Yavuz Ağıralioğlu, TBMM’de basın toplantısı düzenleyerek partisinden istifa ettiğini açıkladı. Ağıralioğlu, siyasi mücadelesinin içinde partisinin ve partisinin aidiyet duyduğu pakt içindeki pozisyonunun partisine yük olmaya başladığını söyleyerek, “İstifam böyle bir duyguyu barındırıyor. Cumhurbaşkanlığı ortak adaylığı iradesine imza atmadım, partimin oldu bitti ile karşı karşıya bırakılıp emeklerin 3-5 günde heba edilmesine itiraz ettim. Dayatmayı kabul edilemez bulduğumu ifade ettim. Adaylığa da başvurmadım. Benim için erdemli olan buydu. Erdemli ve zorunlu olan kısmı şurasıdır; açıklamalarımla partimin mutabık kaldığı siyasi zemini gölgeler haline geldim. Ben köprüyü geçmek için bir yanlışa dayı diyecek adam değilim. Kuralsız, ahlaksız, ilkesiz, ölçüsüz kazanmaktansa mertlikle kaybetmeyi yeğleyen siyasi dili önceledim. Bize dayatılan bu dayatmanın akabinde memleketin en müstesna makamlarının şantaja maruz kaldığı gerçeğinin beni mecbur ettiği kararı verdim. İYİ Parti ile olan siyasi beraberliğimi nihayete erdiriyorum. Nihayete erdirdiğim şey, İYİ Parti'nin kırmızı çizgisi olarak bildiğim şeyler. Kem söz etmem, arkadaşlarımdır. Haklarını ihlal etmem ama onlara kudret dilerim” dedi. "ÇOCUKLARIMIZIN KATİLLERİNİ SEVENLERDEN BİR ŞEY UMMAYACAĞIZ" Meral Akşener'den randevu istediğini anlatan Ağıralioğlu, şöyle devam etti: “Genel başkandan pazartesi günü randevu istedim. Böyle bir hassasiyet taşıyordum. Nihayetinde yol beraberliğimiz oldu. Görevleri yaparken de milletimizi utandırmadığımı, partililere yük olmadığımı düşünüyorum. Hiçbir mevkide ne milletimin ne partideki arkadaşlarımın utancı olmadım. Elimden geldiği kadar her şeyin en iyisini yapmaya çalıştım. İYİ Parti hakarete uğramış, ithama uğramış insanların partisidir. Bir partiden ayrılınca ne tarz ithamlarla karşılaşılır, genel başkanımdan neferlerine kadar hissetmiş insanların partisidir. Bütün partimiz iftiranın her türlüsü ile karşılaştı. Mücadeleyi kirletmemek en zor şeydir. Kazanacağımız yerde mücadelenin mayasına halel getirmemek. Türkiye Cumhuriyeti devletinin devlet başkanlığı makamına, PKK'nın, Kandil'in, FETÖ'cülerin, devlet düşmanlarının bir hevesle dahil olma arzusu taşımasını anlaşılabilir buluyorum ama burada bizim yapmak zorunda olduğumuz şey, 'heveslerinizi kursağınızda kıracağız' iradesini temsil etmemiz gerekir. Biz, sizin heveslerinizi kursağınızda bırakacak tarafız. Mücadele edeceğiz ama devlet-millet düşmanlarına tebessüm etmeyeceğiz. Siyasi rekabet edeceğiz ama çocuklarımızın katillerinden bir şey ummayacağız. Çocuklarımızın katillerini sevenlerden bir şey ummayacağız. Benim için zorunlu bir erdem alanı olan istifa mekanizmasını bu şekilde takdim etmek zorundayım. Partimdeki arkadaşlarım, beni artık kendilerine yük etmesinler isterim. Ben de onlara yük olmadığım için istifa ediyorum. Seçim sathında görülüyor ki siyasi değerlendirmelerim olacaktır. Her değerlendirmem parti içinde parti yetkililerine yük olacaktır. Ben bu alanı partim adına boşaltıyorum. Milletim adına taşıdığım hassasiyetlerle, hangi kırmızı çizgiler ihlal ediliyorsa onları söylemeye, mücadele etmeye devam edeceğim." İhtimam gösterilmesini istediği bir husus olduğunu söyleyen Ağır4alioğlu, "İtirazlarıma konu olan şeyleri sıralarken bunların bazı medya organlarında şöyle değerlendirildiğini duydum. 'Ağıralioğlu, Kılıçdaroğlu'na Alevi olduğu için, HDP'ye de Kürtlere karşı olduğu için karşı çıkıyor' diyorlar. Benim babam, dedem bu topraklara kalbiyle bağlı. Kim diyorsa ki Ağıralioğlu, 'Kılıçdaroğlu'na Alevi olduğu için, HDP'ye de Kürt olduğu için karşı çıkıyor', namussuzdur, alçaktır. Yavuz Ağıralioğlu Kürt'e kurban olsun, vatanına milletine bağlı Alevilere kurban olsun. Ömrüm boyunca bu hatta duracağım. Bu hassasiyetimle siyaset yapmaya devam edeceğim. Bu hassasiyetlerim beni nereye götürürse, bana ne söyletirse söyletsin ne milletime ne menfaatlerine sırtımı dönmeyeceğim. Nerede durursam, nerede olursam hakkı haykıracağım. Nerede olursam kendi yanlışımdır diye bir yanlışı savunurken millete görünmeyeceğim” dedi.