TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Bursa Şubesi Yönetim Kurulu ve Başkan Serdar Atilla Erdem, Kestel Soğuksu ve Seymen mahallerinde yapılan Sanayi ve Depolama Alanı ile ilgili itirazlarını basın açıklamasıyla bir kez daha kamuoyuna duyurdu.
Haber Giriş Tarihi: 04.05.2024 12:37
Haber Güncellenme Tarihi: 04.05.2024 12:37
Kaynak:
Bülten
İMO Bursa Şubesi Yönetim Kurulu, Şube Konferans Salonu’nda basın mensupları ve üyeleri ile bir araya gelerek Kestel Soğuksu ve Seymen mahallerinde yapılan Sanayi ve Depolama Alanı’na itirazlarını dile getirdi. Planları Bursa’nın menfaatleri açısından son derece önemli gördüklerini belirten İMO Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Atilla Erdem, süreci şu şekilde aktardı:
“Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından ülke ekonomisine katkı sağlayacak, organize sanayi alanlarının geliştirilmesine yönelik hedef doğrultusunda Bursa ili, Kestel ilçesi, Soğuksu ve Seymen Mahalleleri Sanayi Alanına ilişkin hazırlanan "Sanayi ve Depolama Alanı" amaçlı 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliği, 1/5000 ölçekli Nazım ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planlarının, ilk olarak 16.11.2023 tarihinde Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından askıya çıkarılmış olup sonrasında eksiklikleri sebebi ile 29.11.2023 tarihinde Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından askıdan indirilmiştir. Söz konusu imar planları; 22.04.2024 tarihinde incelenip tartışılmadan, büyük bir acele ile aynı şekilde tekrar askıya çıkarılmıştır. Bizlerin görevde olmadığı dönemde ilk olarak askıya çıkan bu planlar için başta siyasi parti temsilcileri olmak üzere hiçbir sivil toplum kuruluşunun ve şehrimizde yaşayan bizlerin, ne resmi olarak ne de kamuoyu önünde tek bir itirazının olmaması düşündürücüdür. Bizlerin İMO Bursa Şubesinde göreve gelmemizden sonra söz konusu plan 22.04.2024 tarihinde yeniden askıya çıkmıştır. İlk askıya çıkış tarihinde görevde olmamamıza rağmen Bursamızın meseleleri ile dertlenmiş olan bizler ilk günden itibaren takipte olduğumuz konu olan planlar yeniden askıya çıkarçıkmaz yüksek sesle yaptığımız itirazımız sonucu kamuoyunun hassasiyetini yükseltmiş olması bizleri oldukça memnun etmiştir. Hatırlatmak isteriz ki Çevre Düzeni Planları, kanun ve yönetmeliklerle tarif edilirken; o ilin, o bölgenin anayasası niteliğinde olduğu ve bu anayasa yapılırken tüm Bakanlıkların ve Bakanlıklara bağlı İl Müdürlüklerinin ilde/bölgede yer alan tüm meslek örgütleri ile sivil toplum örgütlerinin ve tüm il halkı ile çalıştaylar düzenleyip fikirleri ve görüşlerinin alınması gerekmekte olduğu belirtilmektedir. Ayrıca Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği'nde Çevre Düzeni Planı'nda değişiklik yapılabilmesi için; "Çevre Düzeni Planı ana kararlarını, sürekliliğini, bütünlüğünü bozmayacak nitelikte, plan değişikliği yapılabilir.” ibaresi yer almaktadır. Buradan yola çıkarak 2020 yılı Bursa 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı’nın amacına, hedefine, koruma ve geliştirme ilkelerine aykırı olarak, öncelikle Bursa’nın anayasası yapılmadan, tüm kurumlar ve STK’ları içinde olmadan, şeffaflığın hiçe sayılarak gerçekleştirilen bu düzenlemeye itiraz ederek hazırladığımız itiraz dilekçemizi Çevre Şehir ve İklim Değişikliği Bursa İl Müdürlüğü’ne sunmuş bulunmaktayız.”
Şeffaf ve Katılımcı Bursa Anayasasının Yazılmasıdır
Bursa için planlamanın önemine değinen Yönetim Kurulu Başkanı Erdem şunları söyledi: “Sürdürülebilir ve sağlıklı bir kentin tesisi için kısa vadeli ve günlük ihtiyaçların ötesinde bir vizyon ile kararların alınması son derece önemlidir. Bu nedenle Bursa’nın vizyonu elbette tarım, tarih, turizm, ticaret ve mutlaka gerçek teknolojik sanayi olmalıdır. En önemli önceliği ise vizyoner bir yaklaşımla Büyükşehir belediyesinin önderliğinde tüm belediye, ilgili kurum ve meslek odalarının dahil olduğu, şeffaf ve katılımcı Bursa anayasasının yazılmasıdır. Bu çerçevede onaylanan bu planın teknik ve bilimsel gerekçeler dikkate alınmadan, fizibilite ve değerlendirmeler göz önünde bulundurulmadan yapıldığı aşikardır. Teknik ve bilimsel gerekçeler dikkate alınarak yapıldığı takdirde söz konusu alanın tarımsal kullanımı sonucunda ülke ekonomisine katkısı ile sanayi alanı yapıldığı takdirde ülke ekonomisine katkısı ölçülmelidir. Gerekli destek sunulursa Bursa’mız tarımla, hayvancılıkla ve turizm ile de ülke ekonomisine en az sanayi alanları kadar katkı sağlayacaktır. Bugüne refah getirmek adına gelecek nesilleri zora sokacak kararlar verilmemelidir. Geleceğe soluyacak hava, içilecek su, üstünde meyve, sebze yetişir toprak bırakmak boynumuzun borcudur. Bu sebeple gerekli incelemeler ve araştırmalar yapılmadan “ülke ekonomisine katkı” gerekçesiyle tarım alanlarını imara ve sanayileşmeye açma gayretinden ivedilikle vazgeçilmesini ve alınacak kararlarda Bursa kentinin, Bursa halkının ve özellikle gelecek nesillerin menfaatlerinin göz önünde bulundurulmasını talep ediyoruz. Ve diyoruz ki biz sanayiye ve sanayiciye asla karşı değiliz. Ancak kentimizi derinden etkileyecek bu tarz önemli planlamaların Bursa anayasası içerisinde çözümlenmesi kırmızı çizgimizdir.”
“Ben Yaptım Oldu”lardan Rahatsızız
‘Üyelerimize ve şehrimize karşı kamu yararını korumak biz İMO Bursa Şubesi’nin asli görevidir’ diyen Başkan Erdem, “Bursa ovasının bu hale gelmesinde bu olayda olduğu gibi hiçbir sivil toplum kuruluşunun diğerinden daha az sorumluluğu yoktur. Üstüne basarak vurgulamak isterim ki İMO Bursa Şubesi, sadece Kestel Soğuksu’da planlanan sanayi bölgesi değil, Bursa anayasası delinerek yapılmaya çalışılan tüm planlamalara ve Nilüfer Alaaddinbey, Ürünlü ve diğer bölgelerdeki gibi kaçak sanayileşme ve yapılaşmanın önünü açan, ben yaptım oldu yaklaşımlarına karşı mücadele etmekten ve her türlü girişimde bulunmaktan asla geri durmayacaktır. Biz bu konuya siyaset üstü bakarak, Bursa anayasasının içerisinde çözümlenmesi gerektiğine inanıyor, siyasi çekişmelere ve rekabete kurban edilmesini asla arzulamıyoruz. Bu bakış açısıyla iktidarı ve muhalefeti ile siyasi yapıların büyük çoğunluğunun belediyelerimiz başta olmak üzere tüm ilgili kurumların ve meslek odası üyelerimizin “ben yaptım oldu”lardan oldukça rahatsız oldukları aşikardır. O yüzdendir ki bu konunun Bursa anayasası içinde çözümlenmesi gerekliliği konusundaki itirazımıza yukarıda belirttiğimiz ilgili tüm tarafların destek vereceğinden şüphemiz yoktur” diyerek sözlerini sonlandırdı.
Erdem, konuşmanın ardından Bursa ve Kestel Soğuksu – Seymen mahallelerindeki sanayi alanları ve planlarla ilgili sunum gerçekleştirdi.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İMO Bursa'dan Soğuksu Depolama Alanına itiraz
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Bursa Şubesi Yönetim Kurulu ve Başkan Serdar Atilla Erdem, Kestel Soğuksu ve Seymen mahallerinde yapılan Sanayi ve Depolama Alanı ile ilgili itirazlarını basın açıklamasıyla bir kez daha kamuoyuna duyurdu.
İMO Bursa Şubesi Yönetim Kurulu, Şube Konferans Salonu’nda basın mensupları ve üyeleri ile bir araya gelerek Kestel Soğuksu ve Seymen mahallerinde yapılan Sanayi ve Depolama Alanı’na itirazlarını dile getirdi. Planları Bursa’nın menfaatleri açısından son derece önemli gördüklerini belirten İMO Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Atilla Erdem, süreci şu şekilde aktardı:
“Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından ülke ekonomisine katkı sağlayacak, organize sanayi alanlarının geliştirilmesine yönelik hedef doğrultusunda Bursa ili, Kestel ilçesi, Soğuksu ve Seymen Mahalleleri Sanayi Alanına ilişkin hazırlanan "Sanayi ve Depolama Alanı" amaçlı 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliği, 1/5000 ölçekli Nazım ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planlarının, ilk olarak 16.11.2023 tarihinde Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından askıya çıkarılmış olup sonrasında eksiklikleri sebebi ile 29.11.2023 tarihinde Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından askıdan indirilmiştir. Söz konusu imar planları; 22.04.2024 tarihinde incelenip tartışılmadan, büyük bir acele ile aynı şekilde tekrar askıya çıkarılmıştır. Bizlerin görevde olmadığı dönemde ilk olarak askıya çıkan bu planlar için başta siyasi parti temsilcileri olmak üzere hiçbir sivil toplum kuruluşunun ve şehrimizde yaşayan bizlerin, ne resmi olarak ne de kamuoyu önünde tek bir itirazının olmaması düşündürücüdür. Bizlerin İMO Bursa Şubesinde göreve gelmemizden sonra söz konusu plan 22.04.2024 tarihinde yeniden askıya çıkmıştır. İlk askıya çıkış tarihinde görevde olmamamıza rağmen Bursamızın meseleleri ile dertlenmiş olan bizler ilk günden itibaren takipte olduğumuz konu olan planlar yeniden askıya çıkarçıkmaz yüksek sesle yaptığımız itirazımız sonucu kamuoyunun hassasiyetini yükseltmiş olması bizleri oldukça memnun etmiştir. Hatırlatmak isteriz ki Çevre Düzeni Planları, kanun ve yönetmeliklerle tarif edilirken; o ilin, o bölgenin anayasası niteliğinde olduğu ve bu anayasa yapılırken tüm Bakanlıkların ve Bakanlıklara bağlı İl Müdürlüklerinin ilde/bölgede yer alan tüm meslek örgütleri ile sivil toplum örgütlerinin ve tüm il halkı ile çalıştaylar düzenleyip fikirleri ve görüşlerinin alınması gerekmekte olduğu belirtilmektedir. Ayrıca Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği'nde Çevre Düzeni Planı'nda değişiklik yapılabilmesi için; "Çevre Düzeni Planı ana kararlarını, sürekliliğini, bütünlüğünü bozmayacak nitelikte, plan değişikliği yapılabilir.” ibaresi yer almaktadır. Buradan yola çıkarak 2020 yılı Bursa 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı’nın amacına, hedefine, koruma ve geliştirme ilkelerine aykırı olarak, öncelikle Bursa’nın anayasası yapılmadan, tüm kurumlar ve STK’ları içinde olmadan, şeffaflığın hiçe sayılarak gerçekleştirilen bu düzenlemeye itiraz ederek hazırladığımız itiraz dilekçemizi Çevre Şehir ve İklim Değişikliği Bursa İl Müdürlüğü’ne sunmuş bulunmaktayız.”
Şeffaf ve Katılımcı Bursa Anayasasının Yazılmasıdır
Bursa için planlamanın önemine değinen Yönetim Kurulu Başkanı Erdem şunları söyledi: “Sürdürülebilir ve sağlıklı bir kentin tesisi için kısa vadeli ve günlük ihtiyaçların ötesinde bir vizyon ile kararların alınması son derece önemlidir. Bu nedenle Bursa’nın vizyonu elbette tarım, tarih, turizm, ticaret ve mutlaka gerçek teknolojik sanayi olmalıdır. En önemli önceliği ise vizyoner bir yaklaşımla Büyükşehir belediyesinin önderliğinde tüm belediye, ilgili kurum ve meslek odalarının dahil olduğu, şeffaf ve katılımcı Bursa anayasasının yazılmasıdır. Bu çerçevede onaylanan bu planın teknik ve bilimsel gerekçeler dikkate alınmadan, fizibilite ve değerlendirmeler göz önünde bulundurulmadan yapıldığı aşikardır. Teknik ve bilimsel gerekçeler dikkate alınarak yapıldığı takdirde söz konusu alanın tarımsal kullanımı sonucunda ülke ekonomisine katkısı ile sanayi alanı yapıldığı takdirde ülke ekonomisine katkısı ölçülmelidir. Gerekli destek sunulursa Bursa’mız tarımla, hayvancılıkla ve turizm ile de ülke ekonomisine en az sanayi alanları kadar katkı sağlayacaktır. Bugüne refah getirmek adına gelecek nesilleri zora sokacak kararlar verilmemelidir. Geleceğe soluyacak hava, içilecek su, üstünde meyve, sebze yetişir toprak bırakmak boynumuzun borcudur. Bu sebeple gerekli incelemeler ve araştırmalar yapılmadan “ülke ekonomisine katkı” gerekçesiyle tarım alanlarını imara ve sanayileşmeye açma gayretinden ivedilikle vazgeçilmesini ve alınacak kararlarda Bursa kentinin, Bursa halkının ve özellikle gelecek nesillerin menfaatlerinin göz önünde bulundurulmasını talep ediyoruz. Ve diyoruz ki biz sanayiye ve sanayiciye asla karşı değiliz. Ancak kentimizi derinden etkileyecek bu tarz önemli planlamaların Bursa anayasası içerisinde çözümlenmesi kırmızı çizgimizdir.”
“Ben Yaptım Oldu”lardan Rahatsızız
‘Üyelerimize ve şehrimize karşı kamu yararını korumak biz İMO Bursa Şubesi’nin asli görevidir’ diyen Başkan Erdem, “Bursa ovasının bu hale gelmesinde bu olayda olduğu gibi hiçbir sivil toplum kuruluşunun diğerinden daha az sorumluluğu yoktur. Üstüne basarak vurgulamak isterim ki İMO Bursa Şubesi, sadece Kestel Soğuksu’da planlanan sanayi bölgesi değil, Bursa anayasası delinerek yapılmaya çalışılan tüm planlamalara ve Nilüfer Alaaddinbey, Ürünlü ve diğer bölgelerdeki gibi kaçak sanayileşme ve yapılaşmanın önünü açan, ben yaptım oldu yaklaşımlarına karşı mücadele etmekten ve her türlü girişimde bulunmaktan asla geri durmayacaktır. Biz bu konuya siyaset üstü bakarak, Bursa anayasasının içerisinde çözümlenmesi gerektiğine inanıyor, siyasi çekişmelere ve rekabete kurban edilmesini asla arzulamıyoruz. Bu bakış açısıyla iktidarı ve muhalefeti ile siyasi yapıların büyük çoğunluğunun belediyelerimiz başta olmak üzere tüm ilgili kurumların ve meslek odası üyelerimizin “ben yaptım oldu”lardan oldukça rahatsız oldukları aşikardır. O yüzdendir ki bu konunun Bursa anayasası içinde çözümlenmesi gerekliliği konusundaki itirazımıza yukarıda belirttiğimiz ilgili tüm tarafların destek vereceğinden şüphemiz yoktur” diyerek sözlerini sonlandırdı.
Erdem, konuşmanın ardından Bursa ve Kestel Soğuksu – Seymen mahallelerindeki sanayi alanları ve planlarla ilgili sunum gerçekleştirdi.
Kaynak: Bülten
En Çok Okunan Haberler
YAZARLARIMIZ Tüm Yazarlarımız