Türk-İş: “Ekonomik krizlerin ve yüksek enflasyonun bedelini ödemek istemiyoruz”

Türk-İş Bursa Bölge Temsilcisi Ruhi Biçer ve yönetim kurulu üyeleri, Türk-İş Genel Başkan Yardımcısı Kabaloğlu'nun liderliğinde ekonomik kriz ve yüksek enflasyona karşı çözüm taleplerini kamuoyuna duyurdu. Özellikle adaletli ücretler, vergi adaleti ve emeklilerin hakları vurgulandı.

Haber Giriş Tarihi: 13.08.2024 13:34
Haber Güncellenme Tarihi: 13.08.2024 13:34

Türk-İş Bursa Bölge Temsilciliği tarafından düzenlenen toplantıda konuşan Türk-İş Genel Başkan Yardımcısı İrfan Kabaloğlu, “Çalışan kesim olarak bir kez daha özellikle nedeni olmadığımız ekonomik krizlerin ve yüksek enflasyonun bedelini ödemek istemiyoruz” dedi.

Türk-İş Yönetim Kurulu’nun 6 Ağustos’ta almış olduğu karar doğrultusunda başlattıkları eylem planı çerçevesinde, Türk-İş Bursa Bölge Temsilciliği bir basın açıklaması yaptı.

Türk-İş Bursa Bölge Temsilcisi Ruhi Biçer ve yönetim kurulu üyelerinin hazır bulunduğu toplantıda konuşan Türk-İş Genel Başkan Yardımcısı İrfan Kabaloğlu “Türk-İş’in gündeminde yer alan ve bizler için hayati önem taşıyan konuları kamuoyu ile paylaşmak için bir araya gelmiş bulunuyoruz” diyerek söze başladı. İrfan Kabaloğlu, dar gelirlilerin hayat pahalılığı ve artan yüksek enflasyon karşısında büyük sıkıntı ve çaresizlik içinde olduğunu belirterek “Açıklanan enflasyon oranlarının kabul edilecek hiçbir yanı kalmadı. Açıklanan enflasyon ile market raflarındaki enflasyon arasında uçurum var. Ülkemizde orta direk olarak adlandırdığımız kesim neredeyse kalmadı. Ülkemizde gelir adaleti tamamen bozuldu. Türkiye gelir adaletsizliği ve eşitsizliğinde Avrupa’da birinci sırada geliyor. Emeği karşılığı aldığı ücretle geçinenlerin milli gelirden aldıkları pay küçülürken işveren payı her geçen gün artıyor. Yani zengin daha zengin, fakir daha fakirleşiyor. Özellikle temel tüketim ürünlerinde fiyatlar kontrolsüz bir şekilde artmaya devam ediyor. Ülkemizin pek çok yerinde işçi, ücreti ile kira paralarını ödeyemeyecek duruma geldi. Büyük şehirlerde ortalama ev kiraları 15- 25 bin Tl’nin üzerinde seyrediyor. Gıdadan giyime, sağlıktan eğitime sorunlar büyük iken, sosyal harcamalar yararlara merhem olmuyor. Herşey fahiş fiyatlarla satılıyor. Yaşanan ekonomik zorluklar çalışanlar için artık baş edilemez bir duruma gelmiştir. Çocukları üniversiteyi kazanan ve ücretini ödeyemedikleri için çocuklarını gönderemeyen ve kara kara düşünen pek çok aile var” dedi.

KAMU ÇALIŞANLARININ ÜCRETLERİ

Kamu çalışanlarının ücretlerinde denge ve adaletin sağlanması gerektiğini vurgulayan Başkan Kabaloğlu, “2023 yılında kamu çerçeve protokolü imzaladık. Kamuda birçok işyeri ve kurumun toplu iş sözleşmeleri yürürlük tarihleri farklıdır. Enflasyon oranı her ay değişiklik gösterdiğinden ücretlere yapılacak zam oranlarında da farklılıklar ortaya çıkmaktadır. 1 ocak ile 1 mart tarihlerinde oluşan farkın ek protokolle giderilmesini sağlamış ve eşitliği korumuştuk. Şimdi de her türlü zorluğa rağmen temmuz ile eylül arasındaki farkı da alabilmek için gerekli girişimlerde bulunuyoruz. Türk-iş olarak, eylül ayı başlangıcı olan sözleşmelere de %24.73 oranından düşük olmamak üzere düzenleme yapılmasını istiyoruz. Önümüzdeki toplu iş sözleşmelerinde kamuda ayrı statüde çalışan ama aynı kurumda görev yapan çalışanların ücretlerinde işçi lehine fark olması için çalışacağız” şeklinde konuştu.

VERGİ SİSTEMİNDE ADALET…

KİT’lerde ve kamuda taşeron olarak çalışanların kadroya alınmaları gerektiğini değinen Kabaloğlu “696 sayılı KHK ile kadroya geçen arkadaşlarımızın kanundan doğan tüm hakları verilmelidir” dedi.

Ülkemizdeki gelir adaletinin sağlanabilmesi için öncelikli olarak vergi sisteminde adaletin sağlanması gerektiğine vurgu yapan İrfan Kabaloğlu sözlerine şöyle devam etti:

“Ülkemizin kaynaklarını kullanarak servet sahibi olanlar, bu toplumdan aldıkları oranda vergilerini ödemelidirler. Yani çok kazananlar çok vergi ödemelidirler. Gelir vergisi tarifesi ilk dilimi 2024 yılı için 110 bin TL olarak belirlenmiş durumda. Geçmiş yıllarda yılın son aylarına kadar ikinci vergi dilimine girmeyen birçok işçi, günümüzde mart ayında ikinci vergi dilimine girmekte ve yılda bir buçuk aylık ücretini vergi olarak ödemektedir. İşçinin satın aldığı her şeyde vergi ödediği unutulmamalı, bir de ücretinden yüksek vergiler kesilmemelidir. Ücretlerin tabi olduğu vergi dilimleri gözden geçirilmeli, işçi ücretlerindeki vergi ’te sabitlenmeli, çalışanlar için adalet sağlanmalıdır. İşçiler yılın başında aldıkları ücretleri yılın sonunda da aynı şekilde alabilmelidir.”

Konuşmasının sonunda emeklilerin haklarına da değinen Kabaloğlu,   “Özellikle pandemi sonrası artan ve kalıcı hale gelen yüksek enflasyonun sebep olduğu hayat pahalılığı en fazla düşük gelirli kesimleri etkilemiş ve geçimlerini olanaksız hale getirmiştir. Bu kesimlerin başında emekliler ve asgari ücretliler gelmektedir. En düşük emekli maaşı ve asgari ücret insan onuruna yakışır bir yaşam sürmeyi mümkün kılacak şekilde belirlenmelidir” ifadelerini kullandı.

YÜKSEK ENFLASYON…  

Başkan Kabaloğlu, toplantının sonunda, Bursa’da yapılan bu toplantının benzerlerinin diğer illerde de yapılacağını söyleyerek taleplerini şu şekilde özetledi:

“Çalışan kesim olarak bir kez daha özellikle nedeni olmadığımız ekonomik krizlerin ve yüksek enflasyonun bedelini ödemek istemiyoruz,

Kamuda ve özel sektördeki tüm işyerlerinde adil, insan onuruna yakışır ücretler, güvenli ve güvenceli çalışma koşulları ve iş barışı istiyoruz,

696 sayılı KHK ile çalışanlar kanundan doğan haklarını tam olarak alabilmelidirler,

KİT’lerde ve kamuda, taşeronda çalışan işçilere kadro verilmelidir,

Adil bir vergi sistemi getirilmeli az kazanandan az çok kazanandan çok vergi alınmalıdır,

Örgütlenmenin önündeki engeller kaldırılmalıdır.