SON DAKİKA

#Bursa Gazeteciler Cemiyeti

Söz Bursa - Bursa Gazeteciler Cemiyeti haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Bursa Gazeteciler Cemiyeti haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Başkan Özdemir'in kitabında rantiyeye geçit yok Haber

Başkan Özdemir'in kitabında rantiyeye geçit yok

Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, Bursa Gazeteciler Cemiyeti tarafından organize edilen “BGC Başkanlarla Yüz Yüze” programına konuk oldu. Bursa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nuri Kolaylı’nın moderatörlüğünde gerçekleşen programda, BGC Yönetim Kurulu üyelerinin Bursa ve ülke gündemine ilişkin sorularını yanıtlayan Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, fazla imalat yapılan inşaatlara taviz verilmeyeceğini söyledi. Başkan Özdemir, “Sizin alabileceğiniz ruhsat miktarı 8.000 metrekarelik inşaat için. Ama sen 10.000 metrekare için müracaat edersen elbette ruhsat alamazsınız. Çünkü öyle bir hakkınız yok. Bizim topluma vaadimiz nedir; Herkes hakkını kullanacak.  Biz yalnızca 550.000 Nilüferli’nin çıkarını düşünürüz” dedi. Basın Kültür Sarayı BGC Nilüfer Sahnesi’nde gerçekleşen BGC Başkanlarla Yüz Yüze programının açılışını yapan Bursa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nuri Kolaylı, Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir'in Bursalılar tarafından yakından tanındığını, ama tanımayanlar için kendini tanıtmasını istedi. Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir şunları söyledi; “1961 yılında Artvin'de doğdum. 1969 yılında ailemle birlikte Bursa’ya gelerek yerleştik. İlkokul, ortaokul ve liseyi Bursa’da tamamladım. İlkokula başladığım okulda sadece 2 öğretmenimiz vardı ve 1,2,3,4 ve 5. sınıf öğrencileri tek derslikteydik.  Cumhuriyet öyle bir yerden bugünlere geliyor. Herkes bunu bilsin ve unutmasın diye söylüyorum. 1982 yılında İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden mezun oldum. Özel bir şirkette başlayan iş yaşamımı, 1986 yılından itibaren bilişim sektöründe kendi işimi kurarak devam ettirdim. NCR, DEC, Compaq, HP, Microsoft gibi dünya teknoloji devleri ile çok sayıda proje gerçekleştirdim. Hatırlanacağı gibi 1987 yılında siyasi yasakların kalkması ile ilgili referandum yapılmıştı. Siyasi yasakların kalkması için bir referandum vardı, “No No No” yazılı tişörtlerle kampanya yapılmıştı. Referandum 49,50 – 50,50 gibi çok az bir farkla kazanıldı. O zaman kendimde bir sorumluluk hissettim ve siyasete girip burada mücadele etmek lazım dedim. Hemen sonra sosyal Demokrat Halkçı Parti'ye katıldım. SHP ile başlayan siyasi yaşamım, SHP İl Yönetim Kurulu üyeliği, CHP İl Yönetim Kurulu üyeliği, SHP İl Başkanlığı ve CHP İl Başkanlığı ile devam etti. Siyasette yer almak, toplum için hizmet etme şansını veriyor. Siyasete hep böyle baktım. Aldığım tüm görevleri bu bilinçle gerçekleştirdim. Çok sayıda sosyal, siyasal ve meslek örgütlerinde görev aldım; BİYESAM kurucu yönetim kurulu üyeliği ve BİYESAM yönetim kurulu başkanlığı, BİSİAD Kurucu Yönetim Kurulu Başkanlığı, BTSO Meclis ve komite üyeliği, ARSİYAD Danışma Kurulu üyeliği yaptım. Evliyim ve bir çocuğum var. Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir’in yaşamını özetlemesinin ardından, BGC Başkanlarla Yüz Yüze programının soru cevap bölümü şöyle devam etti: NİLÜFER’İN NÜFUSU HIZLA ARTIYOR Ahmet Emin Yılmaz (BGC Başkan Vekili, OLAY Gazetesi Köşe Yazarı) Sorumu Nilüfer’in eski ve yeni fotoğrafını ifade ederek sormak istiyorum. 1986 yılında gazeteci Ahmet Utlu Hakimiyet Gazetesi’nde bir haber getirdi. Belediye Meclisinde kurulan özel bir komisyon yeni bir kent modeli oluşturmuştu. Kooperatifler yoluyla geniş yeşil alanlara, geniş yollara, bisiklet ve yaya yollarına, otoparklara, çocuk parklarına sahip yeni konut bölgesi oluşturulacaktı. Haberi, “Bursa’ya Atakent” kuruluyor diye manşet yaptık. Ama günümüze geldiğimizde bu güzel görüntü bozuldu. Ne oldu da beton Nilüfer’e dönüştük? Şadi Özdemir: Yaşanan yoğun yapılaşmaya karşın Nilüfer yine çok güzel bir kent ve Nilüfer halen daha herkesin yaşamak istediği bir kent. Bu gerçekliği görmekte fayda var. Zaten nüfus hareketlerine bakarsanız; Yıldırım ve Osmangazi'nin nüfusu geçen yıla göre düşerken, Nilüfer’in nüfusunun hızla arttığını göreceksiniz. Nilüfer bu hızla büyürse belki 10 yıla kalmaz Bursa'nın en büyük ilçesi de olabilir. Herkes Nilüfer’de yaşamak istiyor. Yaşanan bazı bu olumsuzluklara rağmen Nilüfer Türkiye'nin 8. gelişmiş ilçesi. Öte yandan, dediğiniz gibi Ataevler bölgesi gerçekten yaşanması çok zor bir bölge oldu. Sosyal donatı alanlarını değiştirmeden, yeni sağlık alanları, eğitim alanları, park alanları, otopark alanları yapmadan nüfusu üç kat arttırırsanız; yaşam kalitesini üç kat aşağı indirirsiniz. Böyle bir gerçeklik var. Bir bölgenin kentsel dönüşüm alanı olup olmamasına Büyükşehir karar veriyor. Büyükşehir'in verdiği karar ve yetkiler doğrultusunda burada ruhsatlar alınıp işler yapılıyor. Bu modelin tümü yanlış bir model. Konuya partilerin ötesinde bakmak lazım, biraz daha yukarıdan bakmak lazım. Kentsel dönüşümde, bölgesel değişim yapmadığımız sürece buna benzer sorunları yaşarız. Çünkü insanların ekonomik olarak zaten binalarını yenileme gücü yok. İnsanların yenileme gücü yoksa, yenileme gücüne bir kaynak ayıramıyorlarsa, ama o binaları da yenilemek gerekiyorsa; o binaları çok daha fazla kat vererek yapmak zorunda kalıyorsunuz. Parsel bazında bunu yaptığınız zaman ister istemez binaları yukarı çıkararak yapıyorsunuz ve diğer alanlara dokunamıyorsunuz. KENTSEL DÖNÜŞÜM YAKLAŞIMI O yüzden benim görüşüm; 1990'lı yıllarda Sayın Murat Karayalçın'ın Ankara Büyükşehir Belediyesi'nde Portakal Çiçeği Vadisi içine yapmış olduğu Kentsel Dönüşüm Planı’dır.  Bursa'da uygulanması gereken plan böyle olmalıdır. O dönem Ankara’da bir şirket kurmuşlardı, Portakal Vadisi’nden gelen bütün o bölgenin insanları o şirketle beraber bir kooperatifte hak sahibi olmuştu. Hak sahiplerinin hepsi yönetimin içindeydi. Üye kooperatif yöneticisi beş kişi, hak sahiplerinden beş kişi, belediyeden beş kişi, bir de Belediye Başkanı, hep birlikte bütünü planlayarak, dış finansman bularak burayı çözmüşlerdi. Şimdi Ataevler bölgesi bence kaybedilmiş bir bölgedir, ama bizim Çamlıca bölgesini, Beşevler bölgesini kurtarma şansımız var. Hepsini birlikte planlayıp, oradaki 5 mahalleyi birlikte planlayıp bütüncül bir planla ve ortak hareket ederek yeni bir mekanizmayla, belediyenin de doğrudan işin içinde olduğu bir yaklaşımla kentsel dönüşüm yapabiliriz. Bu konuda yetki elbette büyükşehir belediyesinde. Büyükşehir Belediye Başkanımızın bakış açısı, parsel bazında büyütelim yönünde. Örneğin 20.000 metrekarenin üstünde bir büyüklükte alan planlıyorsanız belli bir yüzde artış verelim, 20.000 metrenin altındaysa farklı bir yüzde artış uygulayalım. Bence hem ilçe belediyesinin hem büyükşehir belediyesinin içinde olduğu, ortak bir dönüşüm çalışması yapmalıyız. Ahmet Bey çok güzel bir soru sordu. Buradaki yaşam kalitesi üzerine. İnsanlar burada neden yaşamak istiyor, buna bakmak lazım. Sosyal, kültürel, sportif alanların hep burada olması, bütün özel okulların, bütün büyük hastanelerin, bütün iyi otellerin, 6-7 tane organize sanayi bölgesinin, 6.000 İşletmesi olan küçük sanayi bölgesinin, tüm bunların Nilüfer’de olması, nüfusun artmasına, yeni konut ihtiyacına neden oluyor. Hemen yanımızdaki teknoloji organize sanayi bölgesi yaklaşık 100.000 nüfus daha getirecek Nilüfer’e. Burada çalışacak olan insanlar gidip Karacabey'de yaşamak istemeyecekler elbette. “YÜKSEK TEKNOLOJİ ÜRETMELİYİZ” 100.000 konut yapacak alanın var mı? Tarım alanı dışındaki planlanacak alan çok az. Tarım alanlarını korumamız gerekiyor. Yeni yatırımları batıya doğru değil, doğuya doğru dengelemek gerekiyor. Aksi halde bu şehir yaşanmaz hale gelir. Örneğin Bursa yüksek teknoloji üretebilecek sermaye birikimine de, insan kaynağı birikimine de sahip. Öyleyse hikayemizi yüksek teknolojiye doğru döndürmemiz lazım. Yüksek teknoloji üretmek demek, yazılım üretmek demektir. Yazılım için bin dönüme, 500 dönüme yüz dönüme ihtiyaç yok. Bir iki tane odaya ihtiyaç var. Ama teknoloji sanayi bölgesi adı altında binlerce dönüm araziyi sanayi üretimine açmamalıyız. Merkezi hükümetin o bölgeyi Bandırma’ya kadar sanayiye açmasından endişe ediyorum. Bunun hem Bursa'ya, hem tarım topraklarına, hem de Nilüfer’e ihanet olduğunu düşünüyorum. Atanmış Sanayi Bakanlığı buna karar verebiliyor ama ben seçilmiş olmama rağmen karar veremiyorum. Bunun tamamen değişmesi lazım. İhsan Altıkardeş (BGC Başkan Yardımcısı, İhlas Haber Ajansı Bölge Müdürü) Başkanım görevi devir aldığınızda mali tablo çok kötüydü. Hatta maaşları ödemede sıkıntı yaşıyordunuz. 2024 bütçesinde 1 milyar TL bağış alınmasını meclis kararıyla resmileştirdiğinizi biliyoruz. 2025 bütçesine de 1,5 milyar TL bağış alınması öngörülüyor. Şu andaki mali tablo nedir? Personel maaşlarının genel bütçeye oranı nedir? Personel sayısında azaltım yaptınız mı, yapacak mısınız? Bir de personeliniz maaş zammıyla ilgili bir müjde bekleniyor sizden. Zam oranınız belli oldu mu? İkinci sorum da Nilüfer'de insanların kaliteli gıdaya ulaşma yolu olan Nilüfer Bostan mağazalarıyla ilgili. Sayısını arttıracak mısınız, yeni ürünler buraya ilave edilecek mi? Üretici ile tüketiciyi birinci elden buluşturmak için yeni projeleriniz var mı? “MAAŞLAR ÖDENİYOR” Şadi Özdemir: Ekonomik sıkıntısı olmayan belediye yok gibi. Türkiye'de genel olarak belediyelerin büyük bir çoğunluğu mali sıkıntılar yaşıyor, biz de yaşıyoruz. Finansman dengelerinde ciddi bir bozukluk var, böyle bir gerçeklik var. Bunu tabi ki toparlayacağım, burada bir sorun yok. Bunu şikâyet olarak söylemiyorum. Şu ana kadar gerçekleşen bütçenin içinde, gelirlerimizden personele verdiğimiz ücret yüzde 80 oranında. Bu oranla Nilüferliler’e kaliteli hizmet üretemeyiz. O yüzden bunları dengelemek gerekiyor. Bu oranın yüzde 40'ın altında olması gerekiyor. Ama Türkiye'nin gerçekleri, Türkiye'nin realiteleri, yaşamdaki zorluklar ortada, çalışanımızın bu ücretleri hak ettiğini düşünüyorum. Bundan daha iyi bir ücrete ihtiyacı var insanların. Halen maaşları ödüyoruz. Göreve geldiğimizde 56 milyon TL maaş ödememiz gerekiyordu, 15 gün içinde ödedik. Şimdi gene ödemediğim bir kısmı var o da Kasım ayındaki ikramiye ile ilgili. Ödeme takvimimizi yaptık. Bu arada çok sayıda yüklenicinin paralarını ödemekte de zorlanıyoruz. Bu da yine belediyeye büyük bir zarar olarak dönüyor. Çünkü geç ödendiğini bildikleri için, yeni bir ihale yaptığınızda bu ödeme takvimine göre bir finansman maliyeti de yükleyerek teklif veriyorlar. Dolayısıyla 100 liraya alacağınız işi 130 liraya, 140 liraya satın almak zorunda kalıyorsunuz. Bunları toparlayacağız, hiçbir kaygım yok. “5 AYDA 300 MİLYON SİLKELENDİK” Sayın Cumhurbaşkanımız sağ olsun “silkeliyor” bizi. Şu son 5 aydaki silkelemesi 300 milyon liranın üstünde oldu. Ona bir itirazım da yok ama, hani madem borcumuz var, keşke her zaman alsaydı ve bu kadar biriktirmiş olmasaydı. Öte yandan, 200'ün üzerinde 220 galiba personel azaltımı yaptım şu ana kadar. Göreve geldiğimde 126 kişi çıkarmıştık biliyorsunuz. Şimdi sordum kaç kişi emekli olacak diye. 38 - 40 kişi falan emekli olacak. Fakat bu arkadaşlarımızın da tazminatları gene belediyeye kısa vadede finansal sorun olacak. Uzun vadede meseleyi çözeriz diye bakıyoruz. 2025 yılının biraz zorlu geçeceğini düşünüyorum, ama 2026’dan itibaren sorun olacağı kanaatinde değilim. 2026’dan itibaren finansal istikrarı sağlamış olacağız. Diğer sorunuz bağışlar konusuydu. Nilüfer dayanışmacı bir kent gerçekten. Nilüfer Belediye Başkanı olmaktan büyük bir keyif aldığımı söyleyebilirim. Nilüfer “Marka Kent” olmuş ve burada benim bir katkım yok. Benim dışarıdan dolaylı katkım olabilir. Hem Mustafa Bozbey başkanımızın hem Turgay Erdem başkanımızın yarattığı bir değer var ve çok büyük bir marka Nilüfer Belediyesi. Başkanlarımıza geçmiş dönemdeki katkıları dolayısıyla çok teşekkür ediyorum. “MARKA DEĞERİMİZ YÜKSEK” Bu marka değeri nedeniyle bağış yapılabilen bir kent burası. Şu anda bir tane kreş açıyoruz, bağışla. Kanser hastası çocuklarımız için “moral evi” açtık. Kanserli çocuklarımızı bir arada toplayıp, onları hayata tutundurmaya çalıştığımız bir yer.  Bademli Rotary Kulübü ile beraber yaptık. Şimdi iki tane temel atmak üzere ruhsatları alınmış kreşimiz var, bağışla yapılıyor. 450 kişilik yurdumuz var. Onu İstanbul'dan bir arkadaşımdan rica ettim, bunu yapın diye. Kaç para dedi, 8,5 milyon dolar dedim. Tamam 5 milyon doları benden dedi. Ben 8,5 yazdım. Mesela bu tür baktığınız zaman 5 milyon dolar bağış yaklaşık 180 milyon TL ediyor. Dernek ismini vermeyeyim dün geldiler, onlara tiyatro merkezini yapın dedim. Kaç para dediler 180 milyon TL dedi. Bizim Görükle’de bir tiyatro alanımız var. 100 milyonunu karşılarız dediler. 100'ü karşılayan 150'yi de karşılar, üstünde çalışalım dediler. Kısacası Nilüferliler bağış yoluyla belediye hizmetlerimize destek oluyorlar. Nilüfer Bostan konusuna gelince; Ben özellikle tarımın örgütlenmesi üzerinde hassasiyetle duruyor ve çalışıyorum. Biliyorsunuz tarım çalıştayı da yaptık. Şu anda onun üzerinde çalışmaya devam ediyoruz. Kooperatifleşmeye önem veriyoruz. Çiftçinin ürettiği ne varsa, eğer satamıyorsa biz her şeyi kooperatif üzerinden satın alacağız. Bostanların şu andaki çalışma mantığıyla yürümesi çok zor. Saat 18.00’de kapanan, bayramda, hafta sonları kapalı market olmaz. Nilüfer’de en az 100 tane, vatandaşın kendi işleteceği 40-50 metrekarelik marketler oluşturarak tarımsal ürünleri burada halkımızla buluşturmayı planlıyoruz. Köyden kooperatife, kooperatiften bu marketlere ulaşacak olan ürünler halkla buluşacak. Kısacası bostan sistemini dönüştürüyoruz. Bu kapsamda üretim fazlası olan kooperatif ürünlerini de yerel marketlerimize vereceğiz. Ayrıca Nilüfer’de Ahududu üretimini özendirmeye çalışıyoruz. Nilüferin köylüsü yeniden Nilüferin efendisi olacak. Torunlarımız sebze ve yiyebilsinler diye çalışıyoruz. Tarım alanlarında yapılaşma ile mücadele ediyoruz. Okan Tuna (BGC Yönetim Kurulu Üyesi, Koza24.com Sorumlu Yazı İşleri Müdürü) Soracağım sorunun bir kısmını cevapladınız aslında. Ama diğer bölümü de merak ediyorum. Sayın Cumhurbaşkanının Çalışma Bakanı’na verdiği “silkeleyin” talimatının ardından bildiğiniz üzere İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Mersin büyükşehir belediyeleri ile Şişli Belediyesi'nin hesapları bloke edildi. Bu belediyeler mensubu bulunduğunuz partinin belediyeleri. Bu durumu nasıl okumak gerekiyor? Bir de sizden önceki dönemde SGK borcunuz ne kadardı, şu an ne kadar? “ELİMİZİ KOLUMUZU BAĞLAMAK İSTİYORLAR” Şadi Özdemir: İktidar yaklaşık 23 yıldır Türkiye’yi yönetiyor. Bir zamanlar hepimizin şikayetçi olduğu eski Türkiye'yi Türk insanı arıyor durumda. Eski Türkiye'de insanlar emekli olunca ev ve araba alıyordu, şimdiki Türkiye'de iki defa emekli olsa bile bir ev alma hayali kuramıyor. Yaşam gerçekten çok zor ve bunun da iktidardan toplumun kopuşunun neden olduğunu hepimiz biliyoruz. Nitekim çok uzun yıllar sonra Cumhuriyet Halk Partisi ilk defa birinci parti oldu. Toplumun muhalefete doğru bir eğilimi var. Belediyelerimizin de sosyal belediyecilik anlamında gerçekten çok ciddi işleri var. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Ankara Büyükşehir Belediyesi, İzmir, Adana, Mersin belediyelerimiz çok önemli işler yaptılar. Özellikle deprem sonrası Adana ve Mersin Büyükşehir Belediyesi çok büyük yükler de yüklendi, sorunlu insanlarla ve toplumla kucaklaşmayı başardı. Nilüfer Belediyesi'nde de bizden önceki arkadaşlar sosyal belediyeciliği çok iyi yaptığı için yerel seçimlerde yüzde 60'larda oy aldık. Bu yükseliş görüldüğü için hükümet de bunu kendi geleceği için risk olarak gördüğü için, bir şekilde bizi iş yapamaz hale getirmek istiyor. Zaten tasarruf genelgeleri ile nefes almamız dışındaki her şeyi yasaklamış durumdalar. Şu anda hiçbir şey yapamayız. Tasarruf genelgelerine göre her şey için izin almamız lazım. Aslında Ekrem İmamoğlu ya da Mansur Yavaş değil cezalandırılan. Cezalandırılan İstanbul ve Ankara halkı, Adana ve Mersin halkı. Buradan bir yere varılamaz. Daha önce yapılan 89 seçimlerini hatırlatırım. “Eli kolu bağlı belediyeler ister misiniz” diye kampanyalar vardı o günlerde. Ve yine bizim de o zamanki Sosyal Demokrat Halkçı Parti'nin sloganı olan “süpürgeyi” biliyorsunuz. Bir de “Limon gibi sıkacağız” diyorlardı. Bu toplum haksızlık edenin yanında olmaz. O nedenle yapılanların biraz sıkıntı yaratacağını biliyorum ama biz bu sıkıntılara hazırlıklıyız. Bir sorun olacağını düşünmüyorum, biz bu meseleleri aşarız bir şekilde, işimize devam ederiz. Şu anda da yaptığımız işlerin birçoğu tasarruf genelgelerine uygun değil. Bence Tasarruf Genelgesi yayınlama hakkına da sahip değil Sayın Cumhurbaşkanımız. Çünkü biz merkezi bütçeyi kullanmıyoruz. Biz Hazine’nin kaynaklarını kullanarak iş yapmıyoruz. Biz Nilüfer vergilerinden payımıza düşeni alıyoruz İller Bankası payı olarak. Buradaki emlak vergileri diğer vergilerden elde ettiğimiz gelirlerle Nilüfer’e hizmet ediyoruz. Bu parayı öyle ya da böyle nasıl harcayacağım onu ilgilendiren bir durum değildir. Dolayısıyla bana “şunu yapamazsın bunu yapamazsın” demeye merkezi hükümetin hakkı yok. SGK’nın alacakları içinde belediyelerin payı çok değil. O meşhur müteahhitlerin trilyon trilyon, katrilyon katrilyon borçlarını çizerken, belediyelerin üstüne böyle gidiyorsan, bir vicdan sorunu vardır. Ben bunu vicdansızlık olarak görüyorum ve bunun kendilerine daha büyük bir ders olarak döneceğini düşünüyorum. Zorlanıyor muyuz, zorlanıyoruz ama bunların hepsini aşarız diye düşünüyorum. Şimdi bir yapılandırma yapmışız, onu da kesiyorlar. Vergi dairesiyle yapılan bir anlaşmamız var. Her ayın 30'unda ödediğimiz para var. Onu da borç olarak kabul ediyor ve onu da gene ayın 10’unda kesiyorlar. Şimdi biz bir dava açacağız onlara. Önce talep edeceğiz. Ayın 30'una göre faizlenmesi yapılan yapılandırmayı 20 gün önce tahsil ediyorlar. Faizi de haksız yere almış oluyorlar. Bunun için de şimdi arkadaşlarım çalışıyor. Belki dava açacağız. Burada mesele vergiyi tahsil etmek değil, mesele bizleri cezalandırmak. Bu böyle olunca bunu kabul etmek mümkün değil. MAHALLE OLAN KÖYLERDE PLANLAMA Burhan Kaya (BGC Yönetim Kurulu Üyesi, Yeni Dönem Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni) 1/100 binlik planda Nilüfer’in mahalleye dönüşen köylerinde, tarım arazilerinde nasıl bir planlama uygulanacak. Bu bölgelerde kaçak yapılaşmanın önüne geçmek için Nilüfer Belediyesi ne gibi önlemler almayı düşünüyor? İkinci sorum da Mahalle Komiteleri ile ilgili. Bununla ilgili bir aplikasyon da hazırladınız. Vatandaşın ilgisi beklediğiniz düzeyde mi? Şadi Özdemir: Önce şu hatırlatmayı yapmak istiyorum; 1/100.000'lik, 1/25.000’lik, 1/5.000’lik planları Büyükşehir Belediyesi yapıyor. Nerelerin imarı açılacağına, nerelerin imarı açılmaması gerektiğine karar veren yer değiliz biz. Biz detay planını yapıyoruz.  Dolayısıyla bir yerin imara açılıp açılmama yetkisi bizde değil. İmara açılmış yerlerin detay planlarını 1/1000’likleri yapma yetkisi bizde. Köyiçi konusu ise şöyle bir şey; 2022'de çıkan yasaya dayalı olarak köy yerleşim alanlarının bir sınırı var. Bu yerleşim alanlarının sınırını 300 metre genişletme yetkisi veriyor yasa. Dolayısıyla en üst çizgiden 300 metre daha dışarıya çıktığınızı düşünün. O 300 metrelik genişlikte bir dairenin biz planlamasını yaptık. Fakat planlamasını yaparken 17 kurumdan görüş alıyorsunuz. Çeşitli kurumlardan; örneğin Devlet Su İşleri’nden, Karayolları’ndan, Orman Müdürlüğü’nden, her yerden görüş alıyorsunuz. Tarım Bakanlığı hariç diğer kurumlardan görüş geldi. Tarım’dan da görüş geldiği zaman bunu meclise sunacağız. Bizden Büyükşehir'e geçecek. Büyükşehir'de onaylandıktan sonra detay planları yapıp imara açmış olacağız. NİLÜFER’DE DİJİTAL DEMOKRASİ Mahalle Komiteleri sorunuza gelecek olursak; hatırlarsanız adaylığımız sürecinde de hep söylediğimiz bir şey vardı, “ortak akılla birlikte yöneteceğiz” dedik. Bunu Mahalle Komiteleri ile yapacağız. Akademik odalar, sivil toplum kuruluşları, sendikalar, ticaret odaları, meslek örgütlerinin tümü ile çalışıyoruz. Şimdi Mahalle Komitelerini karar süreçlerine ekliyoruz. Herhangi bir mahalleye herhangi bir yatırım yapacaksak, Mahalle Komitesi’nin onayını alacağız. Mahalle komitesinin onaylamadığı projeyi, mahalle komitesine rağmen o mahalleye yapmayacağız. Dolayısıyla Mahalle komitesi önemli. Mahalle komitesinden talepleri alacağız. Ama, Mahalle Komitesi’nin her talep ettiğini yapamayabiliriz. Bütçe olanaklarımız ölçüsünde yapacağız. Bunu dijital platforma taşıdık. 1.008 kişi buradan adaylık müracaatı yaptı. Dün itibariyle yaklaşık 2.500 kişi de oy kullanmış. Oy kullanma 22 Aralık'a kadar devam edecek. Dijital platformda demokrasi uygulaması çok kolay bir şey değil ama keyifli bir şey. Ben şimdi kimler aday bilmiyorum, kimler seçilecek bilmiyorum, kendileri aday oluyorlar, kendileri seçiliyorlar. Bunu Mahalle Komiteleri’nin ötesine de taşımak istiyoruz. Halkın görüşlerinin daha çok yansıdığı Nilüfer yaratmak için çalışıyoruz. Hedefimiz dijital platformda 400 bin Nilüferli’ye ulaşmak ve her aşamada görüşlerine başvurabilmek. Nuri Kolaylı (BGC Başkanı, bursa.com İmtiyaz Sahibi) Sayın Başkan burada ben de bir soru sorayım. Biraz önce kafanızdaki kentsel dönüşüm modelini sundunuz. Evet ama bu model nasıl uygulanacak? Geçmiş dönemde Nilüfer’de yoğun bir kentsel dönüşüm uygulandı. Mesela ben bir örnek vereyim. Podyum Park’ın yan tarafında Uslu Kent sitesi var. İnsanlar müteahhitle anlaştı, evlerini boşalttı, bir kısmı gitti başka yere taşındı. Ama seçim sonrası bir baktılar ki planları tutmuyor. Ruhsat işlemleri farklıymış, ruhsat alamadılar. Şimdi kimileri evine dönüyor, kimileri de bekliyor. Geçmiş dönemde yapılan fazla inşaatlar var. Ruhsat almalarına rağmen yapı kullanma izni alamayanlar var. Sizin önerdiğiniz birtakım modeller var. Bunları kamuoyuyla paylaşır mısınız? “NİLÜFERLİ’NİN HAKKINI YEDİRMEYİZ” Şadi Özdemir: Yani gerçekten sorunlu bir alan burası. Aslında bunlar sadece Nilüfer’e özgü sorunlar değil. Ama Nilüfer’de yoğunlaşmış sorunlar. Bahsettiğiniz örnek muhtemelen biz gelmeden önce ruhsatını alamamış bir müteahhitle anlaşılmış ama ruhsat alınamadığı için sorun yaşanmış. Örnekle anlatayım; diyelim ki 1,5 emsalle kentsel dönüşüm yapacaksanız. 0,5 de Büyükşehir veriyor. Emsaliniz 2 oluyor. Yani sizin 4.000 metrekare bir arsanız varsa 1,5 emsal ile 6.000 metre inşaat yapabilirsiniz. 0,5 de Büyükşehir verdiği için, 2.000 metre de oradan geliyor. Toplam 8.000 metre inşaat yapabilirsiniz. Sizin alabileceğiniz ruhsat miktarı 8.000 metrekarelik inşaat içindir. Ama sen 10.000 metrekare için müracaat edersen elbette ruhsat alamazsınız. Çünkü öyle bir hakkınız yok. Bizim topluma vaadimiz nedir; Herkes hakkını kullanacak.  Biz yalnızca 550.000 Nilüferli’nin çıkarını düşünürüz. Geçmiş dönemde iş yapmış olan, yapmaya devam eden müteahhitler bu kararlı duruşumuzdan memnunlar. Çünkü iş müteahhit ile yer sahipleri arasında çirkin pazarlıklara dönmüş. Şu anda daire sahipleri evlerini yenilemek istiyorlarsa üstüne bir miktar para vermek zorunda kalacaklar. Ama benim önerim o değil, benim önerim bölgesel yapalım bu işleri ve biraz önce anlattığım gibi buradaki imar haklarını çok fazla artırmadan bölgesel bütünlüğü planlayarak yapalım. Ayrıca yapılan imalatlarda şöyle bir sorun var; bu ruhsatı veren, bu ruhsatı alan, bu ruhsata arıcılık eden, mimari büroları, bunu denetleyen yapı denetim şirketleri, aracı olan siyasi veya diğer kişiler, herkes burada sorumlu. Burada bir tek kabahatsiz kişi var, oralardan daire satın almış kişiler. Belki de hayatında ilk defa ev aldı, belki de bir dünya banka kredisi çekti, onun parasını ödüyor. Belki annesinden, babasından kalan mirasla emeklilik parasını birleştirdi ve oraya yatırdı, arabasını sattı, arsasını sattı, yapı kullanım izni olmayan eve yatırdı. Ben o insanların burunlarının kanamasını istemem. Onlar için bir çözüm arıyoruz. Meslek odalarıyla, İnşaat Mühendisleri, Şehir Plancıları, Mimarlar Odası’yla, müteahhitlerin bir derneği var, o dernekle ve çeşitli konuların uzmanlarıyla toplantılar yaptık. Çözüm formülü olarak torba kanunuyla çıkan “imar hakkı taşıma” konusu var. İmar haklarını taşıyarak bazı sorunları çözebiliyor muyuz ona bakıyoruz. Başka yerde konut imar hakkı olan yerleri satın alıp o hakları buraya taşımak gerekiyor. Bu satın alacağımız yerlerin parasını da bunları yapan müteahhitlerin ödemesi gerekiyor. Sorunları çözeceğiz, çözerken de kamunun hakkını koruyarak çözeceğiz. Kamunun hakkını korurken, birtakım bedellerin de ödenmesi gerekiyorsa, bazıları o bedelleri de ödeyecek. Örneğin bazı bölgelerde kaybettiğimiz yeşil alan miktarını, başka yerde satın aldırarak kamuya kazandırma çalışmalarımız var. Kayapa'da 160 dönüm bir yeri var hazinenin. Hedefim burayı bahsettiğim yöntemle belediye kasasından para çıkmadan satın aldırıp, yeşil alana çevirmek. Orada bir güzel bir Kent Parkı oluşturacağız. TARIM ALANLARINDA YAPILAŞMAYA İZİN YOK Hakan Işıkkent (BGC Yönetim Kurulu Üyesi, Hayat Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni) Nilüfer’de bir “Örnek Köy” projesi başlatılmıştı. Projenin son durumunu sormak istiyorum. İkinci sorum da özellikle Ürünlü civarında “tarımsal depo” adı altında gerçekleşen yapılaşmaya ilişkin. Bu yapılaşmaya karşı neler yapıyorsunuz? Şadi Özdemir: İkinci sorudan başlayalım. Yeni yapılanları hemen yıkıyoruz. Ama eskiler de var. Depo diye başlamış ve fabrikalaşmaya dönmüş alanlar var. Onlarla ilgili de çalışıyoruz. Gördüğümüz, tespit ettiğimiz anda yıkımı gerçekleştiriyoruz. Buradan bir çağrı da yapmak istiyorum. Gözümüzden kaçan, vatandaşımızın tespit ettiği bu tip yapılar varsa hemen fotoğrafını çekip konumuyla birlikte bize ulaştırın. Anında gideriz. Bu cumartesi pazar, gece gündüz fark etmez. Gönderin, hemen gereğini yapalım. Bunu bütün Nilüferliler’e söylüyorum. Muhtarlarımız üzerinden de söylüyoruz. Doğrudan yazılı müracaat edemeyebilirsiniz, atın benim cep telefonuma fotoğrafını. Konumunu da atarsanız daha memnun olurum. Anında müdahale ederiz. Yıkıyoruz, tekrar yapılanlar oluyor, tekrar yıkıyoruz. Yıkmaya devam edeceğiz, sonuna kadar devam edeceğiz. Gözümüzden kaçanlar olabilir. Ama kaçıyorsa bilin ki biz görmüyoruz. Onun için bizi uyarmaya devam edin diyoruz. AYVAKÖY PROJESİ Örnek köy projesini Ayvaköy üzerinde çalışıyoruz. Yapıları ayva rengine boyuyoruz. Burası çok muhteşem güzel bir yer. Bu bölge Gölyazı ile birleştirdiğinde güzel bir destinasyon merkezi olacak. Ayvaköy’de bir mağaramız var. İçinde botla 4 - 5 kilometre gezebileceğiniz kadar su da var. Orayı turizme açıp mağarayı aktif hale getirmek istiyoruz. Geçen gün Kaymakam Bey’le toplantı yaptık. Sağ olsun yapıcı yaklaşımı oldu. Sayın kaymakamımıza teşekkür ediyorum. Anıtlar Kurulu ile görüşerek sorunları aşmaya çalışıyoruz. Bölgeyi bisiklet yolları, yürüyüş yolları, karavan parkı gibi projelerle destekleyeceğiz. Bir tane de büyük bir otopark yapmak istiyoruz. Çünkü özellikle Gölyazı tarafına yaz aylarında arabayla girmek mümkün olmuyor. Şimdi biz şu şöyle bir şey yapacağız. Arabayı Ayvaköy’e park edin tekne ile karşıya, Gölyazı’ya geçin diyeceğiz. Hem bir tekne gezisi yapmış oluyorsunuz, hem de karmaşaya girmeden arabanızı park edip karşıya rahatlıkla geçiyorsunuz. Dolayısıyla Gölyazı’da dolaşımı kolaylaştırmak istiyoruz. Bursa’ya gelen turistler bir hafta vakit geçirecek hale gelsin istiyoruz. Turizm gelirlerini yükseltmek istiyoruz. Tabii gelen turiste de, yeme içme standardı yüksek hizmet vermeniz lazım. Gölyazı içindeki gözlemeler çok güzel ama yeterli değil. Yüksek standartlı bir restoran yapma projemiz de var. Bu kapsamda pansiyon turizmini de geliştirmek istiyoruz. Ayvaköy’ü bu açıdan da altyapı olarak hazırlıyoruz. O bölgeyi toparlayıp Gölyazı, Fadıllı ve Ayvaköy bölgesini böyle keyifli hale getirmek istiyoruz. Nuri Kolaylı: Sayın Başkan arkadaşlarımın soracağı sorular var ama süremizin sonuna geldik. BGC Başkanlarla Yüz Yüze programımıza katıldığınız ve kamuoyunu bilgilendirdiğiniz için teşekkür ederiz.

Başkan Yılmaz; Beton değil,  sosyal yaşam alanları üretiyoruz Haber

Başkan Yılmaz; Beton değil, sosyal yaşam alanları üretiyoruz

Bursa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nuri Kolaylı’nın moderatörlüğünde gerçekleşen programda, BGC Yönetim Kurulu üyelerinin Bursa ve ülke gündemine ilişkin sorularını yanıtlayan Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, ilçede kentsel dönüşüme büyük önem verdiğini vurgulayarak, “Yıldırım ilçemizde kentsel dönüşümü betonlaşarak değil, parklar, spor tesisleri, kütüphaneler gibi sosyal ve kültürel alanlar yaparak gerçekleştiriyoruz” dedi. Basın Kültür Sarayı BGC Nilüfer Sahnesi’nde gerçekleşen BGC Başkanlarla Yüz Yüze programının açılışını yapan Bursa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nuri Kolaylı, Başkan Oktay Yılmaz’ın Bursalılar tarafından yakından tanındığını, ama tanımayanlar için kendini tanıtmasını istedi. Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, şunları söyledi; “1977 yılında Erzurum'da doğdum, 1982 yılında ailemle birlikte Bursa’ya gelerek yerleştik. Yıldırım’da büyüdüm. Duaçınarı Mahallesi’nde büyüdüm. Babam ve amcamla birlikte esnaflık yaptım, ayakkabı boyadım, simit sattım, çay dağıttım. Dokuma tezgahlarında çalıştım. Süthaneden akşamları süt alırdık, sabah çay ocağımızda kaynatıp satardım. Bursa İmam Hatip Lisesi'ni, ardından Kırıkkale Üniversitesi Makina Mühendisliği Bölümü'nü bitirdim. Üniversite eğitiminden sonra makine mühendisi olarak iş hayatına atıldım. Bir süre bir fabrikada çalıştıktan sonra ayrıldım ve bir arkadaşımla birlikte kendi işimizi kurduk.  Kendi firmamızda uzun yıllar boyunca Bursa için katma değer ürettik, halen de devam ediyoruz. Çeşitli sivil toplum kuruluşlarında aktif görev aldım. Mimar Mühendisler Grubu, Makine Mühendisleri Odası Birlik Platformu, Bursa Erzurum Dernekleri Federasyonu, Bursa İmam Hatip Mezunları ve Mensupları Derneği'nde görevler yaptım. 2006 yılında AK Parti'de aktif siyasete başladım. Osmangazi İlçe Teşkilatı'nda 3 dönem İlçe Başkan Yardımcılığı görevini yerine getirdikten sonra, Osmangazi ve Büyükşehir Belediye Meclis üyeliği yaptım. 17 Aralık 2017 tarihinde AK Parti Yıldırım İlçe Başkanlığı'na seçildim, 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde ise AK Parti'den Yıldırım Belediye Başkanlığı'na seçildim. Bu yıl yapılan seçimlerde de vatandaşımızın teveccühü ile aynı göreve yeniden seçildim. Evliyim ve 3 çocuk babasıyım. Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz’ın yaşamını özetlemesinin ardından, BGC Başkanlarla Yüz Yüze programının soru cevap bölümü şöyle devam etti: Nuri Kolaylı (Bursa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı): Sayın başkan, Yıldırım Belediyesi’nde geçtiğimiz dönem gerçekleştirdiğiniz ve sizi gururlandıran en önemli hizmetiniz olarak hangi çalışmanızı görüyorsunuz? KÜTÜPHANELER BÜYÜK İLGİ GÖRÜYOR Oktay Yılmaz: Hayata çok yönlü bakıyorum. Belediye hizmetlerinin de çok yönlü olmasına önem verdim. Kentsel dönüşüm projelerine çok yönlü bakarak, doğru işler yaptık. Kentsel dönüşümün nasıl olacağı konusunda halka güven veren projeleri gerçekleştirdik. Kütüphaneler açtık. Halen 3 kütüphanemiz ilçemizde hizmet veriyor. Yakında 4. kütüphanemizi hizmete açacağız. Göreve geldiğimde belediyeye ait kütüphane yoktu. Şimdi 7 gün 24 saat hizmet veren kütüphanemiz var. Şu an 65 bin üyesi olan kütüphanemiz var. Kütüphanelerimiz o kadar yoğun ki, gençlerimiz randevu ile yer bulabiliyor. Gece gündüz hizmet veriyoruz. Gençlere hizmet etmekten büyük heyecan duyuyorum. Enhar Güneş (BGC Yönetim Kurulu Üyesi, sosyaltv.com.tr Genel Yayın Yönetmeni): İki sorum olacak. Birincisi; Yıldırım ilçesinde yeni kentsel dönüşüm planlaması var mı? İkinci sorum da Büyükşehir Belediyesi ile ilişkileriniz nasıl? Bugüne kadar Büyükşehir Belediyesi ile Yıldırım Belediyesi’nde hep aynı partili belediye başkanları görev yaptı. İlk defa farklı partilerin belediye başkanları görev yapıyor. Büyükşehir Belediyesi ile farklı partide olmanızı dezavantajlı bir gelişme olarak görüyor musunuz? “BURSA’NIN ÇIKARLARI ÖNEMLİ” Oktay Yılmaz: Büyükşehir Belediye Başkanı ile aynı partiden bile olsak görüş ayrılıkları yaşanabiliyor. Bu da çok doğal. Ben belediye hizmetlerine iş odaklı bakıyorum. Geçen dönem bir sıkıntı yaşamadım. Bu dönemde de henüz hiçbir sıkıntı yaşamadık. Yıldırım Belediye Başkanı olmamın yanında, Büyükşehir Belediye Meclisi AK Parti Grup başkanıyım. Konu Bursa’nın ve Bursalıların çıkarları olduğu zaman parti ayrımı olmaksızın tüm meclis üyelerimizin konulara olumlu yaklaşacağını düşünüyorum. İlk sorunuza gelecek olursak; Kentsel dönüşümde “tarla tapuları olan” yerler var. Bunları çözmek kelimenin tam anlamıyla “sessiz devrim” niteliğindedir. Bu gibi sorunları çözmek, kentsel dönüşümün en önemli aşamalarından birisi. Geçtiğimiz çalışma dönemimizde Yıldırım’ın 3’de birinde planlama çalışması yaptık. Şimdi ikinci etabını yapıyoruz. Yıldırımın 3’de birini daha bu çalışma dönemimizde planlayacağız. Kentsel dönüşüm çalışmalarımızı tek bir model üzerinden sürdürmüyoruz. Tek model değil, yerine göre kentsel dönüşüm yapıyoruz. Sadece bina yıkıp bina yapmıyoruz. Sosyal yaşam alanları oluşturuyoruz. Yavuzselim’den Şirinevler’e kadar Ankara yolunun altında çok önemli projeler gerçekleştirdik. Bu dönem Gökdere Bulvarı’ndan Mimar Sinan’a kadar olan bölgede yoğunlaşacağız.   Kentsel dönüşümde planlama ve imar adımlarını attıktan sonra inşaatların başlamasına izin veriyoruz.  Bu kapsamda Mollarap’ta “taşıma modelini” uyguladık. Toprak kayması yaşanıyordu. Bu nedenle yerinde kentsel dönüşüm yapmadık. Mimarsinan’da ise kat karşılığı kentsel dönüşüm modelini uyguladık. “ÖZEL SEKTÖR DESTEKLENECEK” Yeni dönemde “özel sektöre destek vererek” farklı bir kentsel dönüşüm modelini daha uygulamaya koyuyoruz. İşleri hızlandırmak için özel sektörün elini güçlendirerek, teşvik ederek, yeri geldiğinde ekonomik destek vererek 30 bin konut üretme hedefimiz var. Özel sektörün önünü açacak uygulamalar yapacağız. Belediye olarak hem emsal artışı verebiliyoruz hem de farklı yöntemlerle destek oluyoruz. Bitişik nizam kaçak yapılardan, çağdaş konutlara geçiş yapmayı hedefliyoruz. Millet Mahallesinde yeni bir çalışmamız olacak. Ahmet Emin Yılmaz: (BGC Başkan Vekili, OLAY Gazetesi Köşe Yazarı) Kentsel dönüşüm çalışmalarınızın yanı sıra, sosyal dönüşümü nasıl sağlayacağınızı sormak istiyorum. Yıldırım, Nilüfer ilçesi gibi bütüncül değil, karmaşık bir ilçe. Farklı farklı yapıların, insanların yer aldığı mahalleler var. İşçi yoğunluklu bir yerleşim. Sosyal dönüşümü nasıl sağlayacaksınız? SOSYAL YAŞAMA BELEDİYE KATKISI Oktay Yılmaz: Kent ve insanı birbirinden ayırmak mümkün değil. Sosyal dönüşüm, kentsel dönüşüm kadar önemli. Hatta daha öncelikli. Sosyal dönüşüm, kentte yaşayan insanlara huzur veren ortamlar sağlamak anlamına geliyor. Yıldırım’da sosyal dönüşümü sağlamak için ilk olarak çocuklarımıza ve gençlere önem verdik. Yıldırım ilçemize bugüne kadar 1 milyon metrekare yeşil alan kazandırdık. Parklar, Millet Bahçeleri, kütüphaneler, spor tesisleri yaptık. 20’nin üzerinde spor tesissi kazandırdık halkımıza. Yaz okulunda 40 binden fazla çocuğumuza spor eğitimi verdik. Yüzme, karate, halter, futbol gibi eğitimler vererek gençlerimizde ve çocuklarımızda takım ruhunun gelişmesini hedefledik. Hem takım sporlarına hem de bireysel sporlara destek veriyoruz. Özetleyecek olursak; sosyal dönüşümü hem mekânsal anlamda yatırım yaparak hem de sosyalleşme çalışmalarına öncülük ederek, insanlara hizmet eden mekanlar yaparak gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Aynı hedef doğrultusunda kadınlarımızın meslek edinebileceği kurslar açıyoruz. Yıldırım İstihdam Merkezini kurduk ve kadınlarımızı iş yaşamına hazırladık. Kadın kooperatifleri kurduk.  Kadınlarımıza da, gençlerimiz ve çocuklarımız gibi her türlü desteği veriyoruz. Halen 14 kadın kooperatifiz var. Diğer ilçelerimizden de gelen kadınlarımız var. Kadınlarımızın hem sosyal hem de ekonomik hayatta yer almaları için çalışıyoruz. Kadınlarımız, kültürümüzün yaşatılması noktasında da çok özel üretimler yapıyorlar. Sosyal ve kültürel hizmetlerle sosyal dönüşümü sağlıyoruz diyebilirim. Okan Tuna (BGC Yönetim Kurulu Üyesi, koza24.com Sorumlu Yazı İşleri Müdürü): 31 Mart yerel seçimlerinden sonra AK Parti birçok büyükşehir belediyesini kaybetti. Bursa Büyükşehir Belediyesi de el değiştirdi. Bu süreçte Yıldırım Belediyesi, AK Parti’nin yönetimde olduğu önemli bir belediye olarak ön plana çıktı. Yıldırım Belediyesi bir anlamda AK Partili belediyelerin abisi oldu. Bu size nasıl bir misyon yükledi? “YAPICI MUHALEFET YAPIYORUZ” Oktay Yılmaz: AK parti belediyeciliğinin, Türkiye’nin gelişmede ve kalkınmada ümidi olduğu bilinciyle çalışıyoruz. Yeni bir süreç var Bursa’da. AK parti olarak bu süreçte farklı bir muhalefet anlayışımız olacak. Şehre katkısı olacak her projede büyükşehir belediyesini desteleyeceğiz. Büyükşehir Belediye Meclisi’nde büyükşehirin çalışmalarına, Yıldırım’da olduğu gibi iş odaklı bakıyoruz, dik bir duruş sergiliyoruz. Örneğin geçtiğimiz günlerde büyükşehirde stratejik plan değerlendirmesi oldu. Stratejik planlar 6. ayda meclise gelir ve karara bağlanır. Stratejik plan 7. ayda meclis gündemine geldi ve biz “Niye 7. ayda geldi” demedik. İnceledik, bazı eksikler belirledik, teknik sorunlar olduğunu gördük ve tüm bunları mecliste dile getirdik. Bu eksiklerin düzeltilerek 3 gün sonra tekrar görüşülmesini istedik. Hemen oylama yoluna gidilince de elbette reddedildi. Ama keşke yapıcı bir yaklaşım olsaydı da dikkat çektiğimiz teknik konular düzeltilerek 3 gün sonra meclisten geçirseydik. Biz yapıcı yaklaşıyoruz ve karşıdan da yapıcı bir yaklaşım bekliyoruz. Çünkü Bursa kimliğinin öncelenmesi gerekiyor. Siyasi çekişmeler sonucu Bursa’nın kaybedeceği işlerde olmayız. Kimseyi ötekileştirmeden birlikte karar alma yolunu seçiyoruz. Seçim bitti. Biz artık şehir yöneticileriyiz. Bursalı kimliğimizle herkese eşit yaklaşarak hizmet üreteceğiz. Ahmet Akhan (BGC Yönetim Kurulu Üyesi, gundembursa.com İmtiyaz Sahibi): Geçtiğimiz günlerde Uludağ’da bir toplantı yaptınız. Bu toplantıda Yerel Yönetimler Akademisi kurulması projesi gündeme geldi. Bu konu hakkında bilgi verebilir misiniz? İkinci olarak da, “Yıldırım’da plastiksiz yaşam” konulu bir girişiminiz var. Bu konuda bilgi alabilir miyiz? YEREL YÖNETİMLER AKADEMİSİ Oktay Yılmaz: Başkanı olduğum Bursa Belediyeler Birliği’nin en geniş katılımlı toplantısını Uludağ’da yaptık. 300’ün üzerinde belediye meclis üyemiz toplantıya katıldı. Toplantıda belediye meclislerinin görevleri, sorumlulukları, çalışmaları ele alındı. Uzmanlardan önemli bilgiler aldık, çok verimli oldu. Bunun devamı olarak Yerel Yönetimler Akademisi oluşturma kararı aldık. Meclis üyelerimizin yanı sıra, bürokratlarımızın da faydalanacağı bir yapıda olmasını hedefliyoruz. Kendimizi geliştirebileceğimiz çalışmalar yapma kararı aldık. Bir anlamda Yerel Yönetimler Akademisi’nin temellerini attık. Bursa Belediyeler Birliği olarak Osman Fevzi Efendi’nin köşkünü restore ettik ve Bursa Belediyeler Birliği’nin merkezi yaptık. Bursa Belediyeler Birliği’nin, Bursa’nın şehir kimliğine katkı koyacak, belediyelerimizi daha ileriye taşıyacak çalışmalar yapmasını hedefliyoruz. Çevre kirliliğini ve geri dönüşüm konusunu gündemimize alarak “Plastiksiz Yıldırım” başlığıyla çeşitli girişimlerde bulunuyoruz. Örneğin “plastiksiz kütüphane” hedefiyle kütüphanemize su arıtma sistemi kurduk ve öğrencilere çelik termos hediye etti. Pet şişelerden kurtulmalarını sağladık. Yine Yıldırım’da, Ulus mahallesinde pilot okul seçerek “atık odaları” oluşturduk. Kâğıt, karton, cam, metal gibi geri dönüşüm odaları oluşturduk. “Okulunuzda geri dönüşüm toplarsanız, su arıtma sistemi kurarak termos vereceğiz” dedik. Başarılı olduk. Tüm Yıldırım’a yaygınlaştırarak plastik kullanımını azaltmayı hedefliyoruz. Ayrıca yemek atıklarından kedi köpek maması üretiyoruz. Yemek atıklarını topluyoruz, mama yapıyoruz, hem barınaklarımızda hem de sokak hayvanlarının beslenmesinde kullanıyoruz. Tüm bu çalışmalarımızla çevreye duyarlı bir nesil yetiştirmeyi hedefliyoruz. Yine bu kapsamda mobil araçlarla atık toplamaya başlıyoruz ve halkımızın atıkları paraya dönüştürecekleri bir sistem kuruyoruz. İlerde detaylarını açıklayarak hizmete başlayacağız. İhsan Altıkardeş: (BGC Başkan Yardımcısı- İhlas Haber Ajansı Bölge Müdürü) Yıldırım ilçesinde ‘Dünya mirası” listesine giren tarihi eserler var. Tarihi mirasın korunarak gelecek kuşaklara aktarılması konusundaki çalışmalarınız hakkında bilgi alabilir miyiz? Ayrıca, Yıldırım’ın tam kalbinde, konutunuzun yer aldığı alanda spor kompleksi yapılacağı duyumunu aldık. Bu konuda açıklama yapabilir misiniz? TARİHİ MİRAS KORUNACAK Oktay Yılmaz: Yıldırım kadim bir kent. Tarihi mirasıyla, doğasıyla benzersiz özelliklere sahip.  Kent içindeki derelerimiz birer gerdanlık gibi Yıldırım’ı süslüyor. Yıldırım Bayezid Han Türbesi, Emir Sultan Külliyesi gibi hiçbir yerde olmayan kadim mirasa sahibiz. Bildiğiniz gibi geçtiğimiz dönem gerçekleşen “Hanlar Bölgesi Projesi” tarihi mirasın korunarak ortaya çıkarılması açısından güzel bir çalışma oldu. Kadim kimliğimiz gün yüzüne çıktı. Bu projenin 2. etabını Ulucami - Emirsultan hattı olarak planlamak istiyoruz. Geniş katılımlı heyet kurarak, doğru bir şekilde kimliğimizi yaşatacak ve yansıtacak işler yapmak istiyoruz. Sokak iyileştirmelerine zaten önceden başladık ve bu konuda çalışmaya devam ediyoruz. Tescilli yapıların restorasyonuna yönelik çalışmalarımız da var. Bu çalışmalarımızı da diğerlerine paralel olarak sürüyor. Cumalıkızık projemiz var. Mollaarap, Talimhane bölgelerinde de tarihi yapıları iyileştirme çalışmalarımız var. Diğer sorunuza gelecek olursak; Yıldırım’ın merkezinde kapalı spor salonu yapacağımız bir alan oluşturamadık. Yer bulamadık. En uygun yer kendi konutumuzun olduğu yerdi. Buraya kapalı havuz yapacağız. Kütüphenemiz, spor salonumuz da burada olacak. Yaklaşık 1500 metrekare civarında toplan alanımız var. Fuat Kars (BGC Başkan Yardımcısı- Demirören Haber Ajansı Bölge Müdürü): Gençliğinizde belediye başkanı olmayı hayal etmiş miydiniz? Bir de, başkanlık döneminizde sizi en fazla üzen, sizi en fazla sevindiren olaylar, gelişmeler neler oldu. “PANDEMİ SÜRECİ ÜZDÜ” Oktay Yılmaz: Pandemi süreci bizi en çok üzen gelişme oldu. Pandemi öncesi ekonomik olarak rahattık, çalışıyorduk. Birçok hayalimizi ertelemek zorunda kaldık. “Uyumayan Kütüphane” projemiz de beni en çok sevindiren hizmetimiz oldu. Öğrenciliğinde kütüphaneden yararlanan, şimdi çeşitli yerlerde memurluk, öğretmenlik yapan gençler gelip teşekkür ediyorlar, çok mutlu oluyorum.   Gençliğimde elbette idealim vardı, dünyayı değiştirmekle ilgili idealim vardı. Uluslararası ilişkiler konusunda öncü olma idelim vardı. Topluma hizmet etme, yararlı olma idealim vardı. STÖ’lerde bu amaçla aktif görev aldım. Kamuda memur olmayı hiç düşünmemiştim. Ama belediye başkanı olacağımı gençliğimde hiç hayal etmemiştim. Musa Öztürk (BGC Yönetim Kurulu Üyesi, Tuna Gazetesi İmtiyaz Sahibi) Bursa Kültür ve Turizm Tanıtma Birliği Başkanı kimliğinizle Bursa için sürdürdüğünüz çalışmalar hakkında da bilgi alabilir miyiz? Bir diğer konu da, tasarruf tedbirleri kapsamında bazı tarihi camilerdeki güvenlik görevlilerinin kaldırıldığını biliyoruz. Bu konudaki yaklaşımız nedir? TASARRUF TEDBİRLERİ Oktay Yılmaz: Tasarruf tedbirleri sadece büyükşehir belediyelerini değil tüm belediyeleri ilgilendiriyor. Tasarruf elbette gerekli, ama bu nedenle hedeflerimizi, çalışmalarımızı aksatmamız söz konusu değil. Tarihi değerlerimizin korunması gerekiyor. Bunu büyükşehir yapar, biz yaparız, veya Vakıflar yapar. Ama mutlaka yapılır. Bursa Kültür ve Turizm Tanıtma Birliği olarak birçok girişimimiz ve çalışmamız var. Bu kapsamda fuarlara önem veriyor ve katılıyoruz. Şunu mutlaka belirtmem gerekiyor; Bursa’yı yabancılardan önce kendi vatandaşımıza anlatmamız, tanıtmamız lazım. Bursalıların nasıl bir değer içinde yaşadıklarını görmeleri lazım. “Adım adım kadim bursa” başlıklı projemiz var. Bursalı kimliğimizi Bursa’yı Bursalılara anlatarak, tanıtarak güçlendirmeliyiz. Bursa’yı öncelikle Bursalılara tanıtmalıyız. Doğu Roma’nın başkenti İznik, Osmanlının kurulduğu şehir Bursa. Bursa sonradan kurulmuş, oluşmuş bir şehir değil. Geçmişi binyıllar öncesine dayanıyor. Bu değerlerimizi herkese anlatmamız, kentlilik bilincini oluşturmamız lazım. Tevfik Fikret Sönmez (BGC Genel Saymanı, bursadanhabervar.com Genel Yayın Yönetmeni): Amatör sporlara olan katkılarınızı öğrendik, Bursaspor konusundaki çalışmalarınızı da öğrenebilir miyiz? BURSASPOR Oktay Yılmaz: Bursaspor’a her zaman destek olduk. Destek olmaya devam edeceğiz. Belediye olarak Bursaspor’a destek kampanyalarına her zaman öncülük ettik. Katkılarımız devam edecek. Kalıcı iyileştirmeler yapmayı uygun buluyoruz. Bursaspor Spor Lisesi’ni Vakıfköy’de kurmayı hedefliyoruz. Bursaspor’un güçlü bir altyapıya kavuşmasını istiyoruz. Şu an zaten güzel bir süreç yaşanıyor. Belediye bütçelerinden ciddi ekonomik kaynak aktarmamız mümkün değil. Ama desteklere öncülük ederek, teşvik ederek, kenti bütünleştirmek lazım ve bu bugün gerçekleşiyor. Bursaspor’a olan güvenle birlikte destekler artacaktır. İbrahim Öge (BGC Yönetim Kurulu Üyesi - sozbursa.com - Genel Yayın Yönetmeni) Yıldırım Belediyesini borç batağında teslim almıştınız. 6 yılda mali dengeleri ne derece sağladınız. Borçlarınız devam ediyor mu? Bir de Duaçınar’ındaki çalışmanız hakkında bilgi alabilir miyiz? DUAÇINARI KÜLTÜR MERKEZİ Oktay Yılmaz: Duaçınarı’nın çok özel bir hikayesi var. Bu bölgede Duaçınarı Kültür Merkezi inşa etmeyi hedefliyoruz. Projelerimizi hazırladık. Ekonomik olarak gereklilikleri sağlayabilirsek 2025’te ihale edeceğiz. Göreve geldiğimiz 2019 yılında bütçenin 2 katı oranında borcumuz vardı. 2024 yılında ise borcumuz bütçenin yüzde 30’una kadar düştü. İller Bankası gelirlerimizde geçtiğimiz ay 50 milyon TL, bu ay da 46 milyon TL kesintimiz oldu. Kesintilerin sadece CHP’li belediyelerde olduğunu düşünmeyin, AK Partili belediyelerden de devlete olan borçlar konusunda kesinti yapılıyor. Önümüzdeki dönemde mali istikrarı sağlayarak hizmet üretmeye devam edeceğiz. SGK borçlarımızı yapılandırdık ve ödüyoruz. Nuri Kolaylı: BGC Başkanlarla Yüz Yüze programımıza katıldığınız ve kamuoyunu bilgilendirdiğiniz için teşekkür ederiz. Oktay Yılmaz: Ben de davetiniz ve halkımıza kendimizi anlatma fırsatı verdiğiniz için teşekkür ediyorum.

İki meslek örgütünden 'Aysın Komitgan' açıklaması Haber

İki meslek örgütünden 'Aysın Komitgan' açıklaması

BGC’DEN AÇIKLAMA: SÜRECİ YAKINDAN İZLİYORUZ Bursa Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu'nun açıklaması:  "Bursa Gazeteciler Cemiyeti olarak, FETÖ terör örgütünün elebaşı Fethullah Gülen'in ölümüne ilişkin anonsu nedeniyle göz altına alınan Aysın Komitgan’la ilgili yaşanan süreci yakından takip ediyoruz. Bursa Gazeteciler Cemiyeti üyelerimizden Aysın Komitgan, FETÖ terör örgütünün elebaşı Fethullah Gülen'in ölümüne ilişkin anonsunda, üyemizin de yazılı açıklama yaparak vurguladığı gibi, “duygularını canlı yayında tam olarak yansıtamamaktan ötürü” böyle bir ifadeyi kullanmıştır. Üyemiz Aysın Komitgan’ın, yaşananların hemen ardından kamuoyuna özür mesajı yayınlamasına ve konuya açıklık getirmesine karşın, bazı haberlerde ve sosyal medyada FETÖ ile ilişkilendirilmek istenmesi üzücüdür. Kendi ifadesiyle “tarikatlar ile uzaktan yakından bağ kurmadığını” açıklayan Aysın Komitgan’ın serbest bırakılmasını diliyoruz.” ÇGD BURSA ŞUBESİ: SERBEST BIRAKILSIN  Çağdaş Gazeteciler Derneği Bursa Şube Başkanı Gazeteci Yüksel Baysal'ın açıklaması:  "Terör sevici arayan düne baksın! Aysın Komitgan’ı serbest bırakın!  Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fethullah Gülen’inölüm haberinin netleşmesinin ardından bu sabah (21 Ekim) BursadaBugün TV’dekicanlı yayın sırasında ölüm haberini anons eden BursadaBugün Genel YayınYönetmeni gazeteci Aysın Komitgan’ın canlı yayın esnasında ne diyeceğinibilemediği bir esnada gayriihtirayı bir biçimde kullandığı ifadeler, kendiifadesiyle de canlı yayın kazasıdır. Sabah gerçekleşen canlı yayın hatasının ardından kendisosyal medya hesapları üzerinden açıklama ve özür yayınlayan Aysın Komitgan “Canlı yayın şartları altında söylenen kimiifadeler, özellikle de toplumsal açıdan bu gibi hassas dönemlerde ne yazık kifarklı yorumlanabiliyor. Duygularımı açıkça ifade etmem gerekirse, 40 yıllıkgazetecilik kimliğimden bağımsız olarak, ömrünü Atatürk’ün ilkelerine vecumhuriyetin değerlerine sıkı sıkıya bağlı geçirmiş, aynı zamanda CumhuriyetHalk Partisi üyesi bir Türk vatandaşı olarak, ülkemize karşı hain planları olanFETÖ elebaşının ölümüne rahmet dilemem asla mümkün değil” sözlerinikullanarak söz konusu ifadelerin canlı yayından kaynaklanan bir hata olduğunuifade etmiştir. Çağdaş Gazeteciler Derneği, 1979’dan bugüne yalnızcagazetecilik ilkelerini ve halkın haber alma hakkını savunmakla yetinmemiş;insan hakları ve demokrasi mücadelesinin neferi olmuş, her türlü tarikat veparalel devlet yapılanmalarıyla mücadele eden üyelerini şehit vermiş,Türkiye’de aydınlık mücadelesinin en büyük savunucularından biri olmayı sürdürmektedir.Gazeteci Aysın Komitgan da ÇGD üyesi ve aynı zamanda Bursa Şubemizin BaşkanYardımcısıdır. Çağdaş Gazeteciler Derneği ve hiçbir organı içinde, dün eletek öpenler, dün FETÖ elebaşısından “Hocaefendi”diye bahsedenler, dün “hizmet erleri”diyerek destek olanlar, “ne olur geridön” diyerek gözyaşları dökenler, adına para bastıranlar, olimpiyatlardüzenleyenler ve bunların destekçileri yer almamıştır, alamayacaktır. Dün ittifak içinde bulunanların, tarikat ve cemaatleredevletin kapılarını sonuna kadar açanların, kumpaslar gerçekleştirenlerin,Sızıntı, Cihan Haber Ajansı, Zaman Gazetesi, Taraf gibi medya yapılanmalarıylagazetecilik mesleğini ayaklar altına alanları yargılamayanlar, kendi ifadesiyle“Ne ben ne de ailem, hayatlarının hiçbirdöneminde bu tarz tarikatlar ile uzaktan yakından bağ kurmamıştır” diyen,Bursa’da mesleğimizin onurlu temsilcilerinden biri olan Aysın Komitgan’ıyargılamaya kalkmasınlar.Eğer sizin 7 yıl öncesine kadar “Hocaefendi”, bizim 50 yıldır FETÖ dediğimiz ve sizin aranızbozulunca FETÖ olarak ifade etmeye başladığınız Fethullahçıları arıyorsanız enson bakacağınız yer Aysın Komitgan ve Çağdaş Gazeteciler Derneği üye veyöneticileridir. Bizden ne terörist çıkar ne de terör sevicisi. Bu arada Aysın Komitgan’ın Bursa'dabugün ile ilişiğinin kesildiğinide üzüntüyle öğrenmiş bulunuyoruz. İşveren temsilcisinin bu kararını dakamuoyunun dikkatine sunuyoruz. Yıllardır beslediğiniz trol ordusunu ve dünün Fetö’cüleriniAysın Komitgan’ın üzerinden çekin.  Aysın Komitgan derhal serbest bırakılsın! Yüksel BaysalÇGD Bursa Şube Başkanı"

Başkan Aydın: Depreme hazırlıklı olmalıyız Haber

Başkan Aydın: Depreme hazırlıklı olmalıyız

Bursa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nuri Kolaylı’nın moderatörlüğünde gerçekleşen programda, BGC Yönetim Kurulu üyelerinin Bursa ve ülke gündemine ilişkin sorularını yanıtlayan Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, göreve başlar başlamaz depreme karşı hazırlık çalışmalarına öncelik verdiğini söyledi. Bursa’da tarihsel süreç içerisinde 1705 ve ardından 1855 yıllarında büyük depremler yaşandığını hatırlatan Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, “2005 yılından itibaren 7 ve üzerinde deprem yaşama riskimiz var. Bu büyük felakete mutlaka hazır olmalıyız. Depreme hazır olmamız, on binlerce insanımızın hayatını kurtarabilir” dedi.  Programın açılışını yapan Bursa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nuri Kolaylı, Başkan Erkan Aydın’ın Bursalılar tarafından yakından tanındığını, ama tanımayanlar için kısaca kendini tanıtmasını istedi. Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın şunları söyledi; “1974 İstanbul doğumluyum. Orhaneli kütüğüne kayıtlıyım. Serçeler köyünden olan rahmetli babam 1955 yılında çıkıyor. Erkek Lisesi’ni birincilikle bitiriyor, sonra İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi’ne devam ediyor. Annem emekli öğretmen. Dedem köy enstitüsü mezunu. Babam orman mühendisi olduğu için ben de yatılı olarak Samsun Anadolu Lisesi’nde okudum. Liseden mezun olduktan sonra 1992'de Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi'ni kazandım. 1997 yılında mezun oldum. Sonraki süreçte hem eczacılık yaptım hem de çeşitli sivil toplum kuruluşlarında görev aldım.  Ardından 2013 yılında ön seçimle belediye başkan adayı oldum. Yine ön seçimle 2015'te milletvekili adayı oldum. 3 dönem milletvekilliği yaptım. Son olarak da Osmangazi Belediye Başkanlığına aday oldum ve kazandım.” Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın’ın yaşamını kısaca özetlemesinin ardından, “BGC Başkanlarla Yüz Yüze” programının soru cevap bölümü şöyle devam etti: Ahmet Emin Yılmaz: (BGC Başkan Vekili, OLAY Gazetesi Köşe Yazarı) Bursa’nın geçmişini anımsatarak sorumu yöneltmek istiyorum. Görev yaptığınız Osmangazi, Bursa'nın en büyük ilçesi, 25- 30 yıl öncesine kadar da Bursa Belediyesi olarak kabul edilen bir bölge. Bursa’nın tarihi kent merkezinin olduğu ilçe. Tarihi kent merkezinin Belediye Başkanı olmanın avantajı mı var, yoksa dezavantajı mı var.  Bunu şunun için soruyorum; 30 yıl öncesine kadar kent merkezini rahatlatmak için yakın ilçelerde cazibe merkezleri oluşturma hedefi vardı. Bu durum Bursa kent merkezinin zayıflamasına yol açtı. Geçmişin en yoğun caddeleri artık bomboş. Atatürk Caddesi, Altıparmak Caddesi, adeta boşaldı. Bu dezavantajı aşarak sosyal yaşamı yeniden nasıl canlandıracaksınız? BURSA’NIN KALBİ OSMANGAZİ Erkan Aydın: Merkez ilçe olmanın hem avantajı hem de dezavantajı var. Gerçekten dediğiniz gibi 56 ilden büyük bir belediyeden bahsediyoruz. Muhtarlık bazında 136 muhtarlıkla Türkiye'nin en büyük ilçesi Osmangazi. Nüfus olarak Türkiye'nin 5. büyük ilçesi.  Tarih olarak, kültür olarak her şeyin merkezindeyiz.  Biz o yüzden “Bursa'nın kalbi Osmangazi” diyoruz. 3000 yıllık Bursa. Bitinya, Roma Bizans, Osmanlı dönemlerine gittiğinizde, Osmangazi’nin Bursa'nın merkezi olduğunu görüyoruz. Ama dediğiniz gibi hızlı göçle birlikte o merkez cazibesini kaybetmiş ve ağırlıklı olarak batıya doğru büyümüş. Birçok büyük şehirde olduğu gibi. Ama ortaya çıkarılacak tarihi yapılar da burada. Osmangazi’nin tarihi bölgesinde restorasyon çalışmaları bizden önceki dönemde arkeopark bölgesinde başlamış, hala devam eden projeleri tamamlamak için adımlar atıyoruz. Yurt dışına gittiğinizde bir şehre gidip gökdelenleri ya da etrafını gezmiyoruz. Gidiyorsunuz oradaki binlerce yıllık şehrin kalbini geziyorsunuz. Çünkü her şey orada. Bizde de aynı şekilde gelen turist tarihi mirası görmek istiyor. Hanlar bölgesi UNESCO tarihi kültür miras listesinde. Ulu Cami ve Hanlar Bölgesi gibi değerlere sahibiz. Dışarıdan bir turist geldiğinde hem tarihi bölgeleri ziyaret edecek, hem konaklayacak, hem Bursa'nın tarihini kültürünü yaşayacak, hem de döviz bırakacak. Böyle bir Destinasyon Merkezi yapma hedefimiz var. Bunun için tarihi mirasımızı güzelleştirmek gerekiyor canlandırmak gerekiyor yatırım yapmak gerekiyor. Konu ile ilgili olarak geçmişten gelen çalışmalara ek olarak yeni kamulaştırma çalışmalarımız olacak.  Muradiye devlet hastanesinden aşağı dönerken Muradiye’ye giderken solda 10.000 metrekarelik bir alana sahibiz.  Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı'ndan sonra geldiği, 1992 yılına kadar ipek üretilen fabrika bu alanda. İpekhane diye geçen bölgeyi biz eski merkez olarak ele alıyoruz. Faruk Saraç'ın eski okulunun bitişiği, orayı kültürü, sanatı, konserleri, sergileri, gurme restoranlarıyla tekrar eski cazibesine kavuşturmak istiyoruz. Arkeopark etrafında da kamulaştırmalar ve restorasyonlar olacak, sokak sağlıklaştırmasıyla oraları insanların gelip kültürü yaşayabileceği, Bursa'nın yerel lezzetlerini tadabileceğiniz bir yer haline getireceğiz. Bizden önce çalışmalar başlamış, devam edenler var, yeni ekleyecek projelerimiz var. Biz bunu 2024-2029 stratejik planına koyduk. Özetlemek gerekirse turist Bursa'ya geldiğinde ya da Google'a girdiğinde, Bursa'ya gelince ne yapabilirim dediğinde, ilk ortaya çıkabilecek tarihi, kültürel ve turistik anlamda Osmangazi’yi bulmasını hedef olarak koyduk. Çünkü Bursa'nın kalbi Osmangazi ise, tarihi mirasımızın da ismine yakışır bir hale gelmesi gerekiyor. ALTIPARMAK VE ÇARŞAMBA’DA DÖNÜŞÜM Nuri Kolaylı: Altıparmak Caddesi adeta boşalmış durumda. Atatürk Caddesi ve Altıparmak Caddesi ile ilgili bir çalışmanız var mı? Çünkü bölge önceden cıvıl cıvıldı.  Dükkanlara paha biçilmezdi. Şimdi bir çok dükkan boş ve kiralık tabelası var. Erkan Aydın: En çok şikâyet aldığımız yerlerden birisi bu bölge. Büyükşehirle ve akademik odalarla protokol imzaladık, bölgenin dönüşümü ile ilgili. Bu çalışma bizden önce başlamıştı. Bundan sonraki süreçte Arap Şükrü'den Ankara-İzmir yoluna kadar olan bölgeyi bütün olarak ele alacağız. Bu çalışma hemen bitmeyebilir. Kentsel dönüşümle oranın tarihi dokusunu, yoğunluğu artırmadan daha nefes alabilecek, yaşanabilecek bir çalışma olsun istiyoruz. Fuat Kars: (BGC Başkan Yardımcısı- Demirören Haber Ajansı Bölge Müdürü) Osmangazi Belediyesi'nin sizce en büyük sorunu nedir. Görev yaptığınız 6 aylık süreçteki gözlemlerinizi merak ediyorum. İkinci sorum; sık sık vatandaşlarla görüşüyorsunuz. Günde kaç kişiyle görüşüyorsunuz ve sizden en çok ne istiyorlar? DEPREM GERÇEĞİ Erkan Aydın: Karşımızda çok net bir deprem gerçeği var. Osmangazi Bursa'nın aşırı hızlı büyümesiyle göçün en yoğun olduğu ilçe. Bu yoğunluk hızla artarken, plansız çarpık kentleşme başlamış ve çıkmaz sokaklardan deprem yönetmeliğine uygun olmayan binalara kadar birçok olumsuzluk üst üste gelmiş. Hiçbir mühendislik hizmeti almadan oluşmuş mahalleler var. Tarihimizde 1855 depremi var, 150 yıl geri gidin ;1705 depremi var. 150 yıllık periyoda baktığınızda bu süre 2005'te dolmuş. Yani her an her dakika her saniye büyük bir Bursa depremi yaşanabilir. Bu depremin de en çok etkileyeceği yer Bursa ovası. Çünkü altımız alüvyon toprak. Deprem 7 şiddetinde olduğunda ovada 9 şiddetinde hissedilecek. Ben Maraş depreminde 21 gün kaldım, o dönem milletvekiliydim. İnsanların çoğu donarak öldü. Bu nedenle bizim birinci önceliğimiz hem kentsel dönüşüm, hem depreme dayanıksız binaların bir an önce dayanıklı hale getirilmesi yoluyla depreme hazırlanmak. Bununla ilgili çalışmalarımız sürüyor. İmar AŞ şirketini kurduk. Hızlı aksiyon almak için de bu şirket üzerinden İstanbul'daki Kiptaş modeliyle onları inceledik. Defalarca görüşmemiz oldu, o modeli Osmangazi’de hayata geçirmek istiyoruz “6 AYDA 60 BİN GÖRÜŞME” Olabildiğince çok Osmangazili ile görüşüyorum. Bu 5 yıl böyle devam edecek. Her gün 300 ile 500 kişi arasında gelen oluyor. Altı ayda 60.000 kişi ile görüştüm. 60.000 kişinin 59.000’i iş istedi. Gelenlerin yüzde 90’ı iş istiyor. Ekonomik krizin, enflasyonun bu kadar yüksek olması, iş aleminin de sanayicinin de özellikle otomotiv ve tekstilin sıkıntıya girmesi, belediyeleri bir iş kapısı haline getirdi. Ama iktidarın yarattığı bu işsizliği belediyelerin çözmesi mümkün değil. Nuri Kolaylı: Sayın Başkan göçten en fazla etkilenen ilçelerden biri Osmangazi. İlçede ne kadar göçmen var, ne kadar Suriyeli veya Afgan kayıtlı, ne kadar kayıtsız göçmen var. Hiç bu konuda tespit yapabildiniz mi? Erkan Aydın: Bizde resmi rakamlar yok. Suriye'den gelenlerin çoğunluğu yüzde 90 – 95’i Osmangazi’de. Bursa’da 150.000 civarında diye tahmin ediyoruz. 120-130 bininin Osmangazi’de olduğunu düşünüyoruz. Tamamen farklı kültürle yaşamaya alışmış bir toplum gece 11'den sonra dışarı çıkıp mangal yapıp sabaha kadar eğlenen bir kültür. Çünkü Arabistan Yarımadası çöl iklimi sıcak. Gündüz bir şey yapamıyorlar bütün etkinlikler bütün sosyalleşmeleri gece oluyor Çarşamba’da yüksek paralarla ev ve işyerleri satın aldılar.  Şam'ın en büyük dönercisi, en büyük kuyumcusu Çarşamba’da. Çarşamba’daki kentsel dönüşümle birlikte, sosyolojik dönüşümü de birlikte yapmak gerekiyor. Okan Tuna: (BGC Yönetim Kurulu Üyesi, koza24.com Sorumlu Yazı İşleri Müdürü): Sizin aracılığınızla Bursa kamuoyunun bilgilenmesi gerektiğini düşündüğüm bir konu var; sizin de biraz önce ifade ettiğiniz gibi büyük depremle karşı karşıyayız. Uzun süre deprem bölgesinde kaldınız, eksiklikleri hataları aksaklıkları gördünüz.  Osmangazi'de birtakım önlemlerin alındığını duyuyoruz. Bildiğim kadarıyla Bursa'da ilk kez bir belediye, Osmangazi Belediyesi e kadrosuna arama kurtarma köpeği kattı. Geçit bölgesinde bir konteyner kent planlandığını duyuyoruz. Yine Osmangazi'deki sanıyorum 500'ü aşkın parkın ışıklandırmasının güneş enerjisine geçtiğini ve bu parkların toplanma alanı olarak kullanacağını duyuyoruz. Kesin bilgileri sizden alabilir miyiz? DEPREME HAZIRLIK Erkan Aydın: Biz genelde projeleri, proje aşamasında paylaşmıyoruz. Bittikten sonra paylaşmayı daha doğru buluyoruz. Bahsettiğiniz çalışmalar var. Fazlası da var. Almanya'da kardeş şehrimiz var. Oraya gittik, onlar geldi. Hessen eyaletinde ortak bir proje geliştiriyoruz. Tamamen depreme yönelik bir çalışma. Çünkü ben deprem bölgesine gittiğimde 72 saat hiç kimse yoktu. Malumunuz Gölcük depreminde asker 4’ü beş geçe sokaktaydı ve çok fazla hayat kurtarılmasını sağladı. Ama son depremde hiç kimse yoktu. İkinci günün akşamı ben Elbistan'da kaldım. -20 derecede bir masanın etrafında işte 3 tane Vali 5 tane kaymakam, mülki İdare amirleri vardır. Elektrik yok, hiçbir şey yok, ısınma yok, berelerle, kabanlarla toplantıya katıldık. Milletvekili olduğumuzu da bilmiyorlardı. Bir baktım hiçbir hazırlık yok, yani ufacık bir iş yerinde acil eylem planı vardır, yangında kurtarılacaklar yazar, kimin ne görevi varsa bilinir, bütün ufak fabrikalarda dahi bu vardır Oysa son depremde kimsenin ne yapacağıyla ilgili hiçbir bilgisi yoktu, hiçbir koordinasyon yoktu. Bunları o akşam çıktım bir ulusal kanalda anlattım. Çözüm olarak ertesi gün toplantı yenini değiştirdiler. Biz bulamadık nerede toplandıklarını. Bunları görüp yaşadığınızda, depreme ya da başka afetlere önceden hazırlanmanın binlerce insanın hayatını kurtardığını anlıyorsunuz. Bursa’da depremin olacağı yüzde yüz belli. Sadece zamanı, tarihi belli değil. Biz bununla ilgili ciddi çalışmalar yapıyoruz. Yer tahsislerimizi yaptık. Sadece Osmangazi'yi kurtaracak ya da 136 mahalleye hizmet edecek değil, belki Türkiye'nin birçok yerine örnek olacak, bu anlamda katkı sağlayacak bir proje üretiyoruz. Burhan Kaya: (BGC Yönetim Kurulu Üyesi- Yeni Dönem Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni) Göreve geldikten hemen sonra Halk Lokantası açtınız. Biz de sahada vatandaşlara bunu sorduğumuzda önemli de bir karşılığı var halk lokantalarının. Yeni şubeler olacak mı? İkinci sorum; ana kucağı gibi kreşler açılmıştı. Vatandaşlardan böyle bir beklenti de var. Yapacak mısınız? HALK LOKANTALARI Erkan Aydın: Bizimki “ana kucağı” formatında olmayacak. Cumartesi günü bir Gündüz Bakım Evi açtık. Biz tam gün hizmet veren bakımevleri planlıyoruz. Çünkü ana kucakları yarım gün ve çalışan anneye bir katkısı olmuyor. Bu nedenle tüm gün hizmet versin istiyoruz. Liyakatli öğretmenlerle tam gün eğitim verecek bir kreş sistemi kurduk. Sakarya Mahallesi’nde, Barboros’da birkaç yer bulduk yapmak için ancak hepsinde imar durumunda sıkıntılar çıktı. Ya hisseli parsel çıktı, ya da kreş yapma imkanı olmadı.  Araştırmalarımız devam ediyor. Halk lokantasında ise sayıyı 1000 kişiyle sınırlı tutuyoruz. Esnafımızın halk lokantalarından olumsuz etkilenmesini istemiyoruz.  Çünkü 10.000 kişiye yemek versek 10.000 kişi gelecek, çok aşırı bir talep var ama diğer taraftan da esnafı da zor duruma düşürmemek için sınırlı hizmet veriyoruz. Esnafımızı zor durumda bırakmayacak şekilde halk lokantaları açmaya devam edeceğiz. Halk lokantalarımız ayda 350-400 bin lira civarında zarar ediyor. Ama insanlar da 80 Liraya 4 çeşit yemek yiyor, her gün bir çeşit etli yemek mutlaka çıkıyor. İMAR AŞ KURULDU İhsan Altıkardeş: (BGC Başkan Yardımcısı- İhlas Haber Ajansı Bölge Müdürü) Az önce İmar AŞ şirketini kurduk dediniz. Kiptaş modelini yapacağınızı anlattınız. Bunu biraz açmanızı rica edeceğim. Rezerv alanlara sosyal konut mu yapacaksınız, ya da daha önce yapılmış kentsel dönüşüm modeli mi yapacaksınız. İkinci sorum, geçtiğimiz 6 aylık süre zarfında Bursa'da en tartışılmayan belediye Başkanısınız. Osmangazi belediye başkanlarının da geçtiğimiz dönemlerde büyükşehire aday olduğunu biliyoruz. Bu konuda bir hedefiniz, düşünceniz var mı? Erkan Aydın: İmar AŞ dinamik bir çalışma sergileyecek. Bu sitemde İmar AŞ 5 daireye de girebilecek, 5 bin daireye de girebilecek. Buradaki temel fonksiyonu, aslında bir garantör olması. Aileler ya da kat malikleri anlaşamadığın 50+ 1’i bulduğunda, Kiptaş'a tapuyu devredip, müteahhittin de paramı alacağım sıkıntısı yaşamadan, mal sahibinin de müteahhit yarım bırakır kaçar mı derdi yaşamadan projenin gerçekleşmesini sağlıyor. Biz bunu hızlı karar almak ve uygulamak amacıyla kurduk.  Diğer sorunuza gelecek olursak; benim yeteri kadar siyasi tecrübem var. Siyasette 4 yıl, 5 yıl, 10 yıl sonrasını konuşmanız mümkün değil. Ayrıca böyle bir hedefim de yok. Benim derdim şu anki işimi düzgün yapmak, bugün bulunduğumuz görevi laikiyle yapabilmek. Ben Osmangazi Belediye Başkanlığını layıkıyla yapmanın uğraşındayım. Tekrar milletvekili olacak mısınız, bakanlık hedefiniz var mı gibi sorular da geliyor.  Öyle bir derdimiz yok. Enhar Güneş: (BGC Yönetim Kurulu Üyesi, sosyaltv.com.tr Genel Yayın Yönetmeni) Sayın Başkan seçimlerden sonra 6 aylık bir süre geçti. Değişimin yaşandığı belediyelerde yeni seçilen başkanlardan çoğu zaman enkaz edebiyatı dinledik. Siz nasıl bir Osmangazi belediyesi devraldınız. “DÜŞÜK MALİYETLE İŞ YAPTIRIYORUZ” Erkan Aydın: Yapı olarak enkaz edebiyatı, borç edebiyatı, pankart asma eylemi yapmam mümkün değil. Yapım buna müsait değil. Daha seçilmeden önce zaten nasıl bir belediye alacağımızı biliyorduk. Borcunu da biliyorduk, ne yapmamız gerektiğini de biliyorduk. Dolayısıyla ertesi gün görevi devraldıktan sonra ekibi kurduk projelere başladık Herkes sanıyor ki biz borçsuz belediye devraldık. İnandıramıyorum bazılarını. 1 milyar TL borçla devraldık. Biz 6 ayda borcu 850 milyona düşürdük. Ama bunun edebiyatını da yapmıyoruz, siyasetini de yapmıyoruz. Ben mali durumu günlük takip ederim, her gün bakarım, ne geldi ne gitti, ödeme ne, borç ne, yapacağımız yatırım ne boyumuzu aşar mı aşmaz mı, hepsini kontrol ederim. Çok şükür maaşları da ödüyoruz. Biz bir ihale yaptığımızda yüzde 35 kırımla insanlar giriyor. Bu da bizim çok daha uyguna iş yaptırmamızı sağlıyor. Biz birçok işi düşük maliyetlerle yapıyoruz Neden; Çünkü takır takır paramızı ödüyoruz. O da bize bir avantaj sağlıyor. TARIMA DESTEK Hakan Işıkkent: (BGC Yönetim Kurulu Üyesi, Hayat Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni) Önceden gelen ve devam etmekten vazgeçtiğiniz, ya da başlamadığınız projeleriniz var mı? Bir de son meclis toplantısında Gazi Tarımı kurdunuz. Gazi Tarım’la ilgili bilgi alabilir miyiz? Erkan Aydın: Bilindiği gibi devlette devamlılık esastır. Osmangazi’yi eskiden birileri yönetiyordu, şimdi biz yönetiyoruz. Bizden sonra da başkaları yönetecek. Burada ne kadar çok iyi iş yaparsanız, sizin sınırlarınızda yaşayan insanlar o kadar rahat eder, huzuru ve refahı artar. Dolayısıyla bizim eskiden başlayıp da yarım bıraktığımız hiçbir proje yok. Osmangazi meydanın % 95'i bitmişti. Biz % 5'ini de tamamladık, müteahhittin alacakları vardı, onu da ödedik. “Eski dönemden bize ne” demedik. Neticede ortaya çıkmış bir kamu hizmeti var. Ağustos ayında kiraları da başladı dükkanların. Biri hariç hepsi açıldı. Birkaç ay sonra orası gerçekten cıvıl cıvıl bir meydan olacak. Bizim halk Lokantası, Hasan Ali Yücel Kütüphanesi canlılığı arttıracak. Dün akşam gençlere baktım ders çalışıyorlardı. Yeni nesil bir kütüphane oldu. Yazın buz gibi kışın sıcak. Kahveyi ve çayı aynı emsallerine göre üçte bir fiyatında sunuyoruz. Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün gazisi ile Osmangazi’yi birleştirdik ve Gazi Tarımı kurduk. Buradaki hedefimiz çiftçiyi, köylüyü, üreticiyi desteklemek, aynı zamanda da tarımsal ihracatı arttırmak. Gazi Tarım’ın başına getireceğimiz kişi ihracat firmasında çok deneyimli, yurt dışına ihracat yapan nitelikte olacak. Üreticinin tüccarın kucağına düşmeden ihracatını yapabileceği ürünler üretmesini hedefliyoruz. Bunun yanında da girdi maliyetlerine destek olmayı planlıyoruz. Kent lokantalarının atıklarından gübre, katı atıklardan mazot üretme projelerimiz var. Buna ilaç desteğini de ekleyerek üreticimizin yüzünü güldürmek istiyoruz. “KÜLTÜRE ÖNEM VERİYORUZ” İbrahim Öge: (BGC Yönetim Kurulu Üyesi - sozbursa.com - Genel Yayın Yönetmeni) Son dönemde milli değerlerden ve Bursa kültüründen bir uzaklaşma söz konusu. Yerel yönetimlerin de bu noktada eğitim ve kültür başlığında önemli bir görevi var. Siz Osmangazi Belediye Başkanı olarak bu konuda ne düşünüyorsunuz? Nasıl bir siyaset izleyeceksiniz ve neler yapacaksınız? Erkan Aydın: Ülke olarak biz bu toprakları yolda bulmadık, dediğiniz gibi milli değerlerimizi kaybedersek, emin olun birileri bu boşluğu hemen doldurur. Hepimizin bildiği bir gerçek var; bütün Avrupa'nın Amerika'nın “Türkiye Türklere bırakılmayacak kadar değerli bir ülkedir” ana fikri hiç değişmiyor. O yüzden Osmangazi Belediyesi olarak yaptığımız işlerde milli değerlerimize hassasiyet gösteriyoruz. Örneğin Hasan Ali Yücel Kütüphanesi’ni açtık, Hasan Ali Yücel dünya klasikleri serisini biliyorsunuz. Dünya klasiklerini ilk Türkçeye çeviren Milli Eğitim bakanıdır Hasan Ali Yücel. Biz İş Bankası yayınlarından dünya klasiklerini alıp kütüphanemizde gençlerle buluşturduk. Şimdi İsmail Hakkı Tonguç bağış kütüphanesini açacağız. İsmail Hakkı Tonguç, Köy Enstitülerinin mimarıdır ki; benim dedem de Aksu Köyü Köy Enstitüsü mezunudur. Bunları yaşatıyoruz. Çünkü o milli duyguları biz yeni nesillere vermeliyiz. Sadece yaşam şekli olarak değil, gelip kitap okumalarını, araştırmalarını ve o zor günleri anlamalarını sağlamalıyız. Ayrıca devamlı etkinlikler yapıyoruz, yazarları çağırıyoruz, Hasan Ali Yücel Vakfının öğretim üyelerini çağırıp onlarla konferanslar yapıyoruz, gençlerin katılmasını sağlıyoruz ki; bu değerleri, cumhuriyetin ne olduğunu, bağımsızlığın nasıl kazanıldığını bilsinler. Maalesef bugünlerde yine Anayasa’nın değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez ilk 4 maddesini gündeme getirmeye başlayanlar var. Bunu kimin değiştirmek istediği de malum. Bu topraklar içerisinde yaşayan kimse böyle bir şey istemiyor. Eğer o maddeler olmasaydı, bugün Irak Suriye, Gazze ve Lübnan’dan farkımız kalmazdı. “Türkiye Cumhuriyeti laik, sosyal hukuk devletidir” maddesi, bu tek bir cümle bizim farkımızı ortaya koyuyor. LEZZET DURAĞI KAYHAN Nuri Kolaylı: Başkanım ben Kayhan doğumluyum. Çocukluğum Kayhan'da geçti. Kayhan'ın bir özelliği de, Ahiliğin geliştiği bir merkez olması. İskender Kebap, Cantık, Pideli Köfte gibi Bursa’ya özgü lezzetler Kayhan’da oluşup gelişti. Bunlar Bursa'nın simgeleri oldu. Bunların yanı sıra Tahanlı Pide, Kestane Şekeri, Cevizli Lokum gibi Bursa’ya özgü ürünler var. Bunlarla ilgili çalışmanız var mı? Erkan Aydın: Biraz önce söylediğim Hisar bölgesindeki o tarihi kültürel merkezin başlangıcı Kayhan olacak. Tarihi İpek Yolu aksı dediğimiz Panorama Müzesi’nden başlayan güzergâh Hanlar Bölgesi üzerinden Tophane’ye ulaşacak. Bursa'ya gelen bir turist için Kayhan benzersiz değerlere sahip. Yürüyerek ya da nostaljik tramvayla Kayhan’a geldiğinde, burada gastronomi durağı ile karşılaşacak. Az önce ifade ettiğiniz lezzetleri tadacak. Sonra devamında çarşıya geldiğinde alışveriş durağı olarak uzun çarşıdan başlayarak Kapalı Çarşı bütün bölgelerini gezecek. Yukarı doğru çıktığında bir inanç durağı olarak Ulu Cami’ye ulaşacak. Hurşit Topal: (BGC Yönetim Kurulu Üyesi- gemlikgundemgazetesi.com Genel Yayın Yönetmeni) Osmangazi Belediyesi olarak, Mudanya veya Gemlik Belediyeleri ile ortak projeler yapmayı planlıyor musunuz? Erkan Aydın: Şu an için ortak bir projemiz yok ama Büyükşehir ile birlikte her ay toplanıyoruz, neler yapabileceğimiz konuşuyoruz. Bazen milletvekillerimizin de katıldığı toplantılarda proje geliştirmeye çalışıyoruz. Nuri Kolaylı: Sayın Başkan, Bursa Gazeteciler Cemiyeti tarafından organize edilen “Başkanlarla Yüz Yüze” programının ilkine konuk olduğunuz ve sorularımızı içtenlikle yanıtladığınız için teşekkür ediyoruz. https://www.youtube.com/watch?v=d9onIkscWpU

Mustafa Bozbey BGC Başkanlarla Yüz Yüzeye konuk oldu Haber

Mustafa Bozbey BGC Başkanlarla Yüz Yüzeye konuk oldu

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Bursa Gazeteciler Cemiyeti tarafından organize edilen “Başkanlarla Yüz Yüze” programına konuk oldu. Bursa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nuri Kolaylı’nın moderatörlüğünde gerçekleşen programda, BGC Yönetim Kurulu üyelerinin Bursa ve ülke gündemine ilişkin sorularını yanıtlayan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Bursa’nın çözüm bekleyen ana sorunlarını trafik, çevre ve kentsel dönüşüm olarak belirlediklerini belirterek bu sorunların “bütünsel bir yaklaşımla” çözümü için çalışmaların başladığını söyledi. Programın açılışını yapan Bursa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nuri Kolaylı, Başkan Mustafa Bozbey’in Bursalılar tarafından yakından tanındığını, ama tanımayanlar için kısaca kendini tanıtmasını istedi. Öncelikle Bursalı, Özlüceli olduğunu, halk ve köy çocuğu olduğunu söyleyen Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, “1962 yılında doğdum, Anadolu Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümünü 1984 yılında tamamladım ve aynı okulda yüksek lisans öğrenimine devam ederek Yüksek İnşaat Mühendisi olarak mezun oldum. 1986 yılında meslek hayatına başladım. 18 Nisan 1999 tarihinde Nilüfer Belediye Başkanı oldum ve bu görevimi 4 dönem sürdürdüm. 2019 yılında Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday oldum. Bursa’ya ilişkin hedeflerim ve hayallerim var ve gerçekleştirmek istiyordum. İlk seçimde olmasa da bu yılki seçimde nasip oldu ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığına seçildim. Bursa’yı hak ettiği kent haline getirmek, herkesin gülümseyeceği kent hayaline kavuşmak için çalışıyorum” dedi. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Bursa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nuri Kolaylı’nın, “Bursa’da öncelikli hedefiniz nedir” sorusunu ise şöyle yanıtladı; “Bursa’da 3 ana sorun var ve bunlar birbirleriyle ilişkili. Trafik, çevre ve kentsel dönüşüm. Bu 3 ana sorunun iyi bir planlamayla, doğru yöntemlerle, bilimsel verilere dayalı olarak, adım adım çözümü için çalışıyoruz. Ulaşım master planını revize ederek, zamanında ve güvenli ulaşımı sağlayacağız. Kalıcı sistem kurmayı amaçlıyoruz. Raylı sistemler konusuna önem vereceğiz. Bursa’yı doğudan batıya bağlanacak bir metro hattımız mutlaka olmalı. Lastik tekerlekli araçlar için de alternatif güzergâh çalışmaları yapıyoruz. Eski İnegöl - Bursa yolu ile ilgili çalışmalarımız var. Bu yolu önce Yıldırım’a, Teferrüçten kent merkezine bağlayarak Ankara yolunu rahatlatmayı hedefliyoruz Çevre konusu çok önemli. 1/100.000 plan çerçevesinde Bursa’nın sağlıklı gelişimi için bütün bilimsel çalışmaları yapıyoruz. Bursa Planlama Ajansı bu konuda çalışıyor. Kayıhan Pala Milletvekillimiz konuya dahil oldu. Akademik odalar, üniversiteler ve 17 ilçe belediyesinden arkadaşlarımız var. Bursa’yı bütün olarak düşünüyoruz. Parsel ve ada bazında değerlendirmek doğru değil. Bütünsel plan yapmazsanız, yeşil alanlar, sosyal ve kültürel alanlar eksik kalacaktır. Her mahallenin meydanı olsun istiyoruz, sosyal kültürel donatı alanları olsun istiyoruz. Örneğin çocuklarımız Avrupa ülkelerinde olduğu gibi okuluna yürüyerek gidebilmeli. Yayalar için yürüme alanları olmalı. Çevre konusunda sanayicinin tavrı çok önemli. Sanayicimiz ‘dereler temiz akacak, Bursa’nın havası temiz olacak’ desin, inanın olur. Sanayiciler bize destek olurlarsa, Bursa’ya destek olurlarsa, inanın Bursa’nın havası da suyu da temiz olur. Arıtma tesisleri var ama ne kadar verimli çalışıyorlar sorusu yanıtsız kalıyor. Fabrikaların, üretim tesislerinin filtrasyon sistemleri ne kadar verimli, ölçülüyor ama yetersiz kaldığını hepimiz biliyoruz. Dünya Sağlık Örtgütü’nün kriterlerini baz alırsak biz insanlığa, gelecek kuşaklara gerçekten hizmet etmiş oluruz. Yoksa sadece kendimizi avuturuz. Çevresel verileri tek tek belirleyeceğiz ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile paylaşacağız. Sonuç alamazsak bunları tek tek kamuoyu ile paylaşacağız. Örneğin Orhaneli Santrali var. Orhaneli zehir soluyor, ürün dahi yetişmiyor, yetişen ürün insan sağlığına zarar veriyor. İnegöl’de havayı teneffüs edin, kirlilik ölçümüne gerek yok, havanın kirli olduğu kokudan bile belli. Öncelikle Bursa’da atık yakan fabrikalar mutlaka denetlenmeli. Bunlar çok iyi denetlenmeli. Gazlar birçok insanı sağlığından ediyor.” Bursa Gazeteciler Cemiyeti tarafından organize edilen “Başkanlarla Yüz Yüze” programının soru cevap bölümü şöyle devam etti: Ahmet Emin Yılmaz: (BGC Başkan Vekili, OLAY Gazetesi Köşe Yazarı) Sayın Başkan, seçim döneminde 47 kilometre metro ve tramvay hattı önermiştiniz. Bu konudaki çalışmalarınızı öğrenebilir miyiz? Mustafa Bozbey: Metro işine bu dönemde başlayacağız. Sadece 1 kilometrelik metro hattının yapım maliyeti yaklaşık 45-50 milyon dolar.  Gürsu – Kestel’den başlayarak Nilüfer’e ulaşacak hat için planlama çalışmaları yapıyoruz. Bursaray’la entegre bir hat olacak. Şehir Hastanesi hattını 2026 başında bitirmeyi öngörüyoruz. Uludağ Üniversitesi’nden Görükle’ye gidecek Bursaray hattının maalesef hayal olduğunu öğrendik. Finansman ayrılmamış. Şehir Hastanesi hattı için 68 vagonun 44’ünü Ulaştırma Bakanlığı’nın, kalanı Büyükşehir’in alması kabul edilmiş. Fakat Bakanlık bu vagonları almayacağını bildirdi. 5 milyar TL maliyet var. Bu konuda kredi çalışmalarımız son aşamaya gelmek üzere. Vagon almak yetmiyor. İşletmeye açılmadan vagonları almayı hedefliyoruz. Ayrıca, Bursaray Terminal Hattı keşke yer altından yapılsaydı. Bu tür yatırımlar en az 100 yıllık düşünülmeli, 5-10 yıllık düşünülmemeli. Uzun vadeli ve insanı öncelik alan sistemler olmalı. Görükle ile ilgili yeni bir çalışmamız var, 250 bin kişilik bir bölge, Balkan Mahallesi ve Hasanağa bölgesini de kapsayan bir çalışma yapacağız. Adeta yeni bir ilçe oluşuyor o bölgede. Trafik yoğunluğunu böyle çözebiliriz. Enhar Güneş: (BGC Yönetim Kurulu Üyesi, sosyaltv.com.tr Genel Yayın Yönetmeni) Bildiğiniz gibi BURBAK otoparkları ücretsiz oldu. Ancak başta Gazcılar olmak üzere çeşitli yerlerde ciddi sorunlar var. Nasıl çözmeyi düşünüyorsunuz? Mustafa Bozbey: Konu ile ilgili 2015 yılında açtığımız bir dava vardı ve kazanmıştık. Yollar vatandaşındır ve otopark bedeli alınmayacak demiştik. Bu nedenle otopark ücretleri kaldırdık. Bu konuda olumlu veya olumsuz dönüşler oldu. İşletme sahibi ile vatandaş arasında sorunlar olabiliyor. 6 ay bekleme süresi koyduk. Sıkıntı olan yerlerde araştırma yapacağız ve çıkan sonuca göre karar vereceğiz. Fuat Kars: (BGC Başkan Yardımcısı- Demirören Haber Ajansı Bölge Müdürü) Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı seçildikten sonra yaşadığınız en büyük hayal kırıklığınız ne oldu? Mustafa Bozbey: Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin sistemi olan, kurumsal bir yapı olduğunu sanıyordum. Yürüyen bir mekanizma olmadığını görerek hayal kırıklığı yaşadım. Daire başkanlıkları arasında bile iletişim sorunu var. Kurumsal bilgiler kalıcı olmalı, çünkü geçmiş bilgilere göre analiz yapılır ve karar verilir. Sistemi olmayan bir kurum buldum karşımda. Şimdi herkesin birbiriyle haberleşebileceği şirketlerin de dahil olduğu bir sistem kuruyoruz. Sistem tamamlandığında bilgisayarda bir tuşa basarak herhangi bir müdürlüğün ne yaptığını ve ne yapacağını, programını, bütçesini göreceğiz. Okan Tuna: (BGC Yönetim Kurulu Üyesi, koza24.com Sorumlu Yazı İşleri Müdürü) Bursa’da, özellikle Nilüfer’de “hormonlu” olarak nitelenen binalar var. Yapı kullanma alma ile ilgili bir sorun yaşanıyor. Nasıl çözmeyi düşünüyorsunuz. Mustafa Bozbey: Yapılarda fazla imalat yapılmasının yanlış olduğunu seçimden önce de sonra da defalarca söyledim, uyardım. Olması gerekenden 2, hatta 2,5 kat fazla olan imalatlar var. Burada mağdur olacak öncelikle yer sahipleridir. Müteahhitler de mağdur olacak. Çözülebilme ihtimali yok. Ben yaptım oldu anlayışına mutlaka son verilmeli. Kimseye ayırım yapmadan kanun neyse emsal neyse o olmalı. Mal sahiplerinin de bilinçli olası lazım. Özellikle Ataevler’de yüzde 10 emsalle kentsel dönüşümü çözebiliyorduk. Ama bazılarının kışkırtmasıyla yanlış imalatlar yapılmış. İhsan Altıkardeş: (BGC Başkan Yardımcısı- İhlas Haber Ajansı Bölge Müdürü) Sizin de konuşmanızın başında vurguladığınız gibi Bursa’da trafik büyük bir sorun. Acemler Kavşağı adeta kördüğüm. Günde 300.000 araç geçiyor. Şimdi bölgede bir de hastane açılacak. Diğer kavşaklar da aynı şekilde. Nasıl çözmeyi düşünüyorsunuz? Mustafa Bozbey: Buna Kent Meydanı kavşağını da ekleyebiliriz. Hemen hemen bütün. bat-çıklarda aynı sorun yaşanıyor. Çünkü trafik 3 şerit geliyor, bat-çıkta 2 şerite düşüyor ve sıkışıklık yaşanıyor. 4 aydır üzerinde çalışıyoruz ve farklı bir sistemle çözmek istiyoruz. Örneğin daha o zamanlar “yeşil dalga” sistemi olsaydı bu sorunları daha az yaşıyor olacaktık. Acemler’den Stadyuma doğru Nilüfer’den akan trafik karşıya geçemiyor. Yakın çevre yoluna aktarımı sağlayacak yeni bir projemiz var. Viyadük. Bu biraz olsun trafiği rahatlatacak. 2. çözüm arayışımız var. Planlama ve bilgi toplama çalışmalarımız devam ediyor. Gül Kavşağı da aynı şekilde 3 şeritten 2 şeride düşüyor. Bat – çıklar 3 şerit olsaydı, bu sorunları yaşamazdık. Geçit’te de sorun var. Mudanya’ya metrobüs hattı çalışmamız var. Nilüfer Köprüsü’nü buna göre genişletecek ve ilave şeritler yapacağız, ortadan metrobüs geçecek. Tarihi köprüyü koruyarak ek yapacağız. Tevfik Fikret Sönmez: (BGC Genel Saymanı, bursadanhabervar.com Genel Yayın Yönetmeni) Özellikle bu yıl su konusunda sıkıntı yaşanması bekleniyor. Ne gibi önlemler alacaksınız? Mustafa Bozbey: Haklısınız, buharlaşma ve kuraklık su konusunda önlem almamızı gerektiriyor. Bir yandan biz gerekli önlemleri alırken, diğer yandan Bursalılar’dan suyu tasarruflu kullanmalarını bekliyoruz. 2026 yılı ortalarından itibaren baraj bağlantısını yapacağız ve isale hattının tamamlanmasıyla 2060 yılına kadar su sorununu çözeceğiz. Burhan Kaya: (BGC Yönetim Kurulu Üyesi- Yeni Dönem Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni) İstanbul Caddesi kentsel dönüşüm projesi vardı, bu proje durdu mu? Bölge ile ilgili olarak önümüzdeki dönemde nasıl bir süreç işleyecek.  Mustafa Bozbey: İstanbul Caddesi projesi kapsamında Beşyol kavşağını kapsayan 4 alan var. İhaleleri yapılıyor. Ancak mevcut proje arka tarafları kapsamıyor. Sadece caddeyi ele aldığımız zaman arka tarafları dönüştürmemiz zor. Yapılan planı diğer alanlarla entegre etmemiz lazım. Bütüncül düşünmeliyiz. Tamamını revize edeceğiz. Musa Öztürk: (BGC Yönetim Kurulu Üyesi - Tuna Gazetesi İmtiyaz Sahibi) İznik Gölü’nde balık popülasyonu azaldı, göl giderek küçülüyor. Göle zarar veren birçok etken var. Sanayi kuruluşları, kuraklık, zirai atıklar gölü tehdit ediyor. Bu konuda neler yapmayı planlıyorsunuz? Mustafa Bozbey: İznik Gölü’nde 5 metreye yakın çekilme oldu. Yer altı su seviyesi düştü. Bursa ovasında da 200 metrenin altına indi yeraltı suları. Eskiden sadece 10 metre seviyesindeydi. Yer altını da hor kullanmışız. Yer altından sürekli su çekiliyor. Kaçak veya resmi çok sayıda su kuyusu açılmış. Bu da gölün kurumasına yol açıyor. DSİ ile arkadaşlarımız görüşüyor. Denize giden 2 derenin İznik Gölüne verilmesi için çalışıyoruz. Bunu yanında su kullanan fabrikalar var. Bunları herkes biliyor. Süreç devam ederse göl seviyesi 7 – 8 metre bile çekilebilir. Doğamızı kirleten, zarar veren tesislere toplum olarak dur dememiz lazım. Çiftçiler, yere halk suyuna, gölüne, doğasına sahip çıkmalı. Sadece yöneticilerin iki dudağı arasına kalan işlerde ne yazık ki sorun yaşayabiliyoruz. Nuri Kolaylı: (Bursa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı, bursa.com İmtiyaz Sahibi) Konuyu biraz değiştirerek, Bursaspor’a ilişkin gelişmeleri bu konudaki düşüncelerinizi öğrenmek istiyorum. Son olarak 45 bin seyirci ile muhteşem bir atmosferde galip geldik. Gelecekte Bursaspor’la ilgili Mustafa Bozbey neler yapacak, süreç içinde rolünüz ne olacak? Mustafa Bozbey: Öncelikle taraftarından, antrenörüne, başkanından futbolcusuna kadar herkesi kutluyorum. Serini devamını arzu ediyoruz. Dün tarihi bir rekor kırıldı. Bu ligdeki bir karşılaşmanın 45 bin taraftar tarafından bu kadar büyük bir coşkulu ile izlenmesine ilk defa şahit oldu Türkiye.  Süper ligde bile yaşanmayan bir atmosfer vardı. Herkesi kutluyorum. Bursa taraftarı, üzerimize büyük sorumluluk düştüğünü, Bursaspor’un bu ligde olmaması gerektiğini çok güzel gösterdi. Bursa’nın kenetlenmesinden dolayı büyük mutluluk duydum. Bursaspor markasının ne kadar değerli ve önemli olduğunu bütün Türkiye gördü. Futbol büyük bir endüstridir. Yönetime ve takıma güveniyorum. Mustafa Bozbey olarak her türlü destekle yanlarındayız, işlerine karışmadan her türlü desteği vereceğiz. Yönetimle omuz omuzayız ve destek veriyoruz. Daha da yapılacak işler var ve yönetime güveniyorum. Ben Bursasporluyum ve gereken desteği vermek konusunda kendimi sorumlu hissediyorum. Bursaspor Başkanı Enes kardeşimiz çok iyi çalışıyor. Bu aşamada hakemlerden de sadece adaletli davranmalarını bekliyorum. Hakan Işıkkent: (BGC Yönetim Kurulu Üyesi, Hayat Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni) Büyükşehir Belediye Başkanı olarak çiftçinin tarlada ürünü kalmayacak dediniz ve tarladaki ürünleri belediye olarak hakkı değerinde alarak vatandaşlara ücretsiz dağıttınız. Bu bağlamda tarım konusundaki çalışmalarınız nelerdir. Mustafa Bozbey: Tarım çok önemli. Çiftçimizin yanında olacağımızı söyledik, desteklerimizi sürdürüyoruz. Şimdiye kadar fidan, mazot, gübre desteği verdik, desteğimiz artarak devam edecek. Planlama çok önemli. Örneğim domates ekimi yapılan köylerde salça ihracatı kotası nedeniyle domates üreticini elinde kaldı. Bu kota uygulaması çiftçiye önceden söylenmeli ve farklı üretimler teşvik edilmeliydi. Hem çiftçi hem de ülke olarak kaybettik. Bu konuda Tarım Müdürlüğü ile birlikte hareket etmek zorundayız. Ziraat odaları da sürece dahil edilerek kapsamlı bir tarımsal destek çalışması yapılmalı. Çiftçimiz doğru yönlendirilmeli, doğru ürünün ekilmesi sağlanmalı. Aronya gibi katma değeri yüksek ve mamüle dönebilen ürünlere yönlenmeliyiz. Bunu sağlamak istiyoruz. Tesisleşme önemli. Kurutulmuş meyve, cipslere karşı doğru bir alternatif, soğuk kurutma ve güneş kurutma sistemleri tartışılıyor. Bilimsel verilere göre bu yönde hazırlık yapıyoruz. Paketlemede hijyen de çok önemli. Çiftçimizi her anlamda destekleyeceğiz. Fuat Kars: (BGC Başkan Yardımcısı- Demirören Haber Ajansı Bölge Müdürü) Yüzüncü Yıl Atatürk Stadyumu konusundaki düşüncelerinizi ve çalışmalarınızı öğrenebilir miyiz? Mevcut stadın Bursaspor’a kalıcı gelir getirecek bir yapıya kavuşturulması gündeminizde mi? Mustafa Bozbey: Mevcut stadyum konusunda Bursaspor Başkanı Enes Çelik kardeşimiz profesyonel bir çalışma yaptırıyor. Yapıyı Bursa’ya ve Bursaspor’a nasıl kazandırabileceğimizi araştırıyoruz. Çalışma sonucuna göre karar verilecek ve işbirliği içinde konuyu çözüme kavuşturacağız. Nuri Kolaylı: (Bursa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı, bursa.com İmtiyaz Sahibi) Atatürk Stadı ne olacak? Mustafa Bozbey: Kapalı tribün tescilli bir yapı. Burada yüzbinlerce Bursalının anıları var. O kısmı yaparak yeniden ortaya çıkartmaya çalışacağız. Pist yapabilir miyiz araştırıyoruz. Aynı bölgede bir de Bursaspor Müzesi olsun istiyoruz. Nuri Kolaylı: Sayın Başkan, Bursa Gazeteciler Cemiyeti tarafından organize edilen “Başkanlarla Yüz Yüze” programının ilkine konuk olduğunuz ve sorularımızı içtenlikle yanıtladığınız için teşekkür ediyoruz.

Başkan Bozbey, Bursalı gazetecilerin konuğu oldu Haber

Başkan Bozbey, Bursalı gazetecilerin konuğu oldu

Bursa Gazeteciler Cemiyeti tarafından düzenlenen ‘BGC Başkanlarla Yüz Yüze’ televizyon programının ilk konuğu, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey oldu. BGC Başkanı Nuri Kolaylı’nın moderatörlüğünü üstlendiği programda, BGC yönetim kurulu üyesi basın mensuplarının sorularını cevaplayan Başkan Mustafa Bozbey, kentin sorunlarını çözmek için kalıcı sistemler oluşturmak istediklerini söyledi. Bursa’nın en önemli problemlerinin çevre, kentsel dönüşüm ve ulaşım olduğunu belirten Başkan Bozbey, tarım kenti olan Bursa’da çiftçiye verilen desteklerin devam edeceğini, üreticiye nefes aldıracak yeni projelerin de olduğunu ifade etti. Pazar günü oynanan ve 40 binin üzerinde taraftarın stadyumdan izlediği Bursaspor maçını da değerlendiren Başkan Bozbey, “Sezona 3 galibiyet ile güzel bir başlangıç yaptık. Serinin devam etmesini arzu ediyoruz. Dünkü maçta taraftar rekoru kırıldı. 3. Lig’de 40 binin üzerinde taraftarın olduğu bir başka maç görülmemiştir. Süper Lig’de bile zor bulunacak bir coşkuyu yaşadık. Taraftarlarımız özlenen ortamı oluşturup büyük bir coşku yaşattı. Bursa taraftarı, Bursaspor’un bir Süper Lig takımı olduğunu kanıtladı. Bursa’yı yükselttiğimizde Bursaspor, Bursaspor’u yükselttiğimizde Bursa yükselecektir. Takımımıza güveniyoruz ve her zaman onların yanlarında olacağız” dedi.

Mustafa Dündar BGC’yi ziyaret etti Haber

Mustafa Dündar BGC’yi ziyaret etti

Ziyarette, Osmangazi Belediye Başkanı olarak görev yaptığı 15 yıldaki çalışmalarından oluşan “Türkiye Yüzyılına 15 Yıl” adlı kitabını BGC Başkanı Nuri Kolaylı’ya armağan eden Mustafa Dündar, “Hizmette geçen 15 yıl süresince Osmangazi’ye kazandırdığımız eserlerin anlatımından oluşan kitabımla tarihe not düşmeyi istedim. Özellikle kitabımda da yer alan Panorama 1326 Bursa Fetih Müzemiz, Bursa’yı dünyaya anlatan nitelikte. Panorama 1326, bir buluşma, kültür ve faaliyet merkezi olarak hizmet vermekte.  8.388 metrekare alana kurulu 'Panorama 1326 Bursa' Fetih Müzesi'nin resmi açılışını Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın teşrifleriyle gerçekleştirmiştik. Müzemizi, dünyanın 138 farklı ülkesinden 1 milyon 500 bin kişi ziyaret etti. Açıldığı günden bugüne müzede; konferanslar, sergiler, tiyatro oyunları vb. toplam 509 etkinlik yapıldı. Müzemiz, 7 farklı ödüle layık görüldü” dedi. Bursa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nuri Kolaylı da, 15 yıl süresince verdiği hizmetlerden dolayı Mustafa Dündar’a teşekkür ederek, “Basınla 15 yıl süresince yakın iletişim kurdunuz ve şeffaflığa önem verdiniz.  Yerel basını desteklediğinize bizzat şahit olduk. Bundan sonraki dönemde de yaşamınızda başarılar diliyorum” dedi. Ziyarette Bursa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nuri Kolaylı’nın yanı sıra BGC Yönetim Kurulu üyeleri Kenan Kibar, Burhan Kaya, BGC Genel Sekreteri Sinan Tunç ve BGC İdare Müdürü Sedef Işıkkent yer aldı.

Dalgıç: "Mudanyalılar deprem korkusuyla yaşamamalı" Haber

Dalgıç: "Mudanyalılar deprem korkusuyla yaşamamalı"

Bursa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nuri Kolaylı ve BGC Yönetim Kurulu üyelerinin ziyaretinde açıklamalarda bulunan Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, deprem riskine karşı ilk olarak Mudanya’nın yapı envanterinin çıkarılacağını söyledi. Halkın can güvenliğini sağlamanın kamunun öncelikli görevi olduğunu ve bu amaçla Mudanya’yı depreme karşı hazırlamak için projeler üretildiğini ifade eden Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, binaların güçlendirilmesi için üç farklı yöntem uygulanacağını kaydetti. Başkan Dalgıç konu ile ilgili olarak şu açıklamayı yaptı; “İlk iş olarak Mudanya’daki yapıların envanterini çıkaracağız. Dönüşümde uygulayacağımız üç farklı yöntemin birincisi, çürük olduğu belirlenen yapıların yıkılarak yerlerine yeşil alan yapılması ve hak sahiplerinin daha güvenli bölgelere taşınması. Yani bir anlamda hem yapı stoğunda seyreltme yapılacak hem de Mudanya’ya yeni yeşil alanlar kazandırılacak. İkinci yöntemimiz yerinde dönüşüm çalışmaları olacak. 8 - 10 katlı yüksek binalara izin vermeden, çürük yapıların yerinde dönüşümünü sağlayacağız. Bir diğer yöntemimiz ise yatırımcı bularak ada bazında gerçek anlamda kentsel dönüşüm çalışmaları yapmak olacak.” Depreme hazırlık çalışmaları kapsamında Güzelyalı mahallesinin daha sorunlu bir bölge olduğunu söyleyen Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, “Bilindiği gibi Alüvyon, akarsular tarafından taşınan kil, kum, çakıl taşı gibi parçaların, suyun akış hızının azalması sonucu birikmesiyle meydana gelen tortulardır. Ne yazık ki Güzelyalı’nın zemini Alüvyon. Bu nedenle Güzelyalı’da zemin çok sıkıntılı. Burada Büyükşehir Belediyesi’nin de desteğiyle mahalle bazında bir kentsel dönüşüm başlatabiliriz” dedi. Mudanya Belediyesi’nin mali durumuna ve kurumsal yapısına ilişkin de bilgi veren Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, açıklamalarını şöyle sürdürdü; “Mali açıdan zor durumdayız ama gerekli dokunuşları yaparak belediye hizmetlerinin aksamadan devamını sağlayacağız. Personel sayımız çok fazla. İller Bankası’ndan ayda 14 milyon TL gelirken, sadece personel maaşı ödemelerimiz 38 milyon TL düzeyinde. 110 bin nüfusa yaklaşık 750 personelle hizmet veriyoruz. Bu sayıyı azaltacağız ve mülk satışlarıyla mali disiplini sağlayacağız. Mudanya Belediyesi’nin 110 milyon SGK, 20 milyon TL de vergi borcu var. Yaklaşık son 25 yıldır gelir getirici hiçbir çalışma yapılmamış. Belediyeye gelir getirici projeler üreteceğiz. Belediyemizin insan kaynakları ve finans departmanları yetersiz. Bunları düzenlerken Mudanya Belediyesi’nde kurumsallaşmayı da sağlayacağız.” Mudanya’nın doğal ve tarihi değerlerinin korunarak gelecek kuşaklara aktarılması gerektiğini sözlerine ekleyen Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, “Çok önemli değerlerimiz var. Sahilleri kullanma hakkının Mudanya Belediye’sine verilmesi için Büyükşehir Belediyesi’nden yetki devri isteyeceğiz. Toplam 45 kilometrelik sahil bandının temizlik, bakım ve işletme hakkını aldığımızda gelir getirici projeler üretebiliriz” dedi. Ziyarette Bursa Gazeteciler Cemiyeti’ne ve Bursa basınına ilişkin bilgi veren BGC Başkanı Nuri Kolaylı da, Bursa basının, özellikle yerel sorunları gündeme taşıyarak yol gösterici nitelikte yayın yaptığına dikkat çekti. Bursa’nın köklü basın kuruluşlarına sahip olduğunu ve en güçlü yerel medyanın Bursa’da görev yaptığını söyleyen BGC Başkanı ve Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Genel Başkanı Nuri Kolaylı, Bursa Gazeteciler Cemiyeti’nin 550 üyesiyle sektöre ve sektörde çalışan basın mensuplarına hizmet ürettiğini, sektörde yaşanan en büyük sorunun ise 'meslek yasası eksikliği' olduğunu kaydetti. Meslek Yasası eksikliği nedeniyle bilgi birikimine sahip olmayan, basın meslek etik kurallarını bile bilmeyenlerin sektörde istihdam edilebildiğine dikkat çeken BGC Başkanı Kolaylı, "Sektörümüzde ne yazık ki tehdit ve şantaja varan sözde haberlere şahit oluyoruz. Bu kişileri BGC'ye üye almıyoruz, üye ise üyeliklerine son veriyoruz. Başka bir yaptırım uygulayamıyoruz. Rapor halinde detaylarıyla hazırlayarak Ankara’da siyasi parti temsilcilerine sunduğumuz Basın Meslek Yasası TBMM’de görüşülerek kabul edilirse, basının eski saygınlığını kazanması yönünde önemli bir mesafe almış olacağız, tehdit ve şantaja dayalı sözde haberciliği engelleyeceğiz" dedi. Ziyarete Bursa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nuri Kolaylı’nın yanı sıra, Başkan Vekili Fuat Kars, Başkan yardımcıları İhsan Altıkardeş, Hakan Işıkkent ve Ahmet Akhan, Genel Sayman Tevfik Fikret Sönmez, Yönetim Kurulu Üyeleri Mehmet Ali Ekmekçi, Ersin Yıldıran, Nejat Kırbulut, Musa Öztürk ve Cemal Ekentok ile BGC Genel Sekreteri Sinan Tunç katıldı.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Söz Bursa En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.