Bugün okullar, eğitim sürecindeki nitelik düşüklüğü ile öğrenci, öğretmen ve dersliklerin iller arasında dağılım eşitsizlikleri gibi büyük sorunlarla açılıyor. Eğitim, bilgi ve beceri edinmenin yanı sıra değerler ve eleştirel düşünmeyle ilgili bir süreç olmasına karşın Adalet ve Kalkınma Partisi tarafından benimsenen politikalar, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel değerlerini ve eleştirel düşünmeyi yok sayan bir eğitim sistemini topluma dayatıyor. OECD'nin 2022 yılındaki Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı'nın öğrencilerin karmaşık problemleri ne kadar iyi çözebildiğini, eleştirel düşünebilme düzeyini ve ne kadar etkili bir şekilde iletişim kurabildiğini araştıran ve eğitim sistemlerinin öğrencileri gerçek yaşam zorlukları ile gelecekteki başarıya ne kadar iyi hazırladığına ilişkin fikir veren sonuçlarına göre; Türkiye matematik, fen ve okuma alanlarında OECD ortalamasının maalesef gerisinde kaldı. Türkiye’nin, Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı'na katılan OECD ülkeleri arasında öğrencilerin yaşam memnuniyeti düzeyinin en düşük olduğu ülkelerden biri olması da dikkat çekiyor[1]! Ülkemizde vatandaşların eğitim sistemi ve okullardan memnuniyeti de çok düşük düzeyde; memnuniyet oranı 2010 yılında yüzde 61 iken, bu oran 2020’de yüzde 27’ye geriledi[2]. Bu oran 2020 yılında OECD ülkeleri içerisinde en düşük memnuniyet oranıdır. Bursa Milletvekili Prof.Dr. Kayıhan Pala; okulların açılmasıyla birlikte, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e verdiği soru önergesi ile Türkiye'deki eğitim sisteminin karşı karşıya olduğu bazı sorunları bir kez daha gündeme getirdi. CHP’li Pala, yaptığı açıklamada; özellikle öğretmen başına düşen öğrenci sayısının yüksekliği ve eşitsizliği, nitelikli eğitime erişimle ilgili sorunlar ve eğitim sisteminin değişen dünyaya uyum sağlama zorluğu gibi kritik konulara dikkat çekti.
Pala; "Eğitim kurumlarında öğretmenin her bir öğrencisiyle etkileşime geçebilmesi ve öğrencisine bireysel ilgi göstermesi, nitelikli eğitimin önemli bir bileşenidir. Öğretmenler nitelikli eğitimin sağlanmasında çok önemli bir rol oynadıklarından, “öğretmen başına düşen öğrenci sayısı” öğrenme sonuçlarının önemli bir belirleyicisidir ve bir eğitim sisteminin genel kalitesinin göstergelerinden biri olarak kabul edilir. Türkiye’de kamu eğitim kurumlarında öğretmen başına düşen öğrenci sayısı, OECD ülkeleri arasında en yükseklerden biri iken özel eğitim kurumlarında öğretmen başına düşen öğrenci sayısı düşüktür. Öğretmen başına düşen öğrenci sayısı dışında, “derslik başına düşen öğrenci sayısı” da ülkemizde yüksektir ve iller arasında eşitsiz dağılım göstermektedir.” dedi. Milli Eğitim Bakanı Tekin’e konu hakkında soru önergesi veren Pala, önergesinde Milli Eğitim Bakanlığı istatistiklerini ortaya koyarak sorular sordu.
PALA’NIN ÖNERGESİ ŞÖYLE:
"Bakanlığınız tarafından yayınlanan Milli Eğitim İstatistiklerine göre 2022/23 döneminde Türkiye’de ilkokul düzeyinde öğretmen başına düşen öğrenci sayısı 18’dir. Öğretmen başına düşen öğrenci sayısının yüksek olmasının yanı sıra iller arasında büyük bir eşitsizlik de söz konusudur. Örneğin öğretmen başına düşen öğrenci sayısı Malatya’da 12, Ardahan ve Zonguldak’ta 13 iken Tekirdağ, Bursa, Kocaeli, Adana, Diyarbakır, Mardin, Batman ve Şırnak’ta 20, Kilis’te 21, İstanbul’da 22, Gaziantep’te 24 ve Şanlıurfa’da 26’dır.
Öğretmen başına düşen öğrenci sayısı dışında, “derslik başına düşen öğrenci sayısı” da ülkemizde yüksektir ve iller arasında eşitsiz dağılım göstermektedir. Bakanlığınız tarafından yayınlanan Milli Eğitim İstatistiklerine göre 2022/23 döneminde Türkiye’de (ilkokul+ortaokul) toplamında derslik başına düşen öğrenci sayısı 23’tür. Derslik başına düşen öğrenci sayısının çok yüksek olmasının yanı sıra iller arasında büyük bir eşitsizlik de söz konusudur. Örneğin derslik başına ortalama öğrenci sayısı Gümüşhane ve Ardahan’da 12, Rize’de 15 iken Ankara’da 21, Bursa, Adana ve Mersin’de 27, İstanbul’da 29, Gaziantep’te 30 ve Şanlıurfa’da 31’dir. Bu bağlamda;
Bakanlığınızın iller arasındaki eğitimde fırsat eşitsizliklerini, bu eşitsizliklere yol açan nedenleri ve bu eşitsizliklerin yurttaşların hayatındaki sonuçlarını ele alan herhangi bir raporu var mıdır? İllerde öğretmen başına düşen öğrenci sayısının ve/veya derslik başına düşen öğrenci sayısının fazlalığı ile özel okul sayısı ve özel okullarda okuyan öğrenci sayısı arasında bir ilişki var mıdır? Bakanlığınızın iller arasında kamu okullarında öğretmen başına düşen öğrenci sayısındaki yüksekliği ve eşitsizliği azaltmak için herhangi bir eylem planı var mıdır? Bakanlığınızın iller arasında kamu okullarında derslik başına düşen öğrenci sayısındaki yüksekliği ve eşitsizliği azaltmak için herhangi bir eylem planı var mıdır?"