SON DAKİKA
Hava Durumu

#Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz

Söz Bursa - Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Yılmaz'dan enflasyon açıklaması: "Tek haneli rakamlara ulaşacağız" Haber

Yılmaz'dan enflasyon açıklaması: "Tek haneli rakamlara ulaşacağız"

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, MÜSİAD Ankara 26. Olağan Genel Kurulu'nda konuştu. Dünyada son yıllarda pandemi hadisesi yaşandığını belirten Yılmaz, bunun dünyadaki ekonomik aktiviteyi yavaşlatırken, diğer taraftan sosyal dengeleri bozduğuna ve devlet üzerinde büyük bir borç yükü bıraktığına dikkat çekti. Hem azalan ekonomik aktivite hem de artan sosyal harcama ihtiyaçları nedeniyle bütün dünyada devletlerin borçluluk oranlarında ciddi artışlar yaşandığını belirten Yılmaz, “Pandemi bitti, bir toparlanma süreci başladı ama hala dünya tam olarak eski günlerine dönebilmiş değil. Geçen yıl yüzde 3 civarında bir büyüme kaydetti dünya ekonomosi. Tarihsel ortalamalarının hala altında. Bir taraftan da bu pandeminin etkisiyle oluşan enflasyonist ortam var. Buna yönelik ortaya konan sıkı para politikaları var. Bunun da getirdiği sonuçlar var” diye konuştu. Dünya ekonomisinin hem ekonomik büyüme hem ticaret anlamında normal bir dönemden geçmediğini ifade eden Yılmaz, “Buna ilave olarak dünyada giderek artan bir bloklaşma ve korumacılık eğilimi görüyoruz. Uzun zaman daha liberal bir küresel düzenden bahsedildi dünyada. Çok farklı söylemlerle ortaya çıkan yönetimler, yaklaşımlar var. ABD-Çin rekabetinden diğer meselelere varıncaya kadar korumacılık eğilimlerinin güçlendiği, bloklaşmaların arttığı ve rekabetin uluslararası kurallar dışında da sürdürüldüğü bir ortamdayız. Bu yıla baktığımızda çok radikal bir değişim görmüyoruz. Ama geçen yıla göre nispeten bizim için daha iyi bir perspektif olduğunu söyleyebilirim. Dünya ekonomisinde belli bir toparlanma devam edecek” dedi. Yılmaz, “Diğer taraftan yine düşen faizler, dünyadaki merkez bankalarının faiz düşürmesi dünyadaki finansal maliyetleri de olumlu yönde etkileyecek, gelişmekte olan ülkelere dönük finansal açıkları da kolaylaştırmış olacak. Bu bizim için bir avantaj. Bir taraftan da emtia fiyatlarının ılımlı seyrettiğini görüyoruz. Türkiye malum enerji başta olmak üzere ithalatçı bir ülke bu noktada. Emtia fiyatlarında da daha olumlu bir perspektif var, tahminler var. Bu da yine olumlu bir durum bizim için. Bir diğeri, ticaret ortaklarımızdaki büyüme; ihracatımızı analiz ettiğimizde burada da daha fazla ticaret ortaklarımızın büyümesinin etkili olduğunu görüyoruz” şeklinde konuştu. Yılmaz, sadece ekonomik olarak değil jeopolitik gelişmelerle de dünyadaki ekonomik ortamın şekillendiğini aktardı. Kahramanmaraş'ta yaşanan deprem nedeniyle bütçe açığı oluştuğunu belirten Yılmaz, bunu telafi edeceklerini söyledi. Yılmaz, “Tarihi ortalamamıza bakarsanız, bizim dönemi kastediyorum, 2.6 civarında bütçe açığının milli gelire oranı. Gelecek yıldan itibaren yine o tarihi ortalamalara dönmüş olacağız. Bunu başardığımızda bütçemizde bir mali alan oluşmuş olacak. Bu alanı da iki temel öncelik için kullanmayı düşünüyoruz. Birincisi reel sektörün desteklenmesi, ikincisi farklı sosyal kesimlerin refahının desteklenmesi, sosyal adaletin güçlendirilmesi. Bu iki temel öncelik çerçevesinde de bütçe imkanlarımızı, mali imkanlarımızı önümüzdeki yıllarda kullanacağız” dedi. “YILLIK ENFLASYONUMUZDAKİ DÜŞÜŞ DEVAM EDECEK” Dünyada da problem olan enflasyonun Türkiye'de daha yüksek oranlarda olduğunu ifade eden Yılmaz, bununla kararlı şekilde mücadele ettiklerini vurguladı. Yılmaz, “Geçtiğimiz yılın mayıs ayında zirve noktasına ulaştı. Yüzde 75'ler, o zaman da ifade etmiştik. Yılın ikinci yarısında hızlı bir şekilde geriledi. Mayıstan itibaren bakarsanız son açıklanan rakama kadar 31 puan bir gerileme oldu ve enflasyonu yüzde 44 gibi bir rakamla kapattık. Bu yılın ocak ayı henüz çıkmadı. Ocak ayları nispeten yüksek olur. Yıllık ücret ayarlamalarının, fiyat ayarlamalarının yapıldığı bir ay olduğu için ocak ayı genel ortalamaların üstünde olur. Ama geçen yılın ocağına göre bu yıl ocakta yine daha düşük bir enflasyon bekliyoruz. Dolayısıyla yıllık enflasyonumuzdaki düşüş devam edecek. Önümüzdeki aylarda öncelikle yüzde 40'ın altını göreceğiz. Yıl sonunda ise artık 20'li rakamlara gelmiş bir enflasyon olacak. Tabii ki enflasyonu tek haneli rakamlara düşürünceye kadar bu işleri konuşmaya devam edeceğiz. Ama artık bugünkü kadar enflasyonu konuşmayacağız” şeklinde konuştu. “ENFLASYONU DÜŞÜRÜRKEN AYNI ZAMANDA SÜRDÜRÜLEBİLİR BÜYÜMEYİ VE KALICI SOSYAL REFAHI HEDEFLEYEREK BUNU YAPIYORUZ” Enflasyon tartışmalarına değinen Yılmaz, şu ifadeleri kullandı: “İşte ne kadar büyümeden fedakarlık edelim, etmeyelim. İstihdam, büyüme bir tarafta, fiyat istikrarını sağlamak diğer tarafta. Bu konuda şöyle düşünüyoruz. Elbette birtakım sorunlar, sıkıntılar olabilir. Kısa vadede enflasyonla mücadele bir miktar büyüme hızınızı düşürebilir. Bütün dünyada da böyle, bizim tarihimizde de böyle. Ama şunu unutmamamız lazım ki, enflasyonun düştüğü aynı zamanda fiyat istikrarının olduğu dönem öngörülebilirliğin olduğu, yatırım ortamının iyileştiği, sürdürülebilir büyümenin sağlanabildiği dönemlerdir. Bizim tarihimize en hızlı hangi dönemlerde büyümüşüz diye baktığınızda enflasyonun ortalamasının daha düşük olduğu dönemlerde büyümüşüz. Enflasyon arttıkça büyümemiz darbe yemiştir. Dolayısıyla kısa vadede bazı etkilenmeler olsa da, orta ve uzun vadede düşük enflasyon ve büyüme birbirinin zıttı değil, bir çelişki yok burada. Tam aksine büyümeyle düşük enflasyon bir arada sürdürülen süreçler. Aynı şey gelir dağılımı için de geçerli. Enflasyonun yükseldiği dönemler, gelir dağılımını bozan dönemler. Enflasyonun düşmesi ise gelir dağılımını iyileştirici bir etki yapıyor. Dolayısıyla biz enflasyonu düşürürken, aynı zamanda sürdürülebilir büyümeyi ve kalıcı sosyal refahı hedefleyerek bunu yapıyoruz. Kısa vadede bazı fedakarlıklar elbette oluyor. Bunlar olmadan da amacınıza ulaşamıyorsunuz. Dolayısıyla bu fedakarlıkları yaparken orta ve uzun vadede çok daha büyük kazançlar için getiriler için bunu yapıyoruz.“ “KALICI BİR SATIN ALMA GÜCÜ ARTIŞI İÇİN ENFLASYONUN DÜŞMESİ OLMAZSA OLMAZ” Vatandaşların önceliği neyse kendilerinin de önceliğinin o olduğunu dile getiren Yılmaz, "Kalıcı bir satın alma gücü artışı için enflasyonun düşmesi olmazsa olmaz. Dolayısıyla bütün politikalarımızı buna göre önceliklendirmiş durumdayız. Bunu da rastgele yapmıyoruz. Siyasi olarak da bizim anlayışımız şudur; vatandaşımızın önceliği neyse bizim önceliğimiz odur. Vatandaşımız şu anda enflasyonu birinci mesele olarak görüyorsa, bizim de birinci meselemiz budur. Dolayısıyla bütün araçlarımızla, bütün politikalarımızla bunu düşürme yolundayız. İnşallah 2025 yılı bu anlamda farklı bir dönem olacak. Beklentilerin de giderek kırıldığını görüyoruz. Özellikle piyasa aktörlerindeki beklentilerin hedeflerimize yaklaştığını görüyoruz. Reel sektörün beklentileri henüz tam arzu ettiğimiz düzeyde değil. İnşallah Türkiye, 2025'in sonuna geldiğimizde enflasyon sorununu büyük oranda çözmüş olacak. Tek haneli rakamlara da 2026, 2027 perspektifinde ulaşacağız. Bizim planımız, programımız bu şekilde ve kararlı bir şekilde bunu hayata geçiriyoruz” dedi. Enflasyonla mücadeleyi para politikalarından ibaret görmediklerini vurgulayan Yılmaz, “Para politikaları bunun bir kısmı. Daha bütüncül bir çerçevemiz var. Vergi gelirlerini daha adaletli, tabana yayan, kayıt dışılığı engelleyen bir anlayışla hareket ediyoruz. Ve bu yönde de çabalarımızı sürdüreceğiz. Yapısal tarafa geldiğimiz zaman işin özü verimliliği arttırmak, rekabeti arttırmak. Yapısal dönüşümün özü bu. Kamuda da, özel sektörde de her alanda verimliliği arttırmadan bugünkü dünyada ayakta kalmanız mümkün değil. Verimliliği arttırmak durumundayız. Rekabeti arttırmak durumundayız. Burada düzenleyici kurullarımıza da büyük görev düştüğüne inanıyorum, Rekabet Kurulu başta olmak üzere. Bizim rekabetin daha düşük seviyede olduğu piyasalara daha dikkatli bir şekilde bakmamız gerekiyor. Bunun çabası içindeyiz” ifadelerini kullandı.

Yılmaz: "Bölgemizde, dünyada çok daha etkili hale geleceğiz" Haber

Yılmaz: "Bölgemizde, dünyada çok daha etkili hale geleceğiz"

Bir dizi ziyaret için Aksaray'a gelen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Atatürk Kapalı Spor Salonu'nda düzenlenen AK Parti 8.Olağan İl Kongresine katıldı. Kongrede konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, yapılan yatırımlarla Türkiye Yüzyılı vizyonunun genişlediğini ve ekonomide sağlam adımların atıldığını belirterek, “Son 20 yılda 238 milyon dolarlık bir ekonomiyi bu sene 1.3 trilyon düzeyine nasıl taşıdıysak, 36 milyar dolarlık bir ihracatı 2024 yılı sonu itibarıyla 262 milyar dolara nasıl ulaştırdıysak, yine 12 milyar bile tutmayan turizm gelirini nasıl 60 milyar dolar seviyesine taşıdıysak, ekonomimizi büyütmeye, ülkemizi güçlü, kararlı bir şekilde geleceğe taşımaya devam edeceğiz. Türkiye Yüzyılı diyoruz. Asırlara uzanan medeniyetimiz zemininde 100 yıllık asırlık cumhuriyetimizin zemininde Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu hayata geçiriyoruz. Çok daha büyük bir ekonomi olacağız. Çok daha güçlü bir ülke olacağız. Bölgemizde dünyada çok daha etkili hale geleceğiz. Bakın sadece bir tane rakamı paylaşmak istiyorum. Savunma sanayiinde yüzde 80 bağımlılıktan yüzde 20 bağımlılığa gelmiş durumdayız. Bugün bir rakam açıklandı, savunma sanayiindeki ihracatımız 7 milyar doları aşmış. 2002'de bu yok denecek şekilde bir ihracattı. Bugün 7 milyar doları sadece savunma sanayi ihracatıyla elde ediyoruz. Geçmişte paramızı vererek almak istediğimiz ürünleri alamıyorduk, vermiyorlardı Türkiye'ye. Paramızı verdiğimiz halde alamadığımız ürünleri şimdi biz başka ülkelere satıyoruz. Suriye'de son dönemde yaşanan hadiseler tarihin doğru tarafında olduğumuzu dosta düşmana göstermiştir. İnşallah Suriye yeniden inşa edildiğinde Hem güvenliğimiz açısından hem de ekonomik bakımdan çok daha farklı şartlar oluşacak. Tabiri caizse Türkiye seviye atlayacak, başka bir seviyeye geçecek. Tabii bir ayda değil. Birçok belirsizlik birçok yapılması gereken işler var ama büyük umutlar büyük fırsatlar var. İnşallah önümüzdeki dönem Suriye'nin yeniden inşası ile birlikte çok farklı bölgesel bir atmosferi de hep birlikte göreceğiz. Diğer taraftan Gazze‘de yaşayan kardeşlerimize de inşallah er ya da geç adaletin güneşi doğacak. Elimizden gelen tüm gayretimizle Filistinli kardeşlerimizin Gazzeli kardeşlerimizin yanında olduk, yanlarında olmaya devam edeceğiz. Görünen ve görünmeyen çabalarımızla her türlü imkanımızla bu davanın da yanında olmaya devam edeceğiz” dedi. Kongreye, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nihat Zeybekci, milletvekilleri ve partililer katıldı.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: “Suriye yeniden imar edilecek” Haber

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: “Suriye yeniden imar edilecek”

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, ‘2024 Yılı Değerlendirme ve 2025 Yılı Hedeflerine İlişkin Bilgilendirme Toplantısı’nda medya kuruluşlarının ekonomi haberleri müdürleri ile bir araya gelerek soruları cevapladı. Yılmaz, “Suriye yeniden imar edilecek. Alt yapısıyla, üst yapısıyla, tarımıyla, sanayisiyle, ticaretiyle, turizmiyle yeni bir Suriye oluşacak. Burada da en yakın komşu olarak Türkiye bu sürece mutlaka müdahil olacak, bu sürece katkı sunacak. Suriye'nin büyümesi, gelişmesi, daha müreffeh bir ülke olması, Suriye'yle ticaretimizin artması, yatırımların artması karşılıklı olarak bütün bunlar Türkiye ekonomisine de çok önemli katkılar sunacaktır” dedi. “ASGARİ ÜCRETLE GÖSTERİP, BAŞKA ŞEKİLLERDE ÜCRET VEREN İŞLETMELER OLDUĞUNU DA BİLİYORUZ, BUNA DA EKSİK KAYITLILIK DİYORUZ” Asgari ücret ile alakalı açıklamada bulunan Yılmaz, “Öncelikle bizim toplam istihdamımız sunumda da aktardım Ekim ayı itibariyle 32 milyon 970’ti. Bazen asgari ücretli çalışan sayısına ilişkin oranlar da tartışılıyor, bizim elimizde kayıtlı olan SGK’lı çalışanlar var, orada kayıtlı çalışanların yüzde 42’si asgari ücretli görünüyor o da 6.7 milyon kişi yapıyor. Yani şu anda kayıtlı asgari ücretli 6.7 milyon, toplam istihdamımız ise 32 milyon 970 bin. Toplam istihdam içinde Devlette çalışan var, SGK’lı ve SGK dışı çalışanlar var vs. tabii hepsini topladığınızda 32 milyon 970 bin kişiye ulaşıyorsunuz. Burada tabii kayıtlı çalışanlarda da şöyle bir durum var onu da izah etmemiz lazım: Kayıt dışılık dediğimiz şey ikiye ayrılıyor. Bir, tamamen kayıt dışı çalışma meselesi var, bir de eksik kayıtlılık dediğimiz şey var, yani kayıtlı aslında ama bir kısmı kayıtlı, bir kısmı kayıtsız diyelim. Dünyada da bu durum böyle, bizde de böyle. Asgari ücret meselesinde biraz bu sorunun da olduğunu biliyorum, yani asgari ücretli 6.7 milyon gözüküyor, ama muhtemelen bundan daha düşük gerçek anlamda, çünkü asgari ücret üzerinden prim ödeniyor malum, birtakım yükümlülükler getiriyor. O yüzden asgari ücretle gösterip, başka şekillerde ücret veren işletmeler olduğunu da biliyoruz, buna da eksik kayıtlılık diyoruz. Biz tabii kayıt dışılıkla da, eksik kayıtlılıkla da mücadele ediyoruz. Ama bu faktörleri dikkate almadan yapılacak bir yorumun çok da gerçekçi olmayacağını bilmemiz lazım. Asgari ücretle ilgili söyleyeceğim ikinci husus şu: Altını hep çiziyoruz bu bir taban ücret, bunun üstü bir limit söz konusu değil veya ideal ücret veya olması gereken ücret şeklinde bir hadise değil. Bundan aşağı olmaz dediğimiz bir ücret dolayısıyla, birçok metropolde, belli sektörlerde, belli büyüklüklerdeki firmalarda zaten fiili ücretlerin daha yüksek olduğunu hepimiz biliyoruz. Burada asıl problem asgari ücrette daha az gelişmiş bölgeler, küçük ölçekli işletmeler ve emek yoğun sektörler. Bunlar asıl bunun baskısını daha fazla hissediyorlar. Ama biz her zaman söylüyoruz, burada verimlilik çok önemli. Verimlilik arttıkça ülkenin toplam faktör verimliliği, işletmelerin de işletme bazında verimliliği arttıkça aslında daha yüksek ücretin de zemini oluşmuş oluyor. Dolayısıyla, önemli olan bu verimliliği artırmak, daha sağlam bir zeminde, kalıcı bir zeminde bu gelişmeleri sağlamak. Biz bütün imkanlarımızla bu yönde gayret ettik. 2023 yılında enflasyon oranı yüzde 64,8, asgari ücrete yaptığımız artış yüzde 107.3, yani bugün yaptığımız artışlar geçmişteki bu yüksek oranların üzerine yaptığımız artışlar, bunu da dikkate almamızda fayda var. 2024 yılında bugün belli oldu yüzde yıllık enflasyon 44,4. Asgari ücret 49,1 arttırılmış, yani son 2 yılda yapılan artışlar oldukça önemli artışlar. O yıldaki enflasyonun üstünde artışlar. Bu yıl da yine yaptığımız artışın bu yıl gerçekleşecek enflasyonun üstünde kalacağını bekliyoruz. Asgari ücretteki reel artışın yıllık büyümesi 5.6 olmuş, yani bu uzun dönemli baktığınızda da biz asgari ücreti büyümemizin üstünde artırmışız. Son dönemde önemli bir gelişme var 2022 yılında emeğin milli gelirden, katma değerden aldığı payı gayri safi katma değerden aldığı pay oldukça düşük seviyeye gelmişti 2022’de. Pandeminin de etkisiyle, başka faktörlerin de etkisiyle hakikaten çok düşük bir düzeydi. Nitekim TÜİK 2022 gelir dağılımı istatistiklerini yayınladığında bunu gördük. Gelir dağılımında ciddi bir olumsuz etkilenme olduğunu gördük 2022’de. Geçtiğimiz günlerde TÜİK 2023 gelir bazlı rakamları açıkladı, burada nispi olarak bir düzelme olduğunu görüyoruz gelir dağılımında. Ben ,2024 verilerinde de yine bu iyileşme eğiliminin devam edeceğini düşünüyorum” dedi. “ESAS OLAN PROGRAM ETKİSİDİR Enflasyonda baz etkisi hakkında konuşan Yılmaz, “Geçen yıl yani 2024’ün Ocak-Şubat aylarında nispi olarak yüksekti enflasyon dolayısıyla baz etkisinin bu sene olumlu olacağını bu anlamda Ocak özellikle baz etkisinin olumlu olacağını düşünüyorum. Ocak’ta genelde diğer aylara göre nispeten daha yüksek olur aylık enflasyon, çünkü birçok fiyat, ücret Ocak’ta güncellendiği için Ocak ayı biraz daha normal ortalamanın üstünde gelir. Ama geçen senenin ocak ayıyla mukayese ettiğimiz zaman bu sene çok daha düşük olacağını tahmin ediyoruz. Dolayısıyla, geçen senenin Ocak’ı biraz daha beklentinin üstünde çıkmıştı onun baz etkisi olumlu olacaktır diye düşünüyorum. Geçen yıl Ocak atında yüzde 6,7 olmuş, Şubat 4,5 olmuş dolayısıyla, bu ilk aylarda bize olumlu olarak yansıyacaktır. Bazen medyadan arkadaşlarımız da söylüyorlar, baz etkisi de şu oldu, bu oldu diyorlar. Program yoksa baz etkisi de olmaz değerli arkadaşlar, esas etki program etkisidir. Çünkü program olmazsa siz bu oranı düşürmezseniz bu 6,7’nin altında bir oran çıkmazsa baz etkisi de oluşmaz zaten. Dolayısıyla, esas olan program etkisidir, ama baz etkisinin de faydalı olduğu aylar veya olumsuz etkilediği aylarda elbette olabilir. Esas olan program etkisidir, program etkisi de olumlu yöndedir” diye konuştu. “ENFLASYONUN ANA EĞİLİMİNDE AŞAĞIYA DOĞRU BİR EĞİLİM, GİDİŞAT OLUŞMUŞ DURUMDA” Yılmaz, “Merkez Bankası’nın faizlerle ilgili faiz indirimi oldu malum, Merkez Bankamız bir faiz indirimi yaptı. Burada Merkez Bankamız kendi kanuni çerçevesi içinde kararlarını veriyor ve bunları da toplumla paylaşıyor, izah ediyor. İki şeyin altını çiziyor yaptığı açıklamalarda, enflasyonun ana eğilimine bakıyorum diyor ve beklentilere bakıyorum diyor. Her ikisinde de bir iyileşme süreci olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla bugün çıkan enflasyon oranı da yine enflasyonun ana eğiliminde özellikle hizmetlerde hep sizinle onu paylaştık biliyorsunuz, en katı olan alan hizmetler, özellikle hizmetlerde de son çeyrekte ciddi bir kırılma olduğunu görüyoruz, enflasyonun aşağıya doğru geldiğini görüyoruz. Dolayısıyla bu enflasyonun ana eğiliminde aşağıya doğru bir eğilim, gidişat oluşmuş durumda. Bu da tabii Merkez Bankamızın politikasını etkileyecektir, başka türlü düşünmek de mümkün değil. Ama faiz politikası dışında da enstrümanları var Merkez Bankamızın. Bir taraftan da makro ihtiyati tedbirler dediğimiz başka tedbirler de alması mümkün. Sıkı tutuşunu ana çerçevede sürdürecektir tek hanede enflasyona düşünceye kadar, ama enflasyondaki bu ana eğilimlere göre de tabii ki kararlarını kendi yetkili kurullarında alacaktır. Ama genel çerçeve bu, enflasyonun ana eğilimi düşüyor, beklentiler iyileşiyor” dedi. “SURİYE YENİDEN İMAR EDİLECEK” Cevdet Yılmaz, “Suriye bizi nasıl etkiler? Bir defa geçmişten daha kötü etkilemez. O kadar kötü bir dönemden geliyoruz ki Suriye'de, bir diktatörün olduğu, savaşların, çatışmaların yaşandığı, bize dönük neler yaşadığımızı 13 yılda hepiniz biliyorsunuz. O kötü tabloların geride kaldığı bir dönemdeyiz. Bir diktatörlük yıkıldı, yeni bir düzen oluşuyor. Bugün orada yaşanan bir halk devrimi tabii. Şu anda acil konu buradaki siyasi istikrarın sağlanması, güvenlik ortamının pekiştirilmesi, iç kavgaların olmadığı, bütün etnik grupların, mezheplerin, dinlerin kapsandığı kapsayıcı bir siyasi yapının oluşması, yeni bir anayasa, yeni bir güvenlik teşkilatıyla birlikte Suriye'nin siyasi ve güvenlik bakımından istikrarının sağlanması. Bunun inşası bizim için başlı başına büyük bir artı değer. Çünkü böyle bir Suriye, Türkiye'ye yönelik güvenlik risklerini bir defa azaltacaktır, göç riskini azaltacaktır, güvenlik risklerini azaltacaktır, Türkiye çok daha emniyetli sınırlarla karşı karşıya kalacaktır. Bütün bunlar bir defa güvenlik açısından, siyasi açıdan, terör bakımından, birçok açıdan Türkiye'ye faydalar doğuracak. Ekonomik boyutuna bakacak olursak, kısa vadede Türkiye'den oraya giden bir takım işgücü veya sermayesini alıp giden bazı Suriyeli vatandaşlar olabilir. Bunlar ekonomik etki bakımından farklı değerlendirilebilir, ama orta vadeli bir perspektifle yine bakarsanız, Suriye yeniden imar edilecek. Alt yapısıyla, üst yapısıyla, tarımıyla, sanayisiyle, ticaretiyle, turizmiyle yeni bir Suriye oluşacak. Burada da en yakın komşu olarak Türkiye bu sürece mutlaka müdahil olacak, bu sürece katkı sunacak. Ben buradan dış ticaretimizin de, lojistiğimizin de çok çok olumlu etkileneceğini düşünüyorum. Suriye'nin büyümesi, gelişmesi, daha müreffeh bir ülke olması, Suriye'yle ticaretimizin artması, yatırımların artması karşılıklı olarak bütün bunlar Türkiye ekonomisine de çok önemli katkılar sunacaktır. Dünyada da bunun örneklerini biliyoruz, komşuları istikrar içinde olan ve büyüyen ülkeler bundan olumlu etkilenirler. Dolayısıyla daha istikrarlı bir Suriye, daha müreffeh bir Suriye, Türkiye için de ekonomik anlamda da son derece olumlu olacaktır diye ifade etmek isterim. Çok detaylarına girmeyeyim, ama şunu da söyleyeyim: Komşumuz Suriye'nin bu yeni döneminde yanında olacağız. Özellikle kurumsal anlamda tecrübe birikimimizi Suriyeli kardeşlerimizle her alanda paylaşacağız. Burada tabii dünyaya da büyük bir rol düştüğünü ifade etmek isterim. Esad döneminde ortaya konan yaptırımlar var bir diktatör döneminde. Şimdi yeni bir Suriye var, artık eski kalıplarla Suriye'ye bakılması doğru değil, eski tanımlamalarla bakılması da doğru değil, yeni bir ortam var” şeklinde konuştu. “BAHÇELİ HER ZAMAN ‘ÖNCE MİLLETİM, DEVLETİM, SONRA PARTİM, SONRA BEN’ DİYEN BİR SİYASETÇİ” Yılmaz, “ Sayın Bahçeli her zaman önce milletim, devletim, sonra partim, sonra ben diyen bir siyasetçi. Siyasi hesaplarla değil, ülkenin geleceğiyle düşünen, uzun vadeli geleceği açısından doğru bulduklarını ortaya koyan bir devlet insanı. Dolayısıyla, buradaki perspektifi de şu: Terörsüz bir Türkiye. Bir taraftan da bölgemizdeki emperyalist gelişmeleri, Ortadoğu’da yaşanan gelişmeleri, Suriye’de yaşanan gelişmeleri ve bunların bölgemizde oluşturduğu riskleri bütün bunları görerek aslında iç cephemizi bütünleştirmemiz, kardeşliğimizi güçlendirmemiz ve terörsüz bir Türkiye olarak çok daha güçlü bir şekilde yolumuza devam etmemiz gerektiğinin bir ifadesi. Bunun zaten ana vizyonunu da Cumhurbaşkanımız ortaya koymuş durumda, bu da Türkiye yüzyılı vizyonu. 100 yıllık bir cumhuriyetimiz var, çok büyük kazanımlarımız var, şimdi yeni bir yüzyıla girdik ve bu yüzyıl birçok alt başlığı var, ama bir tanesi de en temel başlıklarından biri huzurun ve kardeşliğin yüzyılı olacak diyor Cumhurbaşkanımız. Dolayısıyla, ana vizyonumuz da bu, bu vizyon çerçevesinde hareket ediyoruz. Terörün gölgesinde olmayan bir siyaset istiyoruz. Şunun da hep altını çiziyorum ben: Terör demokrasinin de, kalkınmanın da düşmanıdır. Terörün olmadığı bir ortam ise demokrasiye de, kalkınmaya da güç verir. Terör varsa bir ortamda siz seyahat etme özgürlüğünüzü kullanamazsınız, düşüncelerinizi ifade etme özgürlüğünüzü kullanamazsınız, girişimcilik özgürlüğünüzü kullanamazsınız, yatırım ortamı gelişmez. Dolayısıyla, terörsüz bir Türkiye aynı zamanda daha hızlı kalkınan, demokratik standartlarını daha hızlı yükselten bir Türkiye demek. Biz artık terörün gündemden çıkmasını istiyoruz. Terörün hiçbir siyasi parti üzerinde, hiçbir siyasi grup üzerinde gölgesinin devam etmesini istemiyoruz” dedi.

2025 yılı bütçesinin büyüklüğü açıklandı Haber

2025 yılı bütçesinin büyüklüğü açıklandı

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleştirilen ‘2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Bağlama Töreni'ne katıldı. Yılmaz, AK Parti hükümetlerinin 23'üncü, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin ise 7'nci bütçesi olan 2025 yılı bütçesi hakkında değerlendirmelerde bulunarak, Türkiye Büyük Millet Meclisine (TBMM) sunulmaya hazır hale gelen 2025 yılı bütçesinin, yapılacak değerlendirmelerin ardından sembolik olarak bağlanacağını belirtti. Burada bir konuşma gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, 2025 yılı bütçesi hazırlıklarının, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın gösterdiği vizyon ve talimatları doğrultusunda; tüm bakanlıkların, bağlı ve ilgili kamu kurum ve kuruluşların katkılarıyla tamamlandığını dile getirdi. Yılmaz, 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'nin, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından TBMM'ye sunulmaya hazır hale geldiğini de dile getirerek, “2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifimiz, kazanımları sürdürülebilir hale getirecek; ekonomik kalkınma ve sosyal refahı önceleyen bir perspektifle hazırlanmıştır. Bütçemiz; yatırımı, istihdamı, üretimi ve ihracatı destekleyen, sosyal refahı artırıcı bir yaklaşıma sahiptir. Bütçemizde; büyümenin sağladığı imkânları, toplumun bütün kesimleri ile paylaşmak esas alınmıştır. 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifimiz; işçisi, esnafı, emeklisi, genci ve yaşlısıyla toplumun tüm kesimlerinin ihtiyaçları gözetilerek hazırlanmış, her kaleminde 81 ilimizin gereksinimleri düşünülmüştür” açıklamasında bulundu. “Bütçe giderlerinin 14 trilyon 731 milyar lira, bütçe gelirlerinin ise 12 trilyon 800 milyar lira olacağını öngörmekteyiz” Bütçe kanun teklifinin, kamuya ait harcama tavanları ve gelir kalemlerine ilişkin tahminleri içeren Anayasal bir doküman olduğunu vurgulayan Yılmaz, “2025 Yılı Merkezi yönetim bütçesi kapsamında; 227 kamu idaresinin bütçesi bulunmaktadır. 2025 yılı Merkezi Yönetim Bütçesinde bütçe giderlerinin 14 trilyon 731 milyar lira, bütçe gelirlerinin ise 12 trilyon 800 milyar lira olacağını öngörmekteyiz. Bütçe açığının gayri safi yurtiçi hasılaya oranının ise yüzde 3,1 olarak gerçekleşeceğini tahmin etmekteyiz. Bütçe gelirlerinin alt kalemleri şu şekildedir; Gelir Vergisi 2 trilyon 130 milyar lira, Kurumlar Vergisi 1 trilyon 637 milyar lira, Özel Tüketim Vergisi 2 trilyon 121 milyar lira, Katma Değer Vergisi 3 trilyon 599 milyar lira, Diğer Vergi Gelirleri 1 trilyon 652 milyar lira, Vergi Dışı Gelirler ise 1 trilyon 662 milyar liradır” ifadelerine yer verdi. “Deprem bölgesinin iyileştirilmesi için ‘584 milyar lira' tutarında ödenek öngörülmüştür” Yılmaz, Kahramanmaraş merkezli deprem afetinde hasar gören bölgelerin yeniden ihyası, imarı ve depremin etkilerinin süratle ortadan kaldırılması için de bütçeden ödenek ayrılacağını belirterek, “2024 yılı bütçemizde depremlerinin yol açtığı hasarların süratle giderilmesi ve deprem bölgesinde yaşayan vatandaşlarımızın ihtiyaçları için toplam ‘1 trilyon 28 milyar lira' ödenek tahsis edilmiştir. 2024 yılsonunda bütçe açığının gayrisafi yurtiçi hasılaya oranı yüzde 4,9 olarak öngörülmektedir. Deprem harcamaları hariç ise bu oranın yüzde 2,5 olarak gerçekleşeceği tahmin edilmektedir. 2025 yılı bütçesinde deprem bölgesinin iyileştirilmesi ve afetlere karşı dirençliliğin artırılması için “584 milyar lira” tutarında ödenek öngörülmüştür. Bu kapsamda Afetlere Dirençli Şehirler Projesi için ayrılan kaynak tutarı toplam 120 milyar liradır. Bu tutarın GSYH'ye oranının yüzde 0,9 olduğunu belirtmek istiyorum” diye konuştu. Yılmaz, 2025 yılı bütçe ödeneklerinin ekonomik sınıflandırmaya göre dağılımını da açıklayarak, personel giderleri için toplam 3 trilyon 911 milyar lira, mal ve hizmet alım giderleri 1 trilyon 24 milyar lira, cari transferler 5 trilyon 813 milyar lira, sermaye giderleri 1 trilyon 102 milyar lira, sermaye transferleri 338 milyar lira, borç verme giderleri 306 milyar lira, yedek ödenekler 287 milyar lira, faiz giderleri 1 trilyon 950 milyar lira ayrıldığını aktardı. “Milli Eğitim Bakanlığı bütçesini 2025 yılında 1 trilyon 452 milyar liraya yükselttik” Yılmaz, Ak Parti Hükümetleri olarak eğitimi hep en öncelikli mesele olarak gördüklerini ifade ederek, “2002 yılında 8 milyar lira olarak devraldığımız Milli Eğitim Bakanlığı bütçesini 2025 yılında 1 trilyon 452 milyar liraya yükselttik. Öğretmenlerimizin kariyer imkânlarını genişlettik. Özlük haklarında da kapsamlı düzenlemeler yaptık. Yine geçtiğimiz hafta TBMM'de kabul edilen Kanunla öğretmen yetiştirme sürecinde reform mahiyetinde düzenlemeler yaptık. Artan üniversite ve öğrenci sayısıyla birlikte üniversitelerimize ayırdığımız kaynağı da sürekli artırıyoruz. Yükseköğretim kurumları bütçelerini 2025 yılında 488 milyar liraya çıkarıyoruz. Yükseköğretimi de dâhil ettiğimizde eğitim bütçemizi; 2025 yılında 2 trilyon 181 milyar liraya yükseltiyoruz. Böylece merkezi yönetim bütçesinden yüzde 14,8 oranı ile en büyük payı yine eğitime ayırıyoruz” şeklinde konuştu. “Sağlık alanına ayrılan toplam kaynak; 2 trilyon 435 milyar liraya ulaşmaktadır” Eğitimle birlikte AK Parti hükümetleri döneminde en fazla önem verilen konuların başında sağlık alanının da geldiğini aktaran Yılmaz, “Vatandaşlarımızın sağlık hizmetlerinden en iyi şekilde yararlanmasını sağlamak amacıyla merkezi yönetim bütçesinden sağlık hizmetleri için 1 trilyon 106 milyar lira kaynak ayırıyoruz. Merkezi yönetim bütçesinden sağlık için ayrılan kaynağa Sosyal Güvenlik Kurumundan yapılacak sağlık harcamalarını da eklediğimizde sağlık alanına ayrılan toplam kaynak; 2 trilyon 435 milyar liraya ulaşmaktadır” değerlendirmesinde bulundu. “Sosyal yardım ve destekler için 2025 yılı bütçemizde 651 milyar lira kaynak ayırdık” Sosyal devlet ilkesiyle Türkiye'nin sahip olduğu refahı toplumun tüm katmanlarına yayma konusunda kararlı olduklarını ifade eden Yılmaz, “Sosyal yardım ve destekler için 2025 yılı bütçemizde 651 milyar lira kaynak ayırdık. Bu tutar 2025 yılı bütçesinin yüzde 4,4'üne denk gelmektedir. 2025 yılında; ödeme gücü olmayan vatandaşlarımızın sağlık primi giderlerini karşılamak amacıyla 131 milyar lira, 65 yaş üstü yaşlılarımız, bakıma ihtiyacı olan engelli vatandaşlarımız ve yakınlarına bağlanan aylıklar kapsamında 88 milyar lira, engelli vatandaşlarımızın evde bakımına destek amacıyla 70 milyar lira, engelli vatandaşlarımızın eğitim desteği için 47 milyar lira, Sosyal konut finansmanının desteklenmesi amacıyla 23 milyar lira, ekonomik yoksunluk içinde olan çocuklarımızın aileleri yanında yetişmelerine imkân sağlayan sosyal ve ekonomik destek ödemeleri için 17 milyar lira, gelir düzeyi düşük vatandaşlarımıza sağlanan elektrik tüketim desteği kapsamında 10 milyar lira, engelli eğitim taşıma giderleri için 8 milyar lira, koruyucu aile uygulaması kapsamında yaklaşık 2 milyar lira kaynak ayırdık” ifadelerini kullandı. Yılmaz, vatandaşların daha ucuz elektrik ve doğalgaz kullanabilmeleri için 2025 yılı bütçesinde 472 milyar lira kaynak öngördüklerini de ifade ederek, konut tüketicileri için doğalgaz ve elektrik maliyetinin yaklaşık yüzde 60'ının bütçeden karşılandığı bilgisini paylaştı. “Tarımsal destek programları için 135 milyar lira kaynak ayırıyoruz” Yılmaz, 2025 yılında bütçeden tarıma 706 milyar lira kaynak ayrıldığını söyleyen Yılmaz, “Bu kapsamda; tarımsal destek programları için 135 milyar lira, tarım sektörü yatırım ödenekleri için 166 milyar lira, tarımsal kredi sübvansiyon desteği için 160 milyar lira, tarım sektörü vergi harcamaları kapsamında 200 milyar lira, tarımsal KİT'lerin finansmanı, müdahale alımları ve ihracat destekleri için 45 milyar lira kaynak ayırıyoruz” şeklinde konuştu. “Reel kesim destekleri için bütçemizden 561 milyar lira ödenek öngörüyoruz” Reel sektör desteklerine 2025 yılında da devam ederek ‘yatırım, istihdam, üretim ve ihracat' odağıyla özel sektörle büyüme stratejilerini sürdürdüklerini söyleyen Yılmaz, “Reel kesim destekleri için bütçemizden 561 milyar lira ödenek öngörüyoruz. Bu kapsamda; Sosyal Güvenlik Kurumu işveren prim ödemeleri için 223 milyar lira, tarımsal krediler sübvansiyon desteği olarak 160 milyar lira, Halk Bankası esnaf kredileri sübvansiyon desteği için 60 milyar lira, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı teşvik ödemeleri için 32 milyar lira, mesleki eğitim kapsamında ödenen Devlet katkısı için 30 milyar lira, ihracat başta olmak üzere diğer reel sektör destekleri için 57 milyar lira kaynak ayırdık” diye kaydetti. “Savunma harcamaları için 913,9 milyar lira, iç güvenlik için 694,5 milyar lira ödenek öngördük” Yılmaz, savunma sanayiinde dışa bağımlılığı asgari seviyeye düşüreceklerinin altını çizerek, “Savunma harcamaları için 913,9 milyar lira, iç güvenlik için 694,5 milyar lira ödenek öngördük. Savunma Sanayii Destekleme Fonu için ayrılan kaynak da dâhil edildiğinde toplamda savunma ve güvenlik sektörü için 2025 yılında 1 trilyon 608 milyar lira ödenek tahsis ediyoruz” diye vurguladı. Mahalli idareleri de güçlendirmeye devam edeceklerini işaret eden Yılmaz, büyükşehir ve diğer belediyeler ile il özel idarelere ayrılan toplam kaynağı 1 trilyon 344 milyar liraya çıkarılacağını, ayrıca 2002 yılında bu kaynağın bütçe içerisindeki payı yüzde 4 iken bu oranı 2025 yılında yüzde 9,1'e yükselttiklerini kaydetti. “2025 yılı bütçemizde yatırımlara ayırdığımız kaynağı 1 trilyon 569 milyar liraya yükseltiyoruz” Sulama projeleri, demiryolu projeleri, havalimanları, denizyolu yatırımlarına gibi birçok alanda yatırımlara da hız kesmeden devam edeceklerini dile getiren Yılmaz, “2025 yılı bütçemizde yatırımlara ayırdığımız kaynağı 1 trilyon 569 milyar liraya yükseltiyoruz. Bu tutar 2025 yılı bütçemizin yüzde 10,7'sine denk gelmektedir” dedi. Yılmaz, 2025 yılı bütçesini, gelecek süreçte TBMM'ye sunulacağını da hatırlatarak, “22 Ekim'de TBMM Plan ve Bütçe Komisyonuna sunum ile maraton başlayacaktır. 2025 yılı bütçemiz ile eğitimden sağlığa, enerjiden tarıma ve sanayiye her alanda büyüyen, güçlenen, kalkınan, itibarı artan ve refahı yükselen Türkiye için tarihi yürüyüşümüze devam edeceğiz. Türkiye Yüzyılı vizyonuyla, en üst düzeyde insani gelişmişliği yakalamış, ekonomik olarak güçlü ve refah seviyesi yüksek bir ülke olma hedefiyle, milletimizin yaşam kalitesini artırmak için durmaksızın çalışmayı sürdüreceğiz” diye belirtti.

Yılmaz, “Birlik beraber içerisinde geleceğe yürümeye devam edeceğiz” Haber

Yılmaz, “Birlik beraber içerisinde geleceğe yürümeye devam edeceğiz”

Programları icabı Bingöl'e gelen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Hisarcıklıoğlu Cami'nin açılışına katıldı. Açılışa Yılmaz'ın yanı sıra, Vali Ahmet Hamdi Usta, AK Parti Bingöl Milletvekilleri Feyzi Berdibek ve Zeki Korkutata, Belediye Başkanı Erdal Arıkan, Türkiye Sanayi Odaları Birliği Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, kurum amirleri ve vatandaşlar katıldı. Açılışta konuşma yapan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Bir deprem olduğunda camilerdeki insanlarımızın canı riske girecekti. Müftümüz bir çalışma yaptırdı. 10 cami yıkılarak yeniden inşa edildi. Çeşitli bakanlıklar ve hayırseverlerin destekleri oldu. Hisarcıklıoğlu ailesi bizimde bu çorbada tuzumuz olsun dedi. TOBB bütçesinden değil, kendi şahsı varlıklarından böyle bir hayır işi yapalım dedi. Aslında bu milletimizin birliği, beraberli ve kardeşliğinin de çok güzel bir nişanesidir. Gönlümüz, tarihimiz ve geleceğimiz bir. Birlik beraber içerisinde geleceğe yürümeye devam edeceğiz. Bu yönüyle de çok anlamlı bir hayır işi olduğunu ifade etmek istiyorum. İlim adamları ve alimlerimiz daha iyi bilirler. Defterinin açık kalması diye bir hadise var. İşlediğiniz sevapların bir kısmı başlayıp bitiyor. Bir kısmı da sürekli bir şekilde size bir mükafat getirmeye devam ediyor. Bunlardan bir tanesi de böyle eserlerdir. Bu eser durduğu sürece, insanlar gelip ibadet ettiği sürece Hisarcıklıoğlu ailesinin sevap defteri açık kalmaya devam edecek” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz TESK'te Haber

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz TESK'te

TESK Yönetim, Denetim Kurulu üyeleri ile birlikte İstanbul, İzmir ve Bursa Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birlikleri Başkanlarının katılımı ile Orta Vadeli Program kapsamında esnaf ve sanatkarlara yönelik yapılacak çalışmalar karşılıklı olarak ele alındı. Karşılıklı görüşmelerin ardından toplantıda TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'a 28 maddelik bir dosya sundu. TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken tarafından Cumhurbaşkanı Cevdet Yılmaz'a sunulan dosyadaki 28 maddeden oluşan talepler şu şekilde: “ Perakende ticaret yasası yeniden düzenlenmeli. Esnaf ve sanatkar olma hadleri yükseltilmeli. Defter tutma hadleri yeniden belirlenmeli. Esnafımıza geriye dönük borçlanma hakkı verilmeli. Emeklilikte yaşı bekleyen Bağkurluların prim ödemeleri isteğe bağlı hale getirilmeli. EYT kapsamında emekli çalıştıranlara destek devam etmeli. POS komisyon oranları düşürülmeli. Çıraklara geriye dönük borçlanma hakkı verilmeli. Mesleki Faaliyet Belgesi mutlaka istenmeli. 5362 sayılı Esnaf Ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanunu yeniden düzenlenmeli. Esnaf ve sanatkar tanımı yenilenmeli. Tüm esnaf ve sanatkarlar aileleri ile birlikte sağlık hizmetlerinden yararlanmalı. Esnaf ve sanatkarlar geçici iş göremezlik ödeneği alabilmeli. Kira stopajı kaldırılmalı. Ticari araçlara ÖTV ve KDV indirim yapılmalı. Akaryakıt vergilerinde indirime gidilmeli. İşe başlama ve bırakmada bürokrasi azaltılmalı. Ticari araçlara özel bir muayene sistemi geliştirilmeli. Araç muayenelerinde kredi kartı ile yapılan ödemelerden komisyon alınmamalı. Sigara satış kar oranları düzeltilmeli. Hurda araç teşvik programı yeniden hayata geçirilmeli. Ulaşım sektöründe ücret tarifeleri esnaf ve sanatkarlar odalarınca belirlenmeli. Esnafımız kredi garanti fonu teminatlarından daha etkin yararlanmalı. Tüm esnafımız KOSGEB desteklerinden yararlanabilmeli. TSE Genel Kurul ve Yönetim Kurulu'nda TESK' e yer verilmelidir. Halk Bankası Yönetim Kurulunda esnaf ve sanatkar kesimi temsil edilmelidir. Kalkınma ajanslarının yönetim kurullarında esnaf ve sanatkar kesiminin temsiline imkan verilmeli. Teşkilat mensuplarına yeşil pasaport verilmeli. Ciroya göre harç ücretleri alınmalı”

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Söz Bursa En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.