ÇEKÜL Vakfı, orman yangınlarında toplumsal kanıksamaya dikkat çekti!
ÇEKÜL Vakfı, orman yangınlarında toplumsal kanıksamaya dikkat çekti!
Artan orman yangınlarına dikkat çeken ÇEKÜL Vakfı, toplumsal kanıksamaya vurgu yaparak orman yangınları konusunda radikal çözümler ve önlemler çağrısında bulundu. İklim değişikliği etkisiyle yangın riski artarken, ormanlar ve şehirler arasında tampon bölgeler oluşturulması gerektiği belirtildi.
Haber Giriş Tarihi: 22.08.2024 14:40
Haber Güncellenme Tarihi: 22.08.2024 14:56
Kaynak:
İHA
Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı (ÇEKÜL) son yıllarda giderek artan orman yangınları konusunda toplumsal bir kanıksamanın oluşmaya başladığını belirterek ‘’Artan orman yangınları hayatımızın bir parçası değil!’’ uyarısında bulundu.
ÇEKÜL Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ünal Akkemik soğukkanlı bir yaklaşımla bilimsel temellere dayalı radikal çözümlere ihtiyaç duyulduğunu belirterek, orman yangınları ile mücadele için hazırladığı yol haritasını kamuoyuyla paylaştı.
“Yangın çıkma olasılığı var sözü yerini ‘her an her yerde olabilir’ sözüne bıraktı. Yaz aylarının en sıcak günleri yine kâbusu yaşattı. Sıcaklığın 30 derecelerin üzerine çıktığı nemin de yüzde 30’ların altına düştüğü yerlerde ne yazık ki yaşamlar yanıyor. Bolu’dan İzmir’e, Çanakkale’den Antalya’ya ülkenin batı kesimlerinde her an bir alan yanıyor. Ülkenin batısında mavi gökyüzüne yangın dumanlarının kara bulutları çöküyor.’’ cümleleriyle son yıllarda artan orman yangınlarındaki artışa dikkat çeken ÇEKÜL Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ünal Akkemik önemli bir uyarıda bulundu. Akkemik artan orman yangınlarının toplum tarafından kanıksanmaya başlandığını belirterek ‘’Artan orman yangınları hayatımızın bir parçası değil! Ormanlarımız yanarken ve bu yangınlar yerleşim alanlarına sıçrarken, toplumsal olarak sanki bir kanıksama da yaşamaya başlıyoruz. 2021 yılındaki büyük yangından sonra yükselen toplumsal duyarlılık, görece de olsa önlem alınmasında yetkililere baskı uygulanmasını sağlamıştı. Orman Genel Müdürlüğü yetkilileri, bütün kamuoyuna önlemlerin artırıldığı, yeterli teknik donanım ve insan gücünün sağlandığı konusundaki açıklamalarını sıklaştırmıştı. Ancak ormanlarımız yanmaya devam ediyor!’’ diye konuştu.
BATI SAHİL KENTLERİNE GÖÇÜN ARTMASI YANGINLARIN BOYUTUNU DEĞİŞTİRDİ!
Prof. Dr. Ünal Akkemik, özellikle batıdaki sahil kentlerine göçün artması ile büyüyen yerleşim alanlarının ormanların içine doğru yayılmasının orman yangınlarının boyutunu ve niteliğini değiştirdiğini belirtti. Akkemik, geçmişte sadece Orman Genel Müdürlüğü’nün sorunu gibi görülen orman yangınlarının günümüzde kentlinin ve yerel yönetimlerin de sorunu haline geldiğini ifade ederek ‘’Neredeyse her orman yangını en yakın yerleşim yerine ulaşıyor, insanın yaşam alanını ve hayatını tehdit ediyor. Batı ve güney kıyılarımız boyunca artan kentleşme, fiilen kentleri ve ormanları iç içe getirdi. Bu, yıllardır biriken pek çok yanlışın üzücü sonucu. Ne yazık ki en ufak bir kıvılcım, on binlerce hektarlık orman alanının içindeki tüm canlılarla birlikte yok olmasına neden oluyor.’’ diye konuştu.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN ETKİSİ
Orman yangınlarının yüzde 95’inin insan etkisiyle, sadece yüzde %5’nin ise doğal sebeplerden oluştuğunu hatırlatan Akkemik ekosistemin doğal döngüsünü sekteye uğratılmasının da yangınla mücadeleyi zorlaştırdığını söyledi. Akkemik ‘’İklim değişiyor ve unutmamamız gereken, yaz döneminde sıcak hava dalgalarının sıklığı ve süresi giderek artıyor; yangının hızla yayılmasına ve söndürme çalışmalarının zorlaşmasına yol açıyor. Şu bir gerçek: Akdeniz Havzası’nda yer alan ülkemizdeki yangınla mücadeledeki yetersizlikler, değişen ormancılık mevzuatı, ormandan yararlanma biçimleri ve rant tehdidi gibi etkenler devam ettiği sürece orman yangınları bütün hızıyla devam edecek.’’
ORMAN BÖLGE MÜDÜRLÜKLERİ İLE BÜYÜKŞEHİRLER ARASINDA KOORDİNASYON EKSİKLİĞİ!
ÇEKÜL Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ünal Akkemik orman yangınlarının başlıca nedenlerini ise şöyle açıkladı
Orman alanlarının Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle orman dışına çıkarılması, orman alanlarının rant kaynağı olarak görülmesi, yatırımların ormanlık alanlarda verilen izinlerle devam etmesi,İnsanların yeterince duyarlı, dikkatli, bilinçli olmaması,Yangın önleyici çalışmaların yetersiz olması,Teknik donanımın yetersiz olması,Orman bölge müdürlükleri ve büyükşehir belediyeleri arasındaki koordinasyon eksikliği
RADİKAL ÇÖZÜMLER ÜRETİLMELİ!
Orman yangınları ile mücadelede soğukkanlı bir yaklaşımla bilimsel temellere dayalı radikal çözümler üretilmesi gerektiğini ifade eden Akkemik ormanlardaki insan eylemlerinin azaltılması gerektiğini ifade etti. ‘’ Hala yangınların ardından bazıları kolay yandıkları için kızılçamları suçluyor. Ancak kızılçamlar suçlu değil. Bizler ormanlardaki insan eylemlerini azaltmalıyız. ÇEKÜL Vakfı olarak öncelikli hedefin bu olması gerektiğini savunuyoruz. Bilim insanları, üniversiteleri, meslek odaları, sivil örgütlenmeler, yerel yönetimlerin işbirliği geliştirdiği ve hızla hayata geçebilecek, uygulanabilir, her kesimi kapsayıcı; sadece ormanlık alanları değil kentleri, kırsal mirası, arkeolojik mirası, doğal mirası koruyacak acil eylem planını geliştirmemiz gerekiyor.’’ diye konuşan Akkemik ÇEKÜL Vakfı’nın orman yangınlarının önlenmesi için hazırladığı önerileri ise şöyle sıraladı:
Var olan orman alanlarımızın “orman” vasfı devam etmeli. İnsan eylemi içeren imar izinleri verilmemeli. (Madencilik, dinlenme-konaklama tesisleri, enerji tesisleri gibi)Enerji nakil hatları ormanlardan geçirilmemeli, mutlaka geçirilmek zorundaysa düzenli bakımları yapılmalı. Kesinlikle denetim mekanizması işlemeli.Orman yangını risklerini gösteren teknolojik donanımlarla bilimsel verileri kullanarak stratejik planlar hazırlanmalı ve tüm yetkili kesimlerle, sivil örgütlerle, halkla paylaşılmalı.İlgili bakanlıklarda ve alt birimlerinde işin ehli, uzman kadrolar görev almalı.İklim değişikliği nedeniyle yaz aylarının uzaması, sıcaklığın artması ve nemin düşmesiyle yangın riski taşıyan bölgelerde ormanlık alanlara girişler yasaklanmalı. Kesinlikle denetim mekanizması işlemeli.Ormanların koruyucusu olan orman köylüleri desteklenmeli, yaşam kültürleri korunmalı.Büyük kentler ve ormanlar arasında tampon bölgeler yaratılmalı.Yerel yönetimler ve orman bölge müdürlükleri işbirliği geliştirmeli, eylem planı hazırlamalı.Toplumda, doğayı koruma bilincinin geliştirilmesi için eğitim seferberliği başlatılmalı. Bilim insanları, uzmanlar ve ilgili sivil örgütlerle işbirliği yapılmalı.Yerel ve merkezi yönetimlerin alanda çalışan birimleri güçlendirilmeli, yetkinlik kazanmalı.
ÇEKÜL Hakkında
ÇEKÜL (Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı) ülkemizin doğal ve kültürel varlıklarını korumak amacıyla 1990 yılında Prof. Dr. Metin Sözen öncülüğünde, vakıf statüsünde kuruldu.
Kuruluşundan bu yana doğa-kültür-insan arasındaki yaşamsal uyumun savunucusu oldu. ÇEKÜL, “Doğa ve Kültürle Varız” sloganıyla hayata geçirdiği proje ve programlarla, en küçük yerleşmeden ülke bütününe açılan bir yaklaşımı benimsedi.
Kültürel dokunun korunarak geleceğe aktarılması için koruma amaçlı kent planları hazırlanmasını, tarihi mahallelerin, geleneksel çarşıların korunmasını, sivil mimari örneklerinin restore edilerek yeni işlevler kazanmasını, kent meydanlarının yeniden canlanmasını, kent müzeleri ve arşivlerinin kurulmasını sağladı.
Ülkenin dört bir köşesindeki küçüklü büyüklü kentte koruma hareketini, koruma seferberliğine dönüştürerek tarihi dokunun çağdaş kentle ilişkilendirilmesine, kentlere kültür ve doğa öncelikli bir gelecek vizyonu kazandırılmasına öncülük etti.
Doğal doku kaybolmaya başladığında insanın yaşam alanının tükendiği, kültürel mirasını yitirmeye başladığı bilinciyle hareket ederek toprağı, yeşili korumak ve çoğaltmak için İstanbul’da başladığı ağaçlandırma çalışmalarını Anadolu’nun her karışına yaydı.
ÇEKÜL, Anadolu kentlerindeki yerel yöneticilerin, üniversitelerin, sivil toplum kuruluşlarının, girişimcilerin ve halkın; kentlerinin benzersiz doğal ve kültürel birikiminin farkına varması, bu değerli birikime sahip çıkması için yol göstermeye devam ediyor.
Anadolu kentlerinde bıraktığı kalıcı izlerle her zaman danışılan, yol gösteren, güvenilen; gönüllü temsilcileri ve uzman kadrolarıyla doğal ve kültürel mirasın korunması taleplerine yetişmeye çalışan bir sivil toplum kuruluşu.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ÇEKÜL Vakfı, orman yangınlarında toplumsal kanıksamaya dikkat çekti!
Artan orman yangınlarına dikkat çeken ÇEKÜL Vakfı, toplumsal kanıksamaya vurgu yaparak orman yangınları konusunda radikal çözümler ve önlemler çağrısında bulundu. İklim değişikliği etkisiyle yangın riski artarken, ormanlar ve şehirler arasında tampon bölgeler oluşturulması gerektiği belirtildi.
Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı (ÇEKÜL) son yıllarda giderek artan orman yangınları konusunda toplumsal bir kanıksamanın oluşmaya başladığını belirterek ‘’Artan orman yangınları hayatımızın bir parçası değil!’’ uyarısında bulundu.
ÇEKÜL Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ünal Akkemik soğukkanlı bir yaklaşımla bilimsel temellere dayalı radikal çözümlere ihtiyaç duyulduğunu belirterek, orman yangınları ile mücadele için hazırladığı yol haritasını kamuoyuyla paylaştı.
“Yangın çıkma olasılığı var sözü yerini ‘her an her yerde olabilir’ sözüne bıraktı. Yaz aylarının en sıcak günleri yine kâbusu yaşattı. Sıcaklığın 30 derecelerin üzerine çıktığı nemin de yüzde 30’ların altına düştüğü yerlerde ne yazık ki yaşamlar yanıyor. Bolu’dan İzmir’e, Çanakkale’den Antalya’ya ülkenin batı kesimlerinde her an bir alan yanıyor. Ülkenin batısında mavi gökyüzüne yangın dumanlarının kara bulutları çöküyor.’’ cümleleriyle son yıllarda artan orman yangınlarındaki artışa dikkat çeken ÇEKÜL Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ünal Akkemik önemli bir uyarıda bulundu. Akkemik artan orman yangınlarının toplum tarafından kanıksanmaya başlandığını belirterek ‘’Artan orman yangınları hayatımızın bir parçası değil! Ormanlarımız yanarken ve bu yangınlar yerleşim alanlarına sıçrarken, toplumsal olarak sanki bir kanıksama da yaşamaya başlıyoruz. 2021 yılındaki büyük yangından sonra yükselen toplumsal duyarlılık, görece de olsa önlem alınmasında yetkililere baskı uygulanmasını sağlamıştı. Orman Genel Müdürlüğü yetkilileri, bütün kamuoyuna önlemlerin artırıldığı, yeterli teknik donanım ve insan gücünün sağlandığı konusundaki açıklamalarını sıklaştırmıştı. Ancak ormanlarımız yanmaya devam ediyor!’’ diye konuştu.
BATI SAHİL KENTLERİNE GÖÇÜN ARTMASI YANGINLARIN BOYUTUNU DEĞİŞTİRDİ!
Prof. Dr. Ünal Akkemik, özellikle batıdaki sahil kentlerine göçün artması ile büyüyen yerleşim alanlarının ormanların içine doğru yayılmasının orman yangınlarının boyutunu ve niteliğini değiştirdiğini belirtti. Akkemik, geçmişte sadece Orman Genel Müdürlüğü’nün sorunu gibi görülen orman yangınlarının günümüzde kentlinin ve yerel yönetimlerin de sorunu haline geldiğini ifade ederek ‘’Neredeyse her orman yangını en yakın yerleşim yerine ulaşıyor, insanın yaşam alanını ve hayatını tehdit ediyor. Batı ve güney kıyılarımız boyunca artan kentleşme, fiilen kentleri ve ormanları iç içe getirdi. Bu, yıllardır biriken pek çok yanlışın üzücü sonucu. Ne yazık ki en ufak bir kıvılcım, on binlerce hektarlık orman alanının içindeki tüm canlılarla birlikte yok olmasına neden oluyor.’’ diye konuştu.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN ETKİSİ
Orman yangınlarının yüzde 95’inin insan etkisiyle, sadece yüzde %5’nin ise doğal sebeplerden oluştuğunu hatırlatan Akkemik ekosistemin doğal döngüsünü sekteye uğratılmasının da yangınla mücadeleyi zorlaştırdığını söyledi. Akkemik ‘’İklim değişiyor ve unutmamamız gereken, yaz döneminde sıcak hava dalgalarının sıklığı ve süresi giderek artıyor; yangının hızla yayılmasına ve söndürme çalışmalarının zorlaşmasına yol açıyor. Şu bir gerçek: Akdeniz Havzası’nda yer alan ülkemizdeki yangınla mücadeledeki yetersizlikler, değişen ormancılık mevzuatı, ormandan yararlanma biçimleri ve rant tehdidi gibi etkenler devam ettiği sürece orman yangınları bütün hızıyla devam edecek.’’
ORMAN BÖLGE MÜDÜRLÜKLERİ İLE BÜYÜKŞEHİRLER ARASINDA KOORDİNASYON EKSİKLİĞİ!
ÇEKÜL Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ünal Akkemik orman yangınlarının başlıca nedenlerini ise şöyle açıkladı
Orman alanlarının Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle orman dışına çıkarılması, orman alanlarının rant kaynağı olarak görülmesi, yatırımların ormanlık alanlarda verilen izinlerle devam etmesi,İnsanların yeterince duyarlı, dikkatli, bilinçli olmaması,Yangın önleyici çalışmaların yetersiz olması,Teknik donanımın yetersiz olması,Orman bölge müdürlükleri ve büyükşehir belediyeleri arasındaki koordinasyon eksikliği
RADİKAL ÇÖZÜMLER ÜRETİLMELİ!
Orman yangınları ile mücadelede soğukkanlı bir yaklaşımla bilimsel temellere dayalı radikal çözümler üretilmesi gerektiğini ifade eden Akkemik ormanlardaki insan eylemlerinin azaltılması gerektiğini ifade etti. ‘’ Hala yangınların ardından bazıları kolay yandıkları için kızılçamları suçluyor. Ancak kızılçamlar suçlu değil. Bizler ormanlardaki insan eylemlerini azaltmalıyız. ÇEKÜL Vakfı olarak öncelikli hedefin bu olması gerektiğini savunuyoruz. Bilim insanları, üniversiteleri, meslek odaları, sivil örgütlenmeler, yerel yönetimlerin işbirliği geliştirdiği ve hızla hayata geçebilecek, uygulanabilir, her kesimi kapsayıcı; sadece ormanlık alanları değil kentleri, kırsal mirası, arkeolojik mirası, doğal mirası koruyacak acil eylem planını geliştirmemiz gerekiyor.’’ diye konuşan Akkemik ÇEKÜL Vakfı’nın orman yangınlarının önlenmesi için hazırladığı önerileri ise şöyle sıraladı:
Var olan orman alanlarımızın “orman” vasfı devam etmeli. İnsan eylemi içeren imar izinleri verilmemeli. (Madencilik, dinlenme-konaklama tesisleri, enerji tesisleri gibi)Enerji nakil hatları ormanlardan geçirilmemeli, mutlaka geçirilmek zorundaysa düzenli bakımları yapılmalı. Kesinlikle denetim mekanizması işlemeli.Orman yangını risklerini gösteren teknolojik donanımlarla bilimsel verileri kullanarak stratejik planlar hazırlanmalı ve tüm yetkili kesimlerle, sivil örgütlerle, halkla paylaşılmalı.İlgili bakanlıklarda ve alt birimlerinde işin ehli, uzman kadrolar görev almalı.İklim değişikliği nedeniyle yaz aylarının uzaması, sıcaklığın artması ve nemin düşmesiyle yangın riski taşıyan bölgelerde ormanlık alanlara girişler yasaklanmalı. Kesinlikle denetim mekanizması işlemeli.Ormanların koruyucusu olan orman köylüleri desteklenmeli, yaşam kültürleri korunmalı.Büyük kentler ve ormanlar arasında tampon bölgeler yaratılmalı.Yerel yönetimler ve orman bölge müdürlükleri işbirliği geliştirmeli, eylem planı hazırlamalı.Toplumda, doğayı koruma bilincinin geliştirilmesi için eğitim seferberliği başlatılmalı. Bilim insanları, uzmanlar ve ilgili sivil örgütlerle işbirliği yapılmalı.Yerel ve merkezi yönetimlerin alanda çalışan birimleri güçlendirilmeli, yetkinlik kazanmalı.
ÇEKÜL Hakkında
ÇEKÜL (Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı) ülkemizin doğal ve kültürel varlıklarını korumak amacıyla 1990 yılında Prof. Dr. Metin Sözen öncülüğünde, vakıf statüsünde kuruldu.
Kuruluşundan bu yana doğa-kültür-insan arasındaki yaşamsal uyumun savunucusu oldu. ÇEKÜL, “Doğa ve Kültürle Varız” sloganıyla hayata geçirdiği proje ve programlarla, en küçük yerleşmeden ülke bütününe açılan bir yaklaşımı benimsedi.
Kültürel dokunun korunarak geleceğe aktarılması için koruma amaçlı kent planları hazırlanmasını, tarihi mahallelerin, geleneksel çarşıların korunmasını, sivil mimari örneklerinin restore edilerek yeni işlevler kazanmasını, kent meydanlarının yeniden canlanmasını, kent müzeleri ve arşivlerinin kurulmasını sağladı.
Ülkenin dört bir köşesindeki küçüklü büyüklü kentte koruma hareketini, koruma seferberliğine dönüştürerek tarihi dokunun çağdaş kentle ilişkilendirilmesine, kentlere kültür ve doğa öncelikli bir gelecek vizyonu kazandırılmasına öncülük etti.
Doğal doku kaybolmaya başladığında insanın yaşam alanının tükendiği, kültürel mirasını yitirmeye başladığı bilinciyle hareket ederek toprağı, yeşili korumak ve çoğaltmak için İstanbul’da başladığı ağaçlandırma çalışmalarını Anadolu’nun her karışına yaydı.
ÇEKÜL, Anadolu kentlerindeki yerel yöneticilerin, üniversitelerin, sivil toplum kuruluşlarının, girişimcilerin ve halkın; kentlerinin benzersiz doğal ve kültürel birikiminin farkına varması, bu değerli birikime sahip çıkması için yol göstermeye devam ediyor.
Anadolu kentlerinde bıraktığı kalıcı izlerle her zaman danışılan, yol gösteren, güvenilen; gönüllü temsilcileri ve uzman kadrolarıyla doğal ve kültürel mirasın korunması taleplerine yetişmeye çalışan bir sivil toplum kuruluşu.
Kaynak: İHA
En Çok Okunan Haberler
YAZARLARIMIZ Tüm Yazarlarımız