bir şahsın iftira niteliğindeki beyanlarına kurban ettirmeyiz… Ülkücüler bu güne kadar harama bulaşmamış boğazlarından haram lokma geçmemiştir. Helalin ne olduğunu bilmeyen Gergerlioğlu'na bir daha ki yemek organizasyonumuzda helal lokmanın tadına varması için kendisini de davet edeceğiz” açıklamasında bulundu. “HADİ ORADAN” MHP Kocaeli İl Başkanı Batı, sözlerine şöyle devam etti: “Yerel medya da hakkımızda atılan iftiranın sözcüsü haline dönüşen Gergerlioğlu'nun özellikle bu nobran ve saygısız üslubundan dolayı uyarıyorum. Türk devletine ve milletine darbe yapanlarla çevirim içi sohbetlere katılan, terör örgütüne terör örgütü diyemeyen şahıs mı bizden hesap soruyor!.. Hadi oradan!..” MHP'nin Kocaeli'nde yükselen oylarından endişe duyan kişilerin partiyi hedef aldığını belirterek “İl Başkanlığımıza ve teşkilatlarımıza iftira atanları görüyoruz ve takip ediyoruz. MHP’nin bu çalışmalarından dolayı Kocaeli’nde yükselen oylarından endişe duyup bir daha seçilemeyecek endişesi ile partimize mesnetsizce saldırıda bulunmasını kabul etmiyoruz” ifadelerinde bulundu.

Bahçeli'den İmralı çıkışı Haber

Bahçeli'den İmralı çıkışı

MHP Lideri Devlet Bahçeli, TBMM'de partisinin grup toplantısında konuştu. Bebeklere, çocuklara, kadınlara, masum ve mazlum her insana kast edenlerin esfel-i sâfilîn olduğunu belirten Bahçeli, "Yeni doğan bebekleri, SGK'dan günlük 8 bin lira alabilmek için yoğun bakımda tutup ölümlerine neden olan, pasif ötenaziye başvuran, insanın aklına getiremeyeceği, havsalasının alamayacağı, kalbinin kaldıramayacağı yöntemleri kullanarak cinayet işleyen yaratıklar, emin olunuz sadece sağlık çalışanlarımızın değil insanlığın yüz karalarıdır. Yeni doğan çetesi denilerek dünyaya gelen her bebeğe aslında haksızlık yapılıyor, bunlar olsa olsa tıbbi artık, ölüm ve soygun çetesi, kana susamış katiller güruhudur. Bu ölüm çetesinin failleri arasında geçen konuşmaların gün yüzüne çıkmasından sonra şöyle düşündüm; bir insan daha fazla nasıl alçalabilir, nasıl bu kadar yerin dibine geçebilir. Para için bebekleri ölüme mahkum eden, üstelik bunu güle oynaya, karşılıklı mavralarla yapan namussuzlara verilecek hangi ceza vicdanların fırın gibi sıcaklığını soğutabilir, hangi ceza adaletin tecellisini sağlayabilir, hangi ceza yüreklere su serpebilir" diye konuştu. "Sağlık Bakanımızın istifasını istemek hangi akla hizmettir" "Suçun önlenmesi ve suçluların yakasından tutulması milletin en haklı talebidir" diyen Bahçeli, "Toplumsal dokumuzu sarsacak, devlet-millet uyumunu sakatlayacak, insan hak ve onurunu ayağa düşürecek kahredici olayların zincirleme halinde sosyal ve ulusal medyadan ifşa edilmesi ve bunların da provokasyon iklimini canlı tutması son derece kuşku vericidir. Sağlık Bakanımızın da temas ettiği üzere, ölüm ve soygun çetesinin işlediği suç ve cinayetler aylar öncesinde tespit edilmiş fakat bugünkü gibi konuşulmamış ve gündeme gelmemiştir. Nitekim 26 Nisan 2024 tarihinde bebek ticareti yapan soysuz çeteye operasyon yapılmıştır. 47 kişi gözaltına alınmış ve 22 kişi tutuklanmıştır. 10 özel hastanenin faaliyeti durdurulmuş, çalışma ruhsatları iptal edilmiştir. Sağlık Bakanlığı vaziyete zamanında müdahil olmuştur. Görevi suiistimal, savsaklama, kötüye kullanma diye bir şey de söz konusu değildir. Teftiş mekanizması gecikmeksizin çalıştırılmıştır. Adli süreç zamanında işletilmiş, polis ve jandarmamız eşgüdüm halinde suçluların peşine düşmüştür. Sağlık Bakanımızın istifasını istemek hangi akla hizmettir?" ifadelerine yer verdi. Konuşmasında "Yenidoğan Çetesi"ni çökerten savcı Yavuz Engin'i tebrik eden Bahçeli, "MHP'yi karalayan, Ülkücüleri kötüleyen şerefsiz bir suçlunun tehditleri karşısında üstlendiği görevin itibarını sabır, sebat ve cesaretle koruyan Cumhuriyet Savcımız Yavuz Engin'i gönülden kutluyor, tertemiz alnından öpüyor, Allah sayılarını artırsın diyorum. Unutulmasın ki, kurt inine giren çakalın akıbeti parçalanmaktır. Önsözü çakal söylese de, son söz her zaman bozkurdun olacaktır. Türkiye'nin içine çekilmek istendiği, günbegün tahrik edilen sosyal, ekonomik ve manevi girdaplara karşı azami dikkat ve uyanıklık şarttır. Kalemizi içten düşürme hesapları sertleşmektedir. Zalim ve zillet bir akıl işbaşındadır. Özgüvenimizi yaralamak, öz değerlerimizi yağmalamak, milli ve manevi dengemizi yıkmak maksadıyla organize ve çok aktörlü bir operasyon süreci derinden derine faaliyet halindedir” ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Lübnan'da yaşayan Türkmenlere kapıların açık olduğunu duyurmasını, bu kapsamda irade göstermesini soydaşlık hukukunun takdir edilecek bir tezahürü olduğunu vurgulayan Bahçeli, “Bundan rahatsız olanların, eleştiri çıtasını yükseltenlerin, yeni göç dalgası geliyor diyerek yaygara koparanların Türk'ün Türk'ten başka dostunun ve sığınacağı bir sıcak kucağın olmayacağını bilmelerini elbette beklemiyoruz. Ancak asgari seviyede insan olmalarını, saygı göstermelerini, empati yapmalarını, hoşgörülü ve vicdanlı davranmalarını beklemenin de en doğal hakkımız olduğunu düşünüyoruz. Türk, Türk'e yardır, candır, kandır, gardaştır, yurttur, yuvadır, sonuna kadar emanettir. Bir zamanlar hakimiyetimiz altındaki mücavir topraklara kafileler halinde gidip yerleşen, oraları Türklük ve İslamlıkla ilmik ilmik dokuyan ecdadımızın bugünkü torunlarına ihtiyaç olduğunda kapılarımızı açmak, gönlümüzü açmak, sofralarımızı açmak milli ve tarihi bir vefanın şaşmaz gereğidir. Türk milleti; hem bekleyen hem beklenen hem de belaları def eden kudret timsalidir" şeklinde konuştu. “Seçimler zamanında yapılacaktır” Türkiye'de güven bunalımının olmadığını belirten Bahçeli, "Buna karşılık bunayan ve Türkiye'ye cephe alan bulaşık tipler vardır, alayının hüviyetleri ise bellidir, bilinmektedir. Seçimler zamanında yapılacaktır ve herkes siyasi hesabını buna muvafık yapmak durumundadır. 20 Ekim 2024 tarihinde İstanbul 1 Nolu Baro Başkanlığı seçimlerinde İstiklal Marşımızı hazmedemeyenlerin ortalıkta cirit atması, KHK ile ihraç edilmiş, ne idüğü belirsiz eski bir CHP milletvekilinin başkan seçilmesi, yaptığı konuşmasında Anayasa'nın ilk dört maddesine olumlu manada dokunmayı telaffuz etmesi skandal olmasının ötesinde, yeni bir tuzağın kurulduğunu göstermektedir" dedi. “Bu teröristin Türkiye'de gömüleceği bir toprak yoktur” Yapılan hiçbir ihanetin, kötülüğün kimsenin yanına kalmayacağını söyleyen Bahçeli, "FETÖ elebaşına bile dünya kalmadı, kendi topraklarında, casusluk eğitim aldığı ülkesinde Allah'a hesap vermek üzere öldü gitti. Dileğim Allah'ın azabıyla kahrolması, hıyanetini, müşrik ve münafık emellere hizmetinin bedellerini tek tek ödemesi, cehennemde ebediyyen yanmasıdır. Bu teröristin Türkiye'de gömüleceği bir toprak yoktur. Nerede Türkiye düşmanlığı yapmışsa orada çürüyüp gitmelidir. Kulun hesabı varsa Allah'ın da bir hesabı vardır. O hesabı soracak Türkiye sevdalısı yüreklerdir" ifadelerini kullandı. "Terörist başının tecridi kaldırılırsa, gelsin TBMM DEM Parti grup toplantısında konuşsun" TBMM'de her meselenin ele alınıp milli ve müşterek akılla çözümünün mümkün ve hatta mecburi olduğunu söyleyen Bahçeli, “Eğer terörsüz bir siyaset, terörsüz bir ülke, terörsüz bir gelecek hususunda herkes ittifak halindeyse o halde değil elimizi taşın altına koymaya, gövdemizi koymaya varız ve buradayız. Terörist başı işin içinde olmazsa bir şey çıkmaz diyenlere de sesleniyorum; şayet terörist başının tecridi kaldırılırsa, gelsin TBMM DEM Parti grup toplantısında konuşsun. Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın. Bu dirayet ve kararlılığı gösterirse, ‘Umut Hakkı'nın kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılması ve bundan yararlanmasının önü de ardına kadar açılsın. Ne Kandil ne de Edirne; adres İmralı'dan DEM'e uzansın" şeklinde konuştu. Diyarbakır annelerinin sessiz çığlığının duyulmasının gerekliliğinden bahseden Bahçeli, “Evlatlarıyla buluşmaları sağlanmalı, hepsinin yüzü güldürülmeli, sorunun kaynağı olanlar harekete geçmelidir. Bilinmelidir ki, uzattığım elin bir mesajı da budur. Terör yöntemleriyle herhangi bir yakın veya uzak hedefe ulaşıldığı bugüne kadar görülmüş, duyulmuş şey değildir. Barışçıl yollar varken teröre müracaat melanettir, ihanettir, cinayettir, canavarlıktır. Türk milleti bölücü terörle yaşamaya mecbur değildir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bölücü terör örgütünü emelleriyle birlikte imha etmeye muktedirdir. Kürt kardeşlerim, gelin bir olalım, beraber olalım, aramıza girmek isteyenleri, bozgunculuk yapanları tarihin çöplüğüne gönderelim” diye konuştu.

Bahçeli: Bölücülük CHP’nin siyasetine iyice sinmiş ve sirayet etmiştir Haber

Bahçeli: Bölücülük CHP’nin siyasetine iyice sinmiş ve sirayet etmiştir

 Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Cumhuru ve Cumhuriyet’i ayrıştırma partisine dönüşen CHP’nin Türk tarihine bakışı haçlı emellerinin bakışıyla neredeyse bire bir aynıdır” dedi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Malazgirt Zaferi’nin 953’üncü yılı ile Büyük Taarruz ve 30 Ağustos Başkomutanlık Muharebesi zaferlerine ilişkin yazılı açıklamada bulundu. “CHP’NİN TÜRK TARİHİNE BAKIŞI HAÇLI EMELLERİNİN BAKIŞIYLA NEREDEYSE BİRE BİR AYNIDIR” Bahçeli, Malazgirt Zaferi ile Büyük Taarruz'u rekabete tutuşturmanın, Türk tarihinin iki şerefli sayfasını karalamanın, Muş ile Afyonkarahisar arasına nifak saçmanın şerefli, sorumlu ve vicdanlı bir tavır olmadığını ifade ederek, “CHP yöneticileri ile birlikte candaş, yandaş ve fondaş zillet medyası deyim yerindeyse zıvanadan çıkmış, hezeyandan hezeyana sürüklenmeye başlamışlardır. Cumhuru ve Cumhuriyet’i ayrıştırma partisine dönüşen CHP’nin Türk tarihine bakışı haçlı emellerinin bakışıyla neredeyse bire bir aynıdır. 26 Ağustos’ta Malazgirt Zaferi’ne rakip olarak Büyük Taarruz'u göstermek, iki taraflı cephe oluşturmak tarihe, millete ve milli mukadderata vahim bir saygısızlık ve saldırganlıktır” ifadelerine yer verdi. “ELBETTE TÜRK MİLLETİ BU OYUNA GELMEYECEKTİR” Açıklamasında, bölücülüğün, CHP siyasetine iyice sindiğini ve sirayet ettiğini kaydeden Bahçeli, “Esasen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün eserlerine, emanetlerine ve erdemli mücadelesine hakaretamiz davranan, bunun da ötesinde savaş açan karanlık odağın hamisi bugünkü CHP yönetimidir. Ecdadımız arasına fitne yaymaya kalkışmak hafıza ve haysiyet kaybı yaşayan işbirlikçi ve ilkesiz güruhun dış güdümlü operasyonudur. Elbette Türk milleti bu oyuna gelmeyecektir” ifadelerini kullandı. “DEM’LENEN CHP’NİN SİYASİ POZU VE POZİSYONU YÜKSEK DÜZEYLİ TEHDİTTİR” Malazgirt Zaferi’nde Anadolu’nun kapılarını açan ile Büyük Taarruz'u başlatıp müstevlileri Dumlupınar’da yerle yeksan eden iradenin aynı olduğunu ve bu iradenin Türk milletine mahsus olduğunun altını çizen Bahçeli, “Tarihimizi karıştırmak ve yaşanmış hadiseleri saptırmak ancak ve ancak güncellenmiş Bizans senaryosu, Türk ve İslam düşmanlarının alçak kurgusu olarak adlandırılacaktır. DEM’lenen CHP’nin siyasi pozu ve pozisyonu yüksek düzeyli tehdittir. Gelişmelerin başkaca bir izah ve ifade tarzı maalesef çok zordur” dedi. Açıklamasında, “953 yıl önce Anadolu’nun Müslüman Türk milletinin vatanı olmasını hala hazmedemeyen iç ve dış düşman çevrelerin, devşirdikleri kuklalarla üzerimize gelmeleri, milli hassasiyetlerimizi tahriş etmeleri gün geçtikçe şiddetlenmektedir” ifadelerine yer veren Bahçeli, şöyle devam etti: “Sultan Alparslan’ın sancağını inançla tutan, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün izinden sevdayla yürüyen aziz milletimiz bu şiddeti göğüslemeye, yörüngesi kaymış taşeronların heveslerini kursaklarında bırakmaya hiç kuşkusuz mahir ve muktedirdir.” Gösterilen fedakarlığın, yüksek şuurun ve şehitlerin feragatinin bir toprağa vatan unvanı veren unsurlar olduğunu belirten Bahçeli, bu fedakârlık bilincinin ve bu feragat kültürünün büyük Türk milletinde fazlasıyla merbut ve mevcut olduğunu kaydetti. Anadolu coğrafyasının adalete susamışlığının, huzur ve kardeşliğe muhtaçlığının Malazgirt Zaferi'yle son bulduğunu ifade eden Bahçeli, 30 Ağustos Dumlupınar Zaferi’yle de bu durumun teyit edildiğini bildirdi. “TÜRK MİLLETİ ELDE ETTİĞİ ZAFERLERİ ALIN TERİNİN SON ZERRESİNE KADAR HAK ETMİŞ MUZAFFER BİR MİLLETTİR” Her büyük zaferin layık olmayanlar için ağır bir yük olduğunu belirterek açıklamasına devam eden Bahçeli, “Nitekim CHP ve DEM’lenen ortakları için tarihi zaferlerimiz yük olarak değerlendirilmekte, bu yüzden tahribine niyet edilmektedir. Türk milleti elde ettiği zaferleri kanının son damlasına, alın terinin son zerresine kadar hak etmiş muzaffer bir millettir. Bu nedenle hem tarih yapmış, hem de tarih yazmıştır” ifadelerine yer verdi. “MALAZGİRT ZAFERİ VE BÜYÜK TAARRUZ BİRBİRİNİ TAMAMLAYAN İKİ AYRI MİLAT OLMUŞTUR” Bahçeli, Türk milletinin fetihle birlikte kutlu varlığına bir daha kapanmamak üzere bir istikbal sayfası araladığını vurgulayarak, “30 Ağustos 1922 tarihinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları işgali reddederek tarihimizin şanlı zaferlerine yenisini eklemişler, Türk milletinin gücünü sınamaya cüret edenlere tarihi bir ders vermişlerdir. Malazgirt Zaferi’yle birlikte Büyük Taarruz; Türk milletinin var olma azminin yüreklerde çınarlaştığı birbirini tamamlayan iki ayrı milat olmuş ve tarihteki ayrıcalıklı yerlerini almışlardır. Ne büyük bir tevafuktur ki, Anadolu’yu vatan yapan muhteşem zaferle, bu tarihten tam 851 yıl sonra aynı gün başlayan ve 30 Ağustos’ta zaferle sonuçlanan Büyük Taarruz son yurdumuzu karanlıktan aydınlığa taşıyan, Anka Kuşu’nu küllerinden doğuran, Türk tarihini birbirine bağlayan muazzez nitelikli kader ve kavşak eşikleridir” ifadelerini kullandı. Türkiye Cumhuriyeti’nin yaşayacağını, Türk ve Türkiye Yüzyılı destanının yazılacağını ve Türk vatanının sonsuza kadar var olacağını ifade eden Bahçeli, Sultan Alparslan'ı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü ve şehitleri şükranla yad ettiğinin altını çizdi.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Söz Bursa En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.