SON DAKİKA
Hava Durumu

#Cumhurbaşkanı Erdoğan

Söz Bursa - Cumhurbaşkanı Erdoğan haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Cumhurbaşkanı Erdoğan haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Erdoğan'dan 85 milyonla Türkiye Yüzyılı hedefi vurgusu Haber

Erdoğan'dan 85 milyonla Türkiye Yüzyılı hedefi vurgusu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da bir otelde Millî İrade Platformu tarafından düzenlenen 9. Millî İrade İftarı programına katılarak bir konuşma yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, katılımcılara teşekkür ederek, çarşamba günü bin aydan daha hayırlı olduğu müjdelenen Kadir Gecesi'ni ihya ettiklerini söyledi. Bu gece son sahura kalkarak, yarın da son orucu tutacaklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir yanda 11 ayın sultanına veda etmenin burukluğu, diğer yanda arınmış bir kalple bayrama kavuşmanın sevinci, coşkusu, heyecanı içerisinde olduklarını kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Allah'tan, bu mübarek ayda kendi rızası için edilen duaları, yapılan ibadet ve hayırları kabul buyurması niyazında bulunduğunu belirterek, "Türk İslam mefkûresinin öncü isimlerinden merhum Seyyid Ahmet Arvasi, Ramazan-ı Şerif'i şöyle anlatıyor, milyonlarca müminin oruç tuttuğu, sahura kalktığı, iftar ettiği, omuz omuza namaz kıldığı, aynı dil ve kelimelerle yüce ve mukaddes kitabımız Kur'an-ı Kerim'i okuduğu, teravih kıldığı ramazan ayı eşsiz bir fırsattır, ramazan bütün insanlar için bir yeniden İslam'da diriliş ayıdır" dedi. Geride bırakılan 28 gün boyunca bu niyetle Ramazan-ı Şerif'i hep beraber idrak etmeye çalıştıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sivil toplum tarafında vakıflarımız, derneklerimiz, gönüllü kuruluşlarımızla, siyaset tarafında teşkilat mensuplarımız, belediyelerimiz, üyelerimizle, cemiyet tarafında hayırseverlerimiz, ticaret erbabımızla, devlet tarafında Cumhurbaşkanlığı başta olmak üzere bakanlıklarımız, Kızılayımız, AFAD'ımız, Diyanetimiz ve diğer resmî kuruluşlarımızla velhasıl 85 milyon olarak herkes imkanları dâhilinde 'hayırda yarış' anlayışıyla rahmet iklimini Allah'a hamdolsun doya doya teneffüs ettik" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sene ilk kez düzenlenen "Külliyede Ramazan" programına çoğu çocuk ve genç 450 binden fazla kişinin iştirak ettiğini belirterek, yine bu ramazanda Gazze başta olmak üzere gönül coğrafyalarında zulme uğrayanlara el uzattıklarını anımsattı. “TÜM GÜCÜMÜZLE GAZZE HALKININ YANINDAYIZ” Yardımları artırmak suretiyle mazlum ve mağdurların yanında olmaya ihtimam gösterdiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "Tüm gücümüzle, tüm kapasitemizle Gazze halkının yanındayız. İnşallah zulüm bitene, 1967 sınırları temelinde bağımsız bir Filistin devleti kurulana kadar da Filistinlilerin her daim yanlarında olacağız. Allah ömür verdikçe Filistin davasının yılmaz, yıkılmaz, bileği bükülmez savunucusu olmaya devam edeceğiz. Bugün bir kez daha doğdukları, büyüdükleri ve inşallah üzerinde ebediyen yaşayacakları toprakları savunurken şehit düşen Gazzeli kardeşlerimize Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum." Milletin iftihar vesilesi olan sivil toplum örgütlerinin de Gazze ve diğer İslam beldeleri için yardım kampanyaları tertiplediğini memnuniyetle müşahede ettiklerini belirten Erdoğan, Millî İrade Platformu’nda temsil edilen kuruluşlarla birlikte mazlumların imdadına koşan tüm hayırseverlere bugün bir kez daha şükranlarını sunduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, kuruluşların Ramazandan sonra da Filistinlilerin acısını paylaşacağına, ekmeğini bölüşeceğine, hayır dualarını Gazze'nin izzet ve şahsiyet abidesi evlatlarından eksik etmeyeceğine yürekten inandığını vurguladı. "TÜRKİYE'NİN SIRADAN BİR ÜLKE OLMADIĞININ FARKINA ONLAR DA VARACAKLARDIR" Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bugün burada şu hususu bir kez daha ifade etmek istiyorum, ülkemizde birileri, Türkiye'nin İslam âleminde ve dünyada neye tekabül ettiğini hâlen idrak edemiyor. Bu çevreler, kendi tarihlerini bilmedikleri, kendi atalarını tanımadıkları için Türkiye'nin tarihi ve kültürel derinliğinden de habersizler. Mesela Suriye'deki devrime Türk milletinin niçin bu kadar sevindiğini, Suriyeli kardeşlerimizin zafer kutlamalarında neden Türk bayrağı açtığını, yeni Suriye hükûmetinde niçin bu kadar Türkiye'de eğitim görmüş bakan olduğunu bir türlü kavrayamıyorlar. Bunları bilmedikleri için de dış politikada çuvallıyor, iç siyasette kendilerini komik duruma düşürüyorlar. Oysa biraz okuyup araştırsalar, biraz dünyayı gezseler, kendilerini hapis ettikleri ideolojik mahallelerden biraz dışarı çıksalar, bazı gerçekleri onlar da görecekler, Türkiye'nin sıradan bir ülke olmadığının farkına onlar da varacaklardır. Bizim neden 'Türkiye, Türkiye'den büyüktür' dediğimizi onlar da öğrenecekler. Aynı şekilde 'cahil' diyerek, 'kitap okumuyor' diyerek aşağıladıkları gençlerin bilgi, birikim, cesaret, vizyon ve donanım noktasında kendilerinden fersah fersah ileride olduğunu onlar da anlayacaklar. Ama bunu yapmaya cesaretleri yok. Ya cehaletlerinden dolayı ya da Batı'ya duydukları platonik aşk gözlerini kör ettiği için maalesef gerçekleri göremiyorlar. Böyle devam ederlerse korkarım hiçbir zaman da göremeyecekler.” Cumhurbaşkanı Erdoğan, soğuk savaşın bitmesi, demir perdenin ortadan kalkması sonrasında çeyrek asrın en büyük değişimlerinden birinin yaşandığını söyledi. Geçmiş çeyrek asra damgasını vuran sorumsuz özgürlük, başıboş hürriyetçilik, "Ben yaparım kimse karışamaz" bencilliğini sembol hâle getiren neoliberal özgürlükçülüğün günden güne kan kaybettiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kaybettiği kanı tekrar kendilerine pompalayacak kimse yok. Aşırı özgürlük, bireycilik, radikal demokrasi adına devleti ve toplumu zayıflatacak yönelimlerin siyasallaştırılması devri hızla son buluyor. Toplumu ve insanı ifsat eden, devleti zayıflatan popüler akımlar, dikkat ederseniz artık eskisi kadar rağbet görmüyor. LGBT musibetine yönelik tüm dünyada yükselen tepkileri bunun işaretleri olarak okuyoruz" diye konuştu. “TÜRKİYE NE ZAMAN KENDİSİNE BİÇİLEN KONUMA İTİRAZ ETSE, BAZI KİRLİ ODAKLAR TARAFINDAN HEDEFE KONULMUŞTUR” Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece Asya'da, Avrupa'da, Amerika'da değil hemen her yerde devletlerin toplumu ve kamuyu güçlendirmek için yepyeni politikalar geliştirdiklerini belirterek, "Ekonomiden ticarete, savunmadan nüfus oranına her alanda insanlık yeni mücadele dönemine kendini hazırlamaya çalışıyor. Türkiye olarak biz de tüm imkânlarımızla yeni dönemin hazırlığı içindeyiz. Yönetimde istikrarın kurumsallaştığı Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi'ne geçişten savunma sanayii alanında yaptığımız hamlelere, LGBT belası gibi aile kurumunu hedef alan sapkınlıklarla mücadeleden iç cephemizin güçlendirilmesi çabalarına, 'Terörsüz Türkiye' hedefi doğrultusunda atılan adımlardan dış politikada kurduğumuz yeni denklemlere kadar çok geniş bir yelpazede bunun altyapısını oluşturuyoruz" ifadelerini kullandı. Bu süreçte Türkiye'nin kapasitesini takviye ederken etnik, mezhep, kültür ayrımının derinleştiği sosyal fay hatlarını özellikle kapatmak istediklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bütün gayemiz; 1071 Malazgirt ruhu ve İstiklal Marşı'mızda billurlaşan kardeşlik manifestosuyla 85 milyonun tamamını Türkiye Yüzyılı hedefinde buluşturmaktır. Böylece yeni küresel sistemde Türkiye'nin hak ettiği yeri almasını ve bu millete yakışır şekilde temsil edilmesini sağlamaktır" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Türkiye ne zaman kendisine biçilen konuma itiraz etse, kökü dışarıda bazı kirli odaklar tarafından hedefe konulmuştur. Türkiye ne zaman ezber bozan adımlar atma cesareti gösterse, birileri hemen düğmeye basmış, ülkemizin dikkatini dağıtmıştır. Cumhuriyet tarihinde buna defalarca şahit olduk. Sokak olaylarıyla bunu yaşadık. Sağ-sol, Alevi-Sünni provokasyonlarıyla bunu yaşadık. Üniversite gençliğinin kışkırtılmasıyla bunu yaşadık. Demokrasimize yönelik gayrimeşru girişimlerle bunu yaşadık. Terör örgütlerinin hain ve kalleş saldırılarıyla bunu yaşadık. Hükümetimiz döneminde Cumhuriyet mitingleriyle, 7 Şubat MİT kriziyle, Gezi'deki sokak terörüyle, 15 Temmuz ihanetiyle bunu yaşadık ve gördük. Bizi kendi içimize hapsetmek, kendi iç meselelerimizle meşgul etmek için her yolu denediler. Her yolu hâlâ deniyorlar." Sivil siyaseti, demokrasiyi ve Türkiye'nin kazanımlarını hedef alan bu saldırılarda silah olarak hep belli kavramlar ve belli cümlelerin kullanıldığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hatırlayınız, 'Cumhuriyet tehdit altında' dediler. 'Laiklik elden gidiyor' dediler. 'Sivil darbe' dediler. 'Hayat tarzımıza müdahale ediliyor' dediler. 'Türkiye Batı'dan uzaklaşıyor' dediler. Daha burada saymaya kalksak sabahı bulacağımız bir sürü akıl, ahlak ve insaf dışı iddiaları dillendirerek hedeflerine ulaşmaya çalıştılar. Üzülerek söylüyorum, çoğu zaman başarılı da oldular" ifadelerini kullandı. Çok ağır bedeller ödendiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ekonomik ve siyasi bakımdan irtifa kaybettik. Pırıl pırıl gençlerimizi bu kalleş çarkın insafsız dişlilerine kurban verdik. Tüm bunların yanı sıra yıllarca üçüncü sınıf ekonomiye, üçüncü sınıf demokrasiye, kapasitemizin çok altında bir dış politikaya mahkûm edildik" dedi.x “HIRSIZLIĞI GİZLEMEK, SOYGUNU PERDELEMEK, SAHTEKÂRLIĞI SAVUNMAK ADINA HER ŞEYİ YAPTILAR” Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediyesine yönelik soruşturmalara işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: "İstanbul merkezli yolsuzluk ve terör soruşturması sonrasında yaşanan olayları bu fotoğraftan bağımsız değerlendiremeyiz. CHP Genel Başkanı'nın yaptığı sorumsuz boykot çağrıları ile isim vererek yerli ve millî markaları tehdit etmesini yine bundan ayrı göremeyiz. Sizler de takip ettiniz. Bir haftadır yolsuzluğu örtmek, hırsızlığı gizlemek, soygunu perdelemek, sahtekârlığı savunmak adına her şeyi yaptılar. Marjinal sol örgütleri öne sürmekten gençlerin arkasına saklanmaya, ecdat mirası camilerimize terbiyesizlik yapmaktan güvenlik güçlerimize hakaret edilmesine kadar her türlü kepazelik sergilendi. Güya hak arama bahanesiyle demokrasiyle, hukukla, meşru hak arama yollarıyla asla alakası olmayan çok tehlikeli bir provokasyona giriştiler. Ancak polisimizin soğukkanlı ve kararlı tutumu, milletimizin sağduyulu tavrı, zorbalığa maruz kalmalarına rağmen vakarını koruyan gençlerimizin sakin duruşu sayesinde tahrik siyaseti hedefine ulaşamadı. Bunların hiçbirinde muvaffak olamayınca bu sefer Türkiye'yi yabancılara şikâyet etmeye, Türkiye'yi alenen kötülemeye başladılar." Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı görevi boyunca yüzlerce farklı ülkeden binlerce siyasi temsilciyle görüştüğünü hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bunların arasında pek çok muhalefet lideri de vardı. Bakın şunu çok net söylüyorum. Bunlardan bir tanesinin bile bize kendi ülkesini şikâyet ettiğini, kötülediğini, kendi ülkesine karşı bizden yardım istediğini görmedik, duymadık. Ama bizdeki muhalefet, uluslararası her platformda kendilerine her mikrofon uzatıldığında bunu yapmaktan kaçınmadı, kaçınmıyor. Ancak önceki gün bizim de tahmin edemeyeceğimiz yeni bir eşik aşıldı. Son olarak Batı'ya yalvaracak kadar kontrolü kaybettiklerini gördük. Öyle büyük bir akıl tutulmasıyla karşı karşıyayız ki Cumhuriyet'i kurmakla övünen bir partinin genel başkanı çıkıyor resmen siyasi mandacılık talep ediyor. Cumhuriyet Halk Partisi’nin Genel Başkanı, Gazze soykırımındaki ikiyüzlü yayınları sebebiyle itibarını kaybetmiş bir yabancı medya kuruluşundan süklüm püklüm yardım dileniyor. 'Kendimizi terk edilmiş hissettik.' diyor. Yani 'Yolsuzluk yapanlara niye destek olmadınız?' demeye getiriyor" ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, meselenin daha hazin tarafını da dile getirmek istediğini belirterek, ''Bu zat, ülkesini yabancılara şikâyet ederken utanmıyor, yüzü kızarmıyor. 'Ben partimi ve kendimi niye bu hale düşürüyorum?' sorusunu sormak aklına dahi gelmiyor. 'Batı'nın ev zencisi' deyince de bu sefer bize kızıyorlar. 'Mandacı' deyince bize öfkeleniyorlar, bize saldırıyorlar. İyi de sizin söylediklerinizin İngiliz Muhipleri Cemiyeti’nden ne farkı var? Ülkesini yabancılara şikâyet etmek, Batı'dan medet ummak, Türkiye'nin ana muhalefet partisinin genel başkanına yakışıyor mu? 100 yıllık Cumhuriyet Halk Partisi’ni sırf yolsuzlukları savunmak adına böyle aciz bir duruma düşürmekten hiç mi hicap duymuyorsunuz? Buradan aziz milletime soruyorum. Böyle bir siyasetçi ülkesinin çıkarlarını emperyalistlere karşı savunabilir mi? Ekranlarda yardım dilenen biri, emperyalistler karşısında dik durabilir mi? Elbette duramaz, savunamaz. Milletin menfaatlerini koruyamaz. Sayın Özel'e bir kez daha kendini toparlamasını, yolsuzlukları aklamak için kendisini bu kadar yormamasını tavsiye ediyorum" dedi. “DEMOKRASİDEN, HUKUKTAN, MEŞRU VE MAKBUL ÇİZGİDEN SAPMAYACAĞIZ” Milletiyle gönül bağı kopmuş bu zihniyet ne yaparsa yapsın ''İnadına Türkiye'' diyeceklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Demokrasiden, hukuktan, meşru ve makbul çizgiden sapmayacağız. Öfkenin aklı ve vicdanı esir alan zehirli diline asla bulaşmayacağız. Bizi çekmek istedikleri tuzaklara düşmeyecek, bu kirli oyunlarda aldanan da aldatan da olmayacağız. Tabii ki bu süreçte kamu düzeninin bozulmasına da göz yummayacağız. Yüzünü kapatan, polise saldıran, işinde gücündeki insanlarımıza tebelleş olan kim varsa emniyet birimlerimiz gerekli müdahalelerde bulunacaktır." diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlere verdikleri değere işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Şunun da bilinmesini isterim. Kandırılmış, marjinal örgütlerin pençesine düşmüş dahi olsa bizim millet ve memleket düşmanlarına kaptıracağımız tek bir gencimiz olamaz. Onları da bir şekilde kazanmakla, onları da bir yolunu bulup iyiye, doğruya, ülkesinin ve milletinin safına katmakla mükellefiz. Sivil toplum kuruluşlarımızın yanı sıra ailelerimizin de bu çabalarımızda devlete destek olması gerekiyor. Ailelerimiz, bin bir emekle büyüttükleri çocuklarını, belediyeleri yağmalayan suç örgütlerinin sinsi planlarında kullandırmasınlar. Ana muhalefet partisini esir almış bir avuç belediye soyguncusunun, evlatlarının hayatını karartmasına, paçalarını kurtarmak için evlatlarını canlı kalkan olarak öne sürmesine ailelerimiz izin vermesinler." Millî İrade Platformu’ndaki kardeşlerinin de bu anlayışla, daha fazla gence ulaşmak, daha fazla genci kazanmak için çalışacağına inandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ramazan Bayramı'nı tebrik ederek konuşmasını tamamladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan CW Solar Cell’e ödül Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan CW Solar Cell’e ödül

2030 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi Tanıtım Toplantısı Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlendi. Türkiye’nin sanayi ve teknoloji alanındaki gelişmelerini ele almak ve geleceğe yönelik stratejik adımları belirlemek amacıyla gerçekleştirilen toplantıda, Türkiye’nin sanayi ve teknoloji alanında attığı yenilikçi adımlar değerlendirildi. Toplantı kapsamında, sektörüne yön veren ve Türkiye’nin teknolojik dönüşümüne katkı sağlayan firmalar da ödüllendirilirken, CW Solar Cell yatırımı ödüle layık görüldü. Ödülü, CW Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Tarık Sarvan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden aldı. “Türkiye’nin enerji dönüşümüne katkı sağlamaktan gurur duyuyoruz” Ödül hakkında açıklamalarda bulunan CW Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Tarık Sarvan, CW Enerji olarak Türkiye’nin enerji dönüşümüne katkı sağlamaktan gurur duyduklarını söyledi. Sarvan, “CW Solar Cell yatırımımız ile sadece mevcut ihtiyaçları karşılamakla kalmıyor, aynı zamanda Türkiye’nin yarınlarını şekillendirecek sağlam bir temel oluşturuyoruz. Ülkemizin enerjide dışa bağımlılığını azaltmak, yerli ve milli üretimi desteklemek, cari açığın kapanmasına ve ülke istihdamına katkıda bulunmak için gece gündüz çalışıyoruz. Türkiye’mizin 2030 hedeflerine giden yolda daha yerli, daha milli ve artık güneş paneli hücresinde ithalatçı değil, ihracatçı olmak için büyük bir adım atıyoruz. 520 milyon dolara ulaşacak yatırımımız ile Türkiye'nin yüksek teknoloji üretiminde küresel bir merkez olma hedefini gerçekleştirilen Hit-30 programına başvuruda bulunduk. Bu vizyoner yatırımımız, Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından ödüle layık görüldü. CW Enerji bünyesindeki CW Solar Cell firmamız ile bu yatırımı hayata geçirmeye hazırlanıyoruz” dedi.  “Ödül, ülkemizin sürdürülebilir gelecek vizyonuna olan katkımızın bir göstergesi” CW Solar Cell yatırımlarının hem sektöre hem de ülkemize katma değer sağlamak adına attıkları en önemli adımlardan biri olduğuna dikkat çeken Sarvan, “Yatırımımızın, böylesine değerli bir ödül ile taçlanması bizleri çok mutlu etti. Bu ödül, ekibimizin özverili çalışmalarının ve ülkemizin sürdürülebilir gelecek vizyonuna olan katkımızın da bir göstergesi. Sanayi ve teknoloji alanında attığımız yenilikçi adımlarla, Türkiye’yi küresel arenada daha güçlü bir konuma taşımayı hedefliyoruz” diye konuştu. “Türkiye’nin enerji alanındaki dışa bağımlılığını azaltmaya devam edeceğiz” Gelecek hedefleri doğrultusunda yatırımlarına devam edeceklerini dile getiren Sarvan, CW Enerji olarak küresel enerji dönüşümünün bir parçası olmaktan gurur duyduklarını kaydetti. Sarvan, “Ülkemizin enerji ihtiyacına en verimli çözümleri sunmak için çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürüyoruz. CW Solar Cell yatırımı, sadece bir üretim tesisi olmanın ötesinde, Türkiye’nin enerji bağımsızlığı yolunda atılmış stratejik bir adımdır. Yenilenebilir enerji alanında yaptığımız AR-GE çalışmalarımız, inovatif projelerimiz ve yerli ve milli ürünlerimizle ülkemiz ekonomisine katkı sağlamaya ve Türkiye’nin enerji alanındaki dışa bağımlılığını azaltmaya devam edeceğiz” dedi.

Erdoğan'dan boykot tepkisi: Milli ve yerli markaları yem etmeyiz Haber

Erdoğan'dan boykot tepkisi: Milli ve yerli markaları yem etmeyiz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2030 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi Tanıtım Toplantısı'nda konuştu. 2030 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi ile Büyük Ölçekli Sanayi Yatırımları Tanıtım Programı vesilesi ile katılımcılarla bir araya gelmekten memnuniyet duyduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Cumhurbaşkanlığı Külliyesine Milletin Evine Hepiniz Hoşgeldiniz. Sözlerimin hemen başında sizlerle birlikte tüm milletimizin sanayi ve teknoloji sektörümüzün bütün paydaşlarının mübarek Ramazan-ı Şerifini tebrik ediyorum. Bu gece idrak edeceğiniz Kadir Gecenizi de tebrik ediyor, Yüce Allah'tan hepimizi bayrama da kavuşturmasını niyaz ediyorum. Her birinizin ailelerinizle birlikte huzurlu, bereketli bir bayram geçirmenizi diliyorum" dedi. İçinde bulunulan küresel konjonktürün, öngörülebilir ve bağımsız kalkınma modellerinin ön plana çıktığı yeni bir döneme işaret ettiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, " Biz de tüm stratejilerimizi buna göre belirliyoruz. Gelecek asrımızın nasıl olacağını belirleyecek yeni mücadele dönemine her açıdan hazırlıklı ve planlı girmeyi hedefliyoruz. Milli Teknoloji Hamlesi vizyonumuz doğrultusunda hazırladığımız 2030 Sanayi Ve Teknoloji Stratejisi Belgesini bu anlayışla şekillendirdik. Böylece sanayi mamüllerini daha verimli ve daha rekabetçi üreten bir sanayi ekosistemine ulaşmayı ümit ediyoruz" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, teknolojide bağımsızlığı en üst seviyeye çıkarmayı, Türkiye'yi hem teknoloji üreten hem de yüksek teknolojili ürün üretimi ve ihracatında lider ülkelerden biri konumuna taşımayı arzu ettiklerini belirterek," Ülkemiz son 23 yılda kalkınmada, teknolojide, savunma sanayinde elde ettiği başarılarla küresel güç dengelerinde söz sahibi bir ülke oldu. Savunma paradigmalarını değiştiren insansız hava araçlarımız göğsümüzü kabartıyor. Beşinci nesil savaş uçağımız KAAN gökyüzü ile buluştu. İlk yerli elektrikli ve akıllı otomobilimiz TOGG yollarda" açıklamasını yaptı. Özgür Özel'in milli markaları boykot çağırısına tepki gösteren Erdoğan, "Birçok yerli ve milli markamız gibi TOGG'un da kimi kendini bilmezler kimi köksüzler tarafından sözde boykot listesine konulmasını aziz milletimizin takdirine havale ediyoruz. Allah'ın izniyle milletimiz bu ülkede üreten istihdam sağlayan hiçbir yerli ve milli markayı üç beş muhterisin faşizan siyasetine yem etmeyecektir. Ancak ekonomiden demokrasiye milletin tüm kazanımlarına saldıranlar eninde sonunda kaybedeceklerdir. Onlar boş beleş gündemlerle oyalanırken biz işimize bakıyoruz. Nitekim milli uzay programımızda ilk insanlı uzay görevini gerçekleştirdik. Yüzde seksenin üzerinde yerlilikle ürettiğimiz ilk milli haberleşme uydumuz TÜRKSAT 6A'yı uzaya gönderdik. Dünyada haberleşme uydusunu üretebilen 11 ülkeden biri olduk "dedi. Antarktika'ya 9, Artik'e 4 bilimsel sefer düzenleyerek ülkemizin kutup bölgelerindeki varlığını perçinlediklerini ifade eden Erdoğan, TEKNOFEST'lerle milyonlarca gencin ülkemizin teknoloji geliştirme yolculuğuna kazandırıldığını aktardı. Erdoğan, Teknoparklar, ARGE ve tasarım merkezleriyle Türkiye'nin inovasyon ekosistemini neredeyse sıfırdan kurduklarını belirterek," Üretim altyapısını güçlü yatırım teşvikleriyle destekledik ve birçok stratejik alan ve üründe öncü bir konuma yükseldik. Milletimize karşı sorumluluğumuz, daha büyük idealler için çalışmamızı, küresel ekonomide kalıcı bir liderlik inşa etmemizi gerektiriyor. 2030 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi işte bu büyük vizyonun bir parçası olarak hazırlanmıştır. Stratejimiz 5 amaç çerçevesinde belirlenmiş, 100 strateji ve 20 makro hedef içermektedir. İlk amacımız doğrultusunda yüksek teknolojide ve kritik alanlarda AR-GE ve yerli üretim kapasitesini arttıracak dışa bağımlılığı ortadan kaldıracağız. Bu amaç altında tanımlanmış 27 strateji yoluyla, kritik alanlarda özgün teknoloji geliştirme kapasitemizi ve bunların ölçek ekonomisine uygun yatırımlara dönüşümünü hızlandıracağız" değerlendirmesini yaptı. Sanayileşme İcra Komitesi'nin sağlayacağı koordinasyonla yerli ve milli ürünlerin kamuya tedarikinde engelleri kaldırarak bugüne kadar görülmemiş ölçüde bir yerli üretim teknoloji hamlesine imza atılacağını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yarı iletkenler, nükleer teknolojiler, biyoteknoloji, petrokimya gibi stratejik alanlarda kamu destek mekanizmalarıyla sahadaki etkimizi pekiştireceğiz. Otomotiv sektörünün batarya, hidrojen yakıt pili ve elektronik yakıt teknolojilerine geçişini sağlamak üzere adımlar atacağız. Uçan araba ve otonom araç teknolojileri, batarya ve enerji depolama teknolojilerine yönelik ARGE ve inovasyon çalışmaları ile yatırımları destekleyeceğiz" dedi. Terminal İstanbul, GO girişim ofisleri, girişim sermayesi fonları ve benzeri enstrümanlarla ülkemizi teknoloji girişimciliği alanında küresel çekim merkezlerinden biri haline getireceklerinin altını çizen Erdoğan şunları söyledi; "HİT -30 Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı, proje bazlı teşvikler gibi odak programlar ile yatırım taahhütlü avaz kredisi gibi finansman uygulamalarını çeşitlendirecek ve yaygınlaştıracağız. İkinci amacımız dijital ekonomiye geçişi sağlayarak teknoloji çağının lider ülkelerinden biri olmak. Bu amaç altında yer alan 15 strateji ile dijital dönüşümü sadece sanayi sektöründe değil ekonominin genelinde hızlandıracağız. Fiber iletişim, 5G ve ötesi yeni nesil haberleşme altyapımızı güçlendirici adımlar atacağız. " Endüstriyel robotlar ve diğer ileri imalat teknolojilerinde ülkemizin yerli üretim kapasitesini ve rekabet gücünü artıracaklarını dile getiren Erdoğan, "İşletmelerin dijital dönüşümüne yönelik destekleri genişleteceğiz. İnsan kaynağımızı da dijital yetkinliklerle donatarak dönüştürecek, yerli ve milli siber güvenlik uygulamalarıyla Türkiye'nin dijital altyapısını daha dirençli hale getireceğiz. Navigasyon ödeme sistemleri gibi dijital platformlarda yerli çözümler geliştireceğiz. Strateji belgemizin üçüncü amacı yeşil ve döngüsel ekonomiye geçişi sağlayarak sanayi kaynaklı karbon emisyonlarını azaltmaktır" diye konuştu. Ülkemizin en büyük ticaret ortağı olan Avrupa Birliği ile rekabet gücünü koruyabilmesi için yeşil dönüşüm süreçlerine uyum sağlamasının şart olduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Üçüncü amaç altında Avrupa Yeşil Mutabakatı ve beraberinde sınırda karbon düzenleme mekanizmasına uyum düzeyimizi artıracak teknik ve hukuki düzenlemeleri hayata geçireceğiz. Güneş enerjisi ve rüzgar türbini teknolojilerine yerli üretim kapasitemizi geliştireceğiz. Yeşil hidrojen ekosistemini harekete geçirerek karbon yakalama, kullanma ve depolama teknolojilerinde yerli çözümler üreteceğiz" ifadelerini kullandı. Dördüncü amaçlarının küresel pazarlara entegrasyonu ve rekabet gücünü artırmak olduğunu açıklayan Erdoğan, bu kapsamda gelişmiş ülkelerdeki teknoloji şirketlerinin araştırma ve test merkezleriyle entegrasyonuna özel önem vereceklerini vurguladı. Küresel değer zincirlerindeki kırılmalara karşı ihracat ve ithalatta pazar çeşitliliğini sağlayacak bu mekanizmaları da içeren tedbirler alacaklarını aktaran Erdoğan," Kritik ham madde ve minerallere erişimi güvence altına almak için uluslararası ittifaklar ve stratejik iş birlikleri teşhis edeceğiz. Basra'da El Faw ve Hazar'da Zengezur merkezli olmak üzere Asya, Ortadoğu ve Avrupa arasında kalkınma ve ticaret koridorlarını stratejik ortaklarımızla birlikte inşa edeceğiz. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız ülkemizin sanayileşme birikimini Türk devletleri, Ortadoğu ve Afrika ülkeleriyle paylaşarak bu ülkelerin üretim ve araştırma ekosistemlerini güçlendirip geliştirmede kılavuzluk edecek. Stratejimizin beşinci ve son amacını da imalat sanayinin verimlilik, kapasite ve ölçek sorunlarını çözmek, kriz ve şoklara karşı dayanıklılığını artırmak olarak belirledik ve bu başlıkta 22 stratejiye yer verdik. Mevcut strateji alanlarını genişleterek yeni planlı sanayi alanları oluşturacağız. Riskli bölgelerde bulunan tesislerin güvenli bölgelere taşınmasının önünü açacağız. Yeni üretim, lojistik ve istihdam koridorları oluşturacağız. Başta organize sanayi bölgeleri olmak üzere sanayi tesislerimizin ulaşım bağlantılarını çeşitlendirecek ve altyapılarını güçlendireceğiz" şeklinde konuştu. Afet yönetimi teknolojilerini geliştirerek afetlere dayanıklı bir ekosistem oluşturacaklarını da sözlerine ekleyen Erdoğan, "KOBİ'lerin finansmana erişimini kolaylaştıracak mekanizmalar geliştirecek sanayiye ve teknolojik gelişimlerine özel olarak yapılandırılmış bir bankacılık ve finansman yaklaşımının benimsenmesini sağlayacağız. Sanayimizin verimlilik odaklı dönüşümüne rehberlik edecek model fabrikaların sayısını çoğaltacak KOBİ'lerin ölçek büyütme yatırımlarını destekleyeceğiz. Atacağımız bu adımlarla 2024 yılında 247 milyar dolar seviyesine ulaşan imalat sanayi ihracatımızı 2030 yılında 400 milyar dolara ulaştıracağız. Yüksek teknolojili ürün ihracatımızı 3 katının da üzerine çıkartarak 30 milyar dolar seviyesine taşıyacağız. AR-GE harcamalarının milli gelir içindeki payını yüzde 2,20 seviyesine yükselteceğiz. Organize sanayi bölgeleri ve endüstri bölgelerinin toplam yüz ölçümünü 149 bin hektardan 350 bin hektara çıkartacağız. 2030 yılına kadar 20 milyar dolar girişim sermayeli yatırımı çekerek 100 bin teknoloji girişimi ve 100 milyar dolarlık TURKORN değerlemesi hedeflerimize ulaşacağız. 2030 sanayi ve teknoloji strateji belgemizde stratejilerin yanında bizi hedeflerimize taşıyacak 37 öncelikli proje ve program tanımladık. Türkiye'nin stratejik altyapılarda dışa bağımlılığını azaltmak için bölgesel konumlama ve zamanlama sistemi geliştireceğiz. Uydu üretimindeki yeteneklerimizi bir araya getirecek, koordinasyonu arttıracak, uluslararası rekabet gücünü yükseltecek bir milli uyduyu sistem olarak kuracağız. Savunma sanayindeki başarımızın uzay alanında da tekrarlanması için güçlü bir ekosistem oluşturmak amacıyla uzay teknopark tesis edeceğiz" ifadelerini kullandı. Millî Muharip Uçağımız KAAN'ın seri üretime geçeceğini, Çelik kubbe ile hava savunma sistemlerimizi tek bir ağa entegre edeceklerini belirten Erdoğan, "Stratejik yatırımlar için teknolojik, sosyal, çevresel altyapısı tümüyle hazır, lojistik bağlantıları güçlü mega endüstriyel parklar inşa edeceğiz. Biyoteknoloji üretim programımızda biyoteknoloji araştırma altyapılarını güçlendirecek, kamu alımlarını bir kaldıraç gibi kullanarak yerli biyoteknolojik ilaç üretimini destekleyeceğiz. Kuantum teknolojilerinde ülkemizin insan kaynağını ve araştırma altyapısını güçlendirecek ulusal kuantum enstitüsünü kuracağız. Nükleer enerji alanında büyük sıçrama sağlayacak bir nükleer teknopark kuracak ve yerli modüler nükleer reaktör geliştireceğiz" şeklinde konuştu. Bugüne kadar 9 başarılı araştırma seferi gerçekleştirdiklerini dile getiren Erdoğan, "Antarktika'ya bir kutup araştırma üssü inşa edeceğiz. Teknolojik bağımsızlık açısından son derece kritik olan çip üretiminin tüm aşamalarını Türkiye'de gerçekleştireceğiz. Yapay zeka süper bilgisayar yatırım programımız ile bu alandaki altyapımızı daha üst seviyelere taşıyacağız. Ülkemizin otomotiv üretim altyapısını özel olarak tasarlanmış kamu destek ve finansman programları ile güçlendiriyoruz. Tersine beyin göçü programımızla yurt dışında yaşayan nitelikli bilim insanlarının araştırmalarını ülkemizde sürdürmesini teşvik ediyoruz. Temel bilim araştırmaları liderlik programımızla temel bilimler alanındaki araştırmaların ve gençlerin bu alana yönelmesini sağlıyoruz. Sanayinin ihtiyaç duyduğu nitelikli iş gücünü yetiştirecek meslek liseleri ve fen liselerinin özelliklerini bir araya getiren sanayi ve teknoloji kolejleri kuracağız" dedi. Gençlerin bilim ve teknoloji yarışmalarına hazırlanmaları için milli teknoloji atölyeleri ve girişim ofisleri tesis edeceklerini belirten Erdoğan, "Stratejimizde detaylıca vurguladığımız kalkınma önceliklerine hizmet etmek üzere yeni yatırım teşvik sistemini hayata geçiriyoruz. Yeni program ve uygulamalar ile güçlendirdiğimiz teşvik mekanizmasının detaylarını yakında kamuoyuyla paylaşacağız. Yeni modelimizde destek programlarımızı iki ana başlık altında yapılandırmış durumdayız. Türkiye Yüzyılı kalkınma hamlesi programıyla özellikle sanayimize teknoloji ve katma değer bakımından seviye atlatacak yatırımlara daha yoğun destekler sunacağız. Sektörel ve bölgesel teşvikler kapsamında ise bölgesel gelişmişlik farklarını azaltmaya dönük seçici ve odaklı teşvikler uygulayacağız. Bugün aynı zamanda yeni 19 yeni yatırımında tanıtımını yapıyoruz. 9 milyar doları aşan büyüklüğe sahip bu yatırımlar tamamlandığında 20 bini aşkın istihdam ve cari dengemize 12 milyar dolar katkı sağlanacak. Biz de bu yatırımların başarıyla tamamlanması için desteğimizi en üst düzeyde sürdürüyoruz" diye konuştu.

Zelenskiy: Türkiye Karadeniz'de Ateşkeste Gözlemci Olabilir Haber

Zelenskiy: Türkiye Karadeniz'de Ateşkeste Gözlemci Olabilir

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Suudi Arabistan’da ABD heyetinin Rusya ve Ukrayna ile yaptığı ayrı ayrı görüşmelerin ardından basın toplantısı düzenledi. Zelenskiy, görüşmeler sonrası Karadeniz’de seyrüsefer güvenliğinin sağlanması ve enerji altyapısına yönelik saldırıların durdurulması konusunda varılan anlaşmanın derhal yürürlüğe girdiğini belirterek, Rusya’nın anlaşmaları manipüle etmeye ve çarpıtmaya başladığını ifade etti. Rusya'nın anlaşmaları ihlal etmesi durumunda ABD Başkanı Donald Trump'tan silah desteği ve Rusya'ya yaptırım talep edeceğini belirten Zelenskiy, "ABD tarafı, bu anlaşmaların kendi açıklamalarından sonra yürürlüğe girdiğini düşünüyor. Ancak Rusya'nın bu düzenlemelere uyacağına güvenmiyorum" dedi. Zelenskiy, Ukrayna'nın anlaşmaları uygulamak için her şeyi yapacağını, ancak Rusya'nın saldırıları sürdürmesi halinde "güçlü bir yanıt" alacağını belirtti. Zelenskiy, görüşmeler sırasında ABD’li yetkililere enerji altyapısına yönelik saldırılara ilişkin anlaşma kapsamında hedef alınmaması gereken tesislerin bir listesini sunduklarını aktardı. ABD’nin Rusya’nın tarım ve gübre ihracatı için küresel pazara erişimini yeniden sağlamaya yardım edeceğine dair maddeyi ABD tarafından Ukrayna’ya ilişkin yapılan yazılı açıklamaya ekletmediklerini ifade eden Zelenskiy, "Bunun, yaptırımların ve pozisyonumuzun zayıflatılması anlamına geldiğine inanıyoruz" dedi. TÜRKİYE, KARADENİZ’DEKİ ATEŞKESTE GÖZLEMCİ OLABİLİR Zelenskiy, "ABD tarafı bu sürecin başarısız olmaması için pek çok detaya girmek istemedi. Ancak her durumda detayların cevaplarını anlamak zorundayız" ifadelerini kullandı. Karadeniz'de ateşkesi gözlemlemek için Türkiye'nin, enerji altyapısına ilişkin ateşkes için ise Orta Doğu ülkelerinin dahil olabileceğini belirten Zelenskiy, ancak bu konuların henüz bu ülkelerle görüşülmediğini vurguladı. Zelenskiy, ayrıca ABD'nin Ukrayna'ya değerli madenler konusunda genişletilmiş anlaşma taslağı sunduğunu açıklayarak, yeni taslağı henüz detaylı inceleme fırsatı bulamadığını ancak ABD'nin Ukrayna'nın nükleer enerji sektörüne daha fazla dahil olma önerisinin bu taslakta yer almadığını belirtti.

Erdoğan: Bu cennet vatanı sokak terörüne teslim edemeyiz Haber

Erdoğan: Bu cennet vatanı sokak terörüne teslim edemeyiz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Üniversiteli Gençler ile İftar Programı'nda bir araya geldi. Milletin evinde gençleri misafir etmekten büyük bir memnuniyet duyduğunu belirten Erdoğan, "Soframızı bizimle paylaşan, coşkusuyla, enerjisiyle, ümidiyle bize güç ve ilham veren siz kıymetli öğrencilerimize yürekten teşekkür ediyorum. Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennem azabından kurtuluş olan Ramazan-ı Şerif'inizi canı gönülden tekrar tebrik ediyorum. Rabbim bu mukaddes ayda tuttuğumuz oruçları, kıldığımız namazları, ettiğimiz duaları katında inşallah kabul buyursun diyorum. Kitabullah'ta bin aydan daha hayırlı olduğu müjdelenen Kadir Gecenizi ve Pazar günü müşerref olacağımız Ramazan Bayramınızı şimdiden tebrik ediyorum. Sizlerin şahsında istiklal ve istikbalimizin teminatı, yarınlarımızın mimarı tüm gençlerimize bütün evlatlarımıza selamlarımı, sevgilerimi, en derin muhabbetlerimi gönderiyorum. Kalbi bu ülke için atan, ümidini bu millete bağlayan, tarihine, kimliğine, kültürüne, inanç ve değerlerine sıkı sıkıya sahip çıkan her bir evladımızın gözlerinden öpüyorum. Rabbim böylesi gençlerin yokluğunu bu millete hiçbir zaman yaşatmasın" dedi. "BU GENÇLİĞİN NEŞVÜ NEMA BULMASI SERPİLMESİ GÜÇLENMESİ İÇİN SON 23 YILDIR BÜYÜK BİR GAYRETLE ÇALIŞIYORUZ" Bilgisini erdemiyle taçlandıran gençlerin iyi yetişmesi, nitelikli bir eğitim alması, ailesine, milletine ve dünyaya faydalı işler yapmasının en büyük muratları olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Üstat Necip Fazıl'ın şu tavsiyelerini şahsen gençlerimiz için çok kıymetli buluyor, burada sizlerle paylaşmak istiyorum. Sizlerden, özellikle ülkemizin tüm gençlerinin bu tavsiyelere kulak vermesini bugün özellikle rica ediyorum. Bakın merhum üstadımız ne diyor; 'Siyasette idarede edebiyatta fikirde sahte kahramanlarla gerçekleri ayırmasını bil. Bunların gerçeklerini sana unutturmak ve sahtelerini de yutturmak için yalancı ilim imaline kadar gidildiğini kesret. Kendini en merhametsiz nefs muhasebelerine tabi kıl. Zaaflarınla kuvvetlerini iyi hesap et. Aşk vecd heyecan seciyesi, hamle, teşebbüs, taarruz psikolojisi, ev sahipliği tavrı ve hakimiyet edası. Anadolu genci sen ol artık.' İşte bizim idealimizdeki gençlik üstadın bu cümlelerinde vücut bulan gençliktir. Sahte ile hakikiyi ayırt edecek feraseti haiz bilgisiyle bilinciyle birikimiyle ufku ve vicdanıyla zamana yön veren her şart altında kendisi olmayı başarabilen özgüven sahibi bir gençliktir. Kim var denildiğinde sağına ve soluna bakmadan fert fert ben varım diyen benim olmadığım yerde kimse yoktur şuuruyla yaşayan cesur bir gençliktir. Bu gençlik sokakları ateşe veren yakıp yıkan affedersiniz ağzı ve ahlakı bozuk değil duruşuyla edep ve vakar timsali olan bir gençliktir. Bu gençliğin neşvü nema bulması serpilmesi güçlenmesi için son 23 yıldır büyük bir gayretle çalışıyoruz" açıklamasını yaptı. "ÜNİVERSİTELERİMİZİ VE ÖĞRENCİLERİMİZİ ÇAĞIN İMKANLARIYLA BULUŞTURMA NOKTASINDA ELİMİZDEN GELEN NE VARSA YAPIYORUZ" Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkenin evlatlarının bilgiyle donanmasını ve köklerinden kopmamasını sağlamak için büyük çaba harcandığını belirtti. Erdoğan, yükseköğretim kurumları ve üniversite öğrencileri için yurt, burs ve kredi hizmetlerinin sürekli geliştirildiğini ifade etti. Üniversitelerin akademik kadrosundan barınma hizmetlerine kadar her alanda çağın ihtiyaçlarına uygun iyileştirmeler yapıldığını vurgulayan Erdoğan, "Anaokulundan üniversiteye bu ülkenin evlatlarının bilgiyle donanması ruh köklerinden kopmaması kim olduğunu unutmaması taşıdığı potansiyelin farkına varması için çaba harcıyoruz. Bilhassa yüksek öğrenim kurumlarımızı ve üniversite öğrencilerimizi daha geniş imkanlarla buluşturmak için yurt, burs ve kredi hizmetlerimizi her geçen gün geliştiriyoruz. Akademik kadrosundan barınmaya teknolojik altyapısından müfredat içeriğine kadar her alanda üniversitelerimizi ve öğrencilerimizi çağın imkanlarıyla buluşturma noktasında elimizden gelen ne varsa yapıyoruz" ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2002'de yüksek öğretime ayrılan bütçenin 2,5 milyar lira olduğunu, bugün ise bu bütçenin 488 milyar liraya yükseldiğini açıkladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Üniversite sayısının 76'dan 208'e çıkarıldığını, yurt sayısının ise 862'ye ulaşarak 992 bin yatak kapasitesine sahip olduğunu belirterek, "Üniversite öğrencilerimize yüksek standartlı barınma hizmeti sağlıyoruz. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde de aynı şekilde 5 öğrenci yurdumuz var. 2002'de lisans öğrencilerine 45, yüksek lisans öğrencilerine 90, doktora öğrencilerine ise 135 lira seviyesinde kredi ve burs desteği veriliyordu. Şimdi ise lisansta 3 bin, yüksek lisansta 6 bin, doktora düzeyinde eğitim alan kardeşlerimize ise 9 bin lira tutarında burs ve kredi veriyoruz" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yurtta kalan öğrencilerimize sunulan aylık yemek desteği 2002 yılında 11 liraydı. Bugün itibariyle bu miktarı 6 bin liraya çıkardık. Yurtlarımızda konaklayan öğrencilerimizi kültürel, sosyal, akademik ve sportif faaliyetlerle destekliyoruz. Gençlik merkezlerimizin sayısı, dikkat buyurunuz, sadece 9'du. Bugün tam 533 gençlik merkezimiz var. Spor salonlarımızda, atletizm pistlerimizde, futbol sahalarımızda, yeni ve tam olimpik yüzme havuzlarımızda 81 ilimizin tamamındaki gençlerimize hizmet veriyoruz. Bilim ve teknoloji merkezlerimizle, kütüphanelerimizle, spor tesislerimizle, diğer tüm imkanlarımızla, gençlerimize ve öğrencilerimize yönelik yatırımlarımızı, hizmetlerimizi, eserlerimizi inşallah daha da arttıracağız" ifadelerini kullandı. "BİZLER ARTIK SİZİN ZAMANINIZIN MİSAFİRLERİYİZ. TÜRKİYE'NİN GELECEĞİ SİZLERSİNİZ" Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin geleceğinin gençlerde olduğunu, gençlerin bu millete hizmet davasını omuzlayacağını ve Türkiye'yi daha iyi seviyelere taşıyacaklarını belirterek, "Şunu açık ve net ifade etmekte fayda görüyorum. Bizler artık sizin zamanınızın misafirleriyiz. Türkiye'nin geleceği sizlersiniz. Bu milletin umudu sizlersiniz. Her biriniz hem bizim hem ailelerinizin hem de 85 milyonun istikbalisiniz. Millete hizmet davasını inşallah sizler omuzlayacaksınız. Türkiye'yi çok daha iyi seviyelere sizler getireceksiniz. Türkiye 100 yılının güven ve huzur veren ikliminde sizler yaşayacaksınız. Adını duyunca mazlumların gözünün parladığı Türkiye'yi inşallah sizler inşa edeceksiniz. Şunu lütfen bir an olsun unutmayınız. Şahsımın ve dava arkadaşlarımın darı dünyadaki yegane amaçlarından biri siz gençlerimize güçlü ve müreffeh bir Türkiye bırakmaktır" değerlendirmesini yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 23 yılda yapılanların ülkenin geleceği için gerçekleştirildiğini belirtti. "Ülkemizin ayağına vurulan prangaları bunun için parçaladık" diyen Cumhurbaşkanı, terör örgütleriyle kararlı bir şekilde mücadele ettiklerini ve terörsüz Türkiye hedefi doğrultusunda çalışmalarını sürdürdüklerini ifade ederek, "Son 23 yılda ne yaptıysak sadece bu gayeyle yaptık. Nice saldırıyı bunun için püskürttük. Nice oyunu bunun için bozduk. Nice zorluğun üstesinden bunun için geldik. Ülkemizin ayağına vurulan prangaları bunun için parçaladık. Kardeşliğimizi bunun için güçlendirdik. Bunun için yücelttik. Demokrasimizin standartlarını bunun için yükselttik. Milli iradenin üzerindeki vesayet gölgesini bunun için kaldırdık. Türkiye'yi bölgesinde ve tüm dünyada parmakla gösterilen seviyelere işte bunun için getirdik. Terör örgütleriyle kararlı mücadeleyi işte bunun için verdik ve veriyoruz. Terörsüz Türkiye hedefimize işte bunun için ulaşmaya gayret ediyoruz" dedi. "FARKLILIKLARI KAŞIDILAR. GENÇLERİN ARASINA NİFAK VE NEFRET TOHUMLARI SERPTİLER" Gençlere yönelik uyarılarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin yakın tarihinde büyük acılar yaşandığını ve kirli senaryolarla birçok gencin hayatının karartıldığını söyledi. "Kardeşi kardeşe kırdırmak için oyunlar oynadılar" diyen Cumhurbaşkanı, toplumsal huzuru bozan bu unsurlara karşı gençlerin dikkatli olması gerektiğini vurguladı. Erdoğan, "Sevgili genç kardeşlerim. Bakınız bu ülke yakın tarihinde gerçekten çok büyük acılar yaşadı. Kirli senaryolarla nice evladımız henüz hayatının baharındayken bizden kopartıldı. Aynı apartmanda yaşayan, aynı üniversitede okuyan, aynı sırayı paylaşan, aynı mahallede büyüyen gençlerimizi birbirine düşman ettiler. Kardeşi kardeşe kırdırmak için çok sinsi, çok kalleş oyunlar oynadılar. Sokağı adres gösterdiler. Kavgayı körüklediler. Gerilimi tırmandırdılar. Öfkeyi büyüttüler. Farklılıkları kaşıdılar. Gençlerin arasına nifak ve nefret tohumları serptiler. Sadece gençlerimizin değil milletimizin geleceğini de kararttılar. Anaların, babaların yüreklerinde sızısı işitilmeyen büyük yaralar açtılar. Sırf çıkarlarını korumak, menfaatlerini sürdürmek, paralarına para, siyasi ikballerine ikbal katmak uğruna bu ülkenin pırıl pırıl gençlerini fidan gibi delikanlılarını bozuk para gibi harcamaktan çekinmediler" şeklinde konuştu. "SİYASİ GÖRÜŞÜMÜZ, MEZHEBİMİZ, MEŞREBİMİZ, KÖKENİMİZ NE OLURSA OLSUN HEPİMİZ KARDEŞİZ, KOMŞUYUZ, BİRBİRİMİZİN KADER ORTAĞIYIZ" 85 milyonluk Türkiye'nin tek bir aile olduğunu, farklılıkların ötesinde birleşerek sadece Türkiye Cumhuriyeti'ne hizmet edilmesi gerektiğini ifade eden Erdoğan, "Siyasi görüşümüz, mezhebimiz, meşrebimiz, kökenimiz ne olursa olsun hepimiz kardeşiz, komşuyuz, birbirimizin kader ortağıyız. Adımız farklı olsa da soyadımız tektir, o da Türkiye Cumhuriyeti'dir. Bizim bu vatandan başka gidecek bir yerimiz yok. Bizim birbirimizden başka sığınacak kapımız yok. Bizim bir olmaktan, beraber olmaktan, diri olmaktan, hep beraber Türkiye olmaktan başka bir seçeneğimiz yok. Nefreti, husumeti ve öfkeyi değil, ezeli ve ebedi kardeşliğimizi büyütmemiz gereken günlerden geçiyoruz. Sabırla, sağduyuyla, aklıselimle, soğukkanlılıkla hareket etmemiz gereken gerçekten çok hassas günlerden geçiyoruz. Provokasyonlara gelmeyeceğiz, kışkırtmalara prim vermeyeceğiz, öfkemize kesinlikle yenilmeyeceğiz. Sonu felakete varabilecek karanlık yollara asla girmeyeceğiz. Kendi pisliklerini kapatmak için gençlerin arkasına saklanan korkakların ucuz siyasetine kanmayacağız" ifadelerini kullandı. . "HUKUKSUZLUĞUN HESABINI YİNE HUKUK İÇİNDE SORACAĞIZ" "Hakkını yedikleri yüz binlerce gencin yüzüne bakamayacak sahtekarların, alçak senaryolarının parçası, figüranı, piyonu asla olmayacağız" diyen Erdoğan, "Hukuksuzluğun hesabını yine hukuk içinde soracağız. Demokrasimize yönelik saldırıları yine meşru zeminde kalarak bertaraf edeceğiz. Bakın biz bu ülkeyi sokakta bulmadık. Biz bu ülkeyi kolay kurmadık. Bugünlere kolay getirmedik. Her karış toprağında bir aslanın yattığı bu cennet vatanı sokak terörüne teslim edemeyiz. Sizlerden uyanık olmanızı özellikle rica ediyorum. Sizi kendi bataklıklarına, kendi karanlık dünyalarına, kendi çirkefliklerine çekmek isteyen ağzı ve ahlakı bozuk müptezellere karşı çok ama çok dikkatli olmanızı istirham ediyorum. Gözü kendi çıkarlarından, şaibeyle geldikleri koltuklarından başka hiçbir şey görmeyen kifayetsizleri, kendi siyasi kariyerlerine başka hiçbir şeyi umursamayan muhterisleri Adem'e mahkum etmenizi bekliyorum" diye konuştu. Gençlere seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Burada şu gerçeğin özellikle son günlerde sorumsuzca davrananlar tarafından çok iyi bilinmesini istiyorum. Türkiye olarak dünyada en iyi işleyen demokrasilerden birine sahibiz. İnsan hak ve özgürlüklerinin en kapsamlı şekilde tatbik edildiği, en etkin kullanıldığı ülkelerden biriyiz. Ülkemizde sergilenen vandallıkların, sarf edilen hakaret cümlelerinin binde biri Batı ülkelerinde yapılsa görün müsebbiplerinin başına neler gelir. Hele hele polise, yargı mensuplarına, ülkenin yöneticilerine alçakça saldırılarda bulunanların anında defterini dürer bir daha da gün yüzü göremezler. Birileri demokrasi derken, hırsızların, sahtekarların, çetelerin, marjinal yapıların sandığın arkasına saklanarak belediyeleri ve kamu kaynaklarını pervasızca sömürmelerine kast ediyorsa kusura bakmasınlar. Bizim böyle bir demokrasi anlayışımız yoktur" açıklamasını yaptı. "HERKESİ SINIRLARINI BİLMEYE, ÖLÇÜYÜ KORUMAYA, HAK ARAMA İLE HAKARET VE VANDALLIK ARASINDAKİ ÇİZGİYİ GEÇMEMEYE DAVET EDİYORUM" Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü: "Özgürlük derken sokakları, tarihi camilerimizin avlularını, ecdadın mezar taşlarını yakıp yıkmayı, ibadethanelerimizde alkol almayı kast ediyorsa biz hiçbir şartla orada olmayız, olamayız. Ben dilediğime şiddet uygularım, bu ülkenin polisine taşla, asitle, molotof kokteyliyle, baltayla saldırırım, kimse de bana karışamaz diyorlarsa biz bunu hak ve özgürlükler dairesinde ele alamayız. Bugüne kadar kimsenin bize demokrasi dersi vermesine, insan hakları ve özgürlükler gibi kavramlar üzerinden milletin iradesine pusu kurmasına müsaade etmedik, bundan sonra da etmeyiz. Herkesi sınırlarını bilmeye, ölçüyü korumaya, hak arama ile hakaret ve vandallık arasındaki çizgiyi geçmemeye davet ediyorum. Aksini yapmakta ve söylemekte ısrar edenler sadece kendilerine değil bu ülkeye ve millete de en büyük kötülüğü yapmış olacaklardır. Milletimiz siyasi destek için huzuruna gelenlere omuz verip düzeltmeyi bildiği gibi yolunu kaybedenleri tepe üstü yere sermeyi de gayet iyi bilir." Sokaklarda terör estirenlerin bu ülkeyi yangın yerine çevirmek isteyenlerin varacağı hiçbir menzil olmadığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Girdikleri yol çıkmaz sokaktır. Gençlerimizin terör örgütleri ve marjinal yapıların yanı sıra siyaseti rant aracına çeviren hırsızlar, yolsuzlar, ilkesizler tarafından kullanılmasına da izin vermeyeceğimizi burada tekrar hatırlatıyorum" dedi.

Telefonda ikili ilişkiler konuşuldu Haber

Telefonda ikili ilişkiler konuşuldu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Görüşmede, Türkiye ile ABD ikili ilişkileri, bölgesel ve küresel konular ele alındı. İletişim Başkanlığından yapılan açıklamaya göre, görüşmede, Türkiye ile ABD ikili ilişkileri, bölgesel ve küresel konular ele alındı. Cumhurbaşkanı Erdoğan görüşmede, iki müttefik olarak Türkiye ve ABD'nin iş birliğini yeni dönemde dayanışma içerisinde, sonuç odaklı ve samimi bir şekilde ilerleteceklerine inancının tam olduğunu ifade etti. Erdoğan, bölgesel ve küresel gelişmelerin Türkiye ile ABD arasındaki istişareleri her konuda artırmayı gerekli kıldığını, ABD Başkanı Trump'ın Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın sona erdirilmesi için kararlı ve doğrudan inisiyatif alan adımlarını desteklediklerini, Türkiye'nin savaşın en başından beri adil ve kalıcı barış için gayret gösterdiğini ve buna devam edeceğini belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan görüşmede, Suriye'de istikrarın yeniden sağlanması, yeni yönetimin işlevsel kılınması ve normalleşme için Suriye'ye yönelik yaptırımların kaldırılmasına birlikte katkı sunmalarının önemli olduğunu, bunun Suriyelilerin yeniden yurtlarına geri dönmelerine imkan sağlayacağını ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD'den yeni dönemde teröre mücadele konusunda, Türkiye'nin çıkarlarını gözeten bir anlayışla adımlar beklendiğini, savunma sanayii alanında iki ülkenin iş birliğini geliştirmek için CAATSA yaptırımlarının sonlandırılması, F-16 tedarik sürecinin neticelendirilmesi ve F-35 programına Türkiye'nin yeniden katılımı konularının sonuçlandırılmasının gerekli olduğunu belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Güvenli günleri hep birlikte göreceğiz" Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Güvenli günleri hep birlikte göreceğiz"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Terör belasını bu milletin başından tamamen defetmek için çalışacağız. Terörün karanlık ve kanlı gölgesinin ülkemizin ve bölgemizin üzerinden çekildiği o huzurlu, güvenli günleri hep birlikte göreceğiz" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde 8 Mart Dünya Kadınlar Günü İftar Programı'nda açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ülkemizin ve tüm dünya kadınlarının 8 Mart Kadınlar Günü'nü şahsım ve eşim adına tebrik ediyorum. Filistin’de, Suriye'de, Yemen'de, Afrika'da, Asya'da, Türkistan'da ve gönül coğrafyamızın farklı köşelerinde hayat ve haysiyet mücadelesi veren tüm kadınlara, tüm annelere buradan bir kez daha dayanışma mesajlarımızı iletiyorum. Gazze'nin yiğit kadınlarını ülkemdeki tüm kadınlar adına saygıyla selamlıyorum. Şehit annelerimize ve vakur eşlerine sabırlar diliyorum. Nasıl bugüne kadar onlara mahcup olmadıysak bundan sonra da şehitlerimizin kahraman annelerine ve eşlerine mahcup olmayacak, terör belasını bu milletin başından tamamen defetmek için çalışacağız. Terörün karanlık ve kanlı gölgesinin ülkemizin ve bölgemizin üzerinden çekildiği o huzurlu, güvenli günleri hep birlikte göreceğiz. Tüm kadın şehitlerimizi kemal-i edeple yad ediyorum. Nice zorluğa göğüs gerip bu vatan için ahlaklı evlatlar yetiştiren tüm annelerimizin elinden öpüyorum. AK Partisi çatısı altında çeyrek asırdır yol yürüdüğüm partimizin kadın kollarını da saygıyla selamlıyorum" dedi. "Kadınlara yönelik çalışmalarımız aynı hassasiyet ile devam ediyor" Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının devamında, "Bizim inanç değerlerimize göre kadın toplumun omurgasıdır. Tarihimize baktığımızda dönüm noktalarımızda hep kadınlarımızın yer aldığını görürüz. Nene Hatunlar, Halime Çavuşlar, Kara Fatmalar, Binbaşı Ayşeler ve daha niceleri kimi zaman cephe gerisinde kimi zaman en ön safta bu millet için canlarını ortaya koydular. Kadınlar zor zamanlarda sergiledikleri dirayetli tavırlarıyla, medeniyetimize yaptıkları eşsiz katkılarıyla evlerimizde huzurun, vatanımızda dirliğin, milletimizin fertleri arasında birliğin teminatı oldular. Ne 15 asırlık İslam tarihinin ne de binlerce yıllık Türk tarihinin kadınları dışlayarak yazılması mümkün değildir. Hazreti Hatice validemiz ve Hazreti Ayşe annelerimiz İslam medeniyetinin birer kutup yıldızı olarak isimlerini mümin gönüllere nakşetmişlerdir. Batı’da kadın hakları gündemde bile yokken bizde 1843 yılından itibaren kadınlar resmi olarak da çalışma hayatında yer almaya başlamışlardır. Kadınlara devlet memuriyetinde görev alma hakkı 1913 yılında verilmiştir. Batı'dan bile önce kadınlar ülkemizde 1934 yılında seçme ve seçilme hakkına kavuşmuştur. Her ne kadar bu hakkın kullanımında özellikle darbe dönemlerinde çeşitli engellerle karşılaşılsa da yasal olarak bu imkana sahip olunmuştur. Göreve geldiğimiz ilk günden itibaren kadınların her alanda önlerini açmaya, haklarını teslim etmeye çalıştık. Kadınlarla ilgili attığımız adımları kısaca hatırlatmak istiyorum. 2003'te Aile Mahkemeleri’ni kurduk. Yeni İş Kanunu ile işçi işveren ilişkilerinde cinsiyet bazlı ayrımcılığa son verdik. 2004'te Anayasa'nın 10. maddesine yaptığımız eklemelerle kadın erkek eşitliğini güvence altına aldık. Nüfusu 50 bini geçen belediyelere kadın ve çocuklar için konukevi açma zorunluluğu getirdik. 2008'de yaptığımız düzenlemelerle kadınlarımıza doğum, sağlık ve emeklilik gibi konularda yeni haklar tanıdık. Eğitimde, iş hayatında fırsat eşitliğini tam ve gerçek anlamda sağlamak üzere ülkemiz için bir utanç vesikası olan başörtüsü yasağını bir daha geri gelmemek üzere kaldırdık. Böylece kadınların seçilme ve çalışma haklarını da özgürce kullanmasını temin ettik. 2012'de 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine dair kanunu ülkemiz hukuk sistemine kazandırdık. 2013'de şiddet mağduru kadınlara yönelik çeşitli düzenlemeler yaptık. Kadınların ağır ve tehlikeli işlerde çalışmasının önüne geçtik. 2014’te cinsel suçların cezalarını önemli ölçüde artırdık. 2016'da Gelir Vergisi Kanunu'nda yaptığımız düzenlemelerde doğum, ebeveynlik, evlat edinme gibi durumlarda kadınların haklarını genişlettik. 2018’de Kadının Güçlenmesi Strateji Belgesi ve Eylem Planı'nı yayınladık, KADES uygulamasını hayata geçirdik. 2020’de aile içi şiddetle mücadele ihtisas mahkemelerini kurduk. 2022'de kadına yönelik suçların cezasını artırdık. Caydırıcılığı güçlendirdik. Kadınlara yönelik çalışmalarımız aynı hassasiyet ile devam ediyor. Bugün yayımladığımız Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile Kadının Güçlenmesi Koordinasyon Kurulu ve İl Koordinasyon Kurulları’nı kurduk. Yeni kurullarımız ile kadınlara yönelik hizmetlerin daha etkin yürütülmesini amaçlıyoruz" ifadelerini kullandı. "CHP kadın düşmanı bir partidir" "Muhalefetin İstanbul Sözleşmesi ile ilgili iddialarının hiçbir temeli bulunmuyor. Kadıköy Belediyesi'nde belediye meclis üyesi, AK Partili bayan arkadaşımızın sözünü kestiler, hakaret ettiler ve Meclis Başkanı aynı zamanda kalkıp aynı ABD’de olduğu gibi 'şu kadını atın dışarı' diyebildi" ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Meclis kürsüsünden ahkam kesenlere de şunu tavsiye ediyoruz; şayet gerçekten kadına yönelik şiddet ile mücadele etmek istiyorsanız, öncelikle parti teşkilatlarınızı ve yönettiğiniz belediyeleri içten içe çökerten taciz, tecavüz ve ahlaksızlık vakalarına bir el atın. Kadına yönelik şiddete karşı farkındalığı artırmaya kendi belediyelerinizden başlayın. Ana muhalefet partisinin genel başkanı kadın düşmanı arıyorsa sağa sola sataşmasın gitsin önce aynaya baksın, partisinin kötü siciliyle yüzleşsin sonra da çıkıp yıllarca mağduriyetine sebep oldukları başörtülü kadınlardan özür dilesin. Meclis üyesi hanım kardeşimize yönelik sergilenen küstahlık ve faşizm 28 Şubat zihniyetinin CHP'de hala devam ettiğini göstermiştir. Kadınlara had bildirme edepsizliği bir CHP geleneğidir. CHP kadın düşmanı bir partidir. CHP faşist nobran bir siyasi teşekküldür. Sayın Özel, siyasette kendini geliştirmek yerine belediye başkanlarının yolsuzluklarını aklamaya mesai harcadıkça daha çok kendini gülünç duruma düşürür. Biz doğru bildiğimizi yapmaya devam edeceğiz" şeklinde konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan dün Konya'da sahipsiz köpeklerin saldırısı sonucu vefat eden 2 yaşındaki Rana'ya rahmet dileyerek, "Böyle bir vahşetin 2025 Türkiye'sinde yaşanmasının hiçbir izahı olamaz. Muhalefetin ve çeteleşmiş kimi yapıların tüm engellemelerine rağmen başıboş köpek sorununu çözmek amacıyla ağustos ayında çıkardığımızın yasanın uygulamasını temin için de kararlı adımlar atıyoruz. Büyüyen bu sorunun çözümü noktasında muhalif, iktidar fark etmeksizin tüm yerel yönetimlerin el birliği içinde çalışması gerekiyor. Maalesef muhalefet cenahında yasaya karşı direnç devam ediyor. Bunun üstesinden de geleceğiz. Hepimizin yüreğini dağlayan dünkü olayla ilgili başsavcılığımız soruşturma başlatmış ve ayrıca müfettişlerimiz görevlendirilmiştir. Rana yavrumuza yüce Allah'tan rahmet diliyorum" dedi.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Söz Bursa En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.