SON DAKİKA
Hava Durumu

#Cevdet Yılmaz

Bursa Haber - Cevdet Yılmaz haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Cevdet Yılmaz haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Yılmaz: Amacımız enflasyonun tek hanelere düşmesidir! Haber

Yılmaz: Amacımız enflasyonun tek hanelere düşmesidir!

Ekonomi Koordinasyon Kurulu toplantısı, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz başkanlığında Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleştirildi. Toplantı sonrasında yapılan yazılı açıklamada, geçen yıl uygulanmaya başlanan ekonomi programı ile para ve maliye politikalarının etkin bir koordinasyon içinde sürdürüldüğü, yapısal reformların bir takvim çerçevesinde hayata geçirildiği vurgulandı. Programdaki temel amacın sürdürülebilir büyümenin sağlanması, enflasyonun tek haneli seviyelere düşürülmesi ve yapısal reformlarla verimliliğe dayalı üretimin, ihracatın ve istihdamın artırılması olduğu belirtildi. Açıklamada, şunlar kaydedildi: "Bu kapsamda rekabet gücümüzü artıracak katma değerli üretim yapısını sağlamaya yönelik adımlar atılmaktadır. Sanayide teknolojik yenilenme ve dönüşümü sağlamak amacıyla sektörel önceliklendirme yaklaşımıyla aktif sanayi politikaları uygulanmaktadır. Aynı zamanda sanayinin dönüşümüne katkıda bulunmak amacıyla reel sektörün finansmana erişiminin kolaylaştırılmasına yönelik çalışmalar ilgili tarafların iş birliğiyle yürütülmektedir. Bu çerçevede güncellenmiş YTAK ve HIT-30 gibi programları da hayata geçirilmiştir. Programın başta emek yoğun sektörler olmak üzere imalat sanayine olası etkileri, dezenflasyon sürecinden etkilenebilecek sektörlerde rekabet gücünün artırılması ve istihdamın korunmasına yönelik çalışmalar değerlendirilmiştir. Ayrıca bu süreçte sanayi sektörünün karşılaştığı zorluklara yönelik çözüm önerileri ve atılabilecek ilave adımlar istişare edilmiştir. Uzun vadeli yatırım kredilerinin gelişimi ve kompozisyonu ile reel sektörün bu kredilere erişimine yönelik değerlendirmeler yapılmıştır. Uluslararası kuruluşlardan sağlanan kredi niteliğinde dış finansman kaynaklarına erişim ile söz konusu kredilerin kullanımına ilişkin gelişmeler ele alınmıştır."

2025 bütçesi için 1,9 trilyon lira açık tahmini Haber

2025 bütçesi için 1,9 trilyon lira açık tahmini

2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'ne ilişkin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda sunum yapan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, detaylı açıklamalarda bulundu. Bütçe giderlerinin 2023'te 6 trilyon 588 milyar lira, bütçe gelirlerinin 5 trilyon 208 milyar lira, bütçe açığının 1 trilyon 380 milyar lira ve faiz dışı açığın 706 milyar lira olduğunu söyleyen Yılmaz, bütçe açığının GSYH'ye oranının yüzde 5,2 olduğunu belirtti. Yılmaz, 2022'ye göre 2023 yılında bütçe açığının yükselmesinde 960 milyar liralık deprem harcamalarının etkili olduğunu aktararak deprem harcamaları hariç bütçe açığının GSYH'ye oranının yüzde 1,6 olarak gerçekleştiğini ifade etti. Harcamaları detaylandıran Yılmaz, "Yüzde 49,1'inin cari transferler ve sermaye transferlerinden, yüzde 22,9'unun personel giderleri ve sosyal güvenlik devlet primi giderlerinden, yüzde 10,2'sinin faiz giderlerinden, yüzde 8,3'ünün sermaye giderlerinden, yüzde 6,9'unun mal ve hizmet alım giderlerinden, yüzde 2,6'sının borç verme giderlerinden oluştuğu görülmektedir." dedi. 2024'te merkezi yönetim bütçe giderlerinin 11 trilyon 213 milyar lira, merkezi yönetim bütçe gelirlerinin 9 trilyon 65 milyar lira, bütçe açığının 2 trilyon 148 milyar lira, faiz dışı açığın 851 milyar lira olarak gerçekleşmesini tahmin ettiklerini kaydeden Yılmaz, 2024 yıl sonu bütçe açığının milli gelire oranını ise yüzde 4,9 olarak öngördüklerini söyledi. Bütçe giderlerinin dağılımına ilişkin Yılmaz, 2024'te personel giderlerinin 2 trilyon 678 milyar lira, sosyal güvenlik kurumlarına devlet primi giderlerinin 333 milyar lira, mal ve hizmet alım giderlerinin 773 milyar lira, cari transferlerin 4 trilyon 11 milyar lira, sermaye giderlerinin 1 trilyon 93 milyar lira, sermaye transferlerinin 724 milyar lira, borç verme giderlerinin 303 milyar lira, faiz giderlerinin 1 trilyon 298 milyar lira olmak üzere bütçe giderlerinin başlangıç ödeneğine göre 124,1 milyar lira artışla toplam 11 trilyon 213,1 milyar lira olarak gerçekleşmesini beklediklerini ifade etti. 2024 yılında vergi gelirlerinin yaklaşık 7 trilyon 605 milyar lira, vergi dışı gelirlerin ise yaklaşık 1 trilyon 459 milyar lira olacağını öngördüklerini anlatan Yılmaz, şunları kaydetti: "2025 yılı Merkezi Yönetim Bütçesinde bütçe giderlerinin 14 trilyon 731 milyar lira, bütçe gelirlerinin ise 12 trilyon 800 milyar lira olacağını öngörmekteyiz. Hükümetlerimiz döneminde bir taraftan mali disipline kararlılıkla devam ederken, diğer taraftan da bütçeyi faiz bütçesi olmaktan çıkararak hizmet bütçesi haline getirdik. 2002 yılında milli gelire oranla yüzde 14,3 olan faiz giderlerini oldukça düşük seviyelere indirdik. Nitekim, 2025 yılı bütçesinde faiz giderlerinin yüzde 3,2 seviyesinde olmasını öngörmekteyiz. Bütçeden 2023'te depremlerin yol açtığı hasarların bertaraf edilmesi amacıyla 960 milyar lira harcama gerçekleştirdik. 2024 yılında 1 trilyon 28 milyar lira tutarında deprem harcaması yapılacağını öngördük. 2025 yılı bütçemizde afet risklerinin azaltılması, depremlerin yol açtığı hasarların süratle giderilmesi ve deprem bölgesinde yaşayan vatandaşlarımızın ihtiyaçları ve depreme dayanıklı şehirlerin inşası için toplam 584 milyar lira kaynak ayırıyoruz. Devletimiz tüm yetkilileri ve kurumlarıyla, deprem bölgesindeki hayatın süratle normale dönmesi için çalışmalarına aralıksız bir şekilde devam etmektedir." Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 2025 yılı bütçe ödeneklerinin ekonomik sınıflandırmaya göre dağılımını ise "Personel giderleri için toplam 3 trilyon 911 milyar lira, mal ve hizmet alım giderleri 1 trilyon 24 milyar lira, cari transferler 5 trilyon 813 milyar lira, sermaye giderleri 1 trilyon 102 milyar lira, sermaye transferleri 338 milyar lira, borç verme giderleri 306 milyar lira, yedek ödenekler 287 milyar lira, faiz giderleri ise 1 trilyon 950 milyar liradır." diyerek aktardı. 2025 yılında merkezi yönetim bütçe gelirlerinin 2024'te gerçekleşme tahminlerine göre yüzde 41,2 artışla 12 trilyon 800 milyar liraya, vergi gelirlerinin ise yüzde 46,5 oranında artarak 11 trilyon 139 milyar liraya ulaşacağını tahmin ettiklerini belirten Yılmaz, bütçe gelirlerinin alt kalemlerinin dağılımına ilişkin, "Gelir vergisi 2 trilyon 130 milyar lira, kurumlar vergisi 1 trilyon 637 milyar lira, katma değer vergisi 3 trilyon 599 milyar lira, özel tüketim vergisi 2 trilyon 121 milyar lira, diğer vergi gelirleri 1 trilyon 652 milyar lira, vergi dışı gelirlerin 1 trilyon 662 milyar liradır." değerlendirmesini yaptı.

DOSABSİAD Başkanı Çevikel: Haber

DOSABSİAD Başkanı Çevikel: "Orta vadeli program, ekonomik istikrar için kritik adımlar sunuyor"

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz tarafından açıklanan ve 2025-2027 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program’ın (OVP) önemine değinen Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi Sanayici ve İş İnsanları Derneği (DOSABSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Nilüfer Çevikel, önümüzdeki OVP döneminin Türkiye’nin ekonomik yapısını güçlendirmeye yönelik kritik adımları içerdiğini belirtti. ‘Ekonomik Güven Artacak’ Ekonomik öngörülebilirliğin iş dünyası için büyük bir önem taşıdığını belirten DOSABSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Nilüfer Çevikel, OVP’nin özellikle enflasyonun kademeli olarak tek haneli seviyelere düşürülmesini ve istihdam artışını hedeflemesinin, ekonomiye olan güveni artıracağını vurguladı. Çevikel, "Orta Vadeli Program, gelecek üç yıl boyunca ekonomik hedeflerimizi netleştirme ve bu doğrultuda stratejik adımlar atmamıza katkı sağlayacaktır. Türk lirasına olan güvenin güçlenmesi ve cari açığın azaltılması yönündeki hedeflerle Türkiye ekonomisi makroekonomik istikrarını pekiştireceğine inanıyorum. Yeni dönemde de OVP’nin bu hedefleri destekleyecek yapısal reformları içermesi, üretim, ihracat ve istihdam artışı açısından kritik önem taşıyor." dedi. İhracata dayalı büyüme modelinin desteklenmesinin ve dış ticarette toparlanma beklentisinin iş dünyası için büyük fırsatlar sunduğunu belirterek "OVP’nin dengeli büyüme stratejisi, ekonomik büyümeyi eşit fırsatlar sunacak şekilde yaygınlaştıracak ve sürdürülebilir kalkınmayı destekleyecektir. İş dünyası olarak ülkemizin ekonomik kapasitesini üst seviyelere taşımak için hep birlikte hareket etmemiz gerekli." şeklinde konuştu.

OVP'de 2024 yılı enflasyon beklentisi yükseltildi Haber

OVP'de 2024 yılı enflasyon beklentisi yükseltildi

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde 2025-2027 yılı dönemini içeren Orta Vadeli Program'ı (OVP) açıkladı. Yılmaz, programı açıklamasının ardından ise basın mensuplarının sorularını cevapladı. “BÜTÜN KURUMLARIN KENDİ BAĞIMSIZ ALANLARINDAKİ KARARLARINA SAYGILIYIZ” Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) ile OVP uyumu arasında enflasyon tahmininin yüzde 41,5'e revize edildiğini belirten Yılmaz, “Bu merkez bankamızın tahmin aralığı içerisinde olan bir revizyon, onu aşan bir revizyon değil. TCMB ve diğer kurumlarla olduğu gibi bu süreçlerde istişare içerisinde hareket ettik. Bütün kurumların kendi bağımsız alanlarındaki kararlarına saygılıyız. Herkes kendi alanında çalışıyor ama Türkiye olarak bütüncül bir stratejiyi de hayata geçiriyoruz. Para politikaları, maliye politikaları ve yapısal reformlar bütünlüğünde oluşan bütüncül bir stratejimiz var. Dolayısıyla buradaki uyuma son derece hassasiyetle yaklaşıyoruz” diye konuştu. “HEDEFLER HER ZAMAN BİR MİKTAR DEĞİŞEBİLİR AMA ÖNEMLİ OLAN DOĞRULTUNUZDUR” Hedeflerin her zaman bir miktar değişebileceğini kaydeden Yılmaz, “Önemli olan doğrultunuzdur. Nereye doğru gitmekte olduğunuzdur. Buna bir ay erken, iki ay geç ulaşırsınız ama sağlıklı bir politika belirlediyseniz ve doğru bir yönde ilerliyorsanız, er veya geç hedefinize ulaşırsınız. Dolayısıyla bu süreçteki dışsal bazı şoklardan veya bazı öngörülemeyen gelişmelerden kaynaklanan revizyonlar dünyada da olduğu gibi bizde de olacaktır. Bunları garipsememek gerekir. Revizyon olmaması anormal olur. Bir yıl önce yaptığınız bir tahminde hiçbir sapma olmadan gerçekleşmesi olağanüstü bir durum olur. Dolayısıyla önemli olan doğrultudur. Nereye doğru gittiğinizdir, hedeflerinizdir ve politikanızın tutarlılığıdır. Bunu yaptığınız sürece er veya geç hedeflerinize ulaşırsınız. Bir miktar ince ayarlar yaparsınız, bir miktar zamanlama oynayabilir ama hedeflerinize doğru yürümeye devam edersiniz. Biz OVP'deki çerçeveyle, mali çerçeveyle, yapısal reform çerçevesiyle, MB'nin ortaya koyduğu para politikası çerçevesinin son derece uyumlu olduğunu düşünüyoruz” açıklamasında bulundu. “BÜYÜME BEKLENTİSİNDEKİ REVİZYONDA JEOPOLİTİK GELİŞMELERİN DE BİR MİKTAR ETKİSİ VAR” Türkiye'nin bu yılki büyüme beklentisinde 0,5 puanlık bir revizyon gerçekleştirdiklerine dikkati çeken Yılmaz, “Burada sıkı para politikasının etkisi kadar bölgemizdeki jeopolitik gelişmelerin de bir miktar etkisi var. Kuzey ve güneyimizde savaş var. OVP'yi ilan ettiğimizde öngöremediğimiz bir takım gelişmeler de söz konusu. Bunun dışında bir etki de TÜİK revizyonundan kaynaklandı diyebiliriz. TÜİK geçen yılı 4,5 puandan 5,1 puana revize edince bu bazın 2024'e yansıması olumsuz yönde gerçekleşti. Bunun da bir miktar etkisini görmüş olacağız. Orta ve uzun vadede enflasyonla büyüme arasında bir çelişki yok. Kısa vadede sıkıntılı dönemler olabilir. Geçici dönemler itibarıyla büyüme enflasyonla mücadeleden bir miktar etkilenebilir ama bu geçici, dönemsel bir etkidir. Esas ilişki olumlu bir ilişkidir” dedi. “DEZENFLASYON POLİTİKASINA RAĞMEN BÜYÜMEMİZİ BELLİ BİR ORANDA TUTMAYI BAŞARIYORUZ” Enflasyonun düştüğü bir ortamda öngörülebilirliğin artacağını, yatırım ortamının iyileşeceğini, güven ortamının pekişeceğini ve daha sağlıklı bir şekilde büyüme sağlanacağına vurgu yapan Yılmaz, “Büyümenin arttığı bir ortamda da enflasyonunuza arz yönlü bir şekilde katkıda bulunmuş olursunuz. Dolayısıyla burada temel bir çelişki görmüyoruz ama kısa dönemli birtakım inişler çıkışlar her zaman mümkündür. Bunları da öngörüyoruz. Yaptığımız revizyon çok büyük bir revizyon da değil. Gelişmekte olan ülkelerde de dünyada da büyümede çok yüksek oranların olduğu bir dönemden geçmiyoruz. Dezenflasyon politikasına rağmen büyümemizi belli bir oranda tutmayı başarıyoruz. Önümüzdeki dönemde büyüme açısından en büyük önceliklerimizden biri büyümenin kompozisyonunu daha sağlıklı hale getirmek, tüketimin, iç talep yönlü katkıların daha ılımlı hale geldiği ama dış talebin ön plana çıktığı; yatırımın, üretimin ve ihracatın daha fazla destek verdiği bir büyüme stratejimizin çok önemli bir unsuru. Bu da kısa dönemde daha ılımlı bir tüketimi getirse de uzun dönemde tüketimimizi de daha yüksek seviyelere çıkaracaktır” ifadelerine yer verdi. “ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE BU SAĞLIKLI BÜYÜME PATİKASIYLA TÜRKİYE EKONOMİSİ BÜYÜMEYE DEVAM EDECEK” Bir gazeteci tarafından 2025-2027 yılı dönemini içeren OVP'deki rakamların vatandaşın hayatına ne zaman dokunacağının sorulması üzerine Yılmaz, ne kadar çok yatırım, üretim ve ihracat yapılırsa altyapının da o kadar gelişeceğinin altını çizerek, “Önümüzdeki dönemde bu sağlıklı büyüme patikasıyla Türkiye ekonomisi büyümeye devam edecek. Büyümenin nimetlerini de sosyal adalet ilkesiyle, hiçbir kesimi kayırmadan bütün kesimlere belli bir adalet içerisinde dağıtmayı ön görüyoruz. Kamu çalışanlarından emeklilere, çiftçilerden esnafa yani toplumu oluşturan tüm kesimlere bu büyümenin sonuçlarını yansıtmayı hedefliyoruz. Enflasyonun düştüğü bir ortamda kalıcı refah artışı da mümkün hale geliyor. Aksi takdirde bugün yaptığınız bir artış üç gün sonra eriyip gidiyor. Dolayısıyla burada enflasyonun düştüğü ortamda kalıcı refah artışını sağlamayı öngörüyoruz. Eğitim ve istihdam olmak üzere politikalarımızla insanımızı kendi ayakları üzerinde duran, daha çok üreten, daha çok kazanan bir noktaya hedefliyoruz. Sosyal politika derken sadece desteklerden bahsetmiyoruz. Esas olan sosyal bünyeyi güçlendirmektir. Daha nitelikli daha donanımlı bir genç nüfusu geleceğe hazırlamaktadır” değerlendirmesinde bulundu. “KURU ESAS BELİRLEYECEK OLAN PİYASADAKİ ARZ VE TALEP ŞARTLARIDIR” Bir gazetecinin dolar kuru tahminin nasıl yapıldığını ve dolar kuru tahmininde herhangi bir hedef olup olmadığını sorması üzerine Yılmaz, hazırlanan her OVP sonrası tersine mühendislikle kur hesabı yapıldığını vurgulayarak sözlerine şöyle devam etti: “Her OVP hazırlandıktan sonra tersine mühendislik ile kur hesabı yapılıyor. Bizim dalgalı kur rejimimiz var, 2001 yılında başladı ve devam ediyor. Dalgalı kur rejiminde ne bir kur tahminimiz var ne bir kur hedefimiz var ne de böyle bir irademiz söz konusu. Kuru esas belirleyecek olan piyasadaki arz ve talep şartlarıdır. Tabii ki spekülatif hadiseler olabilir, onlara müdahaleler olabilir ama esas olan piyasadaki arz ve talep ve bunun oluşturduğu dövizin fiyatıdır. Bir taraftan bir doküman hazırlıyoruz. Bu dokümanda dolar bazında milli gelir, kişi başında gelir var ve bir hesap yapmak zorundayız. Yöntemimiz şu; bu yılın sonuna kadar piyasa aktörlerinin beklentileri neyse biz onu esas alıyoruz. 2024 yılı sonuna kadar esas olduğum kur o. Gelecek yıllar için ise TL'nin ne değer kazanacağını ve ne değer kaybedeceğini varsayarak bu şekilde bir hesap yapıyoruz. Dezenflasyon politikası izlenen ülkelerde milli paraların genellikle avantajlı olduğunu biliyoruz. Biz hesap yapıyoruz, bir kur tahmini yapmıyoruz. Sadece yaptığımız hesapları paylaşmış oluyoruz.” “YAPISAL REFORMLARI ÇOK ÖNEMLİ GÖRÜYORUZ” Yılmaz, bir gazetecinin yapısal reformların daha fazla detaylandırılıp detaylandırılmayacağını sorması üzerine, yapısal reformları çok önemli gördüklerini belirterek, “Yapısal reformları çok önemli görüyoruz. Birincisi yapısal reformların somut sonuçları açısından, ikincisi de yapısal reform yapabilen ülkeler güven ortamını daha çok pekiştiriyorlar ve beklenti kanalıyla da kısa dönemli etkiler oluşturabiliyorlar. Dolasıyla yapısal reformları önümüzdeki süreçte de çok önemli bir başlık olarak görüyoruz” cevabını verdi.

‘Zenginlere vergi affı’ iddialarına ilişkin açıklama Haber

‘Zenginlere vergi affı’ iddialarına ilişkin açıklama

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, ‘zenginlere vergi affı’ iddialarına ilişkin, “Medya ve sosyal medyada isim ve kaynak ortaya konmadan hükümetimizin çalışmaları hakkında yapılan temelsiz açıklamalara ve spekülatif yorumlara itibar edilmemelidir” dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, medya ve sosyal medyada “zenginlere vergi affı” iddialarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Yılmaz, “Medya ve sosyal medyada isim ve kaynak ortaya konmadan hükümetimizin çalışmaları hakkında yapılan temelsiz açıklamalara ve spekülatif yorumlara itibar edilmemelidir. Hükümetimiz, resmi politika belgelerinde veya yetkililerce yapılan açıklamalar ile izleyeceği politikaları ve kapsamlı etki değerlendirmeleri sonrasında aldığı kararları şeffaf bir şekilde kamuoyu ile paylaşmaktadır. Meclis’imizden geçen son vergi paketi de bu aşamalardan geçerek teklif halini almış ve Meclis’imizin taktiri ile yasalaşmıştır. Bu süreçlerde ‘zenginlere vergi affı’ hiçbir aşamada gündeme dahi gelmemiştir. Sayın Cumhurbaşkanımızın vergi paketi hususunda tercihleri tam aksine net bir şekilde geniş kesimlerinden yana, çok kazanandan çok almayı öngören bir yaklaşım ile çalışmaların yapılması yönünde olmuştur. Aziz milletimiz Sayın Cumhurbaşkanımızı da, bu yalanları yaymaya çalışanları da gayet iyi tanımaktadır” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz ve TOBB Yönetim Kurulu Üyeleri bir araya geldi Haber

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz ve TOBB Yönetim Kurulu Üyeleri bir araya geldi

Eylül ayında açıklanacak olan ve 2025-2027 dönemini içeren Orta Vadeli Program (OVP) hazırlıkları kapsamında Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TOBB ev sahipliğinde sektör temsilcileriyle bir araya geldi. Toplantı çerçevesinde TOBB Yönetim Kurulu Üyeleri hem güncellenecek OVP hem de reel sektörü ilgilendiren farklı hususlara ilişkin tespit, görüş ve önerilerini Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’a iletti. Toplantının ardından sosyal medya hesabından açıklamalarda bulunan Yılmaz, “Önümüzdeki dönemde de temel amacımız enflasyonu düşürmek, istikrar içinde büyümek, sosyal refahı kalıcı olarak artırmak olacaktır. Bu kapsamda, geçtiğimiz yıl yayınladığımız OVP’nin ana çerçevesini koruyarak; yatırım, istihdam, üretim ve ihracatı desteklemeyi sürdüreceğiz. Ayrıca, tarihimizin en büyük deprem afetinin yaralarını sarmaya ve ülkemizi geleceğe çok daha dirençli hazırlamaya dönük çalışmalarımıza devam edeceğiz” ifadelerine yer verdi. “FAYDALI VE ÇÖZÜM ODAKLI TOPLANTI 7,5 SAAT SÜRDÜ” TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu ise, eylül ayında açıklanacak Orta Vadeli Program ve reel sektörün yaşadığı sıkıntılar konusunda kapsamlı istişarelerde bulunduklarını söyleyerek, “7,5 saat süren faydalı, çözüm odaklı bir toplantı oldu. Toplantıda, KOBİ’lerin son dönemde karşılaştığı finansmana erişim başta olmak üzere emek yoğun sektörlerde yaşanan rekabet sorunlarına kadar birçok konuda reel sektörün sıkıntı, talep ve önerilerini aktardık. Enflasyonla mücadele sürecinde atılması gereken adımları ve iş dünyamızın enflasyon muhasebesi konusundaki beklentilerini görüştük” değerlendirmesinde bulundu.

Kira kontratları e-Devlet üzerinden yapılabilecek Haber

Kira kontratları e-Devlet üzerinden yapılabilecek

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde "Dijital Türkiye ve Bürokrasinin Azaltılması Toplantısı"nda konuştu. Yılmaz, üst düzey siyasi sahiplik, katılımcı anlayış, etkili koordinasyon, izleme ve raporlama temel ilkeleri doğrultusunda bugüne kadar 16 toplantı yaptıklarını, bu toplantıların, bütünleşik bir dijital dönüşüm anlayışının benimsenmesinin temelini oluşturduğunu belirtti. 2018 yılından itibaren düzenli aralıklarla gerçekleştirilen toplantılarda alınan kararlar neticesinde e-Devlet Kapısında önemli ilerlemeler yaşandığını ifade eden Yılmaz, ulusal veri sözlüğü, veri ihtiyaç envanteri, bütünleşik hizmet tasarımı, memnuniyet anketi gibi pek çok alanda çalışmalar başlatıldığını, yapay zekâ ve büyük veri ile ilgili kararlar da bu süreçte hayata geçirildiğini söyledi. Geçen yıl kabul edilen 12’nci 5 Yıllık Kalkınma Planının odağında ikiz dönüşüm olarak da isimlendirilen yeşil ve dijital dönüşüm var olduğunu vurgulayan Yılmaz, bu çerçevede dijital dönüşümü güçlü bir şekilde devam ettirmekte kararlı olduklarını vurguladı. “e-Devlet Kapısı’nın 1 Ağustos 2024 itibarıyla 66 milyonu aşan kullanıcı sayısına ulaştığını hepinizle paylaşmak isterim” Bugünkü toplantının ana gündemini e-Devlet Kapısı ilerleme durumu, uluslararası endekslerdeki durumu ve planlanan yeni çalışmalar oluşturduğunu aktaran Yılmaz, “e-Devlet Kapısı’nın 1 Ağustos 2024 itibarıyla 66 milyonu aşan kullanıcı sayısına ulaştığını hepinizle paylaşmak isterim. Bildiğiniz üzere e-Devlet Kapısına giriş yapabilmek için 15 yaşını doldurmuş olmak gerekiyor. 66 milyon kullanıcı ile Türkiye’de 15 yaş üstü nüfusun yüzde 96’sı bugün e-Devlet Kapısı kullanıcısıdır. Artık çok ilerleme kaydedilmeyecek çünkü yetişkin nüfusun neredeyse tamamı kapsanmış durumda. Bu rakam, ülkemizde dijital okur yazarlığın yükselişte olduğunu göstermektedir” diye konuştu. Türkiye e-Devlet Kapısı sadece niceliksel bir büyüme ile değil niteliksel gelişimi ile de gurur kaynağı olmaya devam ettiğini ifade eden Yılmaz, “Türkiye e-Devlet Kapısı 2024 yılı Avrupa Komisyonu e-Devlet Kıyaslama Raporunda 83 puanla AB ortalamasının üzerinde bir puan alarak 37 ülke arasında 10. sırada yer almıştır. (Fransa 19, Almanya 26, İtalya 28. sırada) AB üyesi olmayan ülkeler arasında en iyi lider ülkelerden biri olarak tanımlanmaktayız. Ülkemiz, kullanıcı desteği, dijital posta, temel veri kaynakları ve sınır ötesi kullanıcı desteği alt başlıklarında 100 tam puan alarak 1. sırada yer alan ülkelerden biri olmuştur. Raporda Türkiye, kullanıcı odaklılık başlığında 99,6 puan ile 2. sırada, şeffaflık başlığında 82 puan ile 5. sırada, anahtar kolaylaştırıcılar başlığında 95 puan ile 4. sırada bulunmaktadır. Türkiye tüm bu başlıklarda AB ortalaması üzerinde bir başarı göstermiştir. Raporda ayrıca sağlık, taşınma, ulaşım ve adalet kategorilerinde Türkiye ilk 10 ülke arasında bulunmaktadır” şeklinde konuştu. Bugün e-Devlet Kapısında yer alan 8 binden fazla hizmet kullanımının yüzde 12’sini bütünleşik hizmetler oluşturduğunun bilgisini veren Yılmaz, “Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisinin kurulmasıyla birlikte e-Devlet Kapısının 2018 yılından sonra yakaladığı ivme takdire şayandır. 2018-2024 yılları arasında e-Devlet Kapısında yürütülen çalışmalar dikkate alındığında; entegre kurum sayısında yüzde 114 (>1000), sunulan hizmet sayısında yüzde 101 (>8309), kullanıcı sayısında yüzde 60 (Nüfusun neredeyse tamamına ulaşılmıştır.) Giriş sayısında yüzde 329 artış yaşanmıştır. (Kişi başı kullanım da artmaktadır.) Elbette bu başarı kurumlarımızın özverili ve vatandaş odaklı hizmet sunum yaklaşımının bir yansımasıdır. Sizlerin de huzurunda bu süreçte yer alan tüm çalışanlarımıza ve kurum temsilcilerimize bir kez daha teşekkür etmek isterim” ifadelerini kullandı. 2021 yılında açıklanan ulusal yapay zekâ stratejinin 2024-2025 dönemini kapsayan eylem planını geçtiğimiz günlerde yayımladıklarını belirten Yılmaz, “Ayrıca, milli teknoloji hamlesi ve dijital Türkiye hedeflerimiz doğrultusunda dijital devlet stratejisi, kamu bulut stratejisi, kamu veri alanı, ulusal veri stratejisi gibi çalışmalarımızı da birer birer hayata geçireceğimizi duyurmak isterim” şeklinde konuştu. Yılmaz, gelecek dönem hedefleri arasında siber güvenliği güçlendirmek, yerli ve milli yazılımları yaygınlaştırmak, başarılı ürünleri ihraç ederek bilgi tabanlı ekonomik gelişimi hızlandırmak bulunduğunu aktardı. Yılmaz hizmetlerin dijitalleşmesinin sadece bürokratik yüklerin azaltılması değil aynı zamanda hayatın kolaylaşması, vatandaşın daha zahmetsiz, daha hızlı, güvenli ve kaliteli hizmet alması demek olduğunu söyledi. e-Devlet Kapısında yeni tasarladıkları hizmetlere ilişkin kısa bilgiler veren Yılmaz, şunları söyledi: “Son dönemde yaptıklarımız; müze kart entegrasyonu (390 bin mobil müze kart), mobil kaza tutanağı 20 Mayıs'ta açıldı, şimdiden 59 bin kişi kullandı. e-Devlet Kapısı kullanıcıları kira kontratlarını yıl sonuna kadar e-Devlet Kapısı üzerinden yapabilecekler. 'Özel sigortalarım' bütünleşik hizmetinin kademeli olarak geliştirilmesi ile kullanıcılar tüm poliçe bilgilerine tek nokta üzerinden erişim sağlayabilecek ve işlemlerini gerçekleştirebilecekler. Mobil cüzdan uygulamasının devreye alıyoruz. Kullanıcılar internetin olmadığı ortamda da dijital cüzdanlarına aktardıkları verileri kamu hizmetlerinden faydalanırken kullanabilir duruma geleceklerdir. Yakın dönemde yürütülen çalışmalardan biri de belediye hizmetlerinin kategorize edilmesi ve yaygınlaştırılması olmuştur. Söz konusu çalışma ile yerel yönetimlerin dijital hizmetlerine standart getirilmiş ve belediye hizmetlerinin 12 kategori altında sunulması sağlanmıştır. Bugün e-Devlet Kapısında 494 belediyeye ait 3 bin 981 dijital hizmet sunulmaktadır. Ayrıca mevcut hizmetlerde aksaklıkları gideriyor, hizmet kalitesini arttırıcı çalışmalar yapıyoruz. Yüksek öğretimde de kategorizasyon yapıyoruz.” Dijital Türkiye yolunda kurumlarca atılan her adımın bir kar topu gibi büyüyerek yoluna devam ettiğini görmenin gurur verici olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, “Türkiye’nin dijitalleşme ekonomisinde rekabetçi bir noktaya ulaştığını görmek ise en büyük arzumuzdur. Toplantımızın ‘Dijitalin Yüzyılı’ vizyonumuza katkıda bulunmasını ve hayırlara vesile olmasını diliyorum. Bu vesile ile Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi başta olmak üzere özveriyle çalışan tüm Bakanlıklarımıza, ilgili kurumlarımıza ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Bu yolda insan odaklı kalkınma anlayışıyla bize önderlik eden Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a yakın takip ve destekleri için şükranlarımı sunuyorum” dedi.

Cevdet Yılmaz: 'Yeşil dönüşümde çalışmalarımız hızlandı' Haber

Cevdet Yılmaz: 'Yeşil dönüşümde çalışmalarımız hızlandı'

Türkiye'nin ekonomi ve finans alanında önde gelen kuruluşlarının başkanlarını, yöneticilerini ve ekonomi yönetimini bir araya getiren İklim Ekonomisi 'Sürdürülebilirlik Finansmanı' zirvesi düzenlendi. Türkiye'nin sürdürülebilir finansman yol haritası ve uluslararası standartlara uyum süreci değerlendirilen programa Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın yanı sıra Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Ahmet Burak Dağlıoğlu iş adamları, birçok şirketin yöneticileri ve başkanları katıldı. Öte yandan programda yeşil dalga hareketinde sürdürülebilirlik yatırımlarının ve finansal araçların çevresel ve sosyal etkileri de konuşuldu. Programda konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "İklim ekonomisi ve sürdürülebilirlik finansmanı, doğal kaynakların ve çevresel ekosistemlerin korunması için giderek daha önemli hale gelmektedir. Bu yaklaşımlar ekonomik sistemlerin iklim değişikliği ve diğer çevresel risklere karşı daha dirençli hale gelmesini sağlar, Aynı zamanda uzun vadeli ekonomik istikrarı ve sosyal refahı artırır. İklim ekonomisi, çevresel sürdürülebilirliği ve düşük karbonlu teknolojilere geçişi destekleyen politikaların uygulanmasını hedefler. Yeşil tahviller ve diğer sürdürülebilir finansman araçları, çevresel fayda sağlayan projelere sermaye akışını artırarak, iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir rol oynar. Temiz enerjiye, kaynak verimli teknolojilere ve sürdürülebilir gelişmelere yatırımların artması biyolojik çeşitliliğin korunmasına, sosyal adaletin artmasına ve çevre kirliliğinin azaltılmasına da yardımcı olmaktadır" dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, "Dünyada sürdürülebilir finans piyasasının büyüklüğünün 2030'da 30 trilyon dolarlara geleceği öngörülüyor. Bu veriler, küresel sürdürülebilir finans piyasasının hızla büyüdüğünü ve yeşil finansman araçlarına olan talebin arttığını göstermekte. Sürdürülebilirlik finansmanı konusunda küresel rakamlardaki artış devam ederken ülkemizde de yeşil dönüşüm ve sürdürülebilir finans alanlarında çalışmalarımız hızlanmış durumdadır" diye konuştu. "Sürdürülebilir finans, daha iyi bir gelecek inşa etmenin temel taşını oluşturmaktadır" Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Sürdürülebilir finans, daha iyi bir gelecek inşa etmenin temel taşını oluşturduğunu belirterek, bu kapsamda elde edilecek kaynaklar özel sektörümüzün yeşil dönüşüm ihtiyaçları için kullanılacak. Yine YOİKK kapsamında bir diğer öncelikli alanımız etki yatırımı ekosisteminin gelişmesi ve etki yatırımlarının artırılmasıdır. Bir yatırımdan beklenen finansal getirinin yanı sıra ölçülebilir pozitif sosyal ve çevresel etki oluşturan yatırım olarak tanımlanan etki yatırımlarının artırılması amacıyla değerlendirme, ölçme ve destek mekanizmalarının oluşturulmasını önemsiyoruz. Yeşil tahvil ihraçlarını teşvik ederek, sürdürülebilir kalkınma hedeflerimize ulaşmak için gerekli finansmanı sağlarken, aynı zamanda global rekabet gücümüzü de artıracağız. Ancak, yalnızca kolektif bir çaba ile daha sürdürülebilir bir finansal sistem ve yaşanabilir bir dünya inşa edebiliriz. Finansal kurumlar, sürdürülebilir finans ürün ve hizmetlerini sürekli olarak yenilemeli ve geliştirmelidir. Yatırımcılar, sürdürülebilir yatırımlara öncelik vermelidir. Sivil toplum kuruluşları, bu alanda farkındalığı artıracak ve toplumu bilinçlendirecek faaliyetler yürütmelidir. Medya kuruluşları, sürdürülebilir finans konusuna hem dijital içeriklerinde hem de televizyon programlarında daha fazla yer vermelidir" diye konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.