SON DAKİKA
Hava Durumu

#Adil Can Güven

Söz Bursa - Adil Can Güven haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Adil Can Güven haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

İznikli ustaya 'Yaşayan İnsan Hazinesi' ödülü Haber

İznikli ustaya 'Yaşayan İnsan Hazinesi' ödülü

Bursa'nın İznik ilçesinde geleneksel motifler kullanarak 54 yıldır çini ve seramik ustalığıyla Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 'Yaşayan İnsan Hazineleri Ödülü'ne layık görülen Adil Can Güven ve eşi Nursan Güven, mesleğini öğrenmek isteyenlere ömürlerinin sonuna kadar destek olacaklarını söyledi. Bursa'nın İznik ilçesindeki atölyesinde çalışmalarını sürdüren 71 yaşındaki Adil Can Güven'in geleneksel malzeme ve teknikler kullanarak yaptığı ürünler, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 'sanat eseri' olarak kabul edildi. Çocukluk yıllarında dayısı ile mesleği öğrenen Güven, Çanakkale, Kütahya ve Bursa'nın İnegöl ilçesindeki ustaların yanında da eğitimler aldı. Bursa Uludağ Üniversitesi İznik Meslek Yüksekokulu El Sanatları Bölümü Çini Sanatı ve Tasarımı alanının kurulmasıyla 5 yıl öğretim elemanı olarak dersler veren Güven, hayat arkadaşı Nursan Güven ile birlikte 27 Kasım'da Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Kültür ve Turizm Bakanlığı Özel Ödülleri ve Yaşayan İnsan Hazineleri Ödül Töreni"nde ödülünü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan aldı. Sanatında 54 yılı geride bıraktığını, hem okulda hem de atölyesinde bir çok öğrenci yetiştirdiğini belirten Adil Can Güven, "Yaşayan İnsan Hazinesi Ödülünü aldığımız için gururluyuz. Önemli olan o ödülün bana verilmesi değil, o ödül İznik'in, İznik kültürünün ödülüdür aslında. Bu ödül sadece bir ödül olmakla kalmıyor büyük bir görevdir aslında. Yani bu kültürü yaymak, ileriye götürmek, yeni ustalar edindirmek görevi bana verilmiştir. Ben bunu öyle addediyorum" diye konuştu. Güven, İznik çinisinin tespit edilemeyen birçok özellik ve kriterinin ortaya çıkarılması için yıllardır İznik'te üniversite bünyesinde araştırma birimi kurulmasını hayal ettiğini sözlerine ekledi. 42 yıldır eşiyle birlikte sayısız çalışmaya imza atan Nursan Güven ise, de seramik ve çini eserler üretmeye evlendikten sonra başladığını, atölyelerinde hem çocuklarını hem de birçok öğrenciyi yetiştirdiklerini kaydetti. Hayatlarının çini ve seramikle şekillendiğini anlatan Güven, "42 yıldır beraberiz, sabah kalkıyoruz çini ve seramikle, akşam yatıyoruz çini ve seramikle. Bu sanata ömrümüzü adadık. İki oğlumuzu yetiştirdik atölyede, onlar da iyi usta oldular. Şimdi gelinimiz var, onu yetiştiriyoruz. O da güzel şeyler yapmaya başladı Yaşayan İnsan Hazineleri ödülünü Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dan almamızın hemen ardından birde torunumuz dünyaya geldi iki mutluluğu bir arada yaşadık" diye konuştu.

Çini ve seramik sanatçısı Adil Can Güven: Haber

Çini ve seramik sanatçısı Adil Can Güven: "İznik çinisinin standartlarının oluşması için araştırma enstitüsü kurulmalı"

 İznik'te yaşayan çini ve seramik sanatçısı Adil Can Güven, herkesin kendine has bir formülü olduğunu, kimisinin yarı endüstriyel, kimisinin ise otantik malzemelerle yaptığını söyledi. Güven, genç elemanlar yetişmesi ve usta çırak geleneğinin devam etmesi için araştırma enstitüsü veya uygulama atölyesi kurulması gerektiğini belirtti. İznik çinisi 15. yüzyılda Çin'den gelen mavi ve beyaz seramiklerden ortaya çıktı. 18. yüzyıldan itibaren yok kaybolmaya yüz tutan çinicilik, 1990'lı yıllardan itibaren yeniden hayat buldu. Osmanlı mimarisinde önemli bir dekoratif malzemesi olarak kullanılan İznik çinisinde, lale, sümbül, nar, karanfil gibi çiçek motifleri sıkça kullanılırken, mavi, firuze, yeşil ve kırmızı en çok kullanılan renklerden. 15-17. yüzyıllar arasında cami, mescit, medrese, imaret, hamam, saray, köşk, sebil, kütüphane gibi çeşitli yerlerde kullanılan çini, günümüzde ise evde süs olarak kullanılıyor. Sarı rengi hariç bütün renk skalalarının İznik çinilerinde mevcut olduğunu belirten çini ve seramik sanatçısı Adil Can Güven, "İznik çinisi dünyanın tanınan markalardan birisi. İlk önce Bizans seramikleri, ardından Beylikler seramikleri, Selçuk seramikleri ve ondan sonra da Selçuk seramiklerine benzer buna fağful yapın demeyle beraber İznik çinicilerinin ortaklaşa yaptıkları bir eser. Şimdiye kadar hamurunun içinde bir nevi cam tozu olan bir seramik. Sadece Selçuklu ve Orta Asya'da yapılmış. O yüzden İznik çinileri hamuruna cam tozu, sırça dediğimiz olay girdi ve düşük derecede porselen gibi yapıldı. Düşük derecede olduğu için kırmızı rengin burada kullanılması gayet güzel olmuş. Çin porselenleri 1380 derecede kullanılıyor ama kırmızı koyulmuyor. Sarı rengi hariç bütün renk skalaları İznik çinilerinde mevcut. Hepsi pırıl pırıl parlaklık ortaya çıkarmış renkler. Hepsi bir araya geldiği zamanda saraya yakışan seramikler. Bu yüzden önem atfediyor. Bu 500 yıl önce yapılmış bir seramik. 500 yıl sonra yakın zamanda yapılmaya yine başlamış. Ama henüz daha o duruma erişememiş" diye konuştu. İznik'e araştırma enstitüsü veya bir uygulama atölyesi kurulması gerektiğini ifade eden Güven, "Çalışan genç elemanlar, usta çırak geleneği ile oradan mezun olup ustalık belgesi alabilir. Endüstri gelişti, ona göre ekipmanları da değişti. Fırınlar elektrikli fırınlara döndü. Ona rağmen İznik çinisinin çok benzerleri atölyelerde yapılıyor" dedi. Geçmiş dönemde İznik çinilerinin bir kısmı tarihi yerlerden alınıp, kaçak yollarla Avrupa'ya götürüldüğü söyleyen Adil Can Güven, "Ortada eski İznik çinileri bulunmadığından yeni yapılan İznik çinileri de o değeri buluyor. O dönemde kaçak yapılan İznik çinileri tüccarlar arasında satılıyor. Tüccarlar bunu Avrupa'da satıyor. Bir kısmı da savaş zamanlarında toplanmış. İznik çinilerinin bir kısmı da cami, han, hamam ve medreselerden alınıp, kaçak yollarla Avrupa'ya götürülmüş. Buranın yerli insanı Gülbenkyan önemli seramikler toplamış. Savaş zamanı bu topraklardan gitmiş. Ailecek aldıkları bütün ürünleri ve eserleri de götürmüş. Daha sonra Gülbenkyan, 'Burada bir müze açmak istiyorum ama ismini Gülbenkyan koyarsanız açarım' diye istekte bulunmuş. Maalesef kabul görmemiş ve müze Lizbon'da açılmış. Gülbenkyan Müzesi İznik çinilerinin en güzel sergilendiği yerlerden bir tanesi" ifadelerini kullandı. Güven sözlerini şöyle tamamladı: "İznik çinisini kriterleri henüz konmadı. Malzemesi pek bilinmiyor. Hangi atölyeye sorsanız sorun, İznik çinisi yapıyorum dediği zaman arkasında bir kriter ve bir malzeme yok. O yüzden herkesin kendine has bir formülü var. Kimisi yarı endüstriyel, kimisi daha otantik malzemelerle yapıyor. Çok güzel yapanlar var. Benzerini yapanlar var. Henüz daha klasiğe geçmiş değiliz. Ama en kısa zamanda da bunun en güzel şeklini yaparak, gelecek nesillere bu böyle yapılmış diye bırakmamız lazım".

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.