Yasama süreçlerini denetleme amacıyla milletvekilleri tarafından verilen soru önergelerine Bakanlıklar ya yanıt vermiyor ya da yetersiz yanıt veriyor. AKP hükümetlerinin çevre politikalarını ve buna bağlı yaptıkları çalışmalar hakkında sorularına yanıt isteyen CHP Bursa Milletvekili Kayıhan Pala, geçtiğimiz mart ayında Çevre ve Şehircilik Bakanlığına Çevre Etki Değerlendirmesi (ÇED) hakkında sorular yöneltmişti. Bakanlık 6 ay sonra verdiği yanıtta; Pala’nın sorularına bilgi vermekten ziyade, bilgilerin bulunmasının mümkün olmadığı bir internet sayfasına yönlendirme yaptı.
Soru önergelerine verilen yanıtların şeffaflığı ve hesap verilebilirliği konusunda endişelerini dile getiren CHP’li Pala; “Milletvekili olarak görev yaptığım 16 ay içinde, verdiğim soru önergelerinin sadece %38’ine yanıt verildi. Kabaca her 10 soru önergemizden 6’sı yanıtsız kalıyor, yanıt verilen 4 soru önergemiz ise mevzuat ve yönlendirmeler işaret edilerek geçiştirilen yanıtlardan oluşuyor. Bakanlar sorulara yanıt verebilmekten aciz.” dedi.
NET YANIT VERİLMEDİ
Son olarak; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına geçtiğimiz mart ayında vermiş olduğu soru önergesi ile; son 10 yılda ÇED başvurularının sayısı, olumlu/olumsuz sonuçlanan başvuru sayıları, açılan davaların sayısı ve bu davaların sonuçlarıyla ilgili detaylı bilgi talep eden CHP’li Pala’ya 6 ay sonra yanıt veren Bakanlık doğrudan ve net yanıt vermekten kaçındı.
PEKİ, BU SORULAR NEDEN BU KADAR ÖNEMLİ VE YANITLARI NEDEN KAMUOYUNDAN SAKLANIYOR?
Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporlarının, bir projenin çevreye olası etkilerini değerlendiren ve bu etkileri en aza indirmek için alınması gereken önlemleri belirleyen kritik belgeler olduğunu vurgulayan Pala; “ÇED sürecinin şeffaf ve hesap verebilir olması, çevrenin korunması ve sürdürülebilir çevre politikalarının olmazsa olmazıdır. Bakana sorduğumuz başvuru ve onay istatistikleri, ÇED sürecinin işleyişi ve etkinliği hakkında fikir verirken; olumlu/olumsuz karar oranları ise çevresel kaygıların ne ölçüde dikkate alındığını gösterir. Dava istatistikleri ise ÇED kararlarının toplum tarafından ne kadar kabul gördüğünü ve yargı sürecindeki eğilimleri ortaya koyabilir. Son olarak; davaların hangi taraf lehine sonuçlandığı, çevresel değerlerin hukuk nezdinde nasıl korunduğunun bir göstergesidir!” dedi.
HANGİ DAVALAR KİMİN LEHİNE SONUÇLANDI? BAKANLIK AÇIKLASIN!
Açıklamasının devamında, “Ne yazık ki, Bakanın verdiği yanıt bizlerin ve kamuoyunun bilgilendirilmesinden ziyade geçiştirmeye yönelik. Yanıtta, talep ettiğimiz bilgilerin nerede bulunabileceğine dair yönlendirmeler yapılsa da doğrudan ve net bilgi vermekten kaçınılıyor. Sözü edilen internet sitesinde ise sorduğumuz soruların yanıtları bulunmuyor. Bu bilgiler, mevcut çevre politikalarının etkililiğini değerlendirmek, sorunlu alanları tespit etmek ve çözüm önerileri geliştirmek için hayati önem taşıyor. Bakan Kurum’un sorularıma doğrudan yanıt verememesi, çevre politikalarında şeffaflıktan uzaklaşılmış olduğunun bir kez daha gösteriyor. Bu durum, çevresel duyarlılığın ve demokratik değerlerin zedelenmesi riskini beraberinde getiriyor! dedi
ÇED nedir?
ÇED süreci, planlanan projelerin çevresel etkilerini belirlemek ve bu etkileri en aza indirmek amacıyla yapılan bir değerlendirme sürecidir. Türkiye'de ÇED yönetmeliği 1993 yılında yürürlüğe girmiştir ve o tarihten bu yana çevresel etkileri olabilecek projeler için ÇED raporu hazırlanması zorunlu hale gelmiştir.