SON DAKİKA
Hava Durumu

#Chp Bursa Milletvekili

Bursa Haber - Chp Bursa Milletvekili haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Chp Bursa Milletvekili haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Orhan Sarıbal'dan zeytin üreticilerine destek! Haber

Orhan Sarıbal'dan zeytin üreticilerine destek!

Türkiye’nin bulunduğu coğrafi konum ve sahip olduğu Akdeniz iklimi nedeniyle İtalya, İspanya, Yunanistan ve Tunus gibi Akdeniz ülkeleriyle birlikte dünyanın önde gelen zeytin üreticilerinden olduğunu kaydeden Sarıbal, zeytin ülkesi Türkiye’de üreticilerin mağdur edildiğini söyledi. İktidarın uyguladığı yanlış politikalar nedeniyle yıllardır zeytin bahçelerinde emek veren, bu topraklara değer katan üreticilerin ekonomik olarak zor durumda kaldığını, zeytin üreticisinin geçim kaygısı yaşadığını belirten Sarıbal, “Çok kısa süre önce bir açıklama yapmıştım. ‘Bu yıl zeytinde var yılı’ demiştim. Bu yıl Cumhuriyet tarihinin rekoru kırılacak. Önce 2.9 milyon ton dediler, yüzde 30 sofralık, yüzde 70 yağlık dediler. Şimdi yeni bir rekolte tahmini var. O da 3.6 milyon ton. Gerçekten büyük bir rekor. Bunun yüzde 20’si sofralık, yüzde 80’i yağlık olarak düşünülüyor. Çünkü kuraklıktan dolayı zeytin sofralık olamadı. Ancak sulanabilen kısımlar sofralık olabildi. Zeytinin dane büyüklüğü 1 kilograma giren 250 - 300 danelilere çok iyi fiyat verilmesi gerekiyor ve yağlık zeytine de iyi fiyat verilmesi gerekiyor. Bu yıl o ürünü yeterli değerlendiremezsek gelecek 2 yıl da ekonomik olarak çöküş yılı olacaktır. Marmarabirlik var, TARİŞ var, Tarım Kredi Kooperatifleri var, Toprak Mahsulleri Ofisi var. Bunlar kısmen özel kısmen kamu kurumlarıdır. Zeytinimiz var, ürünümüz var ama dizimizi dövüyoruz. Marmarabirlik yağlık zeytinde temel fiyat olarak öngördüğü fiyatı artırmadı. Kendine göre kurumun gerekçeleri olabilir. Avrupa Birliği şu anda zeytin ve zeytinyağına ihtiyaç duyuyor. Oysa biz kısıtlamadan sonra sofralık zeytinde de zeytinyağında da daha az ihracat yaptık. Bu iki alanda da kısıtlama döneminde geriye düştük. Şimdi büyük bir fırsatçılık geçiyor piyasadan. Ürün çok ama ortada bu ürünü düzene sokacak, bir sistem yok. Çiftçi kendi kaderiyle baş başa. Derhal hükümeti göreve çağırıyoruz. Çiftçi kumpasta. Bugün satılan yağ, 6 ay sonra kat be kat üzerine çıkacak. Çiftçi yağını satmasın, çiftçinin borçlarına yapılandırma getirilsin, iktidar çiftçiyi tüccarın eline bırakmasın” diye konuştu. “İKTİDAR, ÇİFTÇİNİN CANI ÇIKSIN POLİTİKASI YÜRÜTÜYOR”  İktidarın dört defa zeytinyağı ihracatını kısıtlaması, son kısıtlamanın 14 Eylül 2024’te bitmesinin 200 bin ton civarında zeytinyağının içeride kalmasına neden olduğunu açıklayan Sarıbal, “Bu yetmedi, dış piyasada pazarımızı kaybettik. Tamamen iktidarın yanlış zeytin politikasıydı. 2024-25 sezonuna 200 bin ton civarında zeytinyağı stoğu ile gelindi. Şimdi beklentimiz 450 bin ton civarında. İkisini üst üste ilave ettiğimizde 600 bin ton gibi tarihsel bir zeytinyağı üretimi beklentimiz var. Bu bir yandan çok kıymetli ve çok değerli. Ama bu taraftan iktidarın uyguladığı ağır tarım politikaları, Mehmet Şimşek ve Recep Tayyip Erdoğan, gıda enflasyonunu düşürmek için akıllarına gelen ihracatı durduralım, kısıtlayalım ama çiftçinin canı çıksın politikası zeytinde de açık bir şekilde hayata geçmiş görülüyor. Bugün zeytinin bölgelere göre dalında 1 kilogram maliyeti 35-50 lira arasında. Yani yağlığa da gitse en düşük olan yerde 35 lira, en yüksek 50 lira maliyet vardır. Ortalama kilogram üzerinde zeytinin 45 lira maliyeti var. Bu dekar başına ya da ağaç üzerindeki verime göre değişir. Bazı ağaçlarda yüzde 50-60 liralara kadar çıkabilir, bazılarında 35 liraya kadar düşebilir. Ama günün sonunda bu çiftçinin bir yaşam maliyeti var. Çiftçinin bir arazi kirası var. En önemlisi gelecek yıl zeytin olmayacak ya da çok az olacaktır. Bugün büyük bir fırsatçılık sistemin içerisinden geçiyor. Zeytin üreticilerimizin emeğinin karşılığını alabilmesi, zeytin ağaçlarının geleceğinin korunması için adil bir fiyat politikası uygulanması gerekiyor. Üreticilerimizin desteklenmesi, yalnızca onların ekonomik refahı için değil, ülkemizin tarımsal üretim gücü ve zeytin kültürünün sürdürülebilirliği için de önemli” ifadelerini kullandı.

Kayapa’da yaşanan koku sorunu TBMM'ye taşındı Haber

Kayapa’da yaşanan koku sorunu TBMM'ye taşındı

Bursa'nın Nilüfer ilçesindeki Kayapa Organize Sanayi Bölgesi’nden çevreye yayılan kokudan duyulan rahatsızlığı yaptıkları eylemlerle ortaya koyan vatandaşların sesi olarak CHP Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu, konuyu Meclis'e taşıdı. “Ortada ciddi bir sorun var ve ivedilikle çözülmesi gerekiyor" diyen Milletvekili Altaca Kayışoğlu, sadece Kayapa bölgesinde değil kentin geneline yayılan bir koku sorunu olduğunu artık Bursalıların bildiğini ve hissettiğini ifade ederek, ". Kayapa’da hayatını sürdüren vatandaşlarımız günlük yaşamlarını sıkıntıya sokan kokunun oturdukları sitelere komşu sanayi bölgesinden yayıldığını hissedebiliyorlar. Kokunun kimyasal madde kaynaklı olduğu düşüncesindeler ve bunun kendilerine, çocuklarına zarar vermesinden endişe ediyorlar. Sorunun çözümü için de eylemler yaparak seslerini duyurmaya çalışıyorlar. Bu sorunun çözümü etkili denetimden geçiyor. Bunu yapacak olan da Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı. Bu nedenle Bakan Kurum’un cevaplaması için Kayapalıların endişelerini ifade eden soru önergesi verdik. Umarız, Bakan; soruna ivedilikle yaklaşır, sorunun çözümüne katkı sunar” dedi.  Bu arada CHP Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu, Bakan Kurum’un yanıtlaması istemiyle verdiği TBMM Başkanlığı aracılığıyla verdiği soru önergesinde, Kayapa Sanayi Bölgesi’ndeki kimyasal koku yayılımı ile ilgili bir denetim yapılıp yapılmadığını, yapılmış ise hangi fabrikalara cezai işlem yapıldığını, kaç fabrikanın bu kapsamda denetlendiğini, geceleri yoğunlaşan kokunun önlenmesi için neler yapıldığı, fabrikaların baca filtreleme sistemlerinin ne ölçüde denetlendiği, denetimlerde uygulamadan kaçınan sanayi tesislerine ne gibi yaptırımlar uygulandığı yönündeki sorulara da yanıt aradığını söyledi.

Pala: Bakanlık 40 gündür sessiz! Haber

Pala: Bakanlık 40 gündür sessiz!

17 Ocak 2024 tarihinde yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile tedavilerinin Sağlık Bakanlığına bağlı sağlık kurumları ile Devlete ait üniversite hastanelerinden yapılmış olması kaydıyla ülkemize gelen yılda en fazla iki bin yabancı hastanın sağlık hizmeti, ilaçlar, tıbbı cihaz, ortez-protez ve malzemeler ile bunlardan taburcu edilenlerin ihtiyaç duyacağı ilaçların Sağlık Uygulama Tebliği kapsamında karşılanması mümkün olan giderlerden muaf ilan edilmişti. İlgili karar 31 Aralık 2023 tarihine kadar geçerli kılınmıştı. Karardan 4 ay sonra 10/05/2024 tarihinde 17/1/2024 tarihli Cumhurbaşkanı Kararı ile muaf tutulacak yabancı hasta sayısı yılda en fazla iki bin yerine yedi bin olacak şekilde değişikliğe gidilmişti. SORU ÖNERGESİ VERMİŞTİ Cumhuriyet Halk Partisi Bursa Milletvekili Halk Sağlığı Profesörü Dr. Kayıhan Pala bu değişikliğin ardından konu hakkında sorularının yanıtlanması talebiyle hem Cumhurbaşkanlığına hem de Sağlık Bakanlığına soru önergesi vermişti. CUMHURBAŞKANLIĞI: SORUMLULUK SAĞLIK BAKANLIĞINDA! Pala önergesinde; 31/12/2003-31/05/2024 tarihleri arasındaki 6 aylık süreçte kararda belirtilen muafiyetten kaç yabancı hastanın yararlandığının açıklanması başta olmak üzere, muafiyetten yararlanan yabancı hastaların uyruk, yaş ve cinsiyetlerine göre dağılımı ile bu hastalara altı ay içinde yapılan harcamaların tutarını sormuştu. CHP’li Pala; “4 ay içinde, yani 10/05/2024 tarihinde 17/1/2024 tarihli Cumhurbaşkanı Kararı ile muaf tutulacak yabancı hasta sayısı yılda en fazla iki bin yerine yedi bin olacak şekilde değişikliğe gidildi. Kamuoyunda büyük tartışmaya yol açan, tüm giderleri Sağlık Bakanlığı tarafından karşılanacak 7 bin yabancı hastanın kimler olduğunun açıklanması, şeffaflık ve hesap verebilirlik bakımından önem taşıyordu; ilk altı ay içinde tedavileri gerçekleşen yabancı hastalara ilişkin bilgilerin 15 günlük yanıt verme süresi içerisinde bildirilmesini istedim. Cumhurbaşkanı Cevdet Yılmaz soru önergeme süresi içinde “…soru önergesinde geçen hususlar Sağlık Bakanlığının görev alanına girmektir” diye cevap verdi ve yürütme sorumluluğunu Sağlık Bakanlığına yönlendirdi. Sağlık Bakanlığı üzerinden 40 gün geçmesine karşın hiçbir cevap vermedi. Sağlık Bakanlığı neden sağlık hizmeti verilen ve giderlerden muaf tutulan yabancı sayısını açıklamıyor, bilmek istiyoruz. Yeni Bakan Memişoğlu’nun ilk icraatlarından biri de bu sayı konusunda kamuoyunu aydınlatmak olmalı! Şeffaf ve hesap verilebilir bir Bakanlık olmadığı sürece Bakanının değişmesinin hiçbir önemi yok!” dedi. İLGİLİ CUMHURBAŞKANI KARARLARI: 17/1/2024 tarihli ve 8105 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararının Eki Karar 1’inci Maddesi “ Tedavilerinin Sağlık Bakanlığına bağlı sağlık kurumları ile Devlete ait üniversite hastanelerinde yapılmış olması kaydıyla, Dışişleri Bakanlığının koordinasyonu ve Sağlık Bakanlığının onayı ile ülkemize gelen yılda en fazla iki bin yabancı hastanın; 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 63’üncü maddesinin birinci fıkrasının (b),(c),(d) ve (f) bentleri kapsamındaki sağlık hizmeti, ilaçlar, tıbbı cihaz, ortez-protez ve malzemeler ile bunlardan taburcu edilenlerin ihtiyaç duyacağı ilaçların Sağlık Uygulama Tebliği kapsamında karşılanması  mümkün  olan giderleri,8/1/2002 tarihli ve 4736 sayılı Kanunun ‘1’inci maddesinin birinci fıkrası hükmünden muaftır.” olarak belirtilmiş ve karar geçerlilik tarihi 2’inci Maddede 1/12/2023 olarak yayımlanmıştır. 10/05/2024 tarihinde, 17/1/2024 tarihli ve 8105 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararının Eki Kararın 1’inci Maddesinin birinci fıkrası değiştirilmiş ayrıca aynı maddeye üçüncü fıkra eklenmiştir. Bu değişiklikler sırasıyla; “Tedavilerinin Sağlık Bakanlığına bağlı sağlık kurumları ile Devlete ait üniversite hastanelerinde yapılmış olması kaydıyla, Dışişleri Bakanlığının koordinasyonu ve Sağlık Bakanlığının onayı ile ülkemize gelen yılda en fazla yedi bin yabancı hastanın; 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 63’üncü maddesinin birinci fıkrasının (b),(c),(d) ve (f) bentleri kapsamındaki sağlık hizmeti, ilaç, ortez-protez ve malzemelerin Sağlık Uygulama Tebliği kapsamında karşılanması mümkün olan tedavi giderleri , 8/1/2002 tarihli  ve 4736 Sayılı Kanunun 1’inci maddesinin birinci  fıkrası hükmünden muaftır. Bu kapsamda ayakta muayene olan hastaların ilaç bedelleri, Sağlık Uygulama Tebliği veya kamu fiyatı üzerinden, tıbbi cihaz ortez-protez ve medikal malzeme giderleri ise temin bedelleri üzerinden Sağlık Uygulama Tebliği kriterlerine göre Sağlık Bakanlığınca karşılanır.” olarak değiştirilmiş ve 1’inci Maddeye üçüncü fıkra olarak “Göç İdaresi Başkanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı bu madde kapsamındaki yabancı hastaların kayıt ve hizmet sunum süreçlerinin yürütülmesinde gerekli desteği sağlar.” cümlesi eklenmiştir.

CHP Bursa Milletvekili Pala: Kızamık yeni bir salgına yol açmadan önlem alınmalı! Haber

CHP Bursa Milletvekili Pala: Kızamık yeni bir salgına yol açmadan önlem alınmalı!

CHP Bursa Milletvekili ve Halk Sağlığı Profesörü Dr. Kayıhan Pala, önemli bir halk sağlığı sorunu olan bulaşıcı hastalıklar konusunda Sağlık Bakanlığının politikalarını, işleyişini ve süreçlerini izlemeyi ve denetlemeyi sürdürüyor. CHP’li Pala; Milletvekili seçilir seçilmez ilk soru önergesini bulaşıcı bir hastalık olan kızamık hakkında vermişti. Kızamık ve verem gibi bulaşıcı hastalıklar hakkında TBMM’de basın açıklaması düzenleyen, katıldığı programlarda bu konuyu dile getiren Pala kızamıkla ilgili 8 Mayıs’ta Bakan Fahrettin Koca’ya yeni bir soru önergesi daha verdi. Pala soru önergesinde, geçtiğimiz Nisan ayında Iğdır’da 150’si doktor 480 sağlık çalışanın bulunduğu Dr. Nevruz Erez Devlet Hastanesinde acil serviste görevli bir doktora kızamık tanısı konması üzerine İl Sağlık Müdürlüğünün olası bir salgın durumuna karşı harekete geçtiğine yer verdi. Bilindiği gibi, Hastanenin bahçesine aşı ve triaj üniteleri kurulmuş, Hastanenin içindeki iki bölümde izolasyon alanları oluşturulmuş ve Hastaneye gelenler triaj ünitesinde kontrol edildikten sonra kızamık belirtisi yoksa kırmızı, yeşil ve sarı alanlara, kızamık belirtisi varsa izolasyon odalarına yönlendirilmişti. Iğdır İl Sağlık Müdürü Abaset Bağcı’nın “Suriye ya da Afgan uyruklu kişilerden bulaştığını düşündüğümüz kızamık vakaları için hastanede tedbir amaçlı filyasyon uygulamaya karar verdik.” açıklaması basında yer almıştı. CHP’li Pala; “Kızamık aşıyla korunabilir bir hastalıktır, bulaşıcılığı çok yüksektir, eğer zamanında tanı konmaz ve tedavi edilmezse özellikle çocuklarda ölümle sonuçlanabilir. Bu nedenle tek bir kızamık vakası ortaya çıktığında, bir salgına yol açmaması için titizlikle önlem alınmalıdır” dedi. Pala; ülkemizde kızamık ile ilgili en son verilerin 2022 yılına ait olmak üzere, Sağlık Bakanlığı tarafından 2024 yılı Nisan ayında yayımlanan Sağlık İstatistikleri 2022 yıllığında paylaşıldığını, kızamık başta olmak üzere bulaşıcı hastalıklara dair istatistiklerin 16 ay sonra yayınlanmasının, şeffaflıktan uzak bir sağlık yönetimi anlayışını gözler önüne serdiğini vurguladı. Pala ayrıca, Dünya Sağlık Örgütü veri tabanında 127 olan 2022 yılındaki kızamık olgu sayısının, İstatistik Yıllığında 103 olarak yer aldığını; Türkiye’deki kızamık olgu sayısının 2023 yılında Dünya Sağlık Örgütü veri tabanında 4984 olarak açıklanmış olduğunu, bunun ülkemizde geçen yıl bir kızamık salgınının yaşandığını göstermesi bakımından çarpıcı olduğunu da dile getirdi. CHP’li Pala soru önergesinde Fahrettin Koca’ya; ülkemizde 2023 yılında tanı konulan kızamık olgularının epidemiyolojik özelliklerini; 2024 yılının ilk dört ayında aylara göre kızamık olgu sayısını, ülkemizde kızamık salgını yaşanmaması için alınan tedbirleri; Iğdır özelinde ise  son 5 yıl ve 2024 yılının ilk dört ayında tanı konulan kızamık olgu sayılarını, Dr. Nevruz Erez Devlet Hastanesinde ilk kızamık olgusunun  hangi tarihte görüldüğünü ve ilk olgu saptandıktan sonra İl çapında hangi faaliyetlerin  yürütüldüğünü sordu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.