Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay, Bekçi Hasan ve Bekçi Şevki’nin şehit edilişlerinin 94. yılı nedeniyle STK’lar Atatürkçü Düşünce Derneği, Birleşik KAMU-İş, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Memleket Sevdalıları Derneği, Yeni Kuşak Köy Enstitülüleri Derneği, 29 Ekim Kadınları Derneğinin ortak programında anma töreni düzenlendi.
Yapılan ortak açıklamada; “Yüce Önder Atatürk’ün ‘en büyük eserim’ dediği ve bizlere emanet ettiği Cumhuriyetimizi ve onun temel değerlerini doğrudan hedef alan eli kanlı yobaz bir grubun karşısında aşılmaz birer dağ gibi yükselen Asteğmen Kubilay ile Hasan ve Şevki adlı iki bekçimizin hunharca şehit edilişlerinin yıl dönümünde anıyoruz
Asteğmen Kubilay ve arkadaşları, büyük fedakarlıklarla kurulan Cumhuriyetimizi ve onun kuruluş felsefesinin temel taşlarından olan laikliği hedef alan karanlık güçler karşısında canlarını feda ederek ölümsüzleşmişlerdir. Bu eşsiz adanmışlık tablosu, Türk ulusunun, Cumhuriyetimizin temel değerlerini ve devrimlerini koruma azim ve kararlılığının çok açık bir ifadesidir. Aklın ve bilimin rehberliğinde çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmayı hedef alan, ilkeleri ulusumuzun ihtiyaç ve isteklerinden doğmuş olan Atatürkçü Düşünce Sisteminin esasını laiklik teşkil etmektedir. Laiklik, demokratik ve sosyal hukuk devletinin, bireysel özgürlüklerin ve insan haklarına dayalı bir sistemin varlığının ve devamının en büyük güvencesidir.
Asteğmen Kubilay, Mustafa Kemal Atatürk’ün “Cumhuriyet’in hayatiyetini tazeleyen ve kuvvetlendiren bir devrim şehidi” tanımıyla, gericiliğe ve karanlığa karşı verilen aydınlanma mücadelesinin sarsılmaz bir simgesi haline gelmiştir.
Bu menfur saldırının ardından Atatürk’ün yayımladığı mesajında kullandığı şu ifadeler hepimiz için ders niteliğindedir: “Kubilay Bey şehit edilirken, mürtecilerin gösterdiği vahşet karşısında, ahaliden bazılarının onlara alkışla destekte bulunmaları, bütün cumhuriyetçi ve vatanseverler için utanılacak bir hadisedir.”
Bugün, o alkışların meyvesi olan zihniyetin etkilerini hâlâ yaşamaktayız. Karma eğitime karşı çıkan, kız çocuklarının okumasından ve kadınların iş hayatında varlık göstermesinden rahatsız olan, tarikat ve cemaatlerin kamu yaşamında etkin olmasından memnuniyet duyan bir anlayışın iktidar eliyle beslendiği bu dönemde, Atatürk’ün sözleri bir kez daha anlam kazanmaktadır.
Unutulmamalıdır ki, Türkiye Cumhuriyeti ulus egemenliğine dayalı, laik ve demokratik bir yapıdır. Bu yapının korunması, ülkemizin çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmasının ve bütünlüğünü koruyarak varlığını sürdürmesinin temel koşuludur. Türk ulusu, Mustafa Kemal Atatürk’ün öncülüğünde verdiği mücadeleyle aydınlık bir geleceğin temelini atmıştır ve hiçbir karanlık güç bu yoldan geri döndüremeyecektir.
Bizler, Kubilay’ın uğruna can verdiği değerleri savunmaya devam edeceğiz. Bizler, Cumhuriyet düşmanlarının ve gerici zihniyetin karşısında Kubilay gibi dimdik duracağımıza, onun hatırasını mücadelemizde yaşatacağımıza söz veriyoruz. Hiçbir baskı, tehdit ve kutuplaştırıcı politika bizleri bu yoldan döndüremeyecektir. Atatürk ve mücadele arkadaşlarından aldığımız mirası, gelecek kuşaklara en güçlü şekilde aktaracağımıza kararlıyız.
Bugün hepimize düşen görev, Kubilay’ın cesaretiyle ve Cumhuriyet aşkıyla aydınlık yarınlara yürümektir. Bu anlamlı günde, başta Asteğmen Kubilay ve arkadaşları olmak üzere, Türkiye Cumhuriyeti’ni ve onun temel niteliklerini korumak uğruna canlarını hiç tereddüt etmeden feda eden tüm şehitlerimizi bir kez daha rahmet, minnet ve şükranla anıyor, onların aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum.
Bu ülkeyi aydınlık günlere ulaştıracağımıza olan inancımızı bir kez daha haykırıyoruz!
Yaşasın Cumhuriyet, yaşasın laiklik, yaşasın Mustafa Kemal Atatürk’ün ışığında aydınlanma mücadelesi!” ifadeleri kullanıldı.