Bu kararla ittifakın sinerji yaratacağının düşünüldüğünü ancak beklenenin olmadığını söyleyen Salıcı, konuya ilişkin şahsına gelen eleştirileri şöyle değerlendirdi:
“Bu tür süreçlerde bir arkadaşımıza görev verilir. O arkadaşımız görevi yapar. Burada görev bana verildi, yaptım. Yapmaktan kaynaklı fatura kesmeyi doğru bulmam. Ben başkasına kesmem, partili arkadaşımın bana sorumluluk yüklemesini doğru bulmam. Çünkü o arkadaşlarımıza da yarın görev verilir, onlar da yapar. Onların sonucu, arkadaşımızın beklentisi çerçevesinde olursa iyi, olmazsa kötü gibi bir yaklaşım, parti vasfımızı tartıştırır.”
Sözcü'den İsmail Saymaz'ın aktardığına göre Salıcı, yerel seçimlerle ilgili de şu düşüncelerini açıkladı:
“İstanbul, Ankara ve diğer büyükşehirlerin alınmasını, üzerine diğer illerin katılmasını siyaseten anlamlı bulurum. Bunu aritmetik olarak ortadan kaldıracak açıklamalardan kaçınılmalı. Herhangi bir büyükşehir ve ilde yüzde 50'den çok oy alabileceğimizi görsem ‘İttifaka ihtiyaç yoktur’ derim. Göremiyorsam, iktidarın beraber gireceğini tahmin ediyorsam, muhalefetteki partilerle yan yana gelmeyi doğru bulurum. (İttifak olmazsa?) Çok avantajlı başlıyoruz duygusunu vermez. Belki kazanırız. Ama riski bertaraf etmek lazım.”
Salıcı, “Seçmende Kılıçdaroğlu ve CHP'ye karşı duygusal bir kopuş gözlemliyor musunuz? Kurultaydan Kılıçdaroğlu çıkarsa ne olur?” sorusuna da, “CHP, liderleri üzerinden var olan bir parti değil. Başkanlarını kurultayda değiştirebilen bir parti. Yenilenmeye ihtiyaç var ise, ki var, sadece lider odaklı bir tartışma olmaması gerektiğini düşünüyorum. Bunun meseleyi kısırlaştıracağını düşünüyorum” yanıtını verdi.