Açlıktan ölen Elif Nur’un babası isyan etti: Neden böyle yaptınız?
Açlıktan ölen Elif Nur’un babası isyan etti: Neden böyle yaptınız?
Eskişehir’de 6 yaşındaki Nur Elif T.'nin ölümüyle ilgili ilk duruşma görüldü. Adli Görüşme Odası’nda (AGO) psikolog eşliğinde ifade veren M.T., "Oda kapısını açınca zil çalıyordu. Zincirle kapıya bağladılar. Gitmeyeyim diye bağladılar” dedi.
Haber Giriş Tarihi: 06.09.2023 07:54
Haber Güncellenme Tarihi: 06.09.2023 07:54
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.sozbursa.com
Eskişehir 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın birinci duruşmasına, tutuklu sanıklar; maktul çocuk NurElif T’nin babaannesi Cihangül K, amcası Sezer T. ile halası Deniz T. Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı. Sanıklar SEGBİS bağlantısıyla savunma yapmayı reddederek gelecek celse mahkemede savunma yapmayı talep ettiler.
“DURUMLARI ÇOK KÖTÜYDÜ”
Olayın yaşandığı tarihte farklı suçtan tutuklu bulunan Sibel T. duruşmaya katılarak ifade verdi. Çocuklarının görüşlerine geldiğinde kötü durumda olduklarını söyleyen Sibel T., “25 Mart 2016’da cezaevine girmiştim. 10 yıl 6 ay hapis cezası aldım. Kızım Nur Elif o zaman 1 aylıktı. 6 yaşına gelinceye kadar benimle cezaevinde kaldı. 6 yaşından sonra ayrılması gerekti. Kendi aileme ulaşamadığım için Nur’u halasına teslim ettim. Amcası, halası ve babaanneleriyle aynı evde yaşıyorlardı. Halası Deniz, çocukları bir kere bayram görüşüne getirmişti. Durumları çok kötüydü. Sağlıklı görünmüyorlardı. Çocukların yaraları ve saç dökülmeleri vardı. Durumlarını sorduğumda Nur Elif, kendisini dövdüklerini söyledi. Babam ulaştım ve 3 çocuğumu da almasını istedim fakat babam bıçak çekmişler. Sosyal hizmetlere dilekçe yazmıştım fakat çocuklara ulaşamamışlar. Nur Elif sanıklara teslim edildikten 6-7 ay sonra vefat etti” şeklinde konuştu.
“BENİM ÇOK CANIM YANIYOR”
Maktul çocuğun babası Gökhan T. farklı bir suçtan dolayı bulunulduğu cezaevinden duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Duruşmada söz verilen Gökhan T., “Benim çok canım yanıyor. Benim canım neden yaktınız, benim üç evladıma neden sahip çıkamayacaktınız neden böyle yaptınız? Benim kızımın ölümünden kim sorumlu ise hepsinden şikayetçiyim. Adı geçen üç çocukta benim evladımdır. Sezer ve Deniz benim öz kardeşlerim. Cihangül K. de öz annemdir. Ben cezaevindeyken ölüm olayından sonra iki çocuğum görüşüme geldi. Y.T. bana Sezer T. amcasının evlenerek evden ayrıldığını, Cihangül ve Deniz’in ayrı odalarda yatırdığını, soğuk su döktüklerini söyledi. Ayrıca Nur’un merdivenden düşüp yaralandığını ve halasının hastaneye götürmediğini söyledi. Benim bu güne kadar annem yoktu bu saatten sonra yoktur. Bana bu acıyı yaşatanlar benim ailem değildir. M.T.ve Y.T. görüşüme geldiğinde, M.T. bana “Baba dedi amcam cezaevinden çıkınca her şey çok iyiydi amcam evden gidince halam ve babaannem bize soğuk su döktü” dedi" diye konuştu.
“ÇIKINCA ODANDAN, ZİL ÇALIYORDU BENİ DÖVÜYORLARDI”
Gökhan ve Sibel T. çiftinin çocuklarından M.T. Adli Görüşme Odası’nda (AGO) psikolog eşliğinde yaşadıkları hakkında şöyle konuştu:
“Yurtta kalıyorum. Cihangül, Deniz ve Sezer ile aynı evde kalıyorduk. Ben tek başıma kalıyordum. Kardeşlerim onlar salonda kalıyordu. Kahvaltı yapamadık, yemek yemek istediğimizde izin vermediler. Yemek almaya çalışırken vurdular. Durduk yere vuruyordu. Deniz ve Cihangül vuruyordu. Zil vardı odamda benim çıkmamam için. Çıkınca odandan, zil çalıyordu beni dövüyorlardı. Oda kapısını açınca zil çalıyordu. Zincirle kapıya bağladılar. Gitmeyeyim diye bağladılar. Okula göndermediler. Okula gitmek istemediler ama göndermediler. ElifNur’a su döküyorlardı. Evin içinde döküyorlardı. Soğuk su tasla döküyorlardı. Dövüyorlardı kardeşimi terlik attılar kafası duvara geldi. Kafası şişti Deniz ve Sezer vurdular. Akşam yemeğinde ekmek yerdik. Onlar yiyordu yemek bize vermiyorlardı. Tek ayak cezası veriyorlardı. Sezer, Deniz ve Cihangül yemek vermiyordu, dövüyorlardı.”
“SOPA, TERLİK İLE DÖVÜP SU DÖKÜYORLARDI”
Çocuklardan Y.T. ise Adli Görüşme Odası’nda (AGO) psikolog eşliğinde, “Yurtta kalıyorum, abim bir odada kalıyordu biz sokakta kalıyorduk. Ses çıkarınca abimi dövüyorlardı. Tek ayak üzerinde durduruyorlardı. Üzerimize salonda soğuk su döküyordu. Deniz yemek yapıyordu, vermiyorlardı. Buzdolabımdan yiyecek alırken dövdüler su döktüler. Sopa, terlik ile dövüp su döküyorlardı. Kardeşimin odası kilitli olurdu. Abimin ayağı zincirle bağlıydı. Kapıya bağlıydı zincir. Nur’u dövüyorlardı su atıyorlardı terlik atıyorlardı. Ona da yemek vermiyorlardı. Kafası duvara çarptı tokat atınca” dedi.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Açlıktan ölen Elif Nur’un babası isyan etti: Neden böyle yaptınız?
Eskişehir’de 6 yaşındaki Nur Elif T.'nin ölümüyle ilgili ilk duruşma görüldü. Adli Görüşme Odası’nda (AGO) psikolog eşliğinde ifade veren M.T., "Oda kapısını açınca zil çalıyordu. Zincirle kapıya bağladılar. Gitmeyeyim diye bağladılar” dedi.
Eskişehir 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın birinci duruşmasına, tutuklu sanıklar; maktul çocuk Nur Elif T’nin babaannesi Cihangül K, amcası Sezer T. ile halası Deniz T. Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı. Sanıklar SEGBİS bağlantısıyla savunma yapmayı reddederek gelecek celse mahkemede savunma yapmayı talep ettiler.
“DURUMLARI ÇOK KÖTÜYDÜ”
Olayın yaşandığı tarihte farklı suçtan tutuklu bulunan Sibel T. duruşmaya katılarak ifade verdi. Çocuklarının görüşlerine geldiğinde kötü durumda olduklarını söyleyen Sibel T., “25 Mart 2016’da cezaevine girmiştim. 10 yıl 6 ay hapis cezası aldım. Kızım Nur Elif o zaman 1 aylıktı. 6 yaşına gelinceye kadar benimle cezaevinde kaldı. 6 yaşından sonra ayrılması gerekti. Kendi aileme ulaşamadığım için Nur’u halasına teslim ettim. Amcası, halası ve babaanneleriyle aynı evde yaşıyorlardı. Halası Deniz, çocukları bir kere bayram görüşüne getirmişti. Durumları çok kötüydü. Sağlıklı görünmüyorlardı. Çocukların yaraları ve saç dökülmeleri vardı. Durumlarını sorduğumda Nur Elif, kendisini dövdüklerini söyledi. Babam ulaştım ve 3 çocuğumu da almasını istedim fakat babam bıçak çekmişler. Sosyal hizmetlere dilekçe yazmıştım fakat çocuklara ulaşamamışlar. Nur Elif sanıklara teslim edildikten 6-7 ay sonra vefat etti” şeklinde konuştu.
“BENİM ÇOK CANIM YANIYOR”
Maktul çocuğun babası Gökhan T. farklı bir suçtan dolayı bulunulduğu cezaevinden duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Duruşmada söz verilen Gökhan T., “Benim çok canım yanıyor. Benim canım neden yaktınız, benim üç evladıma neden sahip çıkamayacaktınız neden böyle yaptınız? Benim kızımın ölümünden kim sorumlu ise hepsinden şikayetçiyim. Adı geçen üç çocukta benim evladımdır. Sezer ve Deniz benim öz kardeşlerim. Cihangül K. de öz annemdir. Ben cezaevindeyken ölüm olayından sonra iki çocuğum görüşüme geldi. Y.T. bana Sezer T. amcasının evlenerek evden ayrıldığını, Cihangül ve Deniz’in ayrı odalarda yatırdığını, soğuk su döktüklerini söyledi. Ayrıca Nur’un merdivenden düşüp yaralandığını ve halasının hastaneye götürmediğini söyledi. Benim bu güne kadar annem yoktu bu saatten sonra yoktur. Bana bu acıyı yaşatanlar benim ailem değildir. M.T.ve Y.T. görüşüme geldiğinde, M.T. bana “Baba dedi amcam cezaevinden çıkınca her şey çok iyiydi amcam evden gidince halam ve babaannem bize soğuk su döktü” dedi" diye konuştu.
“ÇIKINCA ODANDAN, ZİL ÇALIYORDU BENİ DÖVÜYORLARDI”
Gökhan ve Sibel T. çiftinin çocuklarından M.T. Adli Görüşme Odası’nda (AGO) psikolog eşliğinde yaşadıkları hakkında şöyle konuştu:
“Yurtta kalıyorum. Cihangül, Deniz ve Sezer ile aynı evde kalıyorduk. Ben tek başıma kalıyordum. Kardeşlerim onlar salonda kalıyordu. Kahvaltı yapamadık, yemek yemek istediğimizde izin vermediler. Yemek almaya çalışırken vurdular. Durduk yere vuruyordu. Deniz ve Cihangül vuruyordu. Zil vardı odamda benim çıkmamam için. Çıkınca odandan, zil çalıyordu beni dövüyorlardı. Oda kapısını açınca zil çalıyordu. Zincirle kapıya bağladılar. Gitmeyeyim diye bağladılar. Okula göndermediler. Okula gitmek istemediler ama göndermediler. Elif Nur’a su döküyorlardı. Evin içinde döküyorlardı. Soğuk su tasla döküyorlardı. Dövüyorlardı kardeşimi terlik attılar kafası duvara geldi. Kafası şişti Deniz ve Sezer vurdular. Akşam yemeğinde ekmek yerdik. Onlar yiyordu yemek bize vermiyorlardı. Tek ayak cezası veriyorlardı. Sezer, Deniz ve Cihangül yemek vermiyordu, dövüyorlardı.”
“SOPA, TERLİK İLE DÖVÜP SU DÖKÜYORLARDI”
Çocuklardan Y.T. ise Adli Görüşme Odası’nda (AGO) psikolog eşliğinde, “Yurtta kalıyorum, abim bir odada kalıyordu biz sokakta kalıyorduk. Ses çıkarınca abimi dövüyorlardı. Tek ayak üzerinde durduruyorlardı. Üzerimize salonda soğuk su döküyordu. Deniz yemek yapıyordu, vermiyorlardı. Buzdolabımdan yiyecek alırken dövdüler su döktüler. Sopa, terlik ile dövüp su döküyorlardı. Kardeşimin odası kilitli olurdu. Abimin ayağı zincirle bağlıydı. Kapıya bağlıydı zincir. Nur’u dövüyorlardı su atıyorlardı terlik atıyorlardı. Ona da yemek vermiyorlardı. Kafası duvara çarptı tokat atınca” dedi.
En Çok Okunan Haberler
YAZARLARIMIZ Tüm Yazarlarımız