SON DAKİKA

#Adalet Bakanı

Söz Bursa - Adalet Bakanı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Adalet Bakanı haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Adalet Bakanı Tunç’tan Özgür Özel’e tepki Haber

Adalet Bakanı Tunç’tan Özgür Özel’e tepki

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İstanbul’da bir üniversitede katıldığı Kişisel Verileri Koruma Günü Programı’nda gazetecilerin sorularını yanıtladı. Tutuklu öğrencilerin durumu ile ilgili konuşan Bakan Tunç, "Öğrencilerimizin tutuklanması, soruşturmalar tabi tutulması hiçbirimiz istemediği bir durumdur. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı adli soruşturmalar sonrası CHP Genel Başkanının sokak çağrısı sonrası bir takım gösteriler söz konusu oldu. Orada güvenlik güçlerimizle maalesef hoş olmayan bir takım durumlar söz konusu oldu. Burada adliyeye intikal eden konular oldu. Bu gözaltılar içerisinde genç kardeşlerimizin olduğunu da iliyoruz. Bu anlamda bir kısım gençlerle alakal tahliye kararları da verilmişti. Şu anda tutukluğu devam eden kişiler var. Bunların değerlendirmesini yapacak olan Cumhuriyet Savcılığı ve ilgili Sulh Ceza Hakimlikleri. Kişilerin o olaylardaki rolü, oradaki şiddet kullanımı ile alakalı ya da orada toplantı ve gösteri yürüyüşü kanunu çerçevesi dışına çıkan olaylar olup olmadığını değerlendirecek olan tarafsız ve bağımsız yargımızdır. Bu konuda her bir kişi bakımından bu dosyalar incelenecektir. Yargı gerekli kararları verecektir. Onlarla ilgili başlatılan soruşturma ile ilgili olarak bu süreci takip emek durumundayız. Bizim yargıya müdahale edip ‘şu kişileri tutuklayın, bu kişileri serbest bırakın’ deme gibi bir yetkimiz yok. Önümüzdeki günlerde bu değerlendirmeler yapılacaktır" ifadelerini kullandı. "ÜLKEMİZDE KESİNLİKLE ÇIPLAK ARAMA DİYE BİR DURUM SÖZ KONUSU DEĞİLDİR" Usule aykırı arama iddialarına ilişkin soruya da yanıt veren Bakan Tunç, "Bizim mevzuatımız açık. Bunlar gereğince yapılan uygulamalar söz konusu. Bütün dünyada geçerli olan detaylı arama dediğimiz, birilerinin çıplak arama şeklinde ifade ettiği hususlar. Ülkemizde kesinlikle çıplak arama diye bir durum söz konusu değildir. Buna izin veremeyiz. Bizim mevzuatımız detaylı aramayı düzenlemiştir. Cezaevinin güvenliği bakımından, oradaki hükümlü ve tutukluların güvenliği bakımında, cezaevlerine yasak madde sokulmaması bakımında eğer bir şüphe durumu varsa cezaevi idaresine böyle bir detaylı arama yetkisi verilmiştir. Bu yetki kullanılırken kişinin mahremiyetine özellikle dikkat edilir. Bu detaylı aramada kişinin mahremiyeti, ayın cinsten kişinin aramış olması, her türlü mahremiyete ilişkin tedbirler alınarak detaylı arama yapılır. Detaylı arama istisnai bir durumdur. Bir şüphe durumunda uygulanan hususlardır. İşkenceye sıfır tolerans politikasını uygulamaya devam ediyoruz. Türk Ceza Kanununda işkence suçunun zaman aşımına uğramayacağına yönelik düzenlemeleri biz yaptık. Bu konuda çok hassasız. Bir tane örnek varsa, cezaevlerine ya da gözaltı durumunda bir örnek varsa bunun üzerine kararlılıkla bu ülkenin yargısı gider. Kesinlikle bu tür kara propagandalara müsaade etmemek lazım. Somut bir örnek verilir ve o örneğin üzerine gidilir. Böyle bir somut örnek olmada karalama kampanyası ile Türkiye’de işkence varmış gibi kara propagandaya kesinlikle halkımız itibar etmesin. Geldiğimiz noktada gözaltı merkezlerinde, cezaevlerinde her yerde kamera var. Böyle bir tespitte bulunulduğunda gerekli müdahaleleri mutlaka yaparız. Cezaevindeki hükümlü ve tutuklular devletimize emanettir. Masumiyet karinesine önem veriyoruz. Bu konuda soruşturman gizliliği ihlal edilmesin diye uyarılar yapıyoruz. Bir takım isnatlar var, iddialar var. Bunların değerlendirileceği yer yargı makamlarıdır. Burada kişiler savunmasını yapar ve yargı bir sonuca ulaşır. Burada soruşturmanın başlangıcından itibaren henüz dosya ile ilgili hiç bilgisi olmadan bir takım siyasilerin maalesef ‘bu bir adli soruşturma değildir siyasi soruşturmadır’ şeklinde hedef saptırma içine girdiklerini görüyoruz. Yargı makamları milletten aldığı yetkiyi kullanır, hiçbir makamdan talimat almaz, hiçbir makam ona tavsiye ve telkinde dahi bulunamaz. Dolayısıyla bağımsız ve tarafsız yargı isnat edilen suçlamalarla ilgili soruşturmaları yapar ve sonuca ulaşır. Soruşturma neticesinde isnat edilen fiiller, savunmalar, iddianameler ortaya çıktığında kamuoyu ile paylaşılacaktır" şeklinde konuştu. "BU İFADE HADSİZLİKTİR, KENDİSİNE İADE EDİYORUZ" CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik sözlerine tepki gösteren Bakan Tunç, "Dün CHP Genel Başkanı çok talihsiz bir ifade kullandı. Cumhurbaşkanımıza maalesef ‘cunta başkanı’ diyebildi. Bu bir kere hadsizlik. Bu ifadeleri kendisine iade ediyoruz. Cumhurbaşkanımız bu ülkede demokratik siyasi hayatımızda art arda en yüksek oranlarla seçim kazanan, ve kesintisiz en uzun süre başbakanlık yapan bir kişi. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi ile ilgili anayasaya değişikliği sonrası ilk kez halk tarafından seçilen, sonrasında iki kez daha seçilen ve milletin gönlünde yer etmiş bir lider. Dolayısıyla Cumhurbaşkanımız bu ülkenin yüksek standartlı bir demokrasiye kavuşmasının mücadelesini vermiştir. Darbeci, cuntacı, vesayetçi anlayışın tasfiyesi için çok büyük gayret göstermiştir ve milletinin desteğiyle darbecileri tarihe gömmüştür. Onlar önce kendilerine baksınlar, kendi siyasi tarihlerine baksınlar. 27 Mayısı demokrasi ve anayasa bayramı diye 20 yıl boyunca kutlayan, darbeyi bayram diye kutlatan bir zihniyettir CHP. Millet unutmaz. Bütün darbe süreçlerinde vesayetçilere destek olmuş bir siyasi zihniyetin bu ülkede yüzde 85 üzerinde katılımla defalarca kesintisiz seçimleri kazanan ve darbeci, cuntacı, vesayetçi zihniyeti tarihe gömen bir lidere böyle bir söz söylemek CHP Genel Başkanının haddi değildir. Burada devam eden bir adli soruşturma var. Bu soruşturmayı gölgelemeye yönelik, hedef saptırmaya yönelik, partisindeki rekabetlerden yola çıkarak özellikle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının yürütmekte olduğu dosyadaki iddiaları gölgelemeye yönelik. Bırakın savunmalarını yapsın herkes. Kim suçlu, kim suçsuz ortaya çıkar. Buna yargı karar verir" diye konuştu. Silivri Cezaevinde tutuklu bulunan İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat'ın durumuna ilişkin soruya yanıt veren Bakan Tunç, "Cezaevinde sağlık şartları nedeniyle yalnız başına hayatını idame ettiremeyeceklerle ilgili olarak gerekli kararların nasıl verileceği kanunda belli. Burada tam teşekküllü hastaneden alınacak bir rapor ve bu raporun adli tıp kurumu tarafından onaylanması durumunda tutuklu kişilerle ilgili adli kontrol kararı verilebileceği mevzuatımızda var. Bahsettiğiniz tutuklu ile ilgili olarak cezaevine naklinden sonra belirttiği şikayetlerin ardından bir ön muayene yapılmıştır. Sonra eğitim araştırma hastanesine sevk edilmiştir. Orada bir takım tetkikler ve tıbbi müdahaleler yapıldıktan sonra oradaki heyetin kararı ile cezaevine geri alınmıştır. Orada şikayetlerinin devam etmesi üzerine kampüs devlet hastanesinde doktorların tetkikleri sağlanmıştır. Adli Tıp Kurumu'na sevkine karar verilmiştir. Bugün adli tıp gerekli muayeneleri yapacaktır, gerekli raporu adli tıp verecektir. Adli Tıp'ın raporu doğrultusunda bir karar verilecektir" dedi.

Tunç: "Hukuksuz boykot çağrıları kabul edilemez" Haber

Tunç: "Hukuksuz boykot çağrıları kabul edilemez"

Adalet Bakanı Tunç, sosyal paylaşım sitesi X hesabından yaptığı paylaşımda, "Cumhuriyet Halk Partisi’nin bazı markaları hedef alan sistemli boykot çağrısı, ekonomik düzene yönelik organize bir karalama kampanyasıdır. Hukuk devletinde hiç kimse, markaları, şirketleri veya tüketicileri ideolojik çizgisine göre hizaya sokamaz. Kimse, kendi siyasi çıkarı uğruna, binlerce insanın emeğini tehdit edemez" dedi. "İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINCA RESEN SORUŞTURMA BAŞLATILMIŞTIR" Bakan Tunç, "Yerli sermayeyi hedef alan ve ticaret hayatını sabote etmeye yönelik bu sorumsuz linç girişimi, açıkça hukuka aykırıdır. Bu nedenle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca resen soruşturma başlatılmıştır. Bir işletmenin itibarını zedeleyici, faaliyetini sekteye uğratıcı kasıtlı beyanların, iş ve çalışma hürriyetini tehdit eden her girişimin hukuki ve cezai sorumluluğu vardır. Bağımsız ve tarafsız yargı; esnafımızın, emekçimizin ve tüyü bitmemiş yetimin hakkını sonuna kadar savunmaya devam edecektir. Şahsi menfaatlerinin esiri olan ana muhalefet partisinin genel başkanı, yaşadığı akıl tutulmasından bir an önce dönmeli, milletimizi birbirine düşürecek ve kaos oluşturacak sorumsuz ve şuursuz çağrılarından vazgeçmelidir. Böylesine seviyesiz ve akıl dışı çağrılara milletimiz kesinlikle itibar etmeyecek, ülkemizi kutuplaştırmaya çalışanlara, ekonomimize zarar vermeyi amaçlayanlara, sokakları karıştırmak isteyenlere sağduyusuyla, birlik ve beraberliğiyle en güzel cevabı verecektir" ifadelerine yer verdi.

Bakan Tunç: "Yargı kimseden emir almaz" Haber

Bakan Tunç: "Yargı kimseden emir almaz"

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alındığı iki farklı soruşturmaya ilişkin Bakanlık önünde açıklamalarda bulundu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmalar kapsamında aralarında İBB Başkanının da bulunduğu 106 şüpheli hakkında bu sabah itibarıyla gözaltı kararı verildiğini hatırlatan Bakan Tunç, "İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen iki soruşturma bulunmaktadır. Terör Suçları Soruşturma Bürosu tarafından yürütülen soruşturma kapsamında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanının da aralarında bulunduğu 7 kişi hakkında gözaltı kararı bulunmaktadır. Bu soruşturmada şüphelilerin terör örgütüne iştirak halinde yardım etme suçunu işledikleri iddiası bulunmaktadır" ifadelerini kullandı. "Her iki soruşturma kapsamında toplam 106 şüpheli hakkında gözaltı kararı bulunmaktadır" Diğer soruşturmaya yönelik de açıklamalarda bulunan Bakan Tunç, "Başlatılan diğer soruşturma ise Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunca yürütülmektedir. Bu soruşturma kapsamında da aralarında yine İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanının da bulunduğu 100 şüpheli hakkında gözaltı kararı verilmiştir. Bu soruşturmada şüphelilerin çıkar amaçlı suç örgütü kapsamında rüşvet, irtikap, ihaleye fesat karıştırma, nitelikli dolandırıcılık, kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirme suçlarını işledikleri iddiası bulunmaktadır. Her iki soruşturma kapsamında toplam 106 şüpheli hakkında gözaltı kararı bulunmaktadır" ifadelerini kullandı. "Anayasa'mızın 138. maddesine göre mahkemeler bağımsızdır" Soruşturma dosyaları içerisinde MASAK raporları, vergi uzmanı incelemeleri, tanık beyanları ve diğer delillerin mevcut olduğu dile getiren Bakan Tunç, "Soruşturma tüm yönleriyle büyük bir hassasiyet ve titizlikle yürütülmektedir. Şu hususun altını özellikle çizmek isterim; Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Anayasa'mızın 9. maddesi açıktır. Yargı yetkisi, Türk milleti adına bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanılır. Hukukun üstünlüğü esastır. Kanunlar karşısında herkes eşittir; hiç kimseye ve zümreye ayrıcalık tanınamaz. Anayasa’mızın 138. maddesine göre mahkemeler bağımsızdır. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez, tavsiye ve telkinde bulunamaz" açıklamasında bulundu. Bakan Tunç konuşmasına şöyle devam etti: "Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 157. maddesi gereğince soruşturma evresi gizlidir. Bu gizlilik, hem adaletin sağlıklı işlemesi hem de hak ihlallerinin önlenmesi, masumiyet karinesi ve lekelenmeme hakkı bakımından son derece önemlidir. Başlatılan soruşturmalarla ilgili olarak dosya içeriğine, iddia ve delillere vakıf olmadan değerlendirmelerde bulunmak doğru değildir. Tarafsız ve bağımsız yargının gerçekleştirmekte olduğu soruşturmaları farklı taraflara çekmek, darbe gibi ifadelerle nitelendirmek son derece tehlikeli ve yanlıştır." "Yargı huzurunda hesap vermek ve savunma yapmak herkes için bir haktır, aynı zamanda bir zorunluluktur" Suçun işlendiğine yönelik bir delilin olması durumunda soruşturmanın yetkili yargı makamlarınca yapılacağını aktaran Bakan Tunç, "Diğer yandan sokak çağrıları yaparak soruşturmalar üzerinden dezenformasyon yapmak, kamuoyunu yanıltmaya yönelik söylemlerde bulunmak asla kabul edilemez. Herkes bilmelidir ki hukuk devletinde suç işlendiğine dair bir iddia varsa savunmanın yapılacağı yer sokaklar değil, yargı makamlarıdır. Yargı huzurunda hesap vermek ve savunma yapmak herkes için bir haktır, aynı zamanda bir zorunluluktur" açıklamasında bulundu. "Unutulmamalıdır ki hukuk devletinde masumiyet karinesi ve lekelenmeme hakkı esastır" Yargının başlattığı soruşturma ve davaları Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ilişkilendirmenin hadsizlik olduğunu dile getiren Bakan Tunç, "Yasaması, yürütmesi, yargısıyla ülkemizde kuvvetler ayrılığı esastır. Yargı kimseden emir ve talimat almaz. Yargıya saldırmak, yargı mensuplarını tehdit etmek, onlara hakaret etmek, demokratik hukuk devletinde asla kabul edilemez. Adaletin tecellisi için yürüyen soruşturmaları etkilemeye yönelik tavır ve davranışlarda bulunmak yerine sağduyu ile hareket etmek gerekmektedir. Tarafsız ve bağımsız yargının vereceği karar, herkes için bağlayıcıdır ve saygıyla karşılanmalıdır. Soruşturma aşamasında iddialar, savunma ve deliller değerlendirilecek ve soruşturmanın gizliliği ortadan kalktığında maddi gerçeği tüm açıklığı ve şeffaflığıyla kamuoyu görecektir. O nedenle bugünden soruşturma içeriğiyle ilgili hiçbir bilgisi olmadan lehte ya da aleyhte peşin hükme varmak doğru değildir. Unutulmamalıdır ki hukuk devletinde masumiyet karinesi ve lekelenmeme hakkı esastır" şeklinde konuştu. "Savunmalarının neler olduğu, iddialara ilişkin delilerin neler olduğu, yapılan soruşturma sonucu ortaya çıkacaktır" Türk yargısına güvenilmesi gerekliliğine vurgu yapan Bakan Tunç, "Kendi içerisinde hak arama yolları sonuna kadar açıktır. Adaletin tam ve eksiksiz tecellisi için süreci sükûnetle takip etmek, verilecek kararı saygıyla karşılamak hepimizin ortak sorumluluğudur. Hiç kimsenin şüphesi olmasın. Yargının gerçekleştirmekte olduğu işlemler kendi içinde denetime tabidir. Kimlerin hangi iddialara muhatap olduğu, savunmalarının neler olduğu, iddialara ilişkin delilerin neler olduğu, yapılan soruşturma sonucu ortaya çıkacaktır. Hep birlikte soruşturmanın sonucunu sükûnetle beklememiz gerekir" dedi.

Bakan Tunç: Gündemde af söz konusu değil Haber

Bakan Tunç: Gündemde af söz konusu değil

 Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Ankara Hakimevi'nde basın kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bakan Tunç, terör örgütü elebaşı Öcalan'ın cezaevi şartlarına ilişkin soruya, "Kişiye yönelik bir düzenleme, bir iyileştirme söz konusu değil. Biz mevzuatımızda sürekli birtakım iyileştirmeler yapıyoruz." yanıtını verdi. Bazı ifadelerin "af" şeklinde yorumlandığını ancak gündemde genel affın bulunmadığını belirten Bakan Tunç, şunları kaydetti: "Mesela hasta hükümlüler... 'Cezaevinde ölmesin hükümlü' diyoruz. Bu insan haklarına aykırı. Bunların genel af şeklinde yorumlanması doğru değil. 'Kovid-19 izniyle ilgili bir çalışma 'olabilir' dedik, 'Af mı geliyor' şeklinde birtakım yorumlara neden oldu. Oradaki husus tamamen Kovid izni süreciyle ilgili. 2020'de Kovid izninden yararlanıp açık cezaevinde bulunanlar denetimli serbestlikten faydalanarak tahliye edilmişti. Kovid devam ettiği müddetçe bu süre 31 Temmuz 2023'e kadar uzatıldı. O tarihten sonra bu kişilerden koşullu salıverilmesine 5 yıl kalanların Kovid izni kapsamında hayatına devam etmesine, koşullu salıverilmesine 5 yıldan fazla olanların ise cezaevine dönmesine yönelik bir düzenleme yapıldı. Bu düzenlemeden yaklaşık 100 bine yakın kişi faydalanmış oldu. Kapalı cezaevinde bulunanlar da 3 yıl erken açık cezaevine geçmiş oldular. Bu düzenlemeden 31 Temmuz 2023 tarihi itibarıyla cezası kesinleşen ve cezaevinde bulunanlar yararlandı. 31 Temmuz 2023'te cezaevinde değil ama daha önce suç işlemiş ancak cezasının infazı henüz kesinleşmemiş ve hapse girmemiş olanların, yargılamadaki gecikmeden dolayı bu düzenlemeden yararlanamaması gibi bir durum ortaya çıktı. Bu yönde müracaatlar, talepler oldu. Bu talepler doğrultusunda bir düzenleme olabilir. Buradan bir af geliyor değerlendirmesi yapmak doğru değil, gündemde af söz konusu değil." Bu arada Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, terör örgütü PKK elebaşı Abdullah Öcalan'ın PKK'ya silah bırakma ve kendini feshetme çağrısına ilişkin de yaptığı değerlendirmesinde, "Silah bırakma şartı yerine getirilmezse terörle mücadele devam eder. Devletin terörle mücadeleden vazgeçmesi gibi bir durum söz konusu olamaz." diye konuştu.

Seri muhakeme mahkemelerin iş yükünü azaltıyor Haber

Seri muhakeme mahkemelerin iş yükünü azaltıyor

 Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 1. Yargı Paketi ile 17 Ekim 2019 tarihli 7188 sayılı Kanunla adil yargılanma hakkı ihlal edilmeden hazırlanan seri muhakeme ve basit yargılama usullerini ceza adalet sistemine kazandırıldığını vurgulayarak iki usulün de yürürlüğe girdiğini belirterek, bugüne kadar aksamadan uygulandığını belirtti. Bakan Tunç, bu kapsamda seri muhakemede 472 bin 183, basit yargılama usulünde de 986 bin 739 olmak üzere toplam 1 milyon 458 bin 922 dosya karara bağlandığını bildirdi.. Seri muhakeme ve basit yargılama usulleri ile ispatı kolay suçlara ilişkin uyuşmazlıklar hızlı, doğru ve etkili bir şekilde çözüme kavuşuyor.  SERİ MUHAKEME USULÜNDE TOPLAM 472 BİN 183 DOSYA KARARA BAĞLANDI Seri muhakeme usulü kapsamına giren suçlarda, soruşturma evresi sonunda, Cumhuriyet savcısı tarafından kamu davası açılması için yeterli şüpheye ulaşıldığında ve bu suçlarla ilgili olarak kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilmediği takdirde uygulanıyor. Klasik muhakemede ortalama 2 yıl sürebilecek dava, seri muhakeme usulü ile böylece kısa sürede çözüme kavuşturuluyor. Bakanlıktan alınan bilgilere göre seri muhakeme usulü kapsamında 2020 yılında 57 bin 666, 2021 yılında 78 bin 912, 2022 yılında 92 bin 184, 2023 yılında 99 bin 433, 2024 yılında 117 bin 927, 2025 yılının başından bugüne kadar 26 bin 61 suça ilişkin dosyada seri muhakeme usulü uygulanarak karar verildi. Böylece 5 yılda toplam 472 bin 183 suça ilişkin dosya seri muhakeme usulü uygulanarak karara bağlandı. BASİT YARGILAMA USULÜNDE 986 BİN 739 DOSYA KARARA BAĞLANDI Öte yandan Ceza üst sınırı 2 yıla kadar süreli hapis cezası veya adli para cezası gerektiren suçlarda mahkeme, iddianamenin kabulünden sonra basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verebiliyor. Seri muhakeme usulü ile aynı tarihte uygulamaya başlanan basit yargılama usulü de 5 yılda 986 bin 739 dosyada karar verildiği öğrenildi. 2020 yılında 75 bin 746, 2021 yılında 235 bin 178, 2022 yılında 234 bin 316, 2023 yılında 201 bin 574, 2024 yılında 227 bin 181, 2025 yılının başından bugüne kadar 12 bin 744 dosya karara bağlandı.

Bakan Tunç: 1 milyon 458 bin 922 dosya karara bağlandı Haber

Bakan Tunç: 1 milyon 458 bin 922 dosya karara bağlandı

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 1. Yargı Paketi ile 17 Ekim 2019 tarihli 7188 sayılı Kanunla adil yargılanma hakkı ihlal edilmeden hazırlanan seri muhakeme ve basit yargılama usullerini ceza adalet sistemine kazandırıldığını vurgulayarak, "İki usul de yürürlüğe girdikleri tarihten bugüne kadar aksamadan uygulandı. Bu kapsamda seri muhakemede 472 bin 183, basit yargılama usulünde de 986 bin 739 olmak üzere toplam 1 milyon 458 bin 922 dosya karara bağlandı" diye konuştu. ‘Seri muhakeme usulünde toplam 472 bin 183 dosya karara bağlandı' Seri muhakeme usulü kapsamında 2020 yılında 57 bin 666, 2021 yılında 78 bin 912, 2022 yılında 92 bin 184, 2023 yılında 99 bin 433, 2024 yılında 117 bin 927, 2025 yılının başından bugüne kadar 26 bin 61 suça ilişkin dosyada seri muhakeme usulü uygulanarak karar verildi. Böylece 5 yılda toplam 472 bin 183 suça ilişkin dosya seri muhakeme usulü uygulanarak karara bağlandı. Seri muhakeme usulü kapsamına giren suçlarda, soruşturma evresi sonunda, Cumhuriyet savcısı tarafından kamu davası açılması için yeterli şüpheye ulaşıldığında ve bu suçlarla ilgili olarak kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilmediği takdirde uygulanıyor. Seri muhakeme usulünde uygulanacak yaptırım, Cumhuriyet savcısı tarafından belirleniyor. Cumhuriyet savcısınca usulün uygulanması için belirlenen yaptırım şüpheliye teklif ediliyor. Şüphelinin avukatı huzurunda teklifi kabul etmesi halinde uygulamaya alınıyor. Cumhuriyet savcısı tarafından seri muhakeme usulünün uygulanması yazılı olarak görevli ihtisas mahkemesinden talep ediliyor. Mahkemenin aynı gün hüküm vermesi halinde bir gün gibi kısa bir sürede süreçte tamamlanabiliyor. Klasik muhakemede ortalama 2 yıl sürebilecek dava, seri muhakeme usulü ile böylece kısa sürede çözüme kavuşturuluyor. ‘Basit yargılama usulünde 986 bin 739 dosya karara bağlandı' Aynı tarihte uygulamaya başlanan basit yargılama usulü ile 5 yılda 986 bin 739 dosyada karar verildi. 2020 yılında 75 bin 746, 2021 yılında 235 bin 178, 2022 yılında 234 bin 316, 2023 yılında 201 bin 574, 2024 yılında 227 bin 181, 2025 yılının başından bugüne kadar 12 bin 744 dosya karara bağlandı. Ceza üst sınırı 2 yıla kadar süreli hapis cezası veya adli para cezası gerektiren suçlarda mahkeme, iddianamenin kabulünden sonra basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verebiliyor. Mahkemeler basit yargılama usulünde, dosya üzerinden duruşma açmaksızın kovuşturmayı sonuçlandırabiliyor. Basit yargılamanın uygulanması halinde klasik yargılamada 2 yıl sürebilecek dava süreci, yaklaşık 3 aylık bir süre içerisinde tamamlanıyor. Ayrıca Anayasa Mahkemesi'nin kararı doğrultusunda dezavantajlı durumda olan sağır ve dilsizler de seri muhakeme ve basit yargılama usullerinden faydalanabilecek.

Bakan Tunç: "Dosyaların yüzde 83'ünü uzlaşmayla sonuçlandırdık" Haber

Bakan Tunç: "Dosyaların yüzde 83'ünü uzlaşmayla sonuçlandırdık"

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, onarıcı adalet anlayışını yansıtan, mağdurun zararının hızla giderilmesini ve failin suçtan doğan sorumluluğunu kabul etmesini sağlayan uzlaştırma ile 1 milyon 854 bin 932 dosyada tarafların el sıkışarak anlaştığını kaydetti. "DOSYALARIN YÜZDE 83'ÜNÜ UZLAŞMAYLA SONUÇLANDIRDIK" Uzlaşmanın yüzde 83 başarı oranına ulaştığını belirten Bakan Tunç, "Ceza hukukunda alternatif uyuşmazlık çözüm yollarından biri olan uzlaştırmayla adalete erişimi güçlendiriyor, toplumsal barışa katkı sunuyoruz. Onarıcı adalet anlayışını yansıtan, mağdurun zararının hızla giderilmesini ve failin suçtan doğan sorumluluğunu kabul etmesini sağlayan uzlaştırma müessesesi kapsamında müzakere edilen dosyaların yüzde 83'ünü uzlaşmayla sonuçlandırdık. 2017 yılından bugüne toplam 1 milyon 854 bin 932 dosyada uzlaşma sağladık. İhtilafların büyümeden barışçıl ve yapıcı bir şekilde çözümlenmesine önemli katkı sunan 32 bin 315 uzlaştırmacımıza emekleri ve gayretleri için teşekkür ediyorum" dedi. Hukukun üstünlüğünü esas alan, öngörülebilir ve gecikmeyen bir adalet sistemi vizyonuyla hazırlanan 4. Yargı Reformu Strateji Belgesi'nde de uzlaştırmanın geniş yer aldığını belirten Bakan Tunç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye Yüzyılı'nın ilk belgesi olan Yargı Reformu Strateji Belgemizde de önemli yer ayırdığımız alternatif çözüm yöntemlerinin geliştirilmesine yönelik çalışmalarımıza kesintisiz devam edeceğiz." Bakan Tunç, ceza muhakemesi alanında alternatif çözüm yolu olan uzlaştırma ile yargının iş yükünün hafiflediğini, ayrıca yaşanan olayların yeni ihtilaflar oluşmadan çözüme kavuşturulduğunu kaydetti. Uzlaştırmada anlaşmazlığın taraflarca belirlenen şartlar doğrultusunda karşılıklı anlaşma ile çözüme kavuşturulduğunu vurgulayan Bakan Tunç, mağdur tarafın suç nedeniyle uğramış olduğu tüm zararların giderilmesi ile dosyaların çözüme kavuştuğunu söyledi.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Söz Bursa En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.