Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine Toplantısı sonrası "Millete Sesleniş" konuşmasını gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde yaklaşık 3 saat 20 dakika saat süren toplantının ardından önemli açıklamalarda bulundu. Toplantıda ekonomi, eğitim, terörle mücadele ve dış politika başta olmak üzere pek çok kritik konuyu detaylıca ele aldıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, deprem bölgesindeki çalışmaların kabine gündeminin en önemli başlığı olduğunu söyledi. Yaklaşan yerel seçimlere ilişkin hazırlıkları da gözden geçirdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Bölgemizde yaşanan savaşlar çatışmalar ve saldırılar kesintisiz sürüyor. Küresel güvenlik mimarisindeki kırılmalar küresel ekonomideki belirsizlikleri de derinleştiriyor. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin önemli bir kısmı ciddi siyasi istikrarsızlık ve buna bağlı sosyal gerilim tehditleri ile yüzleşiyor. Dünya genelinde etkili olan tüm bu olumsuzluklara rağmen Türkiye, hedefleri doğrultusunda kararlılıkla ilerliyor. Turizmde 2023 senesi tarihimizin en iyi sezonu oldu. Turizm gelirimiz 2023’te bir önceki yıla oranla yüzde 17 artarak 54 milyar 315 milyon dolara yükseldi. Gelen ziyaretçi sayısı 57 milyon kişiye ulaştı. Bu başarıyı bazı faşist çevrelerin ürettiği kampanyalara rağmen elde ettik. 2024 yılı için hedefimiz 60 milyon ziyaretçi 60 milyar dolar turizm geliridir” dedi. İhracatta yakalanan ivmenin ocak ayında da sürdürüldüğünü kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Ocak ihracatımız geçen yılın aynı ayına göre yüzde 3,6 artışla 20 milyar dolar oldu. Böylece tarihimizin en yüksek Ocak ayı ihracat tutarına ulaştık. En büyük önceliğimiz olan istihdamda da olumlu hava devam ediyor. TÜİK tarafından açıklanan verilere göre Türkiye’de işsizlik oranı Aralık 2023’te bir önceki aya 0,1 puan düşüşle yüzde 8,8 geriledi. Türk Lirası varlıklara yönelik talebin de yükselmesi ile risk primindeki düşüş devam ediyor. Önümüzdeki devamı da ekonomi programımızın müspet yansımalarını enflasyon başta olmak üzere diğer alanlarda net bir şekilde göreceğiz” diye konuştu. Milli Uzay Programı kapsamında bir ilki gerçekleştirerek insanlı uzay misyonunun başarıyla hayata geçirildiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Türk Hava Kuvvetlerimizin yetiştirdiği seçkin pilotlardan Alper Gezeravcı, Uluslararası Uzay İstasyonu'ndaki deneyleri başarıyla tamamlayarak ülkemize döndü. İkinci astronotumuzu da önümüzdeki aylarda yeniden deneyler yapmak üzere yörünge altı uçuş için uzaya göndereceğiz. İlk uzay misyonumuzun özellikle gençlerimizde uzay çalışmalarına, astronomiye ve bilime yönelik ilgiyi artırmasından memnuniyet duyuyoruz. Ali Kuşçu, Fergani, Cezeri gibi bilim yolcularının mirasını taşıyan bir millete zaten başka türlüsü de yakışmazdı. Ülkemizin farklı alanlarda yaptığı her hamleyi değersizleştirmeyi marifet zannedenler maalesef burada da boş durmadılar. İş yapmak, proje üretmek, ülke ve milletin hayrına vizyon ortaya koymak yerine eser ve hizmetlere kulp takan, takoz koyan, engel çıkartan bu anlayışı gördükçe üzülüyoruz. Türkiye’nin geçmişte kaybettiği hazine değerindeki yılları kaçırdığı fırsatların sebebini bunlara baktıkça daha iyi anlıyoruz. Biz müzmin muhaliflere aldırmadan yolumuza devam ettik, ediyoruz, edeceğiz” ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, katıldığı programlara yönelik, ”Yalova Sefine Tersanesi'nde katıldığımız törenle TC Derya’yı, yerli imkanlarla üretilen milli fırkateynimiz TCG İstanbul ve ona entegre edilen çeşitli silah sistemlerini, lojistik destek gemimiz TCG Üsteğmen Arif Ekmekçi’yi, her biri ayrı emek ve başarı örneği olan çok sayıda savunma sanayii ürününü Deniz Kuvvetlerimize teslim etmenin heyecanını yaşadık” dedi. Amerika Birleşik Devletleri ile bir süredir yürütülen F-16 talebinin de olumlu sonuçlanmasından memnuniyet duyduklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Ülkemize yönelik kısıtlamaların kaldırılmasıyla birlikte inşallah Türk savunma sanayii bundan sonra daha hızlı yol alacaktır. İran Cumhurbaşkanı Reisi’yi Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyimizin sekizinci toplantısı vesilesiyle 24 Ocak‘ta Ankara’da misafir ettik. Sayın cumhurbaşkanı ile terörle mücadele, bölgesel gelişmeler ve Filistin başta olmak üzere pek çok konuyu etraflıca istişare ettik. Yaptırımlar nedeniyle bir süredir yavaşlayan ikili ticaretimizi 30 milyar dolar hedefine ulaştırmakta kararlıyız. Farklı alanlarda imzaladığımız 10 yeni anlaşma ikili ilişkilerimizi geliştirme irademizin somut bir işaretidir. Milli Güvenlik Kurulumuzun ocak ayı toplantısında hem 2023 senesinin muhasebesini yaptık hem de sınır ötesi operasyonlarımızın kapsamlı bir değerlendirmesini tabi tuttuk. Türkiye terörü kaynağında yok etme stratejisi ile bölücü terör örgütünü dar bir alana hapsetmiştir. Bölücü örgütün ömrünü uzatan ana faktör kimi müttefiklerimiz ile Kuzey Irak’taki bazı yapıların teröristlere verdikleri desteklerdir. Türkiye Irak’ın toprak bütünlüğüne saygılıdır. Irak’ın teröre karşı verdiği mücadeleyi samimiyetimizle destekliyoruz. Iraklı kardeşimizden haklı beklentimiz, Irak topraklarının ülkemize yönelik terör eylemlerinin üs olarak kullanılmasına izin verilmemelidir” diye konuştu. "”Terörün yok edilmesi, Irak ile hayata geçirmeyi planladığımız Kalkınma Yolu projesi için de önemlidir" Yaz aylarında Pençe Harekat bölgesindeki tahkimatın önemli ölçüde tamamlanmış olunacağını, böylece çok daha etkin tedbirleri alma imkanına kavuşulacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Terörün yok edilmesi, Irak ile hayata geçirmeyi planladığımız Kalkınma Yolu projesi için de önemlidir. Türkiye ne pahasına olursa olsun güney sınırlarında bir teröristan kurulmasına müsaade etmeyecektir. Teröristlerin kafalarını ezmeyi, altyapılarını imha etmeyi sürdüreceğiz. Evlatlarımıza, sınırlarımızın dışında da terörün olmadığı, güvenli, istikrarlı bir bölge bırakacağız” değerlendirmesini yaptı. Kesintisiz metro “Siyaset kulvarında partimizin ve Cumhur İttifakı'nın adaylarının tanıtımını yaptık. 31 Mart seçim beyannamesini kamuoyumuzun takdirine sunduk” diyen Erdoğan, ”İzmir ziyaretimizde ayrıca 2 bin 60 yataklı şehir hastanemizi ve bağlantı yollarını resmen hizmete açtık. İstanbul trafiğine yeni bir nefes olarak gördüğümüz Gayrettepe-Kağıthane hattını 29 Ocak'ta hizmete aldık. İstanbul Havalimanı ile Gayrettepe arasında 37,5 kilometrelik hat boyunca kesintisiz metro ulaşımını sağladık. Bu hattımızın da hizmete alınmasıyla İstanbul'da tamamlanan raylı sistem ağlarının uzunluğu 338,5 kilometreye çıkmıştır. Şu an İstanbul genelinde toplam uzunluğu 52,7 kilometre olan dört metro hattının inşası sürüyor. 'Uğraştıran değil, ulaştıran İstanbul' parolasıyla şehrimizin trafik çilesini bitirecek adımları atmaya devam ediyoruz. Önümüzdeki aylarda yapacağımız açılışlarla 4 ayrı proje kapsamında 34 kilometrenin üzerinde uzunluğa, 18 istasyona sahip raylı sistemi şehrimize kazandıracağız. Gayrettepe-Kağıthane metro hattının bir kez daha İstanbul'umuza hayırlı olmasını diliyorum” dedi. "Din görevlilerimizden daha fazla gayret bekliyoruz" Yaklaşık 10 yıllık bir çabanın neticesinde hayata geçirilen Diyanet Akademisi’nin ilk mezunlarını 1 Şubat'ta Külliye’de ağırladıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”8 aylık eğitim süreçlerini başarıyla tamamlayan 4 bin 537 aday din görevlimize görev yerlerinde Rabbimden muvaffakiyetler diliyorum. Diyanet camiamız sadece insanımıza din hizmetlerinin verilmesinde değil, Asım'ın neslinin yetiştirilmesinde de önemli sorumluluklar üstleniyor. Çocuklarımızın ve gençlerimizin ruh, beden ve gönül sağlığına yönelik tehditlerin arttığı günümüzde, hademe-i hayrat olan din görevlilerimizden daha fazla gayret bekliyoruz. Diyanet Akademisi'nin de hizmete girmesiyle eğitim imkanları genişleyen din görevlilerimizin önümüzdeki dönemde ilim, irşat, tebliğ ve temsil görevlerini en güzel şekilde yerine getireceklerine yürekten inanıyorum” diye konuştu. Afrika ile kazan-kazan ilişkisi İtalya Başbakanı Meloni'yi kabul ederek Avrupa Birliği tam üyelik sürecini, savunma sanayii alanındaki işbirliğinin geliştirilmesi ile ticaret ve yatırım konularını ele aldıklarını belirten Erdoğan ”Nijer Başbakanı Ali Mahamane Lamine Zeine ile heyetinin ülkemizi ziyareti Afrika'yla ilişkilerimizi tekrar gözden geçirmemize vesile oldu. Afrikalı kardeşlerimizle işbirliğimizi kazan-kazan anlayışıyla her alanda güçlendirmeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Geçen sene 6 Şubat'ta sadece milletimizin değil, insanlık tarihinin de en yıkıcı, acı ve büyük tabii afetlerinden birini yaşadık. Kahramanmaraş merkezli depremler, 11 ilimizi ve 14 milyon insanımızı doğrudan etkiledi. Depremin birinci yıl dönümünde hem inşası tamamlanan konutların teslimatını yapmak hem de depremzedelerimizin acısına ortak olmak üzere bölgedeydik. Sırasıyla Hatay, Gaziantep, Kahramanmaraş, Şanlıurfa ve Adıyaman illerimizi ziyaret ettik. Depremden zarar gören tüm il, ilçe ve köylerimizde yeniden inşa çalışmaları kesintisiz sürüyor. Depremzede kardeşlerimizi en kısa sürede güvenli, huzurlu ve dayanıklı yuvalarına kavuşturmak için gece gündüz koşturuyoruz. Sadece ziyaret ettiğimiz 5 ilimizde kuralarını çekerek hak sahiplerine teslim ettiğimiz konut ve köy evi sayısı 31 binin üzerindedir. İnşallah iki ay içinde deprem bölgesi genelinde 75 bin konutun teslimini gerçekleştireceğiz. Takip eden dönemde de her ay 15-20 bin civarında konut ve köy evini hak sahipleriyle buluşturacağız. Böylece temel atmanın üzerinden bir sene geçmeden inşaatları bitirme sözümüzü önemli ölçüde yerine getirmiş olacağız. Yıl sonuna kadar hedefimiz 200 bin evi vatandaşlarımıza teslim etmektedir. Ardından bu sayıyı süratle 390 bine ulaştıracağız. Hatay'da ve Antep'te deprem konutlarının yanı sıra, aralarında bin 875 yataklı Gaziantep Şehir Hastanesi'nin de bulunduğu üç modern sağlık tesisinin resmi açılışını gerçekleştirdik. Devlet olarak deprem bölgesinde sadece konut ve ev inşa etmiyoruz. Şehirlerimizin depremde tahrip olan ana meydanlarını, caddelerini, altyapı ve üst yapı çalışmalarını da biz yapıyoruz. Ayrıca deprem bölgesinde istihdamı ve üretimi canlandıracak, şehirlerimizin ekonomisine güç katacak projeleri devreye alıyoruz. Bunlardan biri de iskan ve istihdam temasıyla yürüttüğümüz deprem bölgesi şehirlerimizi savunma sanayi merkezleri haline getirecek yatırımlardır. Savunma Sanayi Başkanlığımız tarafından planlamaları yapılarak ilk adımları atılan savunma sanayi kuruluşlarımız, önümüzdeki aylarda birer birer faaliyete geçecektir. Ziyaretlerimizde bu müjdeleri de şehirlerimizle paylaştık. Deprem şehirlerimizi alt yapısıyla, üst yapısıyla, üretimiyle, ticaretiyle, sanayisiyle tamamen ayağa kaldırana kadar var gücümüzle çalışacağız. Tabii bu arada daha önce verdiğimiz sözlerin de takipçisiyiz” dedi. Depremzedelere seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”14-28 Mayıs seçim döneminde milletimize taahhüt ettiğimiz Aile ve Gençlik Fonu'yla ilgili mevzuat çalışmaları tamamlandı. İlk etapta deprem bölgesinde hayata geçireceğimiz fona başvuruları 15 Şubat'tan itibaren almaya başlıyoruz. Böylece depremzede gençlerimizin yuva kurmalarına yardımcı olacağız. Buradan deprem bölgesindeki kardeşlerime seslenmek istiyorum. Kim ne derse desin, biz büyük bir devlet ve asil bir milletiz. Bu topraklardaki bin yıllık tarihimiz boyunca nice zorlukların, badirelerin, saldırıların ve imtihanların üstesinden geldik. Tasada ve sevinçte bir olduğumuzu sayısız defa gördük. İnşallah yine başaracağız. Asrın birlikteliğiyle, asrın felaketinin yaralarını süratle saracağız. Sizden felaket tellallarına ve bozgunculara prim vermemenizi özellikle rica ediyorum. Hükümet olarak bu hassas süreci kimseye mahcup olmadan herkesin gönül hoşluğunu temin ederek, her bir kardeşimin hayır duasını alarak alnımızın akıyla inşallah nihayete erdireceğiz. Depremzede kardeşlerimizden gönüllerini ferah tutmalarını bekliyorum” dedi. “Milletimizi huzursuz edecek görüntüler ardı ardına gelmeye başladı” Cumhurbaşkanı Erdoğan, son dönemde yaşanan provakatif olaylarla ilgili, ”Bilhassa son on yıldır her seçim dönemi öncesinde olduğu gibi 31 Mart seçimleri yaklaşırken de milletimizi huzursuz edecek görüntüler ardı ardına gelmeye başladı. Terör saldırılarından eski Türkiye'den ödünç alınma provokatif çıkışlara kadar her türden oyun yeniden devreye sokuldu. Eskiden siyaset mühendisliğiyle demokrasimizin, toplum mühendisliğiyle birlik ve beraberliğimizin, küçük meblağlı spekülasyonlarla ekonomimizin kontrolünü ele almayı alışkanlık edinenler yine boş durmuyor. Hâlbuki artık siyasetiyle, toplumuyla ekonomisiyle bambaşka bir Türkiye var. Geçtiğimiz Mayıs seçimlerinde milletimiz bu gerçeği içerdeki ve dışardaki tüm vesayet ve darbe heveslilerine bir ke daha ispatladı. Yüzlerine çarpılan bu geçeğe rağmen mahalli idareler seçimlerini ülkemizi tökezleme aracı haline dönüştürme hayalleri kuranların inşallah yine heveslerini kursaklarında bırakacağız. Türkiye'nin güven ve istikrar iklimini bozmak isteyenlere fırsat vermeyeceğiz. Milleti her fırsatta sırtından hançerleyenlerin dönemi bitmiştir. Türkiye artık hem siyasi hem ekonomik hem askeri olarak bambaşka bir ligin oyuncusudur. Bizim iktidarımızın ilk 10 yılı vesayetle mücadeleyle, ikinci 10 yılı ise terör ve milli irade hırsızlarına karşı verdiğimiz kavga ile geçti. Bu süreçte asla ihmal etmediğimiz husus ise demokrasi ve kalkınma atılımlarını sürdürmekti. Türkiye'nin 1960’lardaki, 1970’lerdeki, 1990 gibi küresel yönetim ve ekonomik sisteminde hak ettiği yeri almasının önüne geçecek hatalar yapmasını bekleyenler daha çok beklerler. Artık etrafı kan ve ateş çemberiyle çevrili olduğu halde güvenle, huzurla istikrarla Türkiye Yüzyılı idealini hayata geçirmek için kararlılıkla hedeflerine doğru ilerleyen bir Türkiye var. Sıkıntılarımız yok mu? Elbette var. Bu sıkıntıların bir kısmı küresel ve bölgesel krizlerin yansımaları, bir kısmı da ayağımıza takılan çelmelerin bedelleridir. Herkesin elini vicdanına koyarak şu sorulara hakkaniyetle cevap vermesini bekliyoruz; ‘Dünyada Gezi olaylarıyla başlayıp 17-25 Aralık emniyet-yargı darbe girişimiyle süren, PKK terörünün şehirlerimizi hedef alması ve DEAŞ'ın sınırlarımıza dayanmasıyla yükselen, 15 Temmuz darbe girişimiyle zirveye ulaşan, sınırlarımız boyunca kurulmaya çalışılan teröristan gayretleriyle desteklenen, ekonomimizi mahvetme tehditleriyle genişleyen, Covid-19 salgını ve Rusya-Ukrayna savaşı gibi küresel krizlerle beslenen, 6 Şubat depremleriyle 53 bin canımıza mal olan ve 104 milyar dolar maliyet çıkartan bir felakete maruz kaldık. Velhasıl böylesine büyük sıkıntılara olup da hala ayakta duran, hala hedeflerinden kopmayan, hala programlarını uygulayabilen bir başka ülke örneği var mıdır? Emin olun, Türkiye'den başka her ülke için bu sorunların bir tanesi bile büyük bir yıkım sebebidir. Tek başına Kovid-19 salgınının en gelişmiş ülkeleri bile nasıl çaresiz durumda hep birlikte görmedik mi? Biz bu salgını en az hasarla atlatan toplum olduk” diye konuştu. Türkiye’nin yaşanan her zorluğun üstesinden gelmeyi başardığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Sınırlarına dayanan masum göçmenlere dahi tahammül edemeyip siyasi ve sosyal bunalımlara giren ülkeler görmüyor Biz eli silahlı teröristlerin saldırılarını püskürtüp başlarını inlerinde ezdik. Kendi coğrafyalarına yakın bir yerde çıkan savaşın etkisiyle korku ve endişe içinde oradan oraya savrulan toplumlar görmedik mi? Biz savaşçı çığırtkanlığı yapmak yerine barış çabalarına sarılmayı seçtik. Yanı başlarında yaşanan katliamları görmezden gelerek varlık sebepleri saydıkları değerlere ihanet eden ülke yönetimleri görmedik mi? Biz mazlumun ve masumun yanındaki duruşumuzu hiç bozmadık. Bu örnekleri onlarca, yüzlerce başlıkta çeşitlendirmek mümkün. Kendi adımızı buradan almamız gereken mesaj şudur; Türkiye yaşadığı onca sıkıntıya, onca zor imtihana rağmen sıkıntılarının hepsinin üstesinden gelecek programa, imkana, en önemlisi de kudrette sahip bir ülkedir. Milletimizle el ele vererek çözemeyeceğimiz hiçbir mesele olmadığı inancıyla mücadele bayrağını bir an bile yere düşürmeden yolumuza devam ettik, devam edeceğiz. İşte böylesine tarihi bir destanı özellikle ya da aziz milletimiz ne enflasyon ne bir başka gayretler bizi çökertemez, çökertemiyor. Evet, bizim inancımızda karamsarlık ve umutsuzluk haşa küfre eş değer sayılmıştır. Geçtiğimiz 21 yılda Türkiye'yi asırlık eksiklerini telafi ederek nasıl üç kat, beş kat, kimi alanlarda on kat, yirmi kat büyüttüysek. İnşallah Türkiye Yüzyılının aydınlığına da 85 milyon olarak hep birlikte ulaşacağız. Aksini iddia eden şayet bunu gafletinden, hasedinden, idrak yoksulluğundan yapmıyorsa hiç şüphesiz kesinlikle, altında sinsi ve karanlık bir hesap yatıyordur. Türkiye milli mücadelenin bizatihi kendisiyle nice hesapları bozmuş. Cumhuriyetimiz de binlerce yıllık geleneğin son devletini kurmuştur. Bugün de inşallah önümüzdeki sorunları çözerek Cumhuriyetimizi ikinci asrında hak ettiği yere çıkartacağız” diye konuştu. BAE ve Mısır ziyareti Birleşik Arap Emirlikleri Devlet Başkanı Muhammed bin Zayid El Nahyan‘ın davetiyle Dünya Hükümetler Zirvesi'ne katılmak üzere Dubai'ye gideceğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”İkili temaslarımızın yanı sıra zirveye katılan diğer hükümet başkanlarıyla da görüşmeler gerçekleştireceğiz. Emirliklerin ardından Mısır Cumhurbaşkanı Sayın Abdülfettah Es Sisi'nin davetine icabetle Kahire'ye geçeceğiz. Sayın Sisi'yle ekonomi, ticaret, turizm, enerji ve savunma başta olmak üzere ülkelerimiz arasındaki pek çok konuyu istişare edeceğiz. Hiç şüphesiz her iki ülkede de gündemimizin ilk sırasında Gazze'ye yönelik artan İsrail saldırıları olacaktır. Hitler özentisi Netanyahu yönetimi 7 Ekim'den beri sürdürdüğü vahşet ve katliam politikasında her gün yeni bir kırmızı çizgiyi aşıyor. Bu sabah (dün) güvenli bölge olarak ilan ettikleri ve Gazze'nin kuzeyinden zorla çıkartılan yaklaşık 1 buçuk milyon Gazzelinin sığındığı Refah'a saldırıldı. Doğrudan sivilleri hedef aldıkları bu saldırılarda yüzden fazla Gazzeli kardeşimiz şehit oldu, yüzlercesi de yaralandı. İsrail'in pervasızlığının sebebi Batılı güçlerin ‘tavşana kaç, tazıya tut' diyen ikiyüzlü politikasıdır. Batılı güçler sahne önünde İsrail'e itidal çağrısı yaparken, Hamas bahanesinin arkasına saklanarak Netanyahu'nun katliamlarına göz yumuyor. Silah ve mühimmat desteği vermeye devam ediyor. İslam dünyasının da maalesef İsrail'i durdurma, katliamların önüne geçme, zulme engel olma noktasında yetersiz kaldığını görüyoruz. Emirlikler ve Mısır'daki görüşmelerde Gazzeli kardeşlerimiz için daha başka neler yapabiliriz buna bakacağız. Türkiye olarak akan kanın durması için elimizden gelen her türlü çabayı göstermeye devam edeceğiz. Rabbim çok zor günler geçiren Gazze halkının ve Filistinli kardeşlerimizin yardımcısı olsun” dedi.